22 Kasım 2020 Pazar

* Ölüm halleri

22 Kasım 2020, Pazar

 

Ölüm halleri

 

 

 

Sual: İnsan ölürken neler başına gelir?

Cevap: Ne kadar yaşasan, nihayet öleceksin. Peygamberimiz “aleyhisselâm” buyurdu ki, (Bir insanın ruhu vücudundan ayrılınca, bir nida gelir ki, ey insan oğlu, sen mi dünyayı terk eyledin, yoksa dünya mı seni terk eyledi? Sen mi dünyayı topladın, yoksa dünya mı seni topladı? Sen mi dünyayı öldürdün, yoksa dünya mı seni öldürdü? Cenazeyi yıkamağa başlayınca üç nida gelir:

1- Hani senin kuvvetli vücudun? Seni hangi şey zayıflattı?

2- Hani senin güzel konuşman, seni hangi şey susturdu?

3- Hani senin sevgili dostların, seni neye bırakıp gittiler?

Cenaze kefene sarılınca bir nida daha gelir: Azıksız yola çıkma! Bu yolculuğun geriye dönmesi yoktur, ebedî olarak geri gelemezsin. Varacağın yer azab melekleriyle doludur. Tabut içine konunca, bir nida daha gelir. Eğer Hak teâlânın rızasını kazandınsa ne mutlu sana, büyüklük ve saadet senindir. Eğer cenâb-ı Hakkın gazabını kazandınsa yazıklar olsun sana! Cenaze, mezarının yanına varınca bir nida daha gelir. Ey insan oğlu! Dünyada kabir için ne hazırladın? Bu karanlık mezar için ne nur getirdin? Zenginlik ve şöhretinden ne getirdin? Bu çıplak kabri döşemek ve ziynetlendirmek için ne getirdin? Cenazeyi mezara koydukları zaman, kabir bir nida eder ve der ki: Arkamda söylerdin, şimdi karnımda sükût edersin. Nihâyet cenazenin defni bitip oralarda hizmet gören insanlar da ayrılıp gidince, Hak teâlâ hazretleri tarafından bir nida gelir: Ey benim kulum, yalnız kaldın; şu karanlık mezarda, seni bırakıp gittiler. Bunlar, senin dostların, kardeşlerin, evlatların ve candan adamların idi. Hâlbuki hiçbirinin sana faydası olmadı. Ey kulum, sen bana asi oldun, emrimi tutmadın, hiç bu hâlini düşünmedin. Şayet, ölen kimse iman ile ölmüşse umulur ki, cenâb-ı Hak o kimseyi affına mazhar kılar ve der ki, ey mümin kulum! Seni kabirde garip bırakmak şanıma yakışmaz. İzzet-ü celâlim hakkı için, sana bir merhamet edeyim ki, dostların şaşsın, sana bir şefkat edeyim ki, ana-babanın oğluna olan şefkatinden ziyade olsun. Lutf-ü kereminden ol kulun bütün günahını af edip, kabri Cennet bahçesi olur ve Cennet hurileri ve nimetleri ile dolar. Allahü teâlâ öyle merhametlidir ki, günahkâr kullarını af eder. O kadar merhametlidir ki, günde kaç kere kullarının ayıplarını görüp örter, yüzlerine vurmaz. O hâlde, böyle bir hâlıkın emirlerini yapıp, yasaklarından kaçınmalı, her gün amel-i sâlih işleyip, yarının azabından kurtulmalıdır.) (İslâm Ahlâkı s. 349)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

0 yorum: