11 Mayıs 2017 Perşembe

* İslâm müftüsü ile müftü denilen devlet memurları

13 Mayıs 2017, Cumartesi

 

İslâm müftüsü ile müftü denilen devlet memurları

 

 

Sual: İslâm müftüsü ile müftü denilen devlet memurları aynı mıdır?

Cevap: İslâmiyyette şeyh-ül-islâm, yani diyanet işleri reisleri ve İslâm müftüleri vardı. Müftü adını taşıyan devlet memurlarının da bulunduğu zamanlar oldu. İslâm müftüsü ile müftü denilen memurları birbirine karıştırmamalıdır. İslâm müftüleri, Allahü teâlânın emirlerini ve yasaklarını, yani ahkâm-ı islâmiyyeyi bildiren âlimler idi. Müftü denilen devlet memurları ise, zaten ahkâm-ı islâmiyyeyi bilmezlerdi. Allahü teâlânın yasak ettiği bir şeyi, kanun emir etseydi, bu şeyi yapmak câiz değildir demezlerdi. Allahü teâlânın emir ettiği bir şeyi, bir zalim terk etseydi, bu şeyi yapmak lâzım olduğunu söyleyemezlerdi. Susarlar veya tersini söylerlerdi. Böylece, kendileri dinden çıkar, Müslümanları da günaha veya küfre sürüklerlerdi. Cengiz askerinin, İslâm memleketlerine yayılıp, camilerin yıkıldığı, Müslümanların öldürüldüğü zamanlarda ve Fatımiler ve Resûlîler zamanlarında, hatta Abbasîler zamanında, böyle müftü denilen devlet memurları, haramlara câizdir dediler. Hatta, Kur'ân-ı kerime mahluktur dediler. Müftü adı verilen bu memurların böyle uydurma fetvalar vererek dinin yıkıldığı zamanlarda, fıkıh, ilmihâl kitaplarına uyanlar, doğru yolda kaldı. Dinlerini kurtarabildi. İbni Âbidîn, dördüncü cild, üçyüzbirinci sahifede, kadı, yani hâkimleri anlatırken buyuruyor ki, (Fâsıkın müftü olması uygun değildir. Bunun verdiği fetvalara güvenilmez. Çünkü fetva vermek, din işlerindendir. Din işlerinde fâsıkın sözü kabul edilmez. Diğer üç mezhepte de böyledir. Böyle müftülere bir şey sormak câiz değildir. Müftünün Müslüman olması ve akıllı olması da, sözbirliği ile şarttır. Âdile, saliha olan kadının ve dilsizin fetvası kabul olunur. (Kifâye) kitabında, orucu anlatırken diyor ki, (Müctehid olmayan din adamı, bir hadîs işitince, bu hadisten kendi anladığına uyarak amel edemez. Müctehidlerin âyet-i kerimelerden ve hadîs-i şeriflerden anlayarak, öğrenerek verdikleri fetva ile amel etmesi lâzımdır. Böyle yapmazsa, vacibi terk etmiş olur).(Tam İlmihal s. 119)

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

0 yorum: