28 Nisan 2009 Salı

[dinimizislam] Mezhepleri kaldırma gayreti

www.dinimizislam.com

bilgi@dinimizislam.com

30 Nisan 2009, Perşembe

Mezhepleri kaldırma gayreti

 

Sual: (Mezheplerin hepsinden faydalanarak, üstad Abduh gibi mezhepler üstü ictihadlar yapmak, İslami görüşleri bir noktada toplamak gerekir) diyenler çıkıyor. Rahmet olan dört hak mezhep kaldırılmaya mı çalışılıyor?

CEVAP

Evet, hem dört hak mezhebi kaldırmak, hem de bid'at mezheplerinin hükümlerini almak gayesiyle, ısrarla, "dört hak mezhep" tabirinden kaçıp, "mezhepler" tabiri kullanılıyor. Bir de mezhep hükümlerine görüş deniyor ki, bu çok yanlıştır. Görüş senet olamaz; ama ictihad senettir. İctihad, ıstılahi bir tabirdir, sıradan bir görüş değildir. Müctehidin naslardan çıkardığı hükümdür.

Mezhep içinde bir ictihadın olabilmesi için de, müctehide ihtiyaç vardır. Günümüzde müctehid bulunmadığına göre, ictihaddan bahsedilmesi yanlış olur; çünkü Yusuf Nebhani hazretleri, (Bugün müctehidlik taslayanın, aklı veya dini noksandır) buyurmuştur. Mizan-ül-kübra'da, dört mezhep imamından sonra, hiçbir âlimin, mutlak müctehid olduğunu iddia etmediği bildirilmiştir. Müctehid âlimler, asr-ı saadette, Sahabe-i kiramın zamanında, Tâbiin ve Tebe-i tâbiin devrinde bulunuyor, sohbet bereketiyle yetişiyordu. Zaman ilerleyip, fikirler bozulup, bid'atler çoğalınca, böyle kıymetli zatların azaldığı, hicri dördüncü asırdan sonra, bu vasfa malik bir âlimin ortada kalmadığı da, Mizan-ül-kübra, Redd-ül-muhtar ve Hadika'da yazılıdır.

Buna rağmen günümüzde müctehid ve mutlak müctehid olduğunu kabul etsek bile, müctehid, mezhepler üstü veya mezhepler arası ictihad yapmaz. Mason Abduh'un yaptığı, mezhepleri ortadan kaldırmak, kendi görüşlerini tek mezhep haline getirmekti. Nitekim çömezlerinden Reşit Rıza'nın bozuk (Muhaverat) kitabı, (Telfık-ı mezahib) adı altında Türkçeye çevrilmiş, bu çeviri, daha sonra (İslamın bir noktaya cemi) ismiyle sadeleştirilip, bozuk düşünceler yayılmaya çalışılmıştır.

Mutlak müctehidin, başka bir müctehidi taklit etmesi caiz değildir. Kendi ictihadına uyması lazımdır. Mezhepte müctehidin ise, bir mutlak müctehidin mezhebinin usullerine uyması şarttır. Bu usullere uyarak yapacağı, kendi ictihadına uyar. (Hulasat-üt-tahkik)

Hiçbir İslam âlimi, sicilli masonun yaptığı gibi bir ictihad şekli bildirmemiştir. İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:

Günümüzde, müctehid olmayanların, âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerden anladıkları, delil ve senet olamaz. Din büyüklerinin sözlerini reddetmeye sebep olamaz. Eğer, (Biz şimdi, onların anladıklarının yanlış olduğunu gösteren bilgilere ulaştık) derlerse, müctehid olmayanların bilgisi, bir şeyin helal veya haram olmasına vesika olamaz. Müctehidlerin sözlerini, delillerini örümcek yuvasından daha çürük sanmak, büyük atılganlık olur. Kendi bilgisini, din büyüklerinin bilgilerinden üstün tutmak ve dört mezhebin hükümlerine bozuk, çürük demek, âlimlerin fetva vermek için dayandıkları kıymetli haberleri hiçe saymak ve bunlara yanlış demek, din-i İslam'da büyük bir yara, gedik açmak olur. (1/312)

 

Düşmana iyi muamele

Sual: Bize kötülük yapanlara, düşmanlık edenlere, aynısını yapmak caiz midir?

CEVAP

Tam onların yaptıkları kadar yapmak zulüm olmaz, fazlası zülüm olur. Ancak adaletli hareket etmenin ölçüsünü bilemeyiz, zulüm yapmış oluruz. En iyisi affetmektir. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:

(Kötülüğü, en güzel şekilde önle! [Öfkeyi sabırla, cahilliği yumuşaklıkla, kötülüğü afla önle ki] o zaman düşman sana, yakın dost gibi olur.) [Fussilet 34]

Demek ki, düşmanı dost yapmanın yolu, onu affetmek, ona iyilik ve ihsanda bulunmaktır.

 

Umre ve farz

Sual: Borcu olanın veya gidip gelirken bazı günahları işleme durumu olanın yahut farz sevabı işleme imkânı olanın, bunu yapmayıp umreye gitmesi caiz midir?

CEVAP

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:

Umreye gitmek farz ve vacib değildir, nafile ibadettir. Nafile ibadeti yapmak, bir farzın terkine veya bir haram işlemeye sebep olursa, ibadet olmaktan çıkar, günah işlemek olur. (1/124)

 

Unuttun say

 

Sen bu cihan mülkünü,

Baştanbaşa tuttun say!

Bunların bütününü,

Çiğneyerek yuttun, say!

 

Süleyman'ın tahtına,

Şah olup oturdun say!

Cinlere perilere,

Hükümdarlık ettin say!

 

Bu dünya bir lokmadır,

Ağzında çiğnenmiş say!

Çiğnenmişse bitmiştir

Ha sen onu yuttun say!

 

Ömrün senin ok gibi,

Yay içine koydun say!

Hazır ok ne durur ki?

Ha sen onu attın say!

 

Pers hükümdarlığını,

Rusya'nın çarlığını,

Karun'un varlığını,

Sen malına kattın say!

 

Her bir nefes kim gele,

Keseden ömür yene,

Yarılandı bak kese,

Sen onu tükettin say!

 

Girip gördün denizi,

Su boğazına geldi,

Çırpınma, deli gibi,

Sen çaresiz battın say!

 

Ölüm vardır bilirsin,

Niye gâfil olursun.

Bir gün yalnız kalırsın,

Varıp kabre yattın say!

 

Yunus ömrün geçse de,

Yıllarca hoşluk ile,

Ne dersin son nefese,

Geç onu unuttun say!

 


Bugünkü sesli yayını dinlemek için tıklayın:

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net  

 

0 yorum: