17 Haziran 2020 Çarşamba

* Allah adamının kalbinden feyz almak

17 Haziran 2020, Çarşamba

 

Allah adamının kalbinden feyz almak

 

 

 

Sual: Allah adamının kalbinden feyz almak nasıl olur, belli şartı var mıdır?

Cevap: Allahü teâlânın sıfatları ile sıfatlanmış ve müşahede makamına varmış olgun bir Veliye, kalbini bağlayarak, yanında iken ve yanında olmadığı zamanlarda, o zatın yüzünü hayâlinde bulundurmağa (Rabıta) denir. (Onlar görülünce, Allahü teâlâ hatırlanır) ve Buhârîde ve Müslimde bildirilen (Onlarla beraber bulunanlar şaki olmaz) hadîs-i şeriflerinde bildirildiği gibi, bu kemâle ermiş olanları düşünmek, insana birçok faydalar sağlar. Sadık ve temiz bir Müslüman, böyle bir Allah adamını düşünmekle, onun sıfatları, hâlleri kendisinde hâsıl olur. Hadîs-i şerifler salih Müslümanlarla, yani Allahü teâlânın sevdiği kimselerle beraber bulunmağı emretmektedir. [Deylemîde ve Taberânîde ve Künûz-üd-dekâıkde bildirilen hadîs-i şerifte, (Ben ilim şehriyim. Ali onun kapısıdır) buyuruldu. Bu hadîs-i şerifin gösterdiği gibi, Allahü teâlânın sonsuz feyz deryasının kapısı gibi olan, Allah adamlarının kalplerinden, bunları seven ve hatırlayan Müslümanların kalbine feyz, marifet, nur akar. Bu feyze kavuşmak için, Ehl-i sünnet itikadında olmak, Resûlullaha tam uymak ve Allahü teâlânın sevdiği Allah adamlarını sevmek, kalbinde onların sevgisini bulundurmak lâzımdır. Bu şartlardan mahrum olanlar, Allah adamlarının feyzlerinden, marifetlerinden mahrum kalmışlardır. Bilmediklerini, inkardan başka çare bulamıyorlar. Allah adamının kalbinden feyz almak için ikinci şart, o zatın Resûlullah efendimizin tam varisi olması, Onun yolunda, izinde bulunması ve Allahü teâlânın sevgili kulu olması lâzımdır. Vehhabiler arasında böyle bir Allah adamı bulunmadığından da, onlar için feyz ve marifet kapıları kapalıdır. Putlara, heykellere tapınan müşriklerin ve cahillere, sahte Rehberlere gönül veren zavallı Müslümanların bir feyz ve fayda edinememeleri, bundan ileri gelmektedir. Ebû Cehl, Ebû Tâlib ve Ebû Leheblerin, Resûlullahtan “sallallahü aleyhi ve sellem” feyz ve hidayet alamamaları ise, birinci sebebin kendilerinde bulunmamasından ileri gelmektedir. (Kıyâmet ve Âhiret s. 246)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

0 yorum: