29 Kasım 2020 Pazar

* Yemekten önce el yıkamak

29 Kasım 2020, Pazar

 

Yemekten önce el yıkamak

 

 

 

Sual: Yemekten önce el yıkamanın ne gibi faydaları vardır?

Cevap: Taamdan evvel, sünnet olduğunu düşünerek, el yıkamanın on faydası vardır:

Bir kimse, taam yemek için ellerini yıkadıkta, ıslak olan parmaklarının ucunu gözlerinin pınarına koyup geriye doğru silse, o kimse, Allahü teâlânın izniyle, göz ağrısı görmez. On fayda:

1- Arş-ı rahman altında, bir melek nida eder. Elini pak ettiğin gibi, senin [küçük] günahların pak oldu, der.

2- Nafile namaz kılmış gibi sevabına nail olur.

3- Fakirlikten emin olur.

4- Sıddıklar sevabına nail olur.

5- Melâike, onun için istiğfar ederler.

6- Her bir lokmanın mukabelesine, onları sadaka vermiş gibi sevaba nail olur.

7- Besmele ile yemede günahından temiz olur.

8- Yemekten sonra yaptığı duası kabul olur.

9- O gece ölürse, şehit mertebesine erişir.

10- Gündüz ölürse, şüheda zümresine yazılır.

Önce elleri yıkamak ve kurulamamak sünnettir. (İslâm Ahlâkı s. 327)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

* "Ne hepsiniz, ne de hiçsiniz!.." (Osman Ünlü Hocanın 29.11.2020 tarihli yazısı)

29 Kasım 2020, Pazar

 

 

“Ne hepsiniz, ne de hiçsiniz!..”

 

 

 

Sual: İnsanın yaptığı işlerde tercih, seçme hakkı yok mudur?

Cevap: Bu konuda Seyyid Abdülhakim efendi, bir üniversiteliye verdiği cevapta buyuruyor ki:

“Etrafın, arzu ve emellerine uyduğu zaman, her şeyi, aklınla, ilminle, gücünle yaratarak yaptığına, bütün başarıları icat ettiğine inanıyorsun. Hakkın sana verdiği vazifeyi unutuyor, o yüksek memurluktan istifa ediyor ve emanete sahip çıkmaya kalkıyorsun. Kendini malik, hâkim tanımak ve tanıttırmak istiyorsun. Öte taraftan, etrafın, arzularına uymaz, dış kuvvetler seni mağlup etmeye başlarsa, o zaman da, kendinde ümitsizlikten başka bir şey görmüyorsun. Hiçbir seçme hakkına sahip olmadığını iddia ediyorsun. Kaderi bir İlm-i mütekaddim değil, bir cebr-i mütehakkim manasında anlıyorsun.

Sofrana, sevdiğin yemekler gelmediği zaman eline geçirebileceğin kuru ekmeği yemekle, yemeyip açlıktan ölmek arasında serbest bulunduğun ve kuru lokmalar, ağzına zorla tıkılmadığı hâlde, onları yersin. Hem yersin, hem de bir şey yapmadığına hükmedersin. Düşünmezsin ki, elin ve ağzın, yine arzunla oynamış ve bu bir sıtma, bir titreme olmamıştır. İradene malik olduğun hâlde, seni aciz bırakan dış kuvvetler karşısında kendini mecbur, hasılı bir hiç bilirsin.

İşin yolunda olunca hep, işlerin ters olduğu zamanında ise, kaderin baskısı altında oyuncak bir hiç diye iddia ettiğin o sen, bunlardan hangisisin? Hep misin, hiç misin?

Siz, ne hepsiniz, ne de hiçsiniz, ikisi arası bir şeysiniz. Evet siz, icat etmekten, her şeye hâkim olmaktan, şüphesiz uzaksınız. Fakat, inkâr olunamayan bir seçme, tercih hakkınız vardır. Siz, eşi ortağı bulunmayan bir hâkim ve mutlak, başlı başına bir malik olan, Hakk teâlânın emri altında, ayrı ayrı ve müşterek vazifeler alan, birer memursunuz! Onun koyduğu hüküm ve nizam ile, Onun tayin ettiği mevkileriniz ve yaratıp emanet olarak verdiği salahiyet ve vasıtalarınız nisbetinde vazife yaparsınız. Amir, hâkim, malik Odur. Kazandığınız başarılar, Onun için olmadıkça, hep yalan, hep boştur. O hâlde kalplerinizde, niçin yalana yer veriyorsunuz? Niçin, Hakk teâlâyı mabud tanımıyorsunuz da, binlerce, hayal olan, mabudlar arkasında koşuyor, hepiniz sıkıntılar içinde boğuluyorsunuz? Niçin o emeli Haktan başkasında arıyorsunuz?”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

28 Kasım 2020 Cumartesi

* Ehl-i sünnet âlimlerinin kitapları

28 Kasım 2020, Cumartesi

 

Ehl-i sünnet âlimlerinin kitapları

 

 

 

Sual: Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını okumadan doğru yola kavuşmak mümkün olabilir mi?

Cevap: Allahü teâlâya şükürler olsun ki, daha küçük iken, bir olan yaratıcıya inanmış bulunuyoruz. Onun isminin (Allah) olduğunu ve son Peygamberinin (Muhammed) aleyhisselâm olduğunu ve bunun bildirdiği dinin (İslâmiyyet) olduğunu öğrenmek saadetine kavuştuk. Yüce Allahımız, Ehl-i sünnet âlimlerinin “rahime-hümullahü teâlâ” kitâblarını okumak nasip eyledi. Fakat, ilerici geçinen (Fen yobazları)nın, fen bilgisi diyerek ve dini dünya çıkarlarına âlet eden (Din yobazları)nın Kur’ân tercümesi diyerek aşılamış oldukları bozuk fikirler, ruhumuza işlemişti. Allahü teâlâya sonsuz şükürler olsun ki, hakiki din adamlarının uyarması ile, iyiyi kötüden ayırmağa başladık. Kafamıza yerleştirilmiş olanların ilim değil, yaldızlanmış zehir olduklarını, bunların tesiri ile kalbimizin kararmış olduğunu anlayabildik. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını görmeseydik, dostu düşmandan ayıramayacak, nefislerimizin ve din düşmanlarının hilelerine, yalanlarına aldanacaktık. Dinsizliği, ahlâksızlığı ilericilik olarak tanıtan, sinsi düşmanların tuzaklarından kurtulamayacaktık. Halis, temiz Müslüman olan anamızla, babamızla ve onlardan edindiğimiz İslâm bilgileri ile alay edecektik. Sevgili Peygamberimiz “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”, İslâm düşmanlarının tuzaklarına düşmememiz için, bizi ikaz ediyor: (Dininizi ricâlin ağızlarından öğreniniz!) buyuruyor. Ricâl, yani hakiki din âlimi bulamayınca, bunların kitaplarından öğreneceğiz. Bidat sahiplerinin, mezhepsiz, cahil din adamlarının din kitapları, kâfirlerin kitapları gibi çok zararlıdır. (İslâm Ahlâkı s. 361)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

* İnsan hasta olmamaya dikkat etmelidir (Osman Ünlü Hocanın 28.11.2020 tarihli yazısı)

28 Kasım 2020, Cumartesi

 

 

İnsan hasta olmamaya dikkat etmelidir

 

 

 

Sual: Bir hastalığa yakalanan kimsenin, doktor, ilaç gibi maddi sebeplerin yanı sıra, dininin bildirdiği manevi sebeplere yapışmasının faydası olur mu?

Cevap: İnsan hasta olmamaya dikkat etmelidir. Bunun için de, İslamiyete uygun yaşamak lazımdır. İslamiyete uymakta gevşek davranarak, hasta olan kimse, ilaç almalı, perhiz etmeli ve fakirlere sadaka nezretmeli, adakta bulunmalı ve sık sık sadaka vermelidir.

Allahü teâlânın âdeti şöyledir ki, her şeyi sebeple yaratır. Bir şeye kavuşmak için, bu şeyin yaratılmasına sebep olan şeyi yapmak lazımdır. Her şeyin yaratılmasında müşterek, ortak olan manevi sebep, sadaka vermek, yetmiş kerre, Estagfirullah min külli mâ kerihallah duasını okumaktır. Bu iki manevi sebep, maddi sebepleri bulmaya da yardım eder. Peygamber efendimiz;

(Allahü teâlâ, her hastalığın ilacını yaratmıştır. Yalnız, ölüme çare yokur)

(Hastalıkların başı, çok yemektir. İlaçların başı, perhizdir)

(Hastalarınızı, sadaka vererek tedavi ediniz!) buyurdu.

***

Sual: Cenazeyi yıkamak için cenaze sahibinden para almak veya istemek, dinen uygun olur mu?

Cevap: Cenazeyi parasız yıkamak çok sevaptır. Para istemek caiz ise de, parasız yıkayan başkası yok iken para istemek caiz olmaz. Cenaze taşımak, kabir kazmak ücreti de böyledir.

***

Sual: Yemek yerken, elini veya ağzını ekmeğe silmenin bir mahzuru olur mu?

Cevap: Tuzluğu, tabağı ekmek üstüne koymak, elini, bıçağı ekmeğe silmek mekruhtur. Bu ekmek yenirse, mekruh olmaz.

***

Sual: Suda boğularak ölen bir kimsenin cesedini tekrar yıkamak gerekir mi?

Cevap: Suda boğulan bir kimsenin cesedi de, üç kerre yıkanır veya yıkamak niyeti ile, suda üç kerre hareket ettirilir. Yağmurda cesedi ıslanan kimse de yıkanır. Meyyiti yıkamak, her dinde vardı. Âdem aleyhisselamı melekler yıkadı ve;

(Ölülerinizi böyle yıkayınız) dediler.

***

Sual: Malı olan bir kimsenin, bu malı çocuklarına miras  bırakması mı yoksa hayatta iken hayır yerlerine, salih kimselere vermesi mi daha faziletlidir?

Cevap: Çocukları fasık olanın, günahlara dalanın, miras bırakmayıp, salihlere, dinin bildirdiği hayır yerlerine vermesi efdaldir. Çünkü, çocuklarının günah işlemesine yardım etmemiş olur. Fasık yani açıkça günah işleyen çocuğa da, nafakadan fazla yardım yapmamalıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

27 Kasım 2020 Cuma

* Varlıkların düzenli yaratılması

27 Kasım 2020, Cuma

 

Varlıkların düzenli yaratılması

 

 

 

Sual: Varlıkların yaratılmasında düzensizlik olsaydı Allahü teâlânın varlığı anlaşılabilir miydi?

Cevap: Canlı cansız bütün varlıkların bir düzen içinde olduklarını görüyoruz.

Mahluklarda, bu düzen olmasaydı, her şey rastgele olsaydı, bunların hiçbirini yapamazdık. Her şey çarpışır, bozulur, felaketler olurdu. Her şey yok olurdu.

Varlıkların düzenli, bağlantılı, kanunlu olmaları, bunların kendiliklerinden, rastgele var olmadıklarını, her şeyin bilgili, kudretli, gören, işiten, dilediğini yapan bir varlık tarafından var edildiklerini göstermektedir. O, dilediklerini var etmekte ve yok etmektedir. Her şeyi var etmeğe ve yok etmeğe, başka şeyleri sebep yapmıştır. Sebepsiz yaratsaydı, varlıkların birbiri arasında bu düzen olmazdı. Her şey karma-karışık olurdu. Onun varlığı da belli olmazdı. Hem de, fen, medeniyet hâsıl olamazdı.

O, varlığını bu düzen ile belli ettiği gibi, kullarına çok acıyarak, var olduğunu ayrıca da bildirmiştir. Adem aleyhisselâmdan başlayarak, her asırda, dünyanın her yerindeki insanlar arasından en iyi, en üstün olarak yarattığı birisine melek ile haber göndererek, kendini ve kendi isimlerini bildirmiş ve insanların dünyada ve ahirette rahat etmeleri, iyi yaşamaları için, ne yapmaları ve nelerden sakınmaları lâzım olduğunu açıklamıştır. Böyle, seçilmiş, üstün insanlara (Peygamber) denir. Bunların bildirdikleri emirlere ve yasaklara (Din) ve (Ahkâm-ı dîniyye) denir. İnsanlar eski şeyleri unuttukları için ve her zaman bulunan kötü kimseler, Peygamberlerin “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” kitaplarını ve sözlerini değiştirdiklerinden, eski dinler unutulmuş, bozulmuştur. Kötü insanlar, uydurma dinler de meydana getirmişlerdir.

Her şeyi yaratan yüce Allah, insanlara çok acıdığı için, kullarına son bir Peygamber ve yeni bir din göndermiştir. Bu dini, kıyamete kadar koruyacağını, kötü insanlar saldıracaklar, değiştirmeğe, bozmağa kalkışacaklar ise de, kendisi bunu, bozulmamış olarak her yere yayacağını müjdelemiştir. (İslâm Ahlâkı s. 360)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com