BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM Esselâmü aleyküm ve rahmetüllahi ve berekâtühü | ||
09 Eylül 2015, Çarşamba | ||
Ümmeti vahdete götürmek | ||
Sual: Ümmetin bölünmemesi için, herkesin mezhepleri bırakıp, Kitap ve Sünnet'e uymasını söyleyen zamane hocası, (Din ilahîdir, mezhep beşerîdir. Mezheplerüstü hareket etmedikçe dine uyulmuş olmaz. Bir mezhebe uymak, bölücülük olup, dar çerçeve içinde kendini hapsetmek, hattâ intihar etmek olur. Ümmet'in vahdeti için mezhebi din yerine koymamalı, mezhebe bağlı zincirleri kırmalıdır) diyor. Bu hoca, dört hak mezhebin Kitap ve Sünnet'e uymadığını mı söylüyor? CEVAP Hem onu söylüyor, hem de mezhepsizliği teşvik ediyor. Bu konuda, mason Abduh'un çömezi Reşit Rıza'nın, mezheplerin birleştirilerek tek mezhep hâline getirilmesi hakkında, Muhaverat isimli Ehl-i sünnet âlimlerine iftira dolu kitabı meşhurdur. Şimdi Reşit Rıza'nın ilahiyatçı çömezleri de, aynı ateşi alevlendirmeye çalışıyorlar. Mezhepleri kaldırma işini gizliyorlar. (İslamiyet'i bir noktada toplayalım) diyorlar. Hâlbuki rahmet olan farklı ictihadları ve farklı mezhepleri bire indirmek, İslamiyet'i daraltmak ve vahdeti bozmak olur. Mezhepsizlik, başıboşluktur, her kafadan bir sesin çıkması, kendi anladıklarını din sanmasıdır. Ümmetin vahdeti mezhepsizlikte değil, dört hak mezheptedir. Farklı ictihadlar rahmettir. Bir örnek verelim. Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatır: Sefere çıkan iki Sahâbî, su bulamadıkları için, toprakla teyemmüm edip, namazlarını kılıyorlar. Sonra vakti içinde suyu bulunca, biri, abdest alıp namazı da iade ediyor, diğeri iade etmiyor. Seferden dönünce, durumu Resulullah'a anlattılar. Resulullah, iade etmeyene, (Sünnete uygun yapmışsın, namazın sahih olmuştur) buyurdu. Ötekine de, (Sana da iki kat ecir vardır) buyurdu. (Ebu Davud, Nesâî) Görüldüğü gibi, Resulullah efendimiz, farklı ictihad eden iki Sahâbînin ictihad etmesini uygun bulmuştur. Müctehidin ictihad etmesi suç değil, dinin emridir. İsabet etmese de günah olmaz. Çünkü Peygamber efendimiz, (Ümmetimin âlimlerinin farklı ictihadları rahmettir) buyurduğu gibi, (Müctehid, doğru ictihad edince, iki sevab kazanır. İctihadında yanılırsa, bir sevab verilir) de buyurdu. Yanılan müctehid de sevab aldığına göre, ictihatlardan meydana gelen dört hak mezhebin önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Diyelim bu beşerî hoca, İmam-ı a'zam gibi büyük bir müctehid olsa, dört mezhebin hükümlerinden farklı ictihad etse, onun ictihadı, dört mezhebin hükümlerinin yanlış olduğunu göstermez. Çünkü kendi ictihadının doğru, ötekilerin yanlış olduğunu söylemesi, Mecelle'deki, (İctihad ictihadla nakzedilmez) kuralına terstir. Hicrî dördüncü asırdan sonra yeni bir mezhep kurma yetkisi de kalmamıştır. Çünkü dört mezhepten birine uymanın farz olduğunda icma hâsıl olmuştur. Din kitaplarımızda bildiriliyor ki: Ehl-i sünnet âlimleri, dört mezhebin hak olduğunu ve dört mezhepten başkasıyla amel etmenin caiz olmadığını ittifakla bildirmişler ve bunda icma hâsıl olmuştur. (El-Mesail-ül-müntehabatü fir-risaleti vel vesileti) Ehl-i sünnet âlimleri de, bu bir fırkanın Ehl-i sünnet vel-cemaat fırkası olduğunda icma meydana geldiğini bildirmişlerdir. Amelde ise, dört mezhebin hak olduğunda yine icma hâsıl olmuştur. İcma'ı inkâr edenlerin de kâfir olacağını bildirmişlerdir. (Redd-ül muhtar) İmam-ı Rabbânî hazretleri, (Bir hüküm üzerinde, dört hak mezhebin hükümleri arasında icma hâsıl olursa, bu icmaya da inanmak lazımdır, inanmayan küfre girer) buyuruyor. (2/36) İsra sûresinin (O gün, her fırkayı imamları ile çağırırız!) mealindeki 71. âyetini Kâdî Beydâvî hazretleri, (Her ümmeti peygamberleri ve dinde uydukları imamlarıyla çağırırız) şeklinde açıklamıştır. Ruh-ul beyan ve Tefsir-i Hüseyni'de , (Herkes mezhebinin imamıyla çağırılır. Mesela "Ya Şâfiî" veya "Ya Hanefî" denir) şeklinde açıklanmaktadır. Bu açıklamalar da, dört hak mezhepten birine uymanın vacib olduğunu göstermektedir. Bugün dört hak mezhepten birine tâbi olmayan, bid'at ehli olur, Cehenneme gider. (Tahtâvî) Bugün dört mezhepten başkasına uymak caiz değildir. (Hadîka) İmam-ı Mâlik hazretleri buyuruyor ki: Mezhep, Cennete götüren yoldur. Hak mezhepten birinde ilerleyen Cennete gider. (Ez-Zehire lil-Kurafi) Bir kimse, bir ibadeti bir mezhebe göre değil de, (Ben İslam'a, Kur'ana göre yapıyorum) derse, onun ibadeti geçerli olmaz. Çünkü İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: Bir ibadetin sahih olması için, dört mezhepten birine uygun olması lazımdır. (Redd-ül-muhtar s. 51) Avamın müctehidi taklit etmesi vacib yani farzdır. (Ez-Zehire lil Kurafi) Bugün her Müslümanın, dört mezhepten birinde bulunması vacib yani farzdır. (Tahtâvî) Muhammed Hadimi hazretleri buyuruyor ki: Dindeki dört delil, müctehidler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdiği hükümdür. (Berika s. 94) Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Ümmetim[in âlimleri] dalalet olan bir şeyde icma yapmaz!) [İ. Ahmed] (Ümmetim[in âlimleri], hiç bir zaman dalalette icma yapmazlar. İhtilaf olunca sivad-ı a'zama [Ehl-i sünnet âlimlerinin ekseriyetinin bildirdiği yola] tâbi olun!) [İbni Mâce] Görüldüğü gibi müctehid âlimler, dalalette ittifak etmezler. Onların ittifak ettiği icmaya uymamız farzdır. Niye farzdır? Peygamberler hariç, hiç kimsenin yoluna, mezhebine uymaya farz denmez. Çünkü Faideli Bilgiler kitabında, (Peygamber olmayan herhangi bir kimsenin mezhebine uymanın farz olduğunu söyleyen kâfir olur) deniyor. Çünkü âlim ne kadar büyük olursa olsun, ictihadında hata olabilir. Bu bakımdan, (Şu âlime uymak farzdır) denmez. Dört mezhepten birine uymak farzdır denmesinin mahzuru olmaz. Bu bakımdan, müctehid olmayan bir kimse, dört hak mezhepten en iyi bildiğine uyar. (Muhakkak şuna uymak farzdır) denmez, ama bugün için dört mezhepten birine uymanın gerektiği yukarıda bildirildi. Birkaçını daha bildirelim: Müctehid olmayan bir âlimin, dört mezhepten birini taklit etmesi vacibdir. (Mizan-ı kübra) İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: (Bilenlerden sorun!) mealindeki âyet gösteriyor ki, müctehide sormak, bir mezhebe uymak vacib oldu. (F. Bilgiler) Şah Veliyyullah Dehlevî hazretleri buyuruyor ki: Eshab-ı kiramın her birinin mezhebi farklıydı. Tabiîn, Eshab-ı kiramın mezheplerini aldılar. Halife Harun-ür-Reşid, İmam-ı Mâlik'e (Senin Muvatta kitabını Kâbe'ye asacağım. Bütün Müslümanların bu kitaba uymalarını emredeceğim. Her yerde tek bir mezhep olsun) dedi. İmam-ı Mâlik, (Böyle yapma! Eshab-ı kiram da, fıkıh bilgilerinde mezheplere ayrıldılar. Mezhepler rahmettir) dedi. (El-insaf) Dört mezhepten birine uymak lazımdır. Dört mezhepten ayrılan, Sivad-i a'zamdan, yani Ehl-i sünnetten ayrılmış olur. (İkd-ül-ceyyid) Ehl-i sünnet âlimleri dört hak mezhebe uymanın lüzumunu bildirirken, bu beşerî hoca, Resulullah'ın vârisleri olan bu âlimlerin bildirdikleri hükmü hiçe sayarak büyük cinayet işlemektedir. Kur'an-ı kerime uymak isteyen, dört hak mezhepten birine uyar. Dört hak mezhepten birine uyulmazsa o ibadet sahih olmaz. (Kur'an'a göre namaz) (İslam'a göre namaz) veya (İlâhî dine göre namaz) olmaz. Böyle bir namaz kıldığını söyleyen, kendi uydurduğu bozuk mezhebe göre namaz kılmış olur. Twitter'da paylaş | Facebook'ta paylaş | ||
Dört hak mezhep Bid'at ehli kurtulmaz, hakkı hak saymadıkça, Dört mezhebi hak bilip, birine uymadıkça… | ||
Bugünkü ilahi: | ||
Dini sualler için | Üye olmak için Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo Mail grubu sayfası: Google | Yahoo |
8 Eylül 2015 Salı
* Ümmeti vahdete götürmek
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder