31 Ekim 2011 Pazartesi

* Mümine hizmet

02 Kasım 2011, Çarşamba

Mümine hizmet

 

Sual: İyi veya kötü kimseye yahut iyi olanla daha iyi olana hizmet etmek sevab bakımından farklı olur mu?

CEVAP

Elbette farklıdır. Mümbit toprağa ekilen tohumla, kıraç veya çorak toprağa ekilen tohumdan aynı ürün alınmaz. Dine hizmet edene hizmet edilirse daha çok sevab alınır. (Men hademe hudime) buyuruluyor. Hizmet edene, Allahü teâlâ başkalarını da hizmet ettirir. Hem dünyada hem âhirette karşılığı verilir. Müminlere hizmet eden, ihtiyaç sahibi olunca, ona da hizmet edenler çok olur.

Dinimize hizmet edene bir bardak su verenin kabir azabı, ölüm acısı ve mahşer azabı görmeyeceği, Arş'ın altında gölgeleneceği din kitaplarında yazılıdır. Dine hizmet edene bir kalem, bir kitap veren cihad sevabı alır.

Hele seyyidlere yani Resulullah efendimizin soyundan gelenlere hizmet etmek daha büyük sevabdır. Bir seyyide yol gösterdiği için Yahudi'nin parmağının azap görmediği kitaplarda yazılıdır. Seyyidler çok kıymetlidir. Günahkâr da olsalar onlara hizmeti büyük şeref bilmelidir. Seyyidlere hizmet eden son nefeste imanla ölür.

 

Kadın ve hac

Sual: Bir erkek, yanında mahremi yoksa, karısının hacca gitmesine mani olabilir mi?

CEVAP

Evet, yanında mahremi olmadan gidiyorsa mani olabilir, mahremi varsa mani olamaz. Kadın, kocasını dinlemeyip mahremsiz giderse, günah işlemiş olursa da, haccı tahrimen mekruh olarak caiz olur. (İbni Abidin)

Kadının yanında kocası veya mahremi olmadan seferi uzaklıktaki bir yerden hacca gitmesi tahrimen mekruhtur. Bir kavle göre de hiç caiz değildir. (Kuduri - Mec. Zühdiye)

Erkek, karısının yanında mahremi olsa da, umreye gitmesine mani olabilir.

 

Nikâha mani olmaz

Sual: Kız veya erkekten birinde sağlık açısından bir rahatsızlık varsa, mesela çocuğu olmayacaksa, frengi, AIDS gibi bulaşıcı bir hastalığı varsa, bunu evlenirken söylemezse nikâhları geçersiz olur diyorlar. Böyle bir şeyin aslı var mı?

CEVAP

Böyle bir şeyin aslı yoktur. Hastalık, sakatlık gibi özürler nikâha mani değildir.

 

 

Bugünkü şiirimiz:

·Sapığın ölümü

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·Hayalin Önümde

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

 

* Kurbanın vacib olması (Mehmet Ali Demirbaş'ın 02.11.2011 tarihli yazısı)

02 Kasım 2011, Çarşamba

Kurbanın vacib olması

 

Sual: Bayramın 3. günü sefere çıkan zengin, kurban kesmese günaha girer mi?

CEVAP

Zengin, kurban bayramının birinci veya ikinci günü sefere çıkarsa, seferde olduğu için üçüncü gün kurban kesmesi ona vacib olmaz, ama üçüncü günü yani kurban vacib olduktan sonra sefere çıkarsa, borçtan kurtulmuş olmaz. (S. Ebediyye)

Kurban Bayramının üçüncü günü, kurban kesmek vacib olur. Üçüncü gün girmeden kesmek vacib olmaz. Birinci ve ikinci günü kesilirse, vacib yerine gelir.

Namaz da böyledir. Kurban üç gün içinde kesilebildiği gibi, namaz da, vaktin başından sonuna kadar kılınabilir. Vakit girince kılınırsa farz yerine gelir. Vakti girince kılmayıp vakti çıkmadan on dakika kadar önce ölse namaz borcuyla ölür, çünkü namaz, vaktin çıkmasına, o namazı kılacak kadar bir zaman kalınca farz olur. Vakit çıkınca ölse, namaz borcuyla ölür.

Namaz, nasıl son vakitte farz olursa, kurban da bayramın üçüncü günü, imsak vaktinden sonra vacib olur. Hanefî'de kurban üçüncü güne kadar kesildiği için son günü üçüncü gün olur. Şâfiî'de bayram dört gündür.

Orucun farz olması da böyledir. Ramazanda mukimken, hiç niyet etmeden oruç tutmamak haramdır. Yarın öğle vakti sefere çıkacağım diye, oruç tutmaya niyet etmese yine haram işlemiş olur.

Bir kimse, orucunu bozsa, sonra sefere niyet edip gitse, hem kaza, hem kefaret gerekir. Yolculuk, orucu bozmayı mubah yapmaz. Sefere çıkanın o gün orucu bozmaması vacibdir. Dahve vaktine kadar niyet eden misafirin o gün orucunu bozması helal olmaz. Eğer bozarsa, yalnız kaza eder. (İ. Ahlakı)

Zekât da böyledir. Günü gelmeden yani farz olmadan önce zekât vermek caizdir. İmsak vaktinden itibaren zekât vermek farz olur, çünkü şer'i gün, imsak ile başlar. Zekâtı gününde vermeyenin, daha sonra fakirleşip, elinde hiç parası kalmasa, zekât borcu affolmaz. Hac da böyledir. Hac farz olduktan sonra mal elden çıksa hac borcu affolmaz.

Demek ki, Kurban Bayramı'nın üçüncü günü, imsak vaktinden sonra sefere çıkan zengin, kurban borcundan kurtulmuş olmaz, çünkü şer'i gün imsak ile başlar. Vacib olmadan, yani Kurban Bayramı'nın üçüncü günü, imsak vaktinden önce sefere çıkan borçlu kalmaz.

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

* Kurbanın eti hakkında (Mehmet Ali Demirbaş'ın 01.11.2011 tarihli yazısı)

01 Kasım 2011, Salı

Kurbanın eti hakkında

 

Sual: Kurban eti hakkında yapılacak işler nelerdir?

CEVAP

Maddeler hâlinde bildirelim:

1- Eti tartarak, eşit olarak paylaşmak gerekir. Yağ, sakatat ve yenilen her şey paylaşılır. Tartmadan bölüşüp helalleşmek caiz olmaz, faiz olur. 7 kişiden dördüne etle birlikte birer bacak, beşinciye etle birlikte derisi, altıncıya etle birlikte başı verilirse, tartmadan paylaşmak caiz olur. Yedinciye bir şey koymak gerekmez. Yahut 7 kişi, kurbanlık ineği birisine teslim edip, (Kesmeye, kestirmeye, etini dilediğin gibi sarf etmeye, seni umumi vekil ettik) deseler, umumi vekil, bölüştürmeden etin tamamını herhangi birine verebilir veya tartmadan ortaklar arasında göz kararıyla paylaştırabilir.

2- Hayvan kesildikten sonra eti telef olsa [mesela yansa, köpekler yese], tekrar kesmek gerekmez. Kan akıtmakla vacib yerine gelmiştir.

3- Kurbanın hiçbir yeri satılmaz. Bir kısmı satılırsa, satılan kadarının bedelini sadaka olarak vermek gerekir, ama kurbanın etiyle yenecek bir şey alınsa, o miktarı sadaka vermek gerekmez.

 

Seferilik ve kurban

Sual: Kurbanda sefere çıkacak olan nasıl hareket eder?

CEVAP

Maddeler hâlinde bildirelim:

1- Bir zengin, bayramın birinci, ikinci veya üçüncü günü kurban kesip, sefere çıksa vacibi yerine getirmiş olur. Üçüncü günü seferden dönse de, artık tekrar kurban kesmesi gerekmez.

2- Zengin, bayramın üçüncü günü, kurban kesmeden sefere çıkarsa, üzerine vacib olduktan sonra çıktığı için günaha girer. Birinci veya ikinci günü çıksaydı kendisine vacib olmadan çıktığı için günah olmazdı. Kurban, bayramın üçüncü günü imsak vaktinden sonra vacib olur.

3- Kurban kesmeden sefere çıkan zengin, seferdeyken kurban kesmiş olsa bile, bayramın üçüncü günü memleketine gelip mukim olunca, tekrar ona kurban kesmek vacib olur.

4- Bir zengin, kurban kesmek niyetiyle bir koyun satın aldıktan sonra, sefere çıksa ve bayramın üçüncü günü de seferde olsa, vekâlet verip o koyunu kestirmesi gerekmez, yani seferi olduğu için kurban kesmesi vacib olmaz. Seferi iken de, kurban kesmek, çok sevabdır, Sırat'tan geçirir. Bu bakımdan zengin olanın, sevabdan mahrum kalmaması için seferde de kurban kesmesi iyi olur.

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

30 Ekim 2011 Pazar

* Allah'a yaklaşmak

01 Kasım 2011, Salı

Allah'a yaklaşmak

 

Sual: Allah'a nasıl yaklaşılır? Allah'a ulaşmakla aynı şey midir?

CEVAP

Dinimizde Allah'a kavuşmak tâbiri vardır. Allah'a ulaşmak diye bir tâbir olmadığı gibi ölmeden önce ruhun Allah'a ulaşması diye de bir şey yoktur. Bir âyet-i kerimede, öldükten sonra, (Bize kavuşmayı ummayanlar, işledikleri günahlar yüzünden Cehenneme gideceklerdir) buyuruluyor. Öldükten sonra Allah'a kavuşmayı inkâr etmek, dirilmeyi inkâr etmektir. Dirilmeyi inkâr eden de kâfir olur, ebedî Cehennemde kalır.

Allah'a yaklaşmak, Allah'ın rızasına kavuşmak demektir. Bu da iki yolla olur:

1- Doğru itikat sahibi olduktan sonra, ihlâsla ibadet etmekle, Allah'a yaklaşılır. Bu yol zor ve uzundur, ama imkânsız değildir. Genelde bütün Müslümanlar bu yolla Allah'a yaklaşmış olurlar.

2- Mürşid-i kâmilin sohbetidir. Allah adamları görülünce Allah hatırlanır ve Allah'ın feyzi alınır. Bu yolla çok kolay Allah'a yaklaşılmış olur. Mürşid-i kâmil bulunmadığı zamanlarda, onların kitapları okunarak da Allah'a yaklaşılır. Çünkü (Onların kitaplarını okumak sohbetin yarısıdır) buyuruluyor. Demek ki, iki saat kitap okuyan bir saat sohbette bulunmuş gibi feyze kavuşur.

 

Mâlikî'de guslederken

Sual: Mâlikî'yi taklit eden bir erkek, banyoya girip niyet ettikten sonra, avret yerlerini yıkasa, sonra abdest alıp gusletse, niyetten sonra aldığı bu abdestle namaz kılabilir mi?

CEVAP

Elbette kılar. Normal gusül de böyle olur zaten. Niyet etmekle abdest alınmış olmaz. Niyet edip, avret yerini yıkayınca, abdestsiz olduğu için abdest bozulmuş olmaz. Abdest aldıktan sonra, erkek ön avret yerine dokunursa, o zaman namaz abdesti bozulur. Avret yerini yıkayıp abdest aldıktan sonra da zaten artık dokunmaya gerek yoktur. Unutarak dokunursa, o zaman namaz abdesti bozulur, ama guslü yine sahihtir.

 

Oturma süresi

Sual: İlmihalde, (Son oturuşta Ettehıyyatü'yü okuyacak kadar oturmak farzdır) deniyor. Kimi Ettehıyyatü'yü hızlı okur, kimi yavaş okur. Bunun bir ölçüsü yok mudur?

CEVAP

Ölçüsü o kişinin kendi okuduğu süredir. Kaç dakikada okuyorsa o kadardır. Yahut normal şartlarda bir kimse ne kadar zamanda okuyabiliyorsa, hızlı okumakla yavaş okumanın ortalaması ne ise o esas alınır.

 

 

Bugünkü şiirimiz:

·Gece gündüz

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·Halık Bilmez mi Hiç

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

 

29 Ekim 2011 Cumartesi

* Hem iç hem dış organ

31 Ekim 2011, Pazartesi

Hem iç hem dış organ

 

Sual: İbadet yönüyle ağız, vücudun hem dışı, hem içi kabul edilir mi?

CEVAP

Evet kabul edildiği yerler vardır:

Oruçta: Ağız oruç için vücudun dışı kabul edilir. Ağza su almakla oruç bozulmuş olmaz, çünkü ağız, vücudun dışıdır. Dişimiz kanasa kanı yutsak, oruç bozulur. Çünkü ağız vücudun dışı kabul edilir.

Gusülde: Ağız vücudun dışı kabul edilir, ağız yıkanmazsa veya ağızda yıkanmadık yer kalırsa, Hanefî'de gusül sahih olmaz.

Abdestte: Vücudun içi kabul edilir. Yüzü yıkamak farz iken, ağzın içi yıkanmasa abdeste mani olmaz. Dişimiz kanasa, kan ağızdan dışarı çıkmazsa abdest bozulmaz, çünkü ağız, vücudun içi kabul edilir. Kanı yutarsak yine bozulmuş olmaz. Çünkü kan, vücudun içinden vücudun içine gidince abdest bozulmuş olmaz.

Böyle farklı hükümler oluyor. Mesela Kurban bayramı, oruç için dört gündür. Bu dört gün içinde oruç tutmak haramdır. Ama kurban kesmek için, Hanefî'de ilk üç gündür. Dördüncü günü kurban kesilmez.

 

Ödenemeyen kul hakkı mı?

Sual: Kul hakkı önemli deniyor. Âhirette hak sahibinin, hakkı kadar sevabımızı alacağı, eğer sevabımız olmazsa veya yetmezse, hak sahibinin günahlarını yükleneceğimiz bildiriliyor. Mesela günahsız bir kimsenin bana hakkı geçse, benim de hiç sevabım olmasa, âhirette ona sevab veremeyeceğime göre, hak sahibi hakkını alamayacak, ben de, onun günahını yüklenemeyeceğim. Bu durumda, adalet nasıl temin edilecek?

CEVAP

Allahü teâlâ adaleti temin etmekten âciz değildir. Günahsız insanın ne kadar hakkı, alacağı varsa onun karşılığı kadar sevabı Cenab-ı Hak ona verir. Onu sevabdan mahrum etmez. Hakkından fazlasını da verebilir. Günahsız insan, benim alacağım kaldı diyecek duruma düşmez.

Allahü teâlâ dilerse, başkasının hakkını yiyen size de, günahsız insanın hakkı kadar ceza verebilir. Böylece siz o kadar günahı yüklenmiş olursunuz, yani siz de cezasız kalmamış olursunuz. Günahsız insan da, alacağına kavuştuğu için ortada alacak verecek bir şey kalmamış olur.

 

Kazası çok olan

Sual: Kazası çok olanın, bir an önce kazaları bitirebilmesi için caiz olacak kadar çok kısa sûre ve âyetleri Mesela Asr ve Kevser sûresini ve Rabbena âtina…, Rabbenağfirlî… gibi âyetleri okuması caiz mi?

CEVAP

Mahzuru olmaz. Kazası veya acele işi de olmayan kimsenin üç kısa âyetten fazla okuması iyi olur. Huzurda çok kalmaya çalışmanın faydası da çoktur. Hadis-i şerifte, namazda kıyamda uzun sûre veya âyet okumanın, ölüm anındaki şiddeti azaltacağı bildirilmiştir.

 

 

Bugünkü şiirimiz:

·Hain nefsimiz

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·Hakkın Evi Kabetullah

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

 

* Kurbana ortak olmak (Mehmet Ali Demirbaş'ın 31.10.2011 tarihli yazısı)

31 Ekim 2011, Pazartesi

Kurbana ortak olmak

 

Sual: Kurbana ortak olacaklarda aranan şartlar nelerdir?

CEVAP

Bazıları şöyledir:

1- Her ortağın Müslüman olması, kurban ve ibadete niyet etmesi ve her birinin hissesinin yedide birden az olmaması şarttır. Sırf eti için ortak olan varsa ve biliniyorsa, hiçbirinin kurbanı sahih olmaz. Bilinmiyorsa sahih olur. Ortakların bir kısmı ölmüş olsa yahut bunak olsa, zararı olmaz.

2- Biri adak, biri akika, biri vacib olan bayram kurbanı, biri nafile, biri ölü için, biri de Peygamber efendimiz için olmak üzere kurban kesmek istense, bir inek kesilebilir. Akika, vacib, adak hepsi katılır. Yedi kişiye kadar ortak olmak caizdir.

3- Mutlak adağı olan ortaklığa giremez. Yani belli bir hayvanı, mesela şu boynuzlu kara koçu keseceğim diye adayan, bunun yerine başka kara koçu kesemez, bu adağı için ortak giremez.

4- Zenginin sırf kendisi için satın aldığı sığıra, sonradan ortak olmak caizse de mekruhtur. Yedi kişiye kadar ortak bulmak niyetiyle satın almalıdır.

5- Bir sığıra 3, 5, 7 gibi tek ortak şartı yoktur. 2, 4, 6 gibi çift de olur. Tek sayıda olması iyidir.

6- Bir kişi, geçen yıl kesmediği kurbana niyet edip kurban kesse, o kurbanı kaza etmiş olmaz, kestiği nafile olur. Böyle zamanında kesilemeyen kurbanın bedeli, altın olarak fakirlere verilir.

 

Devre mülk ve kurban

Sual: Bir evinden başka, bir de devre mülkü veya bir arsası olan yahut başka bir eve de ortak olan kimsenin, bunları kurban nisabına dâhil edip, kurban kesmesi gerekir mi?

CEVAP

İmam-ı Muhammed'e göre dâhil etmez, yani kurban kesmesi gerekmez, fetva da böyledir. İmam-ı a'zam ile İmam-ı Ebu Yusuf'a göre ise dâhil ederek kurban keserse vacib sevabı alır. Bu büyük sevaba kavuşmak isteyen, ikinci kavli tercih etmelidir.

 

Burulmuş hayvan

Sual: Burulmuş boğayı, tosunu veya koçu kurban etmek caiz midir?

CEVAP

Evet, caizdir. Hattâ burulmuş olanı, burulmamış olandan daha sevabdır, çünkü kısırlaştırılan erkek hayvanlar, daha yağlı ve etleri de daha lezzetli olur. Hidaye kitabında bildirildiğine göre, Peygamber efendimiz, burulmuş iki koç kurban etmiştir. (Dürr-ül-muhtar, Redd-ül-muhtar, Hindiyye, Mecmua-i Zühdiye)

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net