1 Şubat 2011 Salı

* 33- Kabir azabı vardır

Açıklama: Açıklama: cid:image001.jpg@01CBB7E0.0743C3F0

Açıklama: Açıklama: cid:image002.gif@01CBB7E0.0743C3F0

Bozuk din kitabı - 33

02 Şubat 2011, Çarşamba

Kabir azabı vardır

.

 

Reformcu yazar diyor ki:

(Kabir azabı yoktur.)

CEVAP

Kabir azabının varlığını bildiren vesikalardan bazıları şöyledir:

İmam-ı a'zam hazretleri buyurdu ki: Mümin suresinin (Onlar, sabah akşam ateşe sokulurlar. Kıyametin kopacağı günde, "Firavun hanedanını azabın en çetinine sokun!" denilecek) mealindeki 46. âyet-i kerimesindeki sabah akşam görecekleri azap, Kıyamet'ten öncedir. Âyetin devamında, onların şiddetli azaba sokulacağı bildiriliyor. Birincisi kabir azabı, ikincisi ise Cehennem azabıdır. (El-Kavl-ül fasl)

İmam-ı Gazali hazretleri de, (Bu âyet-i kerime kabir azabını gösteriyor) buyurdu. (İhya)

Nuh suresinin, (Günahları yüzünden suda boğuldular, ardından da ateşe atıldılar) mealindeki 25. âyet-i kerimesinde geçen Fe-üdhılu kelimesindeki Fe edatı, hiç ara verilmediğini gösterir. Yani (Suda boğulduktan hemen sonra kabirdeki azaba maruz kaldılar) demektir. Bu da kabir azabının varlığını bildirmektedir. (El-Kavl-ül fasl)

Al-i İmran suresinin, (Allah yolunda öldürülenleri [şehidleri] ölü sanmayın! Bilakis onlar diridir) mealindeki 169. âyet-i kerimesi de, kabir hayatını bildirmektedir. (El-Kavl-ül fasl)

İmam-ı Şarani hazretleri buyuruyor ki:

Taha suresinin 124. âyet-i kerimesindeki (Mâişeten danken) ifadesi, kabir azabını bildiriyor, çünkü hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Mümin kabrinde yemyeşil bir bahçe içindedir. Ayın on dördü gibi aydınlatılır. "Feinne lehü mâişeten danken" âyeti, kâfirlerin kabirde görecekleri azabı bildirir. 99 "tinnin", kâfirleri kıyamete kadar kabrinde sokup azap eder.) [Tirmizi]

[Tinnin isimli yılan, dünya yılanı değildir. Kâfire ve günahkâra azap etmesi için Allah'ın yarattığı bir mahlûktur.]

Tekasür suresinin 3. âyetindeki, (Bu övünmenizin kötü akıbetini ileride bileceksiniz!) demek, (Ölürken bileceksiniz) demektir. 4. âyetindeki (Yine ileride bileceksiniz) mealindeki ifade ise, (Kabirde bileceksiniz) demektir. (Celaleyn, Medarik, Muhtasar-ı Tezkire-i Kurtubi)

Bekara suresinin, (Ölüyken sizi diriltti. Tekrar öldürecek ve tekrar diriltecek) mealindeki 28. âyetinde bildirilen ikinci dirilme kabirde olacaktır. İmam-ı Nesefi de, bu âyet-i kerimenin kabir azabına ve kabir nimetine işaret ettiğini bildirmiştir. (Tefsiri Şeyhzade)

İmam-ı Nesefi hazretleri buyurdu ki: Araf suresinin, (Orada yaşayıp, orada öleceksiniz, yine oradan dirilip çıkarılacaksınız) mealindeki 25. âyetindeki orada kelimesinden maksat kabir hayatıdır. (Şeyhzade)

Casiye suresinin, (Allah sizi diriltir, sonra öldürür) mealindeki 26. âyeti, diriltmenin kabirde olacağını bildiriyor. (Şeyhzade)

Tevbe suresinin, (Onları iki defa azaba uğratacağız) mealindeki 101. âyetindeki azabın birisi kabir azabıdır. (Kadi Beydavi)

İmam-ı Süyuti hazretleri, kabir azabı ile ilgili Şerh-us-sudur isminde müstakil bir eser yazmıştır. Buhari, Müslim ve diğer hadis kitaplarındaki kabir azabıyla ilgili hadis-i şerifleri nakletmiştir. Her hadis kitabında kabir azabı bildirilmektedir. Kabir azabını inkâr eden, bütün hadis kitaplarını inkâr etmiş olur.

Hazret-i Âişe validemiz, (Yâ Resulallah, bu ümmet kabirde azap görecek, benim gibi zayıfların hali ne olacak) diye sual edince Resulullah efendimiz, İbrahim suresinin, (Allah, iman edenlere, dünya ve ahirette de sabit sözlerinde sebat ihsan eder) mealindeki 27. âyeti okudu. (Bezzar)

Bu âyette, kabir hayatının hak olduğu bildiriliyor. (Tefsir-i Celaleyn)

İbni Abbas hazretleri, bu âyet-i kerimede, müminlere ihsan edildiği bildirilen sabit sözün, kelime-i tevhid olduğunu bildirmiştir. Âyet-i kerimedeki, dünyadaki sabit sözden maksat, kabirdeki suale verilen cevaptır, âhirettekinden maksat ise kıyamet günündeki hesaptır. (Cami-ul-ahkâm)

İslam âlimleri, kabir hayatının âhiret hayatından olduğunu, kabir azabının da âhiret azaplarından olduğunu bildirmişlerdir. (Mektubat-ı Rabbani)

Kabir azabı ile ilgili hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:

(Kabir azabı haktır.) [Buhari]

(Kabir ya Cennet bahçesi veya Cehennem çukurudur.) [Tirmizi]

(Kabir azabının çoğu, elbiseye idrar sıçratmaktan olur.) [İ.Mace, Nesai, Hâkim, D.Kutni]

(İdrardan sakının! Çünkü kabirde ilk hesap bundan olacaktır.) [Taberani]

(Kovuculuk kabir azabına sebep olur.) [Beyheki]

(Şehid, kabir azabından emindir.) [İbni Mace, Beyheki, imam-ı Ahmed]

(Dün gece rüyamda bir kimseyi kabir sıkarken gördüm. Namazı gelip onu kabir azabından kurtardı.) [Hâkim]

(Cuma gecesi Fâtiha suresi ve 15 kere Zelzele suresi okuyarak iki rekât namaz kılan kabir azabından emin olur.) [Deylemi]

(Allah yolunda gözcü olarak vefat eden, kabir azabı görmez.) [İ. Ahmed]

(İç hastalıklarından ölen kabir azabı görmez. ) [Tirmizi]

(Allah'ım, kabir azabından sana sığınıyorum.) [Müslim, Nesai, Hâkim, Haraiti]

(Kabir azabından Allah'a sığının.) [Müslim, İ.Ahmed, İ.E.Şeybe]

(Gizleyebilseydiniz, kabir azabını işitmeniz için dua ederdim.) [Müslim, İ. Ahmed, Nesai]

(Tebareke sûresini okumak kabir azabına engeldir.) [İbni Mürdeveyh]

(Ölüye uygunsuz şekilde ağlanınca kabirde azap görür.) [Buhari]

(Allah'a yemin ederim ki, 99 tinnin, kâfire kabrinde azap eder.) [Ebu Ya'la, İbni Hibban, Tirmizi]

(Namaz kılmayanın kabri ateşle dolar. Bir tinnin, her namaz vaktinde onu sokar.) [Kurretül-uyun]

Resulullah efendimiz, iki kabir yanında durup, (Bunlardan biri idrar sıçramasından sakınmadığı için, diğeri ise, Müslümanlar arasında söz taşıdığı için, kabir azabı çekiyorlar) buyurdu. (İbni Mace)

Eshab-ı kiramdan Ya'la bin Mürre hazretleri, bir kabirde azap olduğunu işitip Resulullah efendimize haber verdi. Peygamber efendimiz de, (Ben de işittim. Söz taşıdığı ve üzerine idrar sıçrattığı için azap yapılmaktadır) buyurdu. (Beyheki)

Resulullah, iki kabrin yanına gelince, bir hurma dalı getirilmesini emretti. Hurma dalını ikiye kırıp, yarısını bir kabre, yarısını da diğer kabrin üstüne koyup, (Bu dal yaş kaldığı sürece azapları hafifler. Bunlar gıybet ve idrardan dolayı azap görmektedir) buyurdu. (İ. Mace)

Peygamber efendimiz bir cenazede, (Yâ Rabbi, bunu kabir azabından koru) diye dua etmiştir. (Müslim, Nesai, Tirmizi)

Ehl-i sünnetin ve Hanefî mezhebinin reisi olan İmam-ı a'zam hazretleri buyurdu ki:

Kabirde ruhun cesede iadesi, kâfirleri ve bazı günahkâr Müslümanları kabrin sıkması ve azap edilmesi haktır. (Kavl-ül fasl)

İslam âlimlerinin en büyüklerinden olan İmam-ı Rabbani hazretleri, (Kabrin bedeni sıkması vardır) buyurdu. (3/17)

Yine İslam âlimlerinin en büyüklerinden olan İmam-ı Gazali hazretleri de, (Kabir azabı ruha ve cesede birlikte olacaktır) buyuruyor. (İhya-i Ulumiddin)

Karada ve denizde ölene de sual sorulur. Bu da ruhun bedene iade edilmesinden sonra olur. (Nuhbet-ül-leâli s.116, Bidaye s.91)

Ruh ve beden beraber günah işledikleri için, kabir azabı da her ikisine birden olur. (El-Müstened)

İmam-ı Süyuti, Şerh-us-Sudur, Abdurrahman ibni Receb Hanbeli Ehvâl-ül-kubur kitabında, İmam-ı Şarani hazretleri Tezkire-i Kurtubi Muhtasarı'nda bildiriyor ki:

Eshab-ı kiramdan Abdullah bin Ömer hazretleri, (Yerden boynu zincirli birinin çıktığını, bir adamın bunu dövdüğünü, zincirli adamın yerde kaybolduğunu, böylece toprağa girip çıktığını gördüm) dedi. Resulullah efendimiz, (O gördüğün kimse Ebu Cehil'dir, kıyamete kadar kabrinde böyle azap çeker) buyurdu. (Taberani)

İmam-ı Süyuti hazretleri buyuruyor ki:

Her ölünün ruhu, cesedine, bilmediğimiz bir hâlde bağlıdır. Ruhların kendi cesetlerine tesir ve tasarruf etmelerine ve kabirde bulunmalarına izin verilmiştir. Ölü kabirde çürüse de, ruhun bedenle olan bağlılığı bozulmaz. (El-mütekaddim)

Günahları ikisi birlikte işlediği için, azab da her ikisinedir. Beden kabirde çürüse de, Allahü teâlânın ilminde vardır. Ölüleri diriltmeye gücü yettiği gibi, bedene de azap yapmaya gücü yeter. Çünkü O, her şeye kadirdir, Onun kudretinden şüphe eden kâfirdir. (M. Nasihat)

Bu kadar vesikaya rağmen, kabir azabı yoktur demek süper mezhepsizlik olur.

 

Yanıp ölene kabir azabı

Bir ölü tabuta konsa, hiç defnedilmese, dışarıda kalsa, çürüse veya çürümese, ateşte yansa yine kabir suali olur. Ehl-i sünnet itikadını bildiren meşhur Emali kasidesi şerhinde, (Bir kimse kurtlar tarafından parçalanıp yense yahut ateşte yansa, denizde çürüse, kabir suali olur, kabir azabına veya kabir nimetine kavuşur) buyuruldu.

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:

Kabir azabı, âhiret azaplarındandır. Dünya azabına benzemediği gibi, rüyada görülen azaba da benzemez. Böyle sanmak, kabir azabını bilmemekten ileri gelir. Kabir azabına inanmayan bid'at sahibi olur. (Hakkında hadis-i şerif olsa da, olmasa da kabir azabına inanmam, akıl ve tecrübe bunu kabul etmez) diyen ise kâfir olur. (3/17, 3/31)

 

Bugünkü şiirimiz:

· Hikmeti var Rabbimin

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·
Nefsim Beni Harap Etti

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

 

0 yorum: