8 Kasım 2017 Çarşamba

* Allahü teâlâ, Ganiyy-i mutlakdır

10 Kasım 2017, Cuma

 

 

Allahü teâlâ, Ganiyy-i mutlakdır

 

 

 

Sual: (Allahü teâlâ, Ganiyy-i mutlakdır) buyruluyor. Bu ne demektir ve nasıl anlamak gerekir? Mahlûkatın yaratılmasından maksat nedir? (Allahü teâlânın sıfatları, kendinden ayrı olarak vardır) ne demektir?

Cevap: İmam-ı Rabbani hazretleri Mektûbât kitabının birinci cildi 266. mektupta buyuruyor ki: Allahü teâlâ, (Ganiyy-i mutlak)dır. Yani, hiçbir şey için, hiçbir şeye muhtaç değildir. Ne kendine, ne sıfatlarına, ne de fiillerine, hiçbir suretle hiçbir şey lâzım değildir. Varlıkta muhtaç olmadıkları gibi, zuhurda, belli olmakta da, ihtiyaçları yoktur. Sôfiyyenin büyüklerinin, (Allahü teâlâ, isimlerini ve sıfatlarını izhar için, bize muhtaçtır) anlaşılan sözleri, bu fakire çok ağır geliyor. Yaratılmakla, biz kıymetlendik, şereflendik. Allahü teâlâda bir şey artmadı. Böyle şeyler söylemek, çok yersiz ve çirkindir. Ez-zâriyât sûresinin, (Cinnileri ve insanları, ancak bana ibadet etmeleri için yarattım) mealindeki ellialtıncı âyeti gösteriyor ki, cinnilerin ve insanların yaratılması, Allahü teâlâyı tanımaları içindir ki, bunlar için şeref ve saadettir. Yoksa, Onun bir şey kazanması için değildir. Hadîs-i kudside, [yani Peygamberin "sallallahü aleyhi ve sellem" mübarek ağzından] Allahü teâlânın, (Ma'rûf olmak, tanınmak için her şeyi yarattım) buyurması, (Onların beni tanımakla şereflenmesi için) demektir. Yoksa, (Tanınayım ve onların tanıması ile kemâl bulayım) demek değildir. Bu mana, Allahü teâlâya lâyık değildir.

Allahü teâlâda, noksanlık sıfatları ve mahlûkların hassa ve alâmetleri yoktur. Madde değildir. Cisim değildir. Mekânlı değildir. [Yani, yer kaplayıcı değildir.] Zamanlı değildir. [Bir yerde bulunmadığı gibi, zamanı da yoktur.] Kemâl sıfatları, kusursuzluklar yalnız Ondadır. Sekiz kemâl sıfatı olduğunu bildirmiştir ki şunlardır: (Hayat), diri olmasıdır. (İlim), bilmesidir. (Kudret), gücü yetmesidir. (İrade), dilemesidir. (Sem'), işitmesidir. (Basar), görmesidir. (Kelâm), söyleyici olmasıdır. (Tekvîn), yaratmasıdır. Bu sıfatları, kendinden ayrı olarak vardır. Varlıkları ilimde değildir. [Yani, nazarî ve teorik var denilmiş olmayıp], hariçte ve hakikatte vardırlar. Kendi var olduğu gibi, bu sıfatları da ayrıca vardır. Müslümanlardan, sıfatları inkâr eden Mutezile fırkası ile kâfirlerden eski felsefeciler de, sıfatları nazarî olarak kendinden ayrı ise de, hariçte yalnız kendi vardır diyorlar. [Yani, sıfatların nazarî olarak], kendinden ayrı olduğunu inkâr etmiyorlar. Meselâ, ilim sıfatının manası, zâtın manasının aynıdır demiyorlar. Yahut, kudret ve irâdet sıfatlarının manaları, birbirinin aynıdır demiyorlar. Fakat, hariçteki varlıkları, aynıdır diyorlar. O hâlde, sıfatları inkârdan kurtulmak için, hariçte ayrı ayrı var olduklarına inanmak lâzımdır. Nazarî olarak ayrı bilmek fayda vermez. (Mektûbât Tercemesi s. 354)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google

 

Mail grubu sayfası: Google

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

0 yorum: