30 Haziran 2012, Cumartesi | |
Rusça ve Arnavutça Takvimler | |
Kıymetli Arkadaşlar, Türkiye Takvimi pazarlama servisi olarak, Türkçe takvimin yanı sıra, Rusça, Arnavutça ve Kazakça takvim de hazırlanarak, bu dilleri konuşan ülkelere ücretsiz olarak gönderilmektedir. Türk devletleri, Rusya, Kosova, Arnavutluk ve Makedonya'da; üniversitelere, resmi dairelere, camilere ve köylere kadar ulaşan bu takvimler; tarihi, kültürel ve dini konularda çok faydalı olmaktadır. Bu tür hizmetlerin değerini bilen insanların katkıları ile hazırlanan takvimlerin tanesi, 1,70 TL'ye mâl olmaktadır ve toplanan miktar kadar basılmaktadır. Şanlı ecdadımızın insanlığa yaptığı bu hayırlı hizmetlerin devamı için, sizleri de ortak olmağa davet ediyoruz. Örnek olarak, 100 adedi 170 TL – 1000 adedi 1700 TL olan bu organizasyon için, aşağıda verilen hesap numaraları kullanılmaktadır. Kredi kartı ile de, 7-8 taksit kabul edilmektedir. Yatırılmak istenen miktar, bu adetlerden az veya çok ta olabilir. (İsteyene, Dolar ve Euro hesap numaraları da verilebilir.) Saygılarımızla Takvim Pazarlama Müdürlüğü İrtibat: Ahmet Yazıcı - Şaban Aktaş Tel: (0212) 454 20 76 – 454 22 02 Mail: ahmet.yazici@ihlas.com.tr İrtibat ve her türlü sorularınız için bu mail kullanılmalı. Banka Hesap Numaralarımız: 1- Yapı Kredi Bankası – Beylikdüzü Ticari Şube İhlas Pazarlama A.Ş. - Hesap No: 981 - 607 906 77 IBAN: TR97 0006 7010 0000 0060 7906 77 2- Garanti Bankası – Bakırköy Kurumsal Şubesi İhlas Pazarlama A.Ş. - Hesap No: 382 - 620 21 24 IBAN: TR61 0006 2000 3820 0006 2021 24 NOT: Hesaba para gönderen kıymetli arkadaşlarımızın, mail veya telefonla, fatura bilgilerini de bildirmelerini istirham ediyoruz, çünkü onlar adına fatura kesiyoruz. | |
Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net |
30 Haziran 2012 Cumartesi
* Rusça ve Arnavutça Takvimler
* Dine aykırı yemin
01 Temmuz 2012, Pazar | ||||
Dine aykırı yemin | ||||
Sual: Dine aykırı olarak, (Annemin ölüsünü göreyim), (Çocuğumun ölüsünü öpeyim), (Babam hakkı için), (Annem üzerine) veya (Namusum için) diye yemin eden ne yapmalıdır? CEVAP Böyle yemin etmek haramdır, hattâ küfür olur. Hemen tevbe etmeli ve bir daha söylememelidir. Dine uygun yemin olmadığı için, bozulunca yemin kefareti gerekmez. Yaratılış gayesi Rabbimize kulluktur, yaratılış hikmeti, Çok dikkatli olmalı, bırakmalı gafleti. | ||||
Bugünkü ilahi: | ||||
Dini sualler için | Üye olmak için Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo Mail grubu sayfası: Google | Yahoo www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net | ||||
29 Haziran 2012 Cuma
* Neyimize güveniyoruz? (Mehmet Ali Demirbaş'ın 01.07.2012 tarihli yazısı)
01 Temmuz 2012, Pazar | |
Neyimize güveniyoruz? | |
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allahü teâlânın indinde dünyanın sivrisineğin kanadı kadar kıymeti yoktur. O hâlde bu kadar kıymetsiz olan dünya için, âhiret nimetlerinden mahrum kalmak akıl işi değildir. Âhirette iki yer var, ikisi de sonsuz, biri Cennet, diğeri Cehennem. Allahü teâlâ rızka kefildir, ama imana kefil değildir. Kefil olduğunun peşinde haram helal demeden koşuyoruz da, kefil olmadığı konuda, (Allah kerimdir) diyerek, gaflete düşüyoruz. Ölünce insan, ya Cennete veya Allah korusun, Cehenneme gider. Çünkü imanla ölmenin garantisi yok. İnsan Cehennemden kurtulmadan, nasıl kendini güvende hissedebilir, nasıl kendini Cennette hissedebilir? İnsan bu kadar gâfil nasıl olabilir? Başkasına acımıyoruz, bari kendimize acıyalım. Âkıbetimiz meçhuldür. Meçhul olunca insan kendisini güvende hissedemez. Dünyada kendisini güvende hissetmek, ancak ismen Cennetle müjdelenen, Aşere-i mübeşşere denilen on kişiye nasip olmuştur. Geri kalan herkesin korku içinde olması şarttır. Büyük bir zat buyurdu ki: Bir gece uyandım, iki saat yalnız insanoğlunun âcizliğini düşündüm. İç organları düşündüm, hiçbir şeye müdahale edemiyoruz. Dış olayları düşündüm, insanın yapacağı hiçbir şey yok. Bu kadar âciz olan insanın, hükümranlık sevdası nedir? Bu kadar çok saltanat, bu kadar çok kibir ve gurur nedir? İnsan kendine gelmezse, kendini bilmezse, çok sıkıntı çeker. İnsanın kendini tanıması çok önemlidir. Tefsir âlimleri, (Ben cinleri ve insanları, ancak bana ibadet etsinler diye yarattım) mealindeki âyet-i kerimedeki ibadetten maksadın, Allah'ı tanımak olduğunu bildirmişlerdir. Öyle ya, insan tanıdığına ibadet eder. Tanımadığına ibadet etmez. Tanımak da yalnız düşünmekle olmaz. İnsan burada şaşırıyor. Tanımak, düşünmekle beraber ibadetle olur. İbadet yapmayan, Allah'ı tanıyamaz. İnsan nefessiz yaşayamaz. Hayat için nefes neyse, Müslüman için de namaz odur. Müslüman namazını kılar. Çünkü namaz kılmamak için hiçbir bahane olmaz. Namaz için çok hassas olmalı, sözümüz geçen kimseleri namaza teşvik etmeliyiz. Çünkü imanı koruyan, namazdır. Namaz başlı başına İslamiyet'tir. İçinde oruç var, yiyip içmiyoruz, hac var, Kâbe'ye dönüyoruz. Kur'an okumak, tesbih, zikir, dua, salevat, istiğfar etmek, Kelime-i şehadet getirmek ve ihtiyaçları yalnız Allah'tan istemek gibi hususların hepsi namazda toplanmıştır. Namaz kılan bunların hepsini yapmış olur. | |
Dini sualler için | Üye olmak için Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo Mail grubu sayfası: Google | Yahoo www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net |
* Çalgıyla şarkı söylemek
30 Haziran 2012, Cumartesi | ||||
Çalgıyla şarkı söylemek | ||||
Sual: Günah olmayan sözleri, şiirleri veya şarkıları çalgıyla söylemek caiz midir? CEVAP Hayır, caiz değildir. (İslam Ahlakı) Âlemin kurtuluşu Allah'ı tanısaydı, gafletteki insanlar, Âlem felâh bulurdu, tam olurdu noksanlar. | ||||
Bugünkü ilahi: | ||||
Dini sualler için | Üye olmak için Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo Mail grubu sayfası: Google | Yahoo www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net | ||||
* Neticeyi sebepten bilmek (Mehmet Ali Demirbaş'ın 30.06.2012 tarihli yazısı)
30 Haziran 2012, Cumartesi | |
Neticeyi sebepten bilmek | |
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Mülkü de, kuvveti de veren Allahü teâlâdır. İnsan, zerresini kendi şahsından, kendi kabiliyetinden veya dehasından bildiği anda sigorta atar, Allahü teâlânın yardımı kesilir. Çünkü bütün iç organlarımız, bütün dünya, hatırımıza ne geliyorsa, yani kâinatın her zerresi, her an Cenab-ı Hakk'ın kudreti altındadır. Sütte şeker, yağ, mineral maddeler, vitaminler vardır, ama bunlar sütün her zerresindedir. Sütün içine bakıp, (Şurası mineral madde, şurası şeker) demek mümkün olmaz. Allahü teâlâ kâinatın her zerresindeki bu kudretini kullarına gösterse, o zaman iman etmenin bir üstünlüğü olmazdı. Cenab-ı Hak bütün yaptıklarını, sebeplerin altında gizlemiştir. Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyor ki: (Eğer bir kimse sebebe yapışır, neticeyi sebepten beklerse kâfir olur. Mümin sebebe yapışır, müsebbibden yani Allahü teâlâdan bekler. Kâfir de sebebe yapışır, ama o sebepten bekler.) Çok kıymetli imanın elden gitmemesi için, yapılan şükür hakkında büyük bir zat buyuruyor ki: (Doğru iman ederek, çok büyük nimete kavuştuk. Eğer bu imanımız olmasaydı, hiçbir hizmete gidemezdik. Bizi hizmetlere koşturan imanımızdır. İman nimetinin şükrü yapılmazsa elden gider. Allahü teâlâ, bu nimetin şükrünün, ancak Müslümanların birbirini Allah rızası için sevmesiyle mümkün olacağını bildiriyor. Eğer birbirimizi severek, iman nimetinin şükrünü eda edersek, Allah bizden bu iman nimetini almaz. İman nimeti olduğu müddetçe de, insan ne dünyada, ne de âhirette sıkıntıya uğrar. Çünkü iman ediyorum demek, (Rabbime inanıyorum, Ona güveniyorum, Onun emrindeyim, Ona ibadet eder, Ondan isterim) demektir. Allahü teâlâ, kendisinden isteyeni boş çevirmez. Mübarek bir zat, bir kimseye, ne iş yaptığını sorar. O da, berbat bir işte çalıştığını söyleyince, ona der ki: - Evladım, günah değil mi, üç günlük dünyada hem haram yiyorsun, hem de çoluk çocuğuna haram yediriyorsun. Allah'tan korkmuyor musun? Bırak o işi, helâl bir iş bul kendine! - Ama hocam, çoluk çocuğumun rızkı oradan geliyor. Ben başka işe girip de orada aynı parayı, aynı imkânı bulamazsam, sonra benim hâlim ne olur? - Haramla uğraştığın hâlde sana rızkını veren Rabbimiz, helâl işle uğraşırsan, yani Onun rızasını tercih edersen, senin rızkını mı kesecek? Öyle düşünmek, hâşâ Allah'a suizan olur. Allahü teâlâ rızkımıza kefildir. Helâl yoldan aramaya çalışmalıdır. | |
Dini sualler için | Üye olmak için Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo Mail grubu sayfası: Google | Yahoo www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net |
28 Haziran 2012 Perşembe
Haftalik Bulten (29 Haziran 2012)
* Cuma tebriği
Üye olmak için | Dini sualler için
Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo
Mail grubu sayfası: Google | Yahoo
www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net
* Zayıf Müslümanlar
29 Haziran 2012, Cuma | ||||
Zayıf Müslümanlar | ||||
Sual: Faideli Bilgiler kitabında, zekât verilen sekiz sınıftan birinin Müellefe-i kulüb olduğu bildiriliyor. Bunlardan biri de, (Yeni iman etmiş olan bazı zayıf Müslümanlar) olarak bildiriliyor. Eshab-ı kirama imanı zayıf denir mi? CEVAP Eshab-ı kiramın imanı zayıf denmiyor. (İmanı zayıf olanlara zekât veriliyordu) deniyor. İmanı zayıf olanlar Eshab-ı kiram değildi. Irak'ta, Suriye'de, Mısır'da, Yemen'de veya Medine'de yahut köylerinde olup da, Resulullah efendimizi görmedikleri için Eshab-ı kiram olmak şerefine kavuşmayan Müslümanlar vardı. Kalblerinin iyice İslâmiyet'e ısınmaları için onlara zekât veriliyordu. Sonra buna lüzum kalmayıp, bu hüküm kaldırıldı. Türkiye Gazetesi Her sabah güneş gibi, evimize ulaşır, Taze, doğru bilgiler, dilden dile dolaşır, Güzel ahlâk, herkese bu şekilde bulaşır; Tam kırk yıldır ayakta, doğruluk abidesi, Daha nice yıllara, Türkiye Gazetesi… Her gün ayrı emekle, sevgiyle dokunursun, Bir dost gibi beklenir, hasretle okunursun, Karanlık, aç ruhlara ışık saçan bir nursun; Hakkı doğru anlatan, insanlık reçetesi, Daha nice yıllara, Türkiye Gazetesi… Nice güzel kalemler, köşelerinde yazar, Çevresi gayet geniş, kolu her yere uzar, Bu kadar güzelliğe, değdirmeyelim nazar; Uzun soluklu olsun, o şifalı nefesi, Daha nice yıllara, Türkiye Gazetesi… Politika ve sanat, yurttan güzel haberler, İlmek ilmek işlenir, dinî-milîdeğerler, Gazetemle gezilir dünyada güzel yerler; Ülkelere duyulur, vatanın şanlı sesi, Daha nice yıllara, Türkiye Gazetesi… Haber, spor, magazin, dışı böyle süslenir, Bir kültür hazinesi, okuyana seslenir, Çoğalan aboneyle, nice gönül beslenir; Gün geçtikçe artıyor duyarlı abonesi, Daha nice yıllara, Türkiye Gazetesi… Nasipli olanların evlerine giriyor, Faydalı bilgileri, önlerine seriyor, Dinî sual sorana, doğru cevap veriyor, Duyulmalı dünyaya, Ehl-i sünnetin sesi, Daha nice yıllara, Türkiye Gazetesi… Kadir der gazetede bulunur birçok konu, İlk çıkıştaki gibi, hayırlı olsun sonu! Sahibi bir abidir, değil onun patronu, Kırk bir kere maşallah, daim sürsün neşesi, Daha nice yıllara, Türkiye Gazetesi… Kadir Çetin – İzmir | ||||
Bugünkü ilahi: | ||||
Dini sualler için | Üye olmak için Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo Mail grubu sayfası: Google | Yahoo www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net | ||||