8 Aralık 2009 Salı

* "Tuhfet-ül ihvan" vehhabi kitabı (4) (Mehmet Ali Demirbaş'ın 10.12.2009 tarihli yazısı)

bilgi@dinimizislam.com

10 Aralık 2009, Perşembe

         “Tuhfet-ül ihvan” vehhabi kitabı (4)

 

16- (İmamın erkeklere de imam olmaya niyet etmesi farzdır) diyor. (Ameller niyete göredir) hadis-i şerifini delil gösteriyor. Bu hadis-i şerifin imamın niyetiyle hiç ilgisi yoktur. İmamın kadınlara imam olmaya niyet etmesi farz ise de, erkeklere imam olmaya niyet etmesi farz değildir. (Tahtavi)

İbni Baz yine, (Mesbuk olana uymakta mahzur yoktur) diyor. Bu da yanlıştır. Mesbuk imam olamaz. Ayrıca, bu sözü önceki sözüyle tenakuz halindedir. Mesbuk imamlığa niyet etmediğine göre, nasıl imam olabilir ki? Hâlbuki imam olmak için niyet farz diyordu.

17- (Sabah namazının sünnetini kılmadan farzını kılan kimse, daha sonra sünnetini kılar) diyor. Hâlbuki sabahın farzı kılındıktan sonra artık sünnet ve nafile kılınmaz. (Nimet-i İslam)

18- (Seferde olan yolcunun sabah namazının sünneti hariç, diğer sünnetleri terk etmesi sünnettir) diyor. Bu da yanlıştır. Yolcu müsaitse sünnetleri kılar, müsait değilse kılmaz. (Hindiyye)

19- (Tilavet secdesi için abdeste gerek yoktur) diyor. Hâlbuki abdest almanın şart olduğu bütün fıkıh kitaplarında yazılıdır. (Dürr-ül-münteka)

20- (Farz veya nafile kılarken, unutarak veya bilmeyerek konuşanın namazı bozulmaz; çünkü Kur’anda, (Rabbimiz unutur veya hata edersek, bizi sorumlu tutma) buyuruluyor) diyor. Bütün fıkıh kitaplarında unutarak da olsa, namazda konuşanın namazı bozulur buyuruluyor. (Hindiyye)

Bu âyet-i kerimeyi her unutmaya delil olarak gösteriyor. Kendi görüşüyle çelişkili olarak, (Unutarak abdestsiz namaz kılanın o namazı iade etmesi gerekir) diyor. Hani unutmak özürdü?

21- (Unutarak yapan, bilmeden yapan gibi sorumlu olmaz. Aksıran birine bilmeden yerhamükellah demek namazı bozmaz) diyor. Hâlbuki aksırıp elhamdülillah diyene, yerhamükellah demenin namazı bozduğu, bütün fıkıh kitaplarında yazılıdır. (Dürr-ül muhtar)

22- (Zenginin, yıl içinde eline çeşitli aylarda paralar geçse, eline her geçen paranın, bir yıl sonra zekâtını verir) diyor. Hâlbuki yıl içinde ele geçenlerin bir yıl beklemesi gerekmez. İlk zengin olduğu tarih önemlidir. Yılsonunda elinde ne varsa onun zekâtını verir. Sebze ve meyveyi de, aynı hükme sokmuştur. Hâlbuki bir manavın elinde bir yıl bekleyen meyve veya sebzenin bulunması imkânsız gibidir. İbni Baz’a göre manavın zekât vermesi gerekmez; çünkü (Her malın üstünden bir yıl geçmesi gerekir) diyor. Hâlbuki paranın veya ticaret malının üstünden, bir yıl geçmesi gerekmez. İlk zengin olma tarihinin üstünden bir yıl geçmesi gerekir. (Devamı var)

 

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net  

0 yorum: