7 Ağustos 2015 Cuma

* Hazret-i Dıhye ve Cebrail aleyhisselam (Mehmet Ali Demirbaş'ın 08.08.2015 tarihli yazısı)

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

08 Ağustos 2015, Cumartesi

Hazret-i Dıhye ve Cebrail aleyhisselam

 

 

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

Asr-ı saadette Dıhye isminde zengin, yakışıklı, genç bir tüccar vardı. Dıhye, Peygamber efendimize hediyeler getirirdi. Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" onun hediyelerini kabul ederdi. (Yâ Dıhye, yakışıklısın, gençsin, zenginsin. Öldükten sonra Cehenneme gitmen yazık olmaz mı? Bir kere "La ilahe illallah, Muhammedün Resulullah" de, kendini Cehennemden kurtar) derdi. Dıhye, Peygamberimizi hakikaten severdi, fakat bir türlü Müslüman olmaz, Peygamberimizi kırmak da istemezdi. (Düşüneyim, inşallah o da olur) gibi tatlı sözlerle geçiştirmeye çalışırdı...

Dıhye, yine bir gün hediyeler getirdi, sonra da, (Yâ Resulallah, yüzlerce defa Şam'a ve başka Rum ülkelerine gittim. Birçok Rumlarla, papazlarla konuştum. Çok dikkat ettim, papazların sözleri birbirini tutmadığı gibi, sözlerinde samimiyet, ciddiyet ve bir bütünlük yok. Senin ise, hiçbir sözün, hiçbir sözünü bozmuyor. Hep iyilikten, faydalı şeylerden bahsediyorsun. Anladım ki, sen Allah'ın peygamberisin. Müslüman olmak istiyorum) dedi. Kelime-i şehadet getirdi. Peygamber efendimiz, Dıhye'nin Müslüman olmasına o kadar sevindi ki, Eshabına Onun şerefine ziyafet verdi...

Cebrail aleyhisselam, insan şeklinde geldiği zaman, Dıhye'nin şeklinde gelirdi. Hazret-i Dıhye, Şam şekerlerinden getirir, o zaman çocuk olan hazret-i Hasan ile hazret-i Hüseyin'e verirdi... Bir gün yine, Hasan ile Hüseyin, uzaktan Onu görünce oyunu bıraktılar ve Dıhye'nin kucağına geldiler. Acaba ne getirdi diye, ceplerini karıştırdılar. Hâlbuki o gelen, Cebrail aleyhisselamdı. Resulullah, torunlarının böyle davranmasını pek hoş görmedi, (Kardeşim Cebrail, torunlarım seni Dıhye zannettiler. Yoksa onlar herkese öyle samimi davranmazlar) dedi. Cebrail aleyhisselam mahcup oldu. (Çocuklar benden bir şey bekliyor) diye düşündü. Hemen elini uzatıp Cennet bahçesinden birer salkım üzüm ve nar koparıp onlara verdi. O anda bir ihtiyar geldi. (Kaç gündür hastayım, açım, hiçbir şey yemedim, açlıktan ölmek üzereyim, Allah rızası için yiyecek bir şey veren yok mu?) dedi. Çocuklardaki asalete ve terbiyeye bakın, tam yiyecekleri zaman, ihtiyarı görünce koşa koşa götürdüler. İhtiyara verecekleri anda Cebrail aleyhisselam geldi, (Defol, seni hain şeytan! Cennet bahçesinden bunları kopardığımı görünce, ihtiyar şekline girdi. Cennet meyvesini yemek için hile yapıyordu. Hâlbuki Allahü teâlâ ona Cennet nimetlerini haram etmiştir. Vermeyin!) dedi. Şeytan da o anda kayboldu.

 

Twitter'da paylaş     Facebook'ta paylaş

 

 

 

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com

 

0 yorum: