13 Ağustos 2017 Pazar

* Evliya, herkesin bünyesine uygun ruh ilaçlarını, hadîs-i şeriflerden seçer

14 Ağustos 2017, Pazartesi

 

 

Evliya, herkesin bünyesine uygun ruh ilaçlarını, hadîs-i şeriflerden seçer

 

 

 

Sual: (Herkes Kur'ân ve hadîs okumalı, dinini bunlardan kendi anlamalı, mezhep kitaplarını okumamalıdır) diyenler var. Böyle yapmak, bunlara uymak doğru mudur?

Cevap: Kalbin, ruhun hastalığı, herkeste başkadır ve herkesin (İdiosynkrasie=Überempfindlichkeit gegen bestimmte Reize) denilen hassasiyeti, istidadı ayrıdır. Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" yalnız kalbin hastalıklarını ve tedavisini bildirmekle kalmamış, fertlere, ailelere, cemiyetlere, harplere, miras hesaplarına, yani her çeşit dünya ve ahiret işlerine ait yüzbinlerle bilgiyi söylemiştir. Kendi hastalığını ve kalbinin ilâcını bilmeyen bizim gibi cahillerin, bu hadîs-i şeriflerden kendine uygun olanları seçip alması imkânsız gibidir. İkinci cild, 54. cü mektupta diyor ki, (Şimdi hadisler unutuldu. Bid'atler yayıldı. Doğru ve eğri kitaplar birbirine karıştı.) Evliya, kalp, ruh mütehassısları olup, herkesin bünyesine ve hastalığına ve zamanının zulmetine ve fesadına uygun ruh ilaçlarını, hadîs-i şeriflerden seçerek söylemişler ve yazmışlardır. Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem", dünya eczahanesine yüzbinlerce ilaç hazırlayan baş tabip olup, Evliya da, bu hazır ilaçları, hastaların dertlerine göre dağıtan, emrindeki yardımcı tabipler gibidir. Hastalığımızı bilemediğimiz, ilaçları tanımadığımız için, yüzbinlerce hadîs içinden, kendimize ilaç aramağa kalkarsak, (Allergie) aks-i tesir hâsıl olarak, cahilliğimizin cezasını çeker, fayda yerine zarar görürüz. İşte bunun için, hadîs-i şerifte, (Kur'ân-ı kerimi kendi anladığına göre tefsir eden kâfir olur) buyuruldu. Mezhepsizler, bu inceliği anlayamadıkları için, (Herkes Kur'ân ve hadîs okumalı, dinini bunlardan kendi anlamalı, mezhep kitaplarını okumamalıdır) diyerek, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarının okunmasını yasak ediyorlar. Bütün Müslümanları felâkete sürüklüyorlar. Fârisî (Redd-i vehhâbî) kitabı, mezhepsizlerin bu iftiralarına, çok güzel cevap vermektedir. İmâm-ı Rabbânî de, ikinci cildin, 97. ci mektubunda, cevap vermektedir.

Veli demek, Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşmuş olan, Ehl-i sünnet âlimi demektir. (Ehl-i sünnet) demek, Kur'ân-ı kerimin ve hadîs-i şeriflerin gösterdiği yol demektir. Ehl-i sünnet âlimleri, bu yolu Eshâb-ı kiramdan öğrendiler. Kendi anladıklarına değil, Eshâb-ı kiramdan işittiklerine sarıldılar. Ehl-i sünnetten ayrılmak, Kur'ân-ı kerimin ve hadîs-i şeriflerin doğru yolundan ayrılmak olur. Ehl-i sünnetten ayrılanlar arasında, Kur'ân-ı kerimdeki ve mütevâtir olan hadîs-i şeriflerdeki açıkça anlaşılamayan delilleri yanlış tevil edenler, kâfir olmazlar ise de, bid'at sahibi oluyorlar. Bu delillerden çıkardıkları yanlış ve bozuk bilgilere, (Kur'ân yolu), (Eshâb yolu) diyerek, ahmakları, cahilleri aldatıyorlar. (Tam İlmihal s. 1054)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

0 yorum: