5 Ekim 2011 Çarşamba

* Tedbirini terk eyle!

06 Ekim 2011, Perşembe

Tedbirini terk eyle!

 

Sual: Gerçeklere gülle atan bir şair, uzun bir makale yazarak, Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin tefviz şiirindeki (Tedbirini terk eyle!) ifadesinin dine aykırı olduğunu iddia ediyor. Şiir gerçekten yanlış mı, yoksa bizim bilmediğimiz bir incelik mi var?

CEVAP

O şiir şöyledir:

Kalbin ona berk eyle!

Tedbirini terk eyle!

Takdirini derk eyle!

Mevlâ görelim neyler,

Neylerse güzel eyler.

Şeyh Galib'in de, (Tedbirini terk eyle, takdir Hüda'nındır) diye başlayan bir şiiri var.

Ne İbrahim Hakkı hazretleri, ne de diğer zatlar, tedbire karşı çıkmıyor. Her Müslüman bilir ki, tedbir almak Allah'ın emridir. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:

(Ey iman edenler, tedbirinizi alın!) [Nisa 71]

Kaza ve kaderimizi, başımıza gelecekleri bilmediğimiz için, tedbir almak gerekir. Tedbir almak, sebeplere yapışmak dinimizin emridir. (Dürer, Redd-ül-muhtar, Dürer, Kuduri, Mebsut)

Tedbir almak tevekküle aykırı değildir. Sebeplere yapıştıktan sonra tevekkül edilir. Devesini dışarı bırakıp tevekkül ettiğini söyleyen birisine, Peygamber efendimiz, (Deveni bağla, ondan sonra Allah'a tevekkül et) buyurdu. (Tirmizi)

Bir başka hadis-i şerifte de, (Akıllı olan kimse tedbir alır) buyuruldu. Tedbir almamak kibirdendir. Tedbiri almalı, ama istenmeyen bir durum meydana çıkarsa, Allah'a tevekkül etmeli. Bir hadis-i şerif meali:

(Tedbir almakta acizlik gösterme! Tedbire rağmen bir işe gücün yetmezse, "Hasbiyallahü ve ni'mel-vekil" de!) [Buhari]

İbrahim aleyhisselamı ateşe atarlarken Cebrail aleyhisselam geldi, (Yardıma ihtiyacın varsa yardım edeyim) dedi. O, takdir ne ise o olacağını bildiği için, (Allah bana yeter) dedi. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:

(İbrahim aleyhisselam ateşe atılırken, "Hasbiyallahü ve ni'mel vekil" [Bana Allah'ım yetişir, O ne iyi yardımcıdır] dedi.) [Hatib]

Kur'an-ı kerimde de aynı şey bildiriliyor ve mealen buyuruluyor ki:

(De ki: Allah bana kâfidir.) [Zümer 38]

Allahü teâlâdan başka güvenilecek, dost edinilecek hiç kimse, hiçbir şey yoktur. Allahü teâlâdan başkasına sığınmak, örümcek ağına sığınmaya benzetilmiştir. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:

(Allah'tan başka dost edinenin hali, örümceğin durumuna benzer. Hâlbuki barınakların en çürüğü örümcek yuvasıdır.) [Ankebut 41]

Müslüman, sebeplere yapışır, ama sebeplere değil, bunlara kuvvet verene güvenir. Yakub aleyhisselamın bu ikisini birlikte yaptığı Kur'an-ı kerimde bildirilip bu hâli övülüyor:

([Çocukları] Babalarının kendilerine emrettiği şekilde [çeşitli kapılardan şehre] girmeleri [onun emrini yerine getirerek aldıkları tedbir] Allah'tan gelecek hiçbir şeyi onlardan savamazdı, ancak Yakub içindeki bir dileği [çocuklarına nazar değmeme arzusunu] açığa vurmuş oldu. Şüphesiz o, ilim sahibiydi, çünkü ona biz [vahy ile] öğretmiştik, ama insanların çoğu [takdirin tedbire galip olduğunu, tedbirle takdirin değişmeyeceğini] bilmezler.) [Yusuf 68 - Beydavi]

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:

Tesiri sebeplerden bilip, Allahü teâlânın kuvvetiyle tesir ettiklerini bilmeyenler sapıktır. Sebeplere tesir kuvvetini Allahü teâlânın verdiğine inanan ise, hak yola kavuşmuş olur. Her iki tehlikeden kurtulmuş olur. (Mektubat, 1/110)

Tedbirini aldıktan sonra, Allahü teâlânın takdirine bağlanan, tevekkül sahibidir.

(Kader, tedbirle, sakınmakla değişmez.) [Taberani]

Bunu iyi bilen hazret-i Hasan ve hazret-i Hüseyin, Levh-i mahfuzda kaderlerini gördükleri için mübarek dedelerinden yardım istemediler. Peygamber efendimiz sevgili torunlarına, hazret-i Ali de oğullarına, yardım istense gerekli yardımı yapmazlar mıydı? Elbette yardım eder, çocuklarını tehlikeden korurlardı. Kaderlerini bildikleri için yardım istemediler.

Cüneyd-i Bağdadi hazretleri, (Emrettiği için çalışmalı, rızık için üzülmemeli, tedbirlerin arkasında koşmamalı) buyurdu. Rızık için, Allahü teâlânın verdiği söze güvenmeli. Emrine uyarak çalışanı, rızkına ulaştırır. (S. Ebediyye)

Müslüman, dinin emrine uyarak tedbir alır, ama tedbirine güvenmez, takdir ne ise o olacağına inanır. Tedbire güvenmek tevekkülü bozar. Tevekkül, kalbin, her işte, Allahü teâlâya itimat etmesi, güvenmesi demektir. Şair diyor ki:

Tedbirinle koşsan da, takdirine yetişmez,

Takdir yerini bulur, tedbirinle değişmez.

Netice: Tedbirini terk eyle demek, tedbir alma demek değildir. Aldığın tedbire güvenme, tedbir takdiri bozamaz demektir. Şiirlerde böyle teferruatlı açıklama olmaz. Veciz olduğu için anlamayanlar da çıkar. Anladım mı, anlamadım mı demeyip hemen büyük zatlara dil uzatmak çok çirkindir.

 

Bugünkü şiirimiz:

·Zamane sofusu

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·Cemaline Pervaneyim

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

0 yorum: