01 Mart 2012, Perşembe | |||||||
Namazda öksürmek | |||||||
Sual: Namaza durunca, önümden çocuk geçiyor. Ona mani olmak için, öksürmek yani öksürür gibi yapmak namazı bozar mı? CEVAP Evet, bozar. Çocuğun önümüzden geçmesi namaza zarar vermez. Büyük insan da geçse yine namaz bozulmuş olmaz. Günahı, geçene olur. Çocuğa zaten günah olmaz. Namazda olduğunu bildirmek için öksürmek namazı bozar. (Halebi) Boğazından, özürsüz, öksürür gibi ses çıkarmak namazı bozar. Kendiliğinden olursa bozmaz. (S. Ebediyye) Çocuğa mani olmak için veya namazda olduğunu bildirmek için yahut birisi, (Orada mısın?) dediği zaman, orada olduğunu haber vermek için, öksürmek namazı bozar. Ödünç verirken Sual: Ödünç veren kimse, borçlusunun yemeğini yese veya ondan hediye alsa (Menfaat getiren her borç faizdir) hadisine göre faiz olur mu? CEVAP Şâfiî'de, anlaşma yapıp menfaat sağlamak şartıyla borç verirse faiz olur, şartsız olursa faiz olmaz. Mesela borç verenin, alacağı olandan herhangi bir hediye kabul etmesi, yemeğini yemesi veya herhangi bir şekilde kendine borcu olanın malından, parasından faydalanması, âdet böyle ise, caizdir. Hanefî'de ve Mâlikî'de ise, ödünç verenin, borçlusunun malından faydalanması haramdır. (Mizan-ül kübra) Allah her dili bilir Sual: Mezhepsiz bir hoca, (Allah sadece Arapçayı değil, her dili bilir. Namazda herkes kendi diline göre okumalıdır) diyor. Namazda Arapça okumak şart değil midir? CEVAP Elbette şarttır. Allah her dili bildiği hâlde, namazda aslını okumayı emretmiştir. Allah bize hangi dille okumamızı emretmişse o dille okumak gerekir. Arapçadan başka dille kılınan namaz sahih olmaz. (İbni Âbidin) Namaz kılarken başka dille dua okumak haramdır. (Dürr-ül-muhtar) Evlat Gecikmesin gelişin, Bekletme bizi evlat! Gerçek olsun gülüşün! Bekletme bizi evlat! Her kusura bakılmaz, İnsan dosttan sıkılmaz, Nimetlerden bıkılmaz, Bekletme bizi evlat! Ağır yük taşıyorsun, İmanla yaşıyorsun, Neden hep şaşıyorsun! Bekletme bizi evlat! Pirimiz, bir incidir, İlimde birincidir, Kalblerin sevincidir, Bekletme bizi evlat! Tutunan dalımızdır, Arımız, balımızdır, Evimiz, yalımızdır, Bekletme bizi evlat! Pirin nurlu yüzü var, Gülümseyen gözü var, Verilmiş bir sözü var, Bekletme bizi evlat! Dilimiz Hakk'ı anar, Bu ateş sönmez, yanar, Gelen, nimete konar, Bekletme bizi evlat! Hak ehlini severiz, Kötüleri yereriz, Ölsek de Allah deriz, Bekletme bizi evlat! Bakma sen yaşa başa! Başını vurma taşa! Haydi, gel koşa koşa! Bekletme bizi evlat! Dert yoktur, deva vardır, Yaraya şifa vardır, Dostlukta vefa vardır, Bekletme bizi evlat! Solmamalı gülümüz! Boş gelmesin elimiz! Tatlanmalı dilimiz, Bekletme bizi evlat! Yerde değil koldadır, Hepsi doğru yoldadır, Ürünü bol yıldadır, Bekletme bizi evlat! Derdimize derman var, Padişahtan ferman var, Tahtta duran sultan var, Bekletme bizi evlat! Tahtta sultan özeldir, Bir şiir ve gazeldir, Her şeyiyle güzeldir, Bekletme bizi evlat! Çok tatlı narımız var, Bal yapan arımız var, Bu işte kârımız var, Bekletme bizi evlat! Hazırlansın her duyan! Artık gafletten uyan! Biraz güçlüğe dayan! Bekletme bizi evlat! Hakka dönük özü var, Yolda iki gözü var, Bize bir çift sözü var, Bekletme bizi evlat! | |||||||
Bugünkü ilahi: | |||||||
Dini sualler için | Üye olmak için Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo Mail grubu sayfası: Google | Yahoo www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net | |||||||
29 Şubat 2012 Çarşamba
* Namazda öksürmek
28 Şubat 2012 Salı
* Allah'ı tanımak (Mehmet Ali Demirbaş'ın 01.03.2012 tarihli yazısı)
01 Mart 2012, Perşembe | |
Allah'ı tanımak | |
Sual: (Allah'ı tanıyan kurtulur) deniyor. Çoğu, dua ediyor. Dua edenler Allah'ı tanımamış mı oluyor? Allah'ı tanımak ne demektir? CEVAP Allah demekle, dua etmekle, Allah tanınmış olmaz. Mesela, Ehl-i kitap da Allah diyor veya bid'at fırkaları da Allah diyor. Selefiler, (Allah gökte) diyor. Bazı kimseler de, tabiatı yaratıcı bilip, sıkışınca Allah diyorlar. Allahü teâlânın tek yaratıcı ve mutlak kudret sahibi olduğuna inanmıyorlar. Bunlar Allah'ı tanımış olmuyorlar. Tanımak, önce Amentü'deki altı esasa dinimizin bildirdiği şekilde inanmakla olur. İkincisi, sevmek ve itaat etmek şarttır. Onun emir ve yasaklarına meydan okuyan, inkâr eden, Onu tanımış olmaz. Söz dinlemeyenin, mesela haramlardan kaçmayıp ibadetleri yapmayanın, (Ben Allah'ı iyi tanıyorum) demesi, yalancılık olur. Mektubat-ı Rabbani Sual: Anlamasak da, İmam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat'ını okumamız gerekir mi? CEVAP Elbette, okumak çok faydalıdır. Mektubat'ı severek okumak, kalbden dünya sevgisini çıkarır. Hattâ Mektubat'a tâbi olanları, Cehennem ateşinin yakmayacağı kendisine bildirilmiştir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Bir gün amellerimdeki kusuru görme hâli beni kapladı. Büyük bir pişmanlık ve kırıklık içindeyken, (Allahü teâlâ için alçalanı, Allahü teâlâ yükseltir) hadis-i şerifini hatırladım. Sonra, (Seni ve kıyamete kadar seninle vasıtalı ve vasıtasız olarak tevessül edenleri mağfiret ettim) nidası geldi. Kıyamete kadar, vasıtalı ve vasıtasız olarak bizim yolumuza gireceklerin hepsini bana gösterdiler. İsimlerini, soylarını ve memleketlerini bildirdiler. İstesem, hepsini tek tek sayarım. Hepsini bana bağışladılar. (Makamat-i Ahmediye) Bu müjdeye kavuşmak için Mektubat-ı şerifi okumalı ve öğrenilenlerle amel etmelidir. İmama yetişemeyen Sual: Cemaatle namaz kılarken, cemaatin de okuduğu yerlerde imama yetişemeyen, mesela ilk oturuşta, Ettehıyyatü'yü okumadan imam ayağa kalksa veya son oturuşta, Ettehıyyatü'yü bitirmeden imam selam verse imama uymamız gerekir mi? CEVAP İlk oturuşta da, son oturuşta da, Ettehıyyatü'yü bitirmek gerekir. Sünnetli doğan Sual: Doğuştan sünnetli olan bir çocuğu, sünnet diye bir miktar kesip kanatmak gerekir mi? CEVAP Hayır, gerekmez. Sünnetli doğana yanlış olarak (Peygamber sünneti) diyorlar. Bu yanlıştır. Peygamber efendimiz, sünnetli doğmamıştır. Sünnetli doğmak noksanlıktır. | |
Dini sualler için | Üye olmak için Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo Mail grubu sayfası: Google | Yahoo www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net |
* Ödünç ve âriyet
29 Şubat 2012, Çarşamba | |||||||
Ödünç ve âriyet | |||||||
Sual: S. Ebediyye'de, (Ev, dükkân, hayvan gibi kıyemi olan, yani misli [aynısı] bulunmayan şeyleri ödünç vermek fasiddir, kullanmak haram olur) deniyor. Bunları âriyet olarak vermek gerekiyormuş. Ödünçle âriyet arasında ne fark vardır? CEVAP Ödünç, çarşıda misli, yani benzeri bulunan her şeyi, belirsiz bir zaman sonra, zaman tayin etmeden, misli geri verilmek üzere alınan para veya maldır. Buna (Karz-ı hasen) de denir. Bugün verip yarın istenebilir. Mesela ekmek, yağ, pirinç, tuz gibi şeyleri alan, yerine aynı miktarını verir. Âriyet ise, bir malın menfaatini, kullanılmasını bedelsiz olarak vermek demektir. Mesela birinin evinde, bir ay ücretsiz oturulabilir, her şeyi kullanma yetkisi verilmişse, her şeyini kullanabilir. Atını, arabasını alır, bir hafta veya anlaşması ne kadarsa, o kadar gün kullanabilir. Birinin gelinliği âriyet olarak alınıp kullanılabilir. Fabrikasyon gelinlik ödünç de alınıp verilebilir. Eğer alınan gelinlik, kıyemi bir mal yani benzeri çarşıda bulunmayan özel bir şey ise, ödünç alanın bunun kıymetini ödemesi lazımdır. (Şu yerlerde, şu zamana kadar, şu şekilde kullanabilirsin) diye âriyet vermek de caizdir. Bir evi, dükkânı âriyet olarak alan, kiraya ve rehine veremez. Sahibi isteyince veya sözleşmedeki müddeti bitince, âriyet alınan şeyin geri verilmesi lâzım olur. Âriyet, kullanılmak üzere alınan mal, işi bitince sahibine verilir. Ödünç alınan mal ise, harcanır, tüketilir. Yerine aynı cins maldan verilir. Benzer Hayâli önümde, parlak ay gibi, Zulmeti gideren, mehtaba benzer, Bu âlem görünür, bir saray gibi, Işık olmayınca, zindana benzer. Bu sesler yabancı, özler yabancı, Bakışlar yabancı, gözler yabancı, Kitaplar değişik, sözler yabancı, Verilen hükümler, bir zanna benzer. Soğuğu başkadır, ateşi başka, Âleme parlayan, güneşi başka, Ellerin güzeli, değer mi aşka? Bir güzel bulunmaz, canana benzer. Bakmakla doyulmaz, nurlu yüzüne, Herkes hayran kalır, tatlı sözüne, Yapışan kurtulur, onun izine, Sohbeti, her derde, dermana benzer. Onu düşünmekle, geçer günümüz, Geceden karanlık, oluyor gündüz, Şu gurbette geçip, giden ömrümüz, Cefası bitmeyen, devrana benzer. | |||||||
Bugünkü ilahi: | |||||||
Dini sualler için | Üye olmak için Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo Mail grubu sayfası: Google | Yahoo www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net | |||||||
27 Şubat 2012 Pazartesi
* İslam harfleri (Mehmet Ali Demirbaş'ın 27.02.2012 tarihli yazısı)
29 Şubat 2012, Çarşamba | |
İslam harfleri | |
Sual: Arap harfleri denilen Kur'an harfleri İslam harfleri midir? CEVAP Elbette İslam harfleridir. Türkiye'deki seyyidler, Arap oldukları hâlde, Kürtçe konuşmaları Kürt olmalarını gerektirmediği gibi, Arapların İslam harflerini kullanmaları, Arap harfleri olmalarını gerektirmez. İslam harflerini, bin yıl boyunca, Türkçe konuşan Osmanlılar da kullanmıştır. Farsça konuşan İran da, İslam harflerini kullanmaktadır. Daha başka ülkelerde de, İslam harfleri kullanılmaktadır. Kur'an-ı kerim harflerinin İslam harfleri olduğuna dair birkaç vesika şöyledir: 1- Üç hadis-i şerif meali şöyledir: (Allahü teâlâ Arş'ı yaratınca, üzerine Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resulallah yazdı.) [İ. Rafii] (Allahü teâlânın Levhi mahfuzda yazdığı ilk şey, Bismillâhirrahmanirrahimdir.) [Deylemî] (Yer gök yaratılmadan iki bin yıl önce, Cennetin kapısında Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resulullah yazılmıştır.) [İ. Neccar] 2- Âdem aleyhisselam Cennetteyken, Cennetin her yerinde ve Arş üzerinde, (Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resulullah) yazılı gördü. Muhammed aleyhisselamın, Allahü teâlânın en sevgili kulu olduğunu, bundan anlamıştı. Bunlar, İslam harfleriyle yazılıydı. O harfler, insan yapısı değildir. Dünya ve Âdem aleyhisselam yokken, o harfler vardı. Bütün kitaplar ve sahifeler, İslam harfleriyle gönderilmiştir. (Mir'at-ül-Haremeyn) 3- Âdem aleyhisselam ve her şey, Muhammed aleyhisselamın şerefine yaratılmıştır. Arş, gökler ve Cennetlere, İslam harfleriyle mübarek ismi yazılmıştır. (Mevahib-i ledünniyye) 4- Hud aleyhisselama gelen kitap da, İslam harfleriyle idi. (Hadika, Letaif-ül-işarat) 5- Mushaf'ı hiç okumayıp, hayır ve bereket için evde bulundurmak sevabdır. Bir kâfirin ismini yazıp, buna hakaret edilmez, çünkü İslam harflerine hürmet gerekir. (F. Hindiyye) 6- Levh-i mahfuzda, ilk yazılan, Besmele'dir. Âdem aleyhisselama ilk gelen, Besmele'dir. Cennet davetiyesinin imzası Besmele'dir. (S. Ebediyye) * * * Sual: Cuma günü öğle ezanıyla imam selam verinceye kadar olan zamanda alışveriş yapmak mekruhtur, ama iş gereği, dükkânı kapatamıyoruz. Cuma namazı farz olmayan çocuklar alışveriş yapsa caiz olur mu? CEVAP Evet, caiz olur. * * * Sual: Çay daveti olan bir yere, tanıdık diye davetsiz gidenin orada yiyip içtiği haram olur mu? CEVAP Kapıdan girerken buyur denmişse izinli girilmiş olur. İkram edileni yiyip içmek caiz olur. | |
Dini sualler için | Üye olmak için Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo Mail grubu sayfası: Google | Yahoo www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net |
* Alkol necistir
28 Şubat 2012, Salı | |||||||
Alkol necistir | |||||||
Sual: Alkollü içkiler ve kolonya necis midir? CEVAP Alkollü içkiler, dört mezhepte de necistir. Necaseti temizlemek üç mezhepte farzdır, Mâlikî mezhebinde ise, bir kavilde, namaz için necaseti temizlemek farz veya vacib değil, sünnettir. (İslam Ahlakı) Kolonyada alkol çoktur, ama alkollü içki sınıfına girmez. Karışım olduğu için Hanefî ve Şâfiî'de namaza mani değildir. Kolonyanın temiz olduğu İslam Ahlakı kitabında yazılıdır. Mâlikî'de ise, zaten necaseti temizlemek farz olmadığı için, kolonya sürülmüş elbiseyle namaz kılınabilir. Kokmuş et necis mi? Sual: Ağrı için belime sarılan et, çok durduğu için, kokup kurtlanmış. Böyle kokmuş et, sarılı iken, namaz kılmak caiz midir? CEVAP Et, kokup kurtlanmakla necis olmaz, namaza mani değildir. (İslam Ahlakı) Cünübün Kur'an okuması Sual: Cünüp, secde âyetini okusa, işitenlere secde vacib olur mu? CEVAP Cünübün Kur'an okuması haramdır, ancak onun cünüpken okuduğu secde âyetini duyanlara, secde etmek vacib olur. (Dürer) İmiş Derde derman arardım, Dert bana derman imiş. Asl'a burhan sorardım, Aslımsa burhan imiş. Sağı solu gözlerken, Dost yüzünü özlerken, Nerde diye izlerken, Can içinde can imiş. Sandım dosttan ayrıyım, O gayrı, ben gayrıyım, Nasıl bir aşk eriyim, Bildim ol canan imiş. Nere gider yol eri? Dönülmez yoldan geri, Gelip gittiği yeri, Bilmeyen hayvan imiş. Allah dostuna varın! Güldürür yüzü yarın, Piri kâmil olanın, Yolu çok âsan imiş. Kişi öğüt almazsa, Namazını kılmazsa, Bir rehberi olmazsa, Hâli çok yaman imiş. Niyazi, duy bu sözü! Birliktir işin özü, Örtülmez hakkın yüzü, Görene âyan imiş. Kelimeler: Asl: Kök, esas Burhan: Delil Âsan: Kolay Âyan: Belli, açık | |||||||
Bugünkü ilahi: | |||||||
Dini sualler için | Üye olmak için Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo Mail grubu sayfası: Google | Yahoo www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net | |||||||