20 Mayıs 2017 Cumartesi

* Ramazan hilâlini aramak vacibtir

22 mayıs 2017, Pazartesi

 

Ramazan hilâlini aramak vacibtir

 

 

Sual: Ramazan orucuna hilalin görülmesi ile değil de takvime göre başlanırsa ne yapmak gerekir? İbadetlerin vakitlerini bildirmek ve hesap etmek kimin vazifesidir? Hesap edilen vakitleri din alimlerinin tasdik etmesi şart mıdır?

Cevap: Şabanın yirmidokuzuncu günü, güneş gurûb edince, garb (batı) tarafındaki zâhirî üfuk hattı üzerinde, Ramazan hilâlini aramak vacibtir. Âdil olan, yani büyük günah işlemeyen, ehl-i sünnet bir Müslüman, hilâli kapalı havada görünce, hâkime, valiye haber verir. Kabul ederse, her yerde Ramazan başlar. Hâkim, vali olmayan yerde, bir Müslüman hilâli görünce, o yerde Ramazan başlar. Bid'at ehlinin, fâsıkın sözü kabul edilmez. Açık havada çok kimsenin haber vermesi lâzımdır. Hilâl görülmezse, Şaban ayı otuz gün kabul edilip, ertesi gün Ramazan olur. Takvim ile, astronomik hesaplarla Ramazan başlamaz. (Bahr) ve (Hindiyye)de ve (Kâdîhân) da diyor ki, (Dâr-ül-harbdeki esîr, Ramazan başını bilmeden takvime bakarak, bir ay oruç tutsa, Ramazandan bir gün evvel veya Ramazanın ikinci günü yahut tam Ramazan başında oruca başlamış olabilir. Birinci hâlde, Ramazandan bir gün evvel tutmuş ve Ramazanın son günü bayram yapmıştır. İkinci hâlde, Ramazanın birinci günü tutmamış, son günü de bayramda tutmuştur. Her iki hâlde de, Ramazanın yirmisekiz gününde oruç tutmuş olup bayramdan sonra, iki gün kaza tutması lâzım olur. Üçüncü hâlde, oruç tuttuğu bir ayın ilk ve son günlerinin Ramazana tesadüf ettiği şüphelidir. Ramazan olduğu şüpheli günlerdeki oruç sahih olmadığı için, yine iki gün kaza eder.) Bundan anlaşılıyor ki, Ramazana, gökte hilâli görmekle değil de, önceden hazırlanmış takvimlere göre başlayanların, bayramdan sonra iki gün kaza niyeti ile oruç tutmaları lâzımdır. Ramazan-ı şerifin başladığı günün hesap edilmesi (Se'âdet-i Ebediyye) kitabında uzun yazılıdır. (İslâm Âhlâkı s. 305)

İbadetlerin vakitlerini tayin ve tespit etmek, yani anlayıp anlatmak, din bilgisi ile olur. İbadetlerin vakitlerini, din âlimleri, yani müctehidler anlamış ve bildirmişlerdir. Fıkıh âlimleri, müctehidlerin bildirdiklerini (Fıkıh) kitaplarında yazmışlardır. Bildirilmiş olan vakitleri, hesap etmek ise, astronomi bilen Müslümanların vazifesidir. Hesap edilmesi câiz olan vakitleri, astronomi âlimleri bulur. Bunların bulduğunu, din âlimlerinin tasdik etmeleri şarttır. Namaz vakitlerini saat ile ve kıbleyi pusula ile anlamanın câiz olduğu (İbni Âbidîn)de (Namazda kıbleye dönmek) bahsinde ve (Fetâvâ-i Şemsüddîn Remlî)de yazılıdır. (Mevdû'ât-ul-ulûm)da diyor ki, (Zamanımızda namaz vakitlerini hesap etmek, farz-ı kifâyedir. Müslümanların güneşin hareketinden veya takvimlerden anlamaları farzdır.) (İslâm Âhlâkı s. 397)

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

0 yorum: