1 Ekim 2011 Cumartesi

* Kâinatta tesadüf yoktur

02 Ekim 2011, Pazar

Kâinatta tesadüf yoktur

 

Sual: Bir ateist, (Bugün fen ve teknik çok ilerledi, gittikçe de ilerliyor, artık evrende görülen her şeyin kendi kendine tesadüfen meydana geldiği bilimsel olarak meydana çıkıyor. Bundan sonra tanrıya inanan kimse kalmayacaktır) diyor. Her şeyin tesadüfen olduğu bilimsel olarak nasıl meydana çıkıyor ki?

CEVAP

Bu tamamen uydurmadır, safsatadır. Zerre kadar aklı ve ilmi olan böyle konuşamaz. Aksine teknik ilerledikçe, kâinatın büyüklüğü ve muazzamlığı meydana çıkıyor, gerek insan vücudunda ve gerekse kâinatta tesadüflere yer olmadığı, her şeyin çok mükemmel yaratıldığı daha iyi anlaşılıyor. Teknik ilerledikçe, bunlar daha da iyi anlaşılacaktır. Hiçbir şey rastgele ve lüzumsuz değildir. Her şey hikmetle ve insanların faydası için yaratılmıştır. Ne insan vücudunda faydasız bir organ, ne de kâinatta faydasız bir madde vardır. Hepsi insanların hizmetine verilmiştir. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:

(Görmüyor musunuz ki, Allah, yerdeki [su, taş, toprak, ot, ağaç, meyve, sebze, tahıl, hayvan, maden, ateş, hava, gaz, tuz, petrol gibi] her şeyi ve emri [suyun kaldırma kuvveti ve yer çekimi gibi kanunları] uyarınca denizde yüzen gemileri sizin hizmetinize verdi. İzni olmadıkça, gökleri [göklerdeki yıldızları, galaksileri, gezegenleri birbirleriyle çarpışmaktan ve] yer üzerine düşmekten korur. Çünkü Allah, insanlara çok şefkatli ve çok merhametlidir.) [Hac 65; Beydavi, Celaleyn, Medarik ve Razi tefsirleri]

Allahü teâlâ, (Yerdeki her şey) buyuruyor. Tefsir âlimleri, yerdeki her şeyin ne olduğunu açıklamışlar, su, taş, toprak, ot, ağaç, meyve, sebze, tahıl, hayvan, maden, ateş, hava, gaz, tuz, petrol gibi şeyler olduğunu bildirmişlerdir. Bunların insanlığa olan faydalarını herkes bilir. Kâinatta yaratılan hiçbir şey, biz neye yaradığını bilmesek bile, lüzumsuz değildir. İnsan vücudundaki organlar da böyledir. Hiçbir organımız lüzumsuz değildir.

Yer çekimi kuvvetini yaratmasaydı, suya kaldırma özelliği vermeseydi, balıklar, gemiler nasıl yüzecekti? Bunların faydaları da yine insanlar içindir. Fen adamlarının keşifleri, buluşları da böyledir. Allah bunları yaratıyor, insana akıl veriyor, fen adamı da buluyor, insanlığa faydası oluyor. Var olan şeyler bulunuyor, yoktan yaratılmıyor.

Güneş etrafında dönen gezegenler, güneşe ve dünyaya çarpsa, dünya diye bir şey kalmaz, her yer toz duman olur. Bütün gezegenleri birbirine çarptırmadan ve dünyamıza zarar vermeden döndüren muazzam kudreti inkâr etmek kadar büyük ahmaklık olur mu? Cenab-ı Hak, (Bunları sizin üzerinize düşürmüyoruz) buyuruyor. Bunlar kendiliğinden dönmüyor. Güneşin ısısı, ışığı asırlardır hiç eksilmeden devam ediyor. Belli bir yörüngede dönüyor. Dünyaya çok yakın olsa yanar kül oluruz. Dünyaya çok uzak olsa soğuktan ölürüz. Havadaki oksijen ve karbondioksit oranları güneşin sebep olduğu botanik olaylarla sabit kalmaktadır. Havadaki %21 oranındaki oksijen biraz yükselse her tarafı alevler sarar. %21 altına düşse bu defa da her tarafı buzlar kaplar. Karbondioksit çok yükselse insanlar zehirlenir. Bunlara tesadüf demek, ilme aykırı olduğu gibi, büyük bir akılsızlığın ürünüdür. Hiçbir ilim sahibi akıllı kimse, bu bilimsel gerçekleri inkâr edemez.

 

Bugünkü şiirimiz:

·Unutma kıyameti

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·Benzer

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

0 yorum: