21 Şubat 2018 Çarşamba

* Eshâb ve Tabiinin mezhebi

23 Şubat 2018, Cuma

 

 

Eshâb ve Tabiinin mezhebi

 

 

 

Sual: İngilizlerin Arabistan'da kurmuş oldukları bozuk fırkadaki Vehhabiler ve onların kitaplarını okuyanlar diyor ki, (mezhepler ikinci asırda meydana çıktı. Eshâb ve Tabiin, hangi mezhepte idi?) Bunlara nasıl cevap verilebilir?

Cevap: Mezhebe imâmı demek, Kur'ân-ı kerim ve hadîs-i şeriflerde açıkça bildirilmiş olan din bilgilerini, Eshâb-ı kiramdan işiterek toplayan, kitaba geçiren büyük âlim demektir. Açıkça bildirilmemiş olan bilgileri de, açık bildirilmiş olanlara benzeterek meydana çıkarmıştır. (Hadîka) kitabı üçyüzonsekiz (318). ci sahifesinde diyor ki; (Bilinen dört imam zamanında, başka mezhep imamları da vardı. Bunların da mezhepleri vardı. Fakat, bunların mezheplerinde olanlar azala azala bugün hiç kalmadı). Eshâb-ı kiramın her biri müctehid idi. Hepsi de, derin âlim, mezhep imamı idi. Her biri kendi mezhebinde idi. Hepsi de, mezhep imamlarımızdan daha üstün, daha çok bilgili idi. Mezhepleri daha doğru, daha kıymetli idi. Fakat, bunların kitapları olmadığı için, mezhepleri unutuldu. Dört mezhepten başkasına uymak imkânı kalmadı. Eshâb-ı kiram hangi mezhepte idi demek, alay kumandanı, hangi bölüktendir? Yahut, fizik öğretmeni, okulun hangi sınıfı öğrencisidir demeğe benzemektedir.

Hicretten dörtyüz [400] sene geçtikten sonra, mutlak ictihad yapabilecek kadar derin âlim kalmadığı, kitaplarda yazılıdır. (Hadîka) kitabının yine üçyüzonsekiz [318]. ci sahifesindeki hadîs-i şerifte, yalancı, sapık din adamlarının çoğalacakları bildirilmektedir. Bunun için, Ehl-i sünnet olan her Müslümanın, bilinen dört mezhepten birini seçerek (Taklid) etmesi lâzımdır. Yani, bu mezhebin (İlmihâl) kitabını okuyup öğrenmesi, imanını ve bütün işlerini buna uydurması lâzımdır. Böylece, bu mezhebe girmiş olur. Dört mezhepten birini taklid etmeyen kimse, Ehl-i sünnet olamaz. Buna (Mezhepsiz ve Zındık) denir. Mezhepsiz kimse, ya yetmişiki bozuk fırkadan birindedir. Yahut kâfir olmuştur. Böyle olduğu, (Bahr)de, (Hindiyye)de ve (Tahtâvî)nin Zebâyıh kısmında ve (İbn-i Âbidîn)in Bâgîler kısmında yazılıdır. (El-besâir) kitabının elliikinci sahifesinde ve Ahmed Sâvî "rahmetullahi teâlâ aleyh" tefsirinde, Kehf sûresinde de böyle yazılıdır. (Fâideli Bilgiler s. 20)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google

 

Mail grubu sayfası: Google

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

0 yorum: