28 Şubat 2018 Çarşamba

* Mutlak suya temiz bir şeyin karışması

2 Mart 2018, Cuma

 

 

Mutlak suya temiz bir şeyin karışması

 

 

 

Sual: Mutlak suya temiz bir şeyin karışması durumunda bu sular mukayyed su mu olur?

Cevap: Mutlak suya, temiz bir şey karışınca, karışan şey, sudan fazla ise, su mukayyed olur. Karışan şeyin fazla olması dört türlü olur: Birincisi, katı şeyin meselâ süngerin, otun suyu tamam emmesi ile olur. İkincisi, sabun gibi temizleyici maddelerden olmayan bir şeyin, su ile ısıtılması ile olur. Et suyu, bakla suyu böyledir. Bu hâlde, suyun üç sıfatı değişmese de ve su akıcılığını gayb etmese de, mukayyed su olur. Sabun, sedir gibi temizleyici madde ile ısıtılan su, akıcılığını gayb ederse, mukayyed olur. Üçüncüsü, bir katı cismin suya soğukta karışmasıdır. Karışan madde, suyun ismini değiştirirse, koyu olmasa da, mukayyed su olur. Safranlı su, demir sülfatlı [zaclı] su boyacılıkta, mazılı su dabakcılıkda kullanılacak kadar madde erimiş ise, böyledir. Hurma nebîzi de böyledir. Hurma, kuru üzüm soğuk suda bırakılır. Şekeri suya geçince, kaynayıncaya kadar ısıtılır. Soğuyunca süzülür. Bu sıvıya nebîz denir. Isıtmadan süzülürse, nakî olur. Suyun ismi değişmediği zaman, su koyu olursa, akıcılığı kalmazsa, mukayyed olur. Akıcılığı kalırsa, üç özelliği değişse bile, temiz kalır. İçine safran düşerek boyanmış su, fasulye, nohut, yaprak, meyve ve otların soğuk suda kalarak, rengi veya kokusu, tadı değişen su, böyledir. Doymuş tuz eriyikleri ile abdest ve gusül câiz değildir. Dördüncüsü, suya mâyı (sıvı) hâlinde bir maddenin karışmasıdır. (Tam İlmihal s. 160)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google

 

Mail grubu sayfası: Google

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

* Vekalet nedir, nasıl verilir? (Osman Ünlü'nün 2.3.2018 tarihli yazısı)

2 Mart 2018, Cuma

 

 

Vekalet nedir, nasıl verilir?

 

 

 

 

Sual: Vekalet nedir, nasıl vekil yapılır ve haberci diye kime denir?

Cevap: Vekalet, bir kimsenin, bir işi yapmak için, başkasını kendi yerine koyması, başkasına iş havalesi demektir. Yerine geçirilen başka kimseye Vekil denir. Vekil edene Sahip denir. Bir kimsenin sözünü başkasına götürene Resûl veya Haberci denir.

Birini vekil yapmak, icap ve kabul ile olur. Yani “Seni vekil yaptım” ve “Kabul ettim” sözleri veya yazıları ile olur. Vekil, cevap vermeden, işi yapmaya başlasa, kabul etmiş olur. İş habersiz yapıldıktan sonra, sahibinin, izin verdim demesi ile de, vekil etmiş olur. Kiracı kira ile, kiradaki malı tamir etmeye vekil yapılabilir.

***

Sual: İnkâr edenleri, açıkça günah işleyenleri sevmemek, onlara kötü davranmak, eziyet etmek mi demektir?

Cevap: Her Müslüman, hem imanını korumaya, kaptırmamaya çalışmalı, hem de, Allahü teâlâya ve Onun Peygamberine inanmayanları sevmemelidir. Fakat, sevmediklerine de, kötülük, zulüm yapmamalı, kâfirlere ve bidat sahiplerine tatlı dil ve güler yüz ile nasihat etmelidir. Onların felaketten kurtulmalarına, saadete kavuşmalarına çalışmalıdır. Mazher-i Cân-ı Cânân hazretleri buyuruyor ki:

“Kafirleri, bidat sahiplerini ve açıkça günah işlemeye devam eden fasıkları sevmememiz emrolundu. Bunlarla konuşmamalı, evlerine, toplantılarına gitmemeli, selam vermemeli, arkadaşlık yapmamalıdır. Zaruret ve ihtiyaç olduğu zaman, zaruret miktarı kadar, bu yasaklara izin verilmiştir. Bu zaman, onlarla görüşmek caiz olur ise de, kalbin yine onları sevmemesi lazımdır.”

***

Sual: Eshab-ı kiramın veya dört mezhep imamının, birbirini taklid ettikleri olmuş mudur?

Cevap: Bir müctehidin kendi ictihadına göre amel etmesi lazımdır. Başka müctehide uyması caiz değildir. Eshab-ı kiramın hepsi müctehid idi. Bunun için bazı işlerde birbirlerine uymamışlardır. Bunun gibi, İmam-ı Ebu Yusuf’un, bir cuma günü, tekrar abdest almaması ve İmam-ı Şafii'nin, İmam-ı a'zam Ebû Hanife'nin kabri yanında namaz kılarken, rükudan sonra ellerini kaldırmaması, başkasını taklit olmayıp, kendi ictihadlarına göre hareket etmelerindendir.

***

Sual: İnsanın yüzüne karşı durup namaz kılmakta mahzur var mıdır?

Cevap: Bir kimsenin yüzüne ve yüksek sesle konuşanların sırtına karşı namaz kılmak mekruhtur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google

 

Mail grubu sayfası: Google

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

* Mutlak ve mukayyed su

1 Mart 2018, Perşembe

 

 

Mutlak ve mukayyed su

 

 

 

Sual: Mutlak su ve mukayyed su ne demektir, temizlikte ve abdest almakta hangi sular kullanılır?

Cevap: (Dürr-ül-muhtâr)da ve bunun açıklaması olan (Redd-ül-muhtâr)da buyuruyor ki:

Küçük abdest [yani namaz abdesti] ve boy abdesti [yani gusül abdesti] almak için, (Mutlak su) kullanılır. Yani mutlak su hem temizdir, hem de temizleyicidir. Mutlak su demek, ismi yanında, başka kelime söylenmeyen, yalnız su denilen sulardır. Yağmur, dere, nehir, kaynak, kuyu, deniz ve kar suları, mutlak sudur. Müstamel su ve pis su ve çiçek suyu, üzüm suyu gibi, cinsi, sıfatı da söylenen sular mutlak su değildir. Bunlar ile abdest ve gusül alınmaz. Bunlara (Mukayyed su) denir. Zemzem suyu ile abdest ve gusül alınır. Mekruh dahi değildir. Güneşte durmuş su ile de câizdir. Fakat tenzihen mekruhtur.

Ağaçtan, ottan, meyveden, asmadan çıkan, damlayan su temizdir. Fakat bunlar ile ve bunları sıkarak çıkarılan sular ile abdest ve gusül câiz değildir. (Tam İlmihal s. 160)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google

 

Mail grubu sayfası: Google

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

* Organların kullanılmasına izin vermek (Osman Ünlü'nün 1.3.2018 tarihli yazısı)

1 Mart 2018, Perşembe

 

 

Organların kullanılmasına izin vermek

 

 

 

 

Sual: Ben öldükten sonra, organlarımın, hastalara verilmesini istiyorum demenin, dinen mahzuru var mıdır?

Cevap: "Ben öldükten sonra, kanımın ve organlarımın, hastalara, yaralılara verilmesini istiyorum" demek caiz değildir. Çünkü bu söz, organlarını vakfetmek veya sadaka olarak vermek, yahut vasiyet etmek olur. Bunların üçünün de sahih olabilmeleri için, mütekavvim mal ile yapılmaları lazımdır. Hür insan ve hiçbir parçası mal değildir. Harpte esir alınan kölenin, yalnız canlı olan bütün bedenine mal denilmiş ise de, organları ve ölüleri mal değildir.

"Ben öldükten sonra, kanımın, uzuvlarımın bir Müslümana verilmesine zaruret olursa, verilmesi için, izin veriyorum" demek caiz olur.

***

Sual: Vekil olan bir kimse, vekili olduğu kimsenin malını dilediği fiyata satabilir mi?

Cevap: Umumi vekil, sahibinin malını, dilediği fiyata satabilir. Fiyat söylenmiş ise, daha aşağı satamaz, satarsa, öder. Vekil, sahibinin malını, kendine satın alamaz, akrabasına da satamaz. Ancak, bunlar, umumi vekil ise veya değerinden yüksek satabilir. Umumi vekil, peşin de, veresiye de satabilir. Fakat, peşin sat veya şu malımı sat da borcumu ver denildi ise, veresiye satamaz.

***

Sual: Dinen zaruret ve harac ne demektir?

Cevap: İnsanı bir şey yapmaya zorlayan semavi sebebe, yani insanın elinde olmayarak hasıl olan sebebe Zaruret denir. İslâmiyetin emir ve yasak etmesi, tedavi edilemeyen şiddetli ağrı, bir uzvun yahut hayatın telef olmak tehlikesi ve başka bir şey yapamamak mecburiyeti hep zarurettir. Bir farzın yapılmasına mâni veya haram işlemeye sebep olanı önlemenin meşakkatli, güç olmasına Harac denir.

***

Sual: Parmağı kopan bir kimse, bunun yerine madenden, plastikten yapılmış parmak takabilir mi?

Cevap: El, ayak, parmak, burun, diş, göz, kalp ve başka uzuvlar bozulunca, kopunca yerlerine maden, plastik koymak, diri ve ölü insandan organ nakletmenin caiz olduğu, Hindistan âlimlerinin yayınladığı El-muallim dergisinin 1406 nüshasında yazılıdır. Çünkü bir organı kurtarmak, hayatı kurtarmak gibi zaruridir. Diri insanın organını, etini yemek caiz değildir. Kanını nakletmek caizdir.

***

Sual: Günah olan şeyleri sevmek, beğenmek, imana zarar verir mi?

Cevap: Küfrü, haramları, mekruhları sevmek, beğenmek, imanı giderir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google

 

Mail grubu sayfası: Google

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

27 Şubat 2018 Salı

* Namazın içinde vacip olanlar (Osman Ünlü'nün 28.2.2018 tarihli yazısı)

28 Şubat 2018, Çarşamba

 

 

Namazın içinde vacip olanlar

 

 

 

 

Sual: Namaz kılarken vacip olarak yapılması gerekenler nelerdir?

Cevap: Namazda Fatiha okumak, Fatihadan sonra bir sûre veya âyet okumak, Fatihayı ve zamm-ı sûreyi farzların birinci ve ikinci rekatlerinde, vacip ve sünnetlerin her rekatinde okumak, secdeleri birbiri ardınca yapmak, ikinci rekatte teşehhüt miktarı oturmak, son rekatte otururken, Ettehıyyatü okumak, rükuda ve iki secdede ta'dîl-i erkân, yani sübhanallah diyecek kadar hareketsiz durmak vacip, daha çok durmak sünnettir, kavmede ve celsede tumânînet, sübhanallah diyecek kadar durmak, namaz sonunda esselâmü... demek, kunut duası okumak, imamın, sabah, cuma, bayram, teravih, vitir namazlarında ve akşam ile yatsının ilk iki rekatinde yüksek sesle okuması, imamın ve yalnız kılanın öğle ve ikindi farzlarında ve akşamın üçüncü, yatsının üçüncü ve dördüncü rekatlerinde hafif sesle okumaları vaciptir. Bezzâziyyede deniyor ki:

“Hafif sesle okuyanı bir iki kişinin işitmesi mekruh olmaz. Sesli okumak, çok kişinin işitmesi demektir.”

***

Sual: Bir eve misafir olan, ihtilam olur ve gusül ederse fitne çıkacağından korkarsa, nasıl hareket eder?

Cevap: Misafir olduğu evde cünüp olan bir kimse, gusül abdesti alırsa iftiraya, şüpheye uğrayacağından korkarsa, gusül etmez. Su varken teyemmüm etmesi de caiz olmaz. O hâlde, niyet etmeden, iftitah tekbiri söylemeden, ayakta bir şey okumadan, rüku ve secde gibi hareket yaparak namaz kılar görünmesi caizdir. Uygun zaman bulunca gusül alır ve kılamadığı namazı kaza eder. İtikadı bozuk olduğu bilinen birinin arkasında namaz kılmak zorunda olan da böyle yapar.

***

Sual: Açık bir alanda büyük abdestini yapan, taharetlenme imkânı bulamayan kimse, o hâl ile namaz kılabilir mi?

Cevap: Bir kimse, açık bir alanda, büyük abdestini bozup taharetlenmek için tenha bir yer bulamazsa, başkasının yanında avret yerini açmaz. Tenha yer buluncaya kadar bekler. Namaz vakti daralır ise, başkaları yanında taharetlenmez, iç çamaşırını yıkamaz. Necaset ile namaz kılar. Çünkü, haramdan kaçmak, farzı yapmaktan daha çok sevaptır. Sonra tenha yer bulunca taharetlenir, iç çamaşırını yıkar ve namazı iade eder.

***

Sual: Namazda sessiz okumanın ölçüsü nedir?

Cevap: Kendi işiteceği kadar sesli okumaya, hafi, sessiz okumak denir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google

 

Mail grubu sayfası: Google

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com