31 Ocak 2015 Cumartesi

* Abduhcunun hezeyanları

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

1 Şubat 2015, Pazar

Abduhcunun hezeyanları

 

 

Sual: Mezheplerin birleştirilmesini savunan ve her mezhepten aklına uygun gelen hükmü alan Mason Abduh’un çömezi bir yazar, özetle diyor ki:

(Fransa, İtalya gibi Dar-ül harb denilen ülkelerde, kâfirlerden faiz alınmaz. Faiz, alın teri dökmeden ve yorulmadan para kazanıldığı için haramdır. Eğer faizi bankadan alıyorsa, bu daha büyük haramdır. Biz, dünyadaki hiçbir gayrimüslim ülke ile savaş hâlinde değiliz, hepsiyle barış hâlindeyiz. Buna ben (Dar-ül sulh) diyorum. Savaş hâlindeki gayrimüslim ülkelerden faiz almak caiz olmadığı gibi, hele barış hâlindeki gayrimüslimlerden de faiz almak hiç caiz olmaz.)

Faiz elbette haramdır. Ancak yazarın dediği gibi, (Alın teriyle kazanılmadığı için haramdır) demek çok yanlış değil mi? O zaman alın teriyle kazanılmayan birçok meslek vardır. Altın veya döviz satanların yahut komisyonculuk yapanların kazandıkları haram mı oluyor?

CEVAP

Bu Abduhcunun hezeyanlarına vesikalı bir cevap vermeye kalkarsak koca bir kitap olur.

Mezhepsizler, her haramın akıllarına göre bir hikmetini bulmaya çalışırlar. Genelde hepsi de yanlış veya eksik olur. Bir mezhepsiz hoca, (Domuzun haram edilmesinin hikmeti, içindeki zararlı trişinlerden dolayıdır) demişti. Ateist bir genç, (O zaman biz domuz etini yüz derecenin üstünde kaynatır, içindeki trişinleri öldürür, domuzu helâl olarak yeriz) demişti. O gence, şöyle demiştik:

(Hayır, sadece trişinden dolayı haram edildiğini söylemek yanlış olur. Besmelesiz kesilen kuzu eti de haramdır. Kuzu etinin sağlığa ne zararı var? Dinimiz haram etmişse, hiç hikmetini araştırmadan, onun haramlığını kabul etmelidir. Bir damla alkol sağlığa zararlı olmasa da, haramdır. Bir damla idrar da öyledir.)

Abduh’un çömezi, faizin haram ediliş sebebini zahmetsizce kazanmaya bağlıyor. Diyelim, faizci, karda kışta, köylere, iş yerlerine, dükkânlara giderek, faizle para verse, arabanın benzinine ve şoförüne para harcadığı, çok yorulduğu için alacağı faiz helâl mi olur? Aksine miras malı da, hiç zahmetsizce gelse helâldir. Hediye alıp vermek helâldir. Zahmet çekilmediği için haram denir mi?

Mezhepsizliğin özelliğinden galiba, (Allah, haram ettiği için haramdır) diyemiyorlar. Müşrikler imkânsız sanarak miracı inkâr etmişlerdi. Günümüzdeki Hamidullahcı mezhepsizler de, (Ta oralara nasıl gider?) diyorlar, onlar da, miracı inkâr ediyorlar. Hazret-i Ebu Bekir, (O, dediyse doğrudur) buyuruyor. Haram olan bir şey için de, Kur’an-ı kerimde veya hadis-i şeriflerde bildiriliyorsa yahut mezhebimiz “haramdır” demişse, hiç tereddüt etmeden ve hikmetini falan araştırmadan haram olduğuna inanmalıdır.

Dâr-ül-harbde, kâfirlere ödünç vererek, onlardan faiz almanın caiz olduğu bütün kitaplarda yazılıdır. Birkaç örnek verelim:

İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: Dâr-ül-harbde, gayrimüslimlerin mallarını faiz yoluyla almak helâldir. (Redd-ül-muhtar)

İmam-ı a’zam ve imam-ı Muhammed, (Dâr-ül-harbde, Müslümanla kâfir arasında faiz günahı olmaz) buyurdu. (Mültekâ)

Dâr-ül-harbde, bir Müslümanın, faiz yoluyla para kazanmasının caiz olduğu, (Kuduri, Cevhere, Vikâye, Hindiyye, Mebsut, Dürr-ül Muhtar, Redd-ül-muhtar) gibi muteber eserlerde yazılıdır.

Aynı husus Mecma’ul-enhür ve Dürer’de de, (Lâ ribâ beynel müslimi vel harbiyyi fi daril harbi = Dâr-ül-harbde, Müslümanla kâfir arasında faiz yoktur) hadis-i şerifiyle bildirilmektedir. (Faiz yoktur) demek, (Faizli alış verişler caiz olur) demektir

Diyanet Ansiklopedisi’nde de şöyle diyor: Ebu Hanife ve İmam-ı Muhammed’e göre dâr-ül-harbde Müslümanla harbi arasında faiz muamelesi caizdir. (Faiz maddesi s.121)

Abduhcu, (Bankadan almak daha büyük günah olur) dese de, Meşihat-i İslamiyyenin çıkardığı Ceride-i İlmiye kitabının 55. sayısının 1744. sayfasında yazılı fetvada da, (Dâr-ül-harbde kâfir bankasına para yatırıp, bankadan faiz almak, şer’an helâl olur) buyuruluyor.

Her şeyi bir hikmetle, bir sebeple açıklayan başka bir hoca da, kâfir bankasından faiz almanın caiz olduğuna şöyle bir örnek veriyor:

(Faizin haram edilmesinin hikmeti, karşıdaki kişiyi sömürmektir. Mesela 100 lira isteyen kişiye, “50 lira faiz isterim” diyerek onu zor duruma sokmaktır. Bankaya para yatırılınca, banka zor duruma düşmüyor. Banka kazandığı paranın bir kısmını bize veriyor. Mesela 20 lira kâr ediyorsa, “10 lirası senin, 10 lirası benim olur” diyor. Biz bankayı sömürmüyoruz. Bunun için, İtalya, Fransa gibi gayrimüslim ülkelerde bankaların verdiği faizi almak caizdir, günah değildir.)

Hâlbuki kâfir bankasından faiz almanın caiz olduğu din kitaplarında yazılıdır. Böyle aklî bir örneğe hiç ihtiyaç yoktur. Fakat aklını ölçü alanlar için, akla zıt da değildir. Nakle zıt olmadığı için söylemekte mahzur yoktur.

Abduhcu yazarın, (Dar-ül sulh = Barış ülkesi) diye bir tâbir uydurmasının dinde yeri yoktur. Hiçbir İslâm âlimi öyle bir tâbir bildirmemiştir. Bir ülke, ya İslâmiyet'le idare edilir veya gayri İslâmî şekilde idare edilir. İkisinin arasında başka idare şekli yoktur. Yani bir ülke ya (Dar-ül-İslam) veya (Dar-ül harb) olur. Kelime mânâsına bakarak Dar-ül harb için (Savaş yapılan ülke) denmez. Vehhâbîler de, hep böyle kelime üzerinde durarak yanlışlıklar yapıyorlar. Deyimlerde, tâbirlerde kelimeye bakılmaz. Bir başka husus da, bugün bir ülke, kendine, (İslam idaresi) dese, o ülke (Dar-ül-İslam) olmaz. Bir kimsenin adı Veli olsa, o kimseye evliya zat denmediği gibi, bu da öyledir.

Twitter’da paylaş   |   Facebook’ta paylaş

 

 

Hocadan locaya

Önce hocaya gider, çıkıp locaya gider,

(Tarihsel) der Kur’an’a, dine iftira eder.

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·Yaratan Var

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

0 yorum: