23 Haziran 2015 Salı

* Kuruma zekât vermek (Mehmet Ali Demirbaş'ın 25.06.2015 tarihli yazısı)

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

25 Haziran 2015, Perşembe

Kuruma zekât vermek

 

 

Sual: Bir yazar, (Kurumlara zekât verilmez, vekâleten de verilmez. Zekâtı alan şahıs, zekâtı kurumlara verirse, o zekât sahih olmaz) diyor. Bu, yanlış değil mi?

CEVAP

Evet, vekaleten diyerek de olsa kuruma zekât verilmez, fakat teslim alan şahıs, fakir ise veya fakir vekili ise, ona zekât vermenin hiç mahzuru olmaz. Kurumlara ancak bu yolla zekât verilebilir. Zekât veren kimse, kuruma değil, fakire zekât veriyor. Fakir, bunu dilediği gibi harcar, dilediği yere bağışlayabilir. Kumara da, kuruma da verse zekât sahih olur. Günah olan bir yere vermişse fakir sorumlu olur, ama zekât yine verilmiş olur. Fakirin harcayacağı yer, zekât vereni ilgilendirmez. Salih fakirlere vermek elbette daha iyidir. Salih fakir de, aldığı zekâtı hayır kurumlarına verirse bunun hiç mahzuru olmaz. Kendisine de sevap olur.

Aişe “radıyallahü anha” buyurdu ki: (Resulullah “sallallahü aleyhi ve sellem” odama geldi. Çömlekte et kaynıyordu. Ekmekle evde bulunan bir şey ikram ettim. (Et piştiğini gördüm) buyurdu. Hizmetçimiz Berire’ye sadaka verilen et idi. (Siz sadaka [zekât] yemediğiniz için, bundan vermedim) dedim. (Bu et Berire için sadakadır. Onun bize verdiği ise hediye olur) buyurdu). Fakir aldığı zekatı, zengine de verebilir. Verdiği hediye olur. Zenginin bunu alması helâl olur. Çünkü fakir kendi mülkünden vermiştir. (Eşiat-ül lemeat)

Görüldüğü gibi, Peygamber efendimizin zekât, sadaka alması caiz değil iken, fakir kendi malını verince caiz oluyor. Fakir veya fakir vekili, zekât malı kendi mülkü olduktan sonra onu zekât verilmesi caiz olmayan yerlere, mesela zenginlere, kendi ana babasına veya kurumlara da verebilir. (Sen verilen zekâtı her yere harcayamazsın) demek çok yanlış olur. Bilmeden yanlış fetva verenlere meleklerin lânet ettiği, hadis-i şerifle bildirilmektedir.

 

Gürültülü ortamda

Sual: Namaz kılarken, gürültüden dolayı okuduğunu işitemeyenin, kendi işitecek kadar yüksek sesle mi okuması lazımdır?

CEVAP

Ölçü; sağlam insana ve gürültüsüz ortama göredir. Gürültüsüz ortamda duyulacak kadar bir sesle okunursa gürültüden dolayı duymamış da olsa, yine sahihtir. Kulağı ağır işiten de böyledir. Kendi sesini duyması için yüksek sesle okuması gerekmez. İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:

Namazda kıraatin en aşağı hududu, kendi işitecek kadar olmasıdır. Eğer ortada sağırlık veya gürültü gibi bir mâni bulunursa hükmen işitmiş sayılır. (Redd-ül-muhtar)

 

Twitter’da paylaş     Facebook’ta paylaş

 

 

 

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

0 yorum: