31 Mayıs 2020 Pazar

* Cemaatle namaz kılmak

31 Mayıs 2020, Pazar

 

Cemaatle namaz kılmak

 

 

 

Sual: Cemaatle namaz kılarken safları nasıl oluşturmalıdır? Abdest alan, teyemmüm etmiş olan imama uyabilir mi?

Cevap: İmama uymanın doğru olması için, gerekli olan şartlardan bir kısmı şöyledir:

Cemaat bir kişi ise, imamın sağ yanında hizasında durur. Solunda durması mekruhtur. Arkasında durması da mekruh olur. Ayağının topuğu, imamın topuğundan ileri olmazsa, namazı sahih olur. İki ve daha çok kişi, imamın arkasında durur. Birincisi, imamın tam arkasına, ikincisi birincinin sağına, üçüncüsü birincinin soluna, dördüncüsü ikincinin sağına, beşincisi üçüncünün soluna... olarak dururlar. İkinci, sonradan gelirse, arkaya durur. Birinci, namazı bozmadan arkaya geçer. İmam ileri gitmez.

İmam ile cemaat arasında, iki saftan ziyade alacak boş meydan veya büyük havuz bulunursa, bunun gerisinde olanların uyması câiz olur ise de, yalnız kılması mekruh olur. Havuzun ve meydanın iki yanlarında cemaatin bulunması şart değildir. Mescide bitişik açık ve kapalı yerler, odalar da böyledir. [Tahtâvî İmdâd haşiyesi.]

Abdest alan, teyemmüm etmiş olana, ayakta kılan, oturarak kılana ve nafile kılan, farz kılana uyabilir. Dinini bilen bir imam arayıp ona uymalıdır.

Mahalle camiinde, ezan ve ikamet okuyarak bir kere cemaat ile namaz kılınır. Yoldaki camilerde ve imamı, müezzini olmayan camilerde, her cemaat için ayrı ayrı ezan ve ikamet ile kılınır. Cin imam olur. Melek imam olamaz. Çünkü melek, mükellef değildir. Melek, cin ve çocuk, bir de olsa, cemaat olur. Nafile kılan bir kişinin, farz kılana uyması ile cemaat sevabı hâsıl olur. (Tam İlmihal s. 251)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

* Her davete gidilir mi? (Osman Ünlü Hocanın 31.05.2020 tarihli yazısı)

31 Mayıs 2020, Pazar

 

 

Her davete gidilir mi?

 

 

 

Sual: Davet edilen yere gitmenin lazım olduğu söyleniyor, anlatılıyor ve yazılıyor. Peki her davet olunan yere gidilir mi?

Cevap: Bu konuda İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektûbat kitabında  buyuruyor ki:

“Müslümanların haklarını gözetmek lazımdır. Hadis-i şerifte; (Müslümanın Müslüman üzerinde beş hakkı vardır: Selamına cevap vermek, hastasını yoklamak, cenazesinde bulunmak, davetine gitmek ve aksırıp 'elhamdülillah' diyene, 'yerhamükellah' diyerek cevap vermek) buyuruldu. Fakat, çağrılan yere gitmek için, şartlar vardır. İhyâ kitabında diyor ki: “Yemek şüpheli ise, sofrada ipek kumaş, altın, gümüş varsa, tavanda ve duvarlarda canlı resimleri varsa, çalgı çalınıyorsa, oyun oynanıyorsa, böyle olan yere gidilmez. Zalimin, bidat sahibinin ve kötü kimselerin, övünmek için çok para harcamış olanın davetine de gidilmez.” Şir'at-ül-islâm kitabında; “Riya, gösteriş için yapılan davete gidilmez” deniyor. Muhît kitâbında da; “Oyun oynanan, çalgı çalınan, Müslümanlar çekiştirilen, içki içilen davete gidilmez” denmektedir. Metâlib-ül-mü'minîn kitabında da böyle yazılıdır. Böyle mâniler bulunmayan davete gitmek lazımdır.”

İbni Âbidînde de deniyor ki:

“Haram olan şeyler, odada ise gidilir. Sofrada ise gidilmez. Bilmeyerek gidildiyse, kalbi ile beğenmeyerek oturulur veya bir bahane ile geri dönülür. Çünkü haram işlememek için, sünnet terk edilir. Gıybet söylemek veya dinlemek, çalgıdan ve oyundan daha büyük günahtır. Söz ve makam sahibi ise, sofrada günaha mâni olmalı veya geri dönmelidir.”

***

Sual: Uzaktan gelen misafire, her gün ikramda bulunmak gerekir mi?

Cevap: Mâ-lâ-büdde kitabında deniyor ki:

“Gelen misafire üç gün ziyafet vermek, müekket sünnettir. Sonraki günlerde müstehaptır.”

        ***

Sual: Selam verirken eğilmek, dinimiz açısından uygun mudur?

Cevap: Bu konuda Berîka kitabında deniyor ki:

“Selam verirken ve selam alırken eğilmek günahtır. Hadis-i şerifte; (Karşılaştığınız zaman, birbirinize eğilmeyiniz, kucaklaşmayınız!) buyuruldu. Allahü teâlâdan başkası için rüku ve secde yapmak haramdır.” İbni Nüceym Zeyneddîn Mısrî hazretleri Segâir ve Kebâir kitabında, el ile selam vermek günahtır diyor. İsmail Sivasî hazretleri, bunu açıklarken; “Çünkü, el ile selam vermek, kâfirlerin âdetidir” diyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

 

 

* İmam olmak için altı şart

30 Mayıs 2020, Cumartesi

 

İmam olmak için altı şart

 

 

 

Sual: Büyük günah işleyenler namaz kıldırmak için imam olabilir mi? İmamlık yapabilmek için sakallı olmak şart mıdır?

Cevap: (Dürr-ül-muhtâr) üçyüzyetmişaltıncı sahifede buyuruyor ki, ([İsterse profesör olsun] din cahillerinin, fasıkların, yani büyük günah işleyenin, meselâ içki içenin, zina edenin, fâiz yiyenin, karısını, kızlarını çıplak gezdirenin, amanın imam olması mekruhtur. [Fâsıkın imam olması, Malikide sahih değildir (Halebî).] Ebüssü’ûd efendinin “rahmetullahi aleyh” fetvasını yukarıda bildirmiştik. Âmâ, âlim ise, imam olur. Veled-i zinanın, yani nikâhsız doğmuş kimsenin imam olması da mekruhtur. Emred kimsenin, yani henüz baliğ olmuş, sakalı çıkmamış, parlak kimsenin imam olması, âlim olsa bile, mekruhtur. Çünkü, fitneye sebep olur. Parlak olmayan, köse [sakalsız] arkasında kılmak mekruh değildir). [Görülüyor ki, imam olmak için, sakallı olmak şart değildir. Özür ile sakal tıraşı olanın arkasında namaz kılınır. Sakalı sünnete uygun olmayan [yani, çenedeki ile birlikte bir tutam uzun olmayan] kimse, bid’at sâhibi olur. Sakalın sünnete uygun olmasına ehemmiyet vermeyen, kâfir olur.]. (Tam İlmihal s. 249)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

 

* Keffaret orucu bozulursa (Osman Ünlü Hocanın 30.05.2020 tarihli yazısı)

30 Mayıs 2020, Cumartesi

 

 

Keffaret orucu bozulursa

 

 

 

Sual: Bir kimse, keffaret orucuna başlasa, altmış günü tamamlamadan hastalansa ve ara verse, bir kadının da muayyen günü başlasa ve ara verse, bunların keffaret orucuna baştan mı başlamaları gerekir?

Cevap: Keffaret orucu, hastalık, yolculuk gibi bir özür ile veya bayram günlerine rastlamak sebebi ile bozulursa yahut ramazan ayına rastlarsa, yeniden altmış gün tutmak lazım olur. Bayram günlerinde bozmazsa, yine yeniden başlaması lazım olur. Kadın, hayız ve nifas sebebi ile bozunca, yeniden başlamaz. Temizlenince geri kalan günleri tutarak, altmışı tamamlar. Fakat, yemin keffareti olan üç gün art arda tutulacak orucu bu sebeple bozan kadının da, üç günü, yeniden tutması lazım olur. Keffaret orucuna, ramazana ve bayramlara rastlamayacak şekilde başlamalıdır. Recebin birinci günü keffaret orucuna başlayıp, şabanın sonunda, altmış günü tamam olmasa, üç günlük yola gitmeyi niyet ederek vatanından çıkar. Ramazanın birinci günü, keffaret orucuna niyet eder. Çünkü misafire ramazan orucunun edası farz değildir, kaza etmesi caizdir.

***

Sual: Teravih namazının dışındaki tesbih namazı gibi nafile namazları cemaatle kılmanın dinimiz açısından mahzuru var mıdır?

Cevap: Sirâciyye fetva kitabında, teravih ve güneş tutulması namazlarından başka olan nafileleri cemaat ile kılmanın mekruh olduğu bildirilmektedir. Gıyâsiyye fetva kitabında, Şeyh-ul-imâm Serahsî hazretleri buyuruyor ki:

“Nafile namazı cemaat ile kılmak, Ramazandan başka zamanlarda, herkes çağrılırsa, mekruh olur. Bir iki kişi imama uyarsa mekruh olmaz. Üç kişi olursa şüphelidir. Dört kişi olursa, söz birliği ile mekruh olur.”

***

Sual: Adakta bulunan fakir bir kimse, adadığı bu hayvanı kesince, bunun etinden kendisi, çoluğu, çocuğu yiyebilir mi?

Cevap: Fakir olsun, zengin olsun, adak eden, adak edilerek kesilen hayvanın etinden yiyemez ve zekât vermesi caiz olmayanlara yediremez. Anasına, babasına, evlatlarına, kocasına veya hanımına, fakir olsalar da yediremez. Yerse veya bunlara yedirirse, yenilen etin kıymetini, fakirlere sadaka verir. Akrabasından ve evinde bulunanlardan, zekâtını vermesi caiz olan büyük, küçük herkes yiyebilir. Bunlar içinde, zengin olanlar yiyemez. Yerlerse, adak sahibi, bunların kıymetini fakirlere verir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

 

 

 

29 Mayıs 2020 Cuma

* İmam olmak için altı şart

29 Mayıs 2020, Cuma

 

İmam olmak için altı şart

 

 

 

Sual: Herkes namaz kıldırmak için imam olabilir mi, imamlık yapabilmek için şartlar var mıdır? Kadınların imam olması sahih olur mu?

Cevap: (Nûr-ül-îzâh) şerhi haşiyesinde buyuruyor ki, (İmam olmak için altı şart lâzımdır). Bunlardan biri bulunmadığı bilinen imamın arkasında namaz sahih olmaz:

1- Müslüman olmak, Ebû Bekr-i Sıddîk ve Ömer Fârûkun halife olduğuna inanmayan ve tevilini bilmeden miraca, kabir azabına inanmayan, imam olamaz.

2- Buluğ yaşında olmak.

3- Akıllı olmak. Sarhoş ve bunak imam olamaz.

4- Erkek olmak. Kadın, erkeklere imam olamaz.

5- Hiç olmazsa, Fâtiha ile bir âyeti doğru okuyabilmek. Bir âyeti ezberlememiş olan ve ezberlese de, tecvid ile okuyamayan, nağme yapan, imam olamaz.

6- Özürsüz olmaktır. Özrü olan, özrü olmayanlara imam olamaz. Özür, bir yerinden durmadan kan akmak, yel kaçırmak, idrar kaçırmak, te ve fe harflerini tekrarlayarak okumak, sin harfini se, ra harfini gayn okumak, abdestsiz veya dirhemden fazla necasetli olmak ve avret mahalli açık olmaktır. Gözü ağrıyan, gözyaşı kesilmezse, özür sâhibi olur. Kulaktan, göbekten, burundan, memeden ağrı ile çıkan her sıvı da, devamlı akarsa, özür sâhibi olur. Adı geçen yerlerden ve yaradan çıbandan çıkan kan, irin ve sarı su, ağrı ile olmasa da, böyledir. Özürleri birbirine benzeyenler birbirlerine ve bir özürlü olan, iki özürlü olana imam olabilir. Malikide ve Şafii’de, özürlü olan, özürsüz olana imam olabilir. [Yara üstündeki merheme, sargıya mesh eden ve kaplama veya dolgu dişi olduğu için, Maliki ve Şafii “rahmetullahi teâlâ aleyhimâ” mezhebini taklid edenler özürlü sayılmaz.] (Tam İlmihal s. 249)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com