30 Nisan 2010 Cuma

* Zindanda saadet aramak (Mehmet Ali Demirbaş'ın 02.05.2010 tarihli yazısı)

logo.gif

bilgi@dinimizislam.com

02 Mayıs 2010, Pazar

 Zindanda saadet aramak

 

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

Bu dünya bir zindandır. Zindanda saadet aramak hayaldir. Mesut görülenlerin hemen hepsi elemli ve kederlidir. Eğlence aramaları, bunun en büyük delilidir. Bu dünyada saadet, kadere rıza göstermektir. Bu dünya imtihan yeridir. Hayatın en tatlı zamanları, elemli, kederli hallerde bile Rabbimize şükredildiği zamanlardır. Bu zamanlar, ölünceye kadar hep lezzetle hatırlanır.

Kişi dünyada kimi severse, ahirette onunla beraberdir. Ahirette kiminle beraber olacağımızı merak ediyorsak, dünyada kimi sevdiğimize, kiminle beraber olduğumuza bakmalıyız. Ahirette de onunla beraber oluruz.

Silsile-i aliyye büyüklerinden Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerinin bir talebesine, birisi der ki:

— Görüştüğüm kimseler, (Hocanız bu edepli, terbiyeli çocukları nerden buluyor?) diye soruyorlar. Gerçekten, ben de merak ediyorum. Hepiniz çok terbiyeli ve edeplisiniz. Hocanız sizi nerden buluyor böyle?

O talebe de gülümseyerek cevap verir:

— Bu, çeşmeden içilen suya ve alınan gıdaya bağlıdır. Bu çeşmeden içen edepli olur. İnsan, aldığı havaya, içtiği suya ve beslendiği gıdaya göre yetişir. Bu ihlâs çeşmesidir, yani her şeyimiz Allah içindir. Onun kullarına iyilik etmek içindir. Dünya ve ahiret saadetlerine kavuşmaları içindir. Derdimiz, bir kişinin daha yanmaktan kurtulmasıdır. Müslüman, tatlı dilli güler yüzlü olur. Müslüman edepli olur. Bize bunları hep hocamız öğretti. Bizde gördüğünüz her iyilik hep hocamızdan geliyor, yoksa biz diğer insanlardan beter olurduk. Şu örnek, belki maksadı daha iyi anlatır:

Mübarek bir zat, abdest almak için bir çeşmeye gitmiş, tam abdest alırken, avucunun içine çamur düşmüş. (Bu, temiz bir çeşme, burada çamur ne gezer?) demiş. Çamuru koklamış, mis gibi. Bir daha koklamış, mis gibi kokuyor. Çamura, (Sen neden böyle kokuyorsun? Çamur her yerde çamurdur. Sende bir özellik var, niye kokuyorsun?) demiş. Çamur da, (Ben vallahi billahi çamurum. Yani çamurluğumda hiç şüphe yok, ama ben öyle bir çamurum ki, benim bulunduğum yere gül ağacı diktiler. O gülün yaprakları üzerime düştü. Yağmur yağdı. O yapraklar benimle karıştı. Dolayısıyla ben şimdi, mis gibi gül kokarım, ama gül ağacından dolayı, çamurluktan dolayı değil. Ben yine çamurum, ama gül kokulu çamurum) demiş.

Biz de çamuruz, ama öyle bir çamur ki, Allahü teâlâ bu çamurun olduğu yere bir gül ağacı dikti, o gülün yaprakları üzerimize döküldü. İşte o gül ağacı hocamızdır, her şeyimizi ona borçluyuz.

 

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net  

29 Nisan 2010 Perşembe

* Helâl rızık ve helâl iş

www.dinimizislam.com

bilgi@dinimizislam.com

01 Mayıs 2010, Cumartesi

Helâl rızık ve helâl iş

 

Sual: İşinin uygunsuzluğu sebebiyle, rızkının helâl olup olmadığından şüphe eden birisi ne yapmalıdır?

CEVAP

Helâl rızık ve helâl bir iş için dua etmelidir. Peygamber efendimiz şöyle dua ederdi:

(Cebrail aleyhisselam şu iki duayı bildirdi: Allah’ım, bana helâl rızık ve salih iş nasip eyle!) [Hâkim]

 

Düğünde davul çalmak

Sual: Düğünde davul çalmak caiz midir?

CEVAP

Davul çalarak düğünü tanıdıklara duyurmak sünnettir. Ayrıca savaşta, hac yolunda, askerlikte, oruca kaldırmak için sahurda davul çalmak caizdir. (S. Ebediyye)

 

Sevgi

 

Allah sevgisiyle yaşar âlemler,

Kuşaktan kuşağa süren sevgidir.

Hubb-i fillah için yazar kalemler,

Hakkı öven, zulmü yeren sevgidir.

 

Çalışır, geceyi gündüze katar,

İmanlı kalblerde korkusuz yatar,

Düşkünün elinden şefkatle tutar,

Mazlumlara kanat geren sevgidir.

 

Bu aşk-ı ilahi, solmayan renktir,

Kine, buğza karşı yapılan cenktir,

Ölçüde, tartıda eşsiz ahenktir,

Gönüllere cila vuran sevgidir.

 

Sevgidir her şeyin asıl mayası,

Kudrettendir silinmeyen boyası,

İyinin kötünün birer aynası,

Uzak hedefleri gören sevgidir.

 

Sevgidir, âşığa çile çektiren,

Bağ bahçe kurduran, fidan diktiren,

Şanlı fetih için toplar döktüren,

Düşmanları yere seren sevgidir.

 

Irmakların akışında sevgi var,

Annelerin bakışında sevgi var,

Kaşlarını yıkışında sevgi var,

Bebeği beşiğe koyan sevgidir.

 

Sevgidir yol yapan, pınar akıtan,

Kadına, erkeğe ilim okutan,

Nakışlar işleten, halı dokutan,

Hedefe sabırla varan sevgidir.

 

Sevgidir şaire şiir yazdıran,

Kelimeyi inci gibi dizdiren,

Hak aşkıyla diyar diyar gezdiren,

Her zaman ayakta duran sevgidir.

 

Sevgidir, Mecnun’u çöle düşüren,

Sevgidir, Leyla’yı dile düşüren,

Aşk ateşi ile ciğer pişiren,

Destanlara konu olan sevgidir.

 

Züleyha’ya hırsla gömlek yırttıran,

Hazret-i Yusuf’u hapse attıran,

Babasına nice acı tattıran,

Dilden dile sürüp giden sevgidir.

 

Sevgidir, Ferhat’a dağı deldiren,

Şehidliğe koşan, düşman öldüren,

Haksızlara haklarını bildiren,

Adalet ağını ören sevgidir.

 

Cömertlerin bağışında sevgi var,

Yağmurların yağışında sevgi var,

Güneşin de doğuşunda sevgi var,

Kâinata hayat veren sevgidir.

 

Sevgi candır, öğren işin özünü,

Hoca, dinle âlimlerin sözünü,

Takip eyle sevenlerin izini,

Yaralıya merhem süren sevgidir.

 

Kelimeler:

 

Hubb-i fillah: Allah için sevmek

Buğz: Sevmemek, nefret, düşmanlık

Cenk: Kahramanca mücadele, savaş.

 


İnternet Radyomuz 24 saat yayındadır.

Dinlemek için tıklayın:

Dinimiz İslam İnternet Radyosu


Bugünkü ilahiyi

dinlemek için tıklayın:

·Şeyh Eşiğinden

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net  

* Yarın belli değildir (Mehmet Ali Demirbaş'ın 01.05.2010 tarihli yazısı)

logo.gif

bilgi@dinimizislam.com

01 Mayıs 2010, Cumartesi

 Yarın belli değildir

 

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

İnsanın yarını değil, beş dakika, hatta bir saniye sonrası bile belli değildir. Her şeyden önce, her an, Allahü teâlânın varlığına muhtacız. İnsana en lüzumlu şey havadır, fakat Allahü teâlânın kudreti her an lazımdır. Yani o, havadan da daha mühimdir. Her an, hayatta kalabilmek için şarttır. Bütün kâinat, her an Allahü teâlânın varlığına muhtaçtır.

Yüce Allah’a karşı isyan etmek, düşünülecek, akla sığacak iş değil. Her an Ona muhtacız, Onun varlığıyla varız. O bizi yoktan var etmiş, rızkımızı veriyor, her türlü musibetlerden koruyor. Bunun karşılığında istediği tek şey, iman etmek, (La ilahe illallah, Muhammedün Resulullah) demek. İhlâsla bunu söyleyip, imanımızı muhafaza edip, bu imanla ölürsek, ne kadar günahkâr olursak olalım, şefaat var. Belki azap var, ama ebedi ateş yok. İnsan iman etse veya Allah korusun inkâr etse, rızkında, ecelinde bir değişiklik olmaz. Yani aynı şeyler için, ya Cennete gidecek veya Cehenneme…

İman ettikten sonra da, Cenab-ı Hakkın emirlerine ve yasaklarına uymak gerekir. İbadet yapmalı, haramlardan sakınmalı, fakat iman ettiği halde haram işleyen, günahları sevabından çok olan kimse, imanını muhafaza ederek ölürse, yine Cehennemden kurtulacak, sonunda Cennete gidecek ve orada ebedi kalacaktır.

Ahir zamanda, fitne fesat çok olur. Dinimizi öğrenmek veya yaşamak yönünden, iş çok zor olur. Yeri gelir, insanlar evine bir din kitabı sokamaz hâle gelir. Sokakta dinimize uygun giyinemez hâle gelir. İbadetlerini açıkça yapamaz hâle gelir. O zaman Ehl-i sünnet vel cemaat yolunda olup dinimize hizmet edenler, yaptıkları hizmetleri az görmemeli. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından bir kitap verdikleri şahsın belki hayatı fazla değişmeyecek, ama yanlış itikadından sıyrılacak, (Allah var) diyecek, (Peygamberimiz hak) diyecek, (La ilahe illallah, Muhammedün Resulullah) diyecek, (Bizim gittiğimiz yol iyi değil) diyecek. İşte bu şekilde, ne kadar günahkâr olursa olsun, ebedi yanmaktan kurtulacak. Buna hizmet denmez mi?

Her sahada hizmet etmeli, çünkü bunlara, imanı olan gelir. Nasibi olan, muhakkak bu hizmetlerdeki farkı görür ve istifade eder. Bu, Peygamber efendimizin mübarek kalbinden fışkıran ve hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık vasıtasıyla bize kadar, mis gibi, tertemiz gelen, içine hiçbir şey karıştırılmadan korunan zemzem suyu gibidir. Her türlü bid’atlerden koruyarak, Ehl-i sünnet vel cemaat itikadının insanlara ulaşmasına vasıta olmak, ne büyük nimet, ne büyük şereftir!

 

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net  

Haftalik Bulten (30 Nisan 2010)

Sorularla İslamiyet - Haftalık Bülten
Hayırlı Cumalar;
Sitemize yeni eklenen soru-cevaplardan, sizin için seçtiğimiz bazılarını aşağıdaki bağlantılardan okuyabilir, pdf formatında bilgisayarınıza indirebilirsiniz.

Soru - Cevap Arşivinden:

Sesli Soru ve Cevap Arşivi

Artık sitemizdeki soru ve cevapları sadece okuyarak değil, aynı zamanda mp3 formatında sesli olarak da dinleyip istafade edebileceksiniz. MP3 formatındaki bu sesli sorularımızı bilgisayarınızda, aracınızda, mp3 playerınızda ve mobil cihazlarınızda dinleyerek vaktinizi en güzel bir şekilde değerlendirebilirsiniz. Ayrıca sesli sorularımızı yerel yayın yapan radyolarda yayınlanmasına vesile olarak binlerce insanın kafalarındaki sorulara cevap bulmalarını sağlayabilirsiniz.

Bu çalışmamız herkesin istifade etmesi için, sitemizden ücretsiz olarak dağıtılmaktadır. Daha geniş kitlelerin faydalanması için farklı sitelerde de ücret talep edilmeden dağıtabilirsiniz.

Sesli - Soru Cevaplar:

Haftalık Bülten'in PDF Haline Ulaşmak İçin Tıklayın.
www.sorularlaislamiyet.com
English | Azerice | Russian | Deutsch | Facebook

* Cuma tebriği

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

28 Nisan 2010 Çarşamba

* Seçkin maniler - 59

y1.jpg

 

Kırma sakın dalını!

Yeme düşman balını!

Olursa salih olsun,

Değsin dünya malını!

* * *

Bırak kini garazı!

Çaldın nice kirazı,

Yapılan bu zulümden,

Allah olur mu razı?

* * *

Dağ başında pınarım,

Sudan içer kanarım,

Çıkmaz gurbet acısı,

Gece gündüz yanarım.

* * *

Kabağı soyamadım,

İçini oyamadım,

Yemeğini yapıp da,

Sofraya koyamadım.

* * *

Bekleme vur, patlasın!

Engelleri atlasın!

Bu neşeyi görünce,

Düşman olan çatlasın!

* * *

Hakka bağlı özüm var,

Sanma elde gözüm var,

Mazur görülsün lütfen!

Nişanlıma sözüm var.

* * *

Üvey bebek takmıyor,

Anne diye bakmıyor,

Hoca der, elin gülü,

Ele güzel kokmuyor.

 Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için
Dini sualler için | Mail grubu sayfası 

www.dinimizislam.com 
www.mehmetalidemirbas.com 
www.evlilikrehberi.net  

* Zehirli hayvan sokması (Mehmet Ali Demirbaş'ın 30.04.2010 tarihli yazısı)

logo.gif

bilgi@dinimizislam.com

30 Nisan 2010, Cuma

 Zehirli hayvan sokması

 

Sual: Yılan, akrep, kene veya başka zehirli hayvan sokmaları için, ilaç tedavisinden başka, okunacak dua da var mıdır? Böyle hayvan sokmasından ölen şehit olur mu?

CEVAP

Evet, akrep ve yılan gibi zehirli hayvan sokmasından ölen şehittir. (Redd-ül-muhtar)

Bu konuda okunacak duaların birkaçı şöyledir:

1- Bir kimseye, Fatiha, Âyet-el-kürsi ve 4 Kul [Kâfirun, İhlâs, Felak ve Nas sureleri] yedişer kere okunursa, büyü, nazar, zehirli hayvan sokması ve bütün dertler için iyi gelir. Tuza okunup, suda eritip içirmek ve ısırılan yere sürmek de olur. (Fevaid-i Osmaniyye)

2- Euzü Besmele ve Kul euzü surelerini okuyup, sonra (Eûzü bi-kelimâtillahittâmmeti min şerri külli şeytânin ve hâmmetin ve min şerri külli aynin lâmmetin) okumalı, okurken manalarını düşünmeli. Duanın manası: Şeytanların, haşaratın ve kem gözlerin şerrinden Allah’ın kusursuz kelamlarına [âyetlerine] sığınırım.

Bu dua, her sabah ve akşam üç defa okunup kendi üzerine veya hastanın üzerine üflenirse, göz değmesinden, şeytanların ve hayvanların zararından korur. (Mevahib)

3- Sabah akşam, bu duayı okuyan, sihirden, büyüden, nazardan, zalimlerin şerrinden ve her çeşit beladan emin olur: (Bismillahillezî lâ-yedurru ma’asmihî şey’ün fil-erdı ve lâ fissemâi ve hüves-semî’ul’alîm.) [İbni Mace]

4- Âyat-ı hırzı okumak ve üstünde taşımak da her çeşit beladan korur. (İslam Ahlakı)

 

Kolonya ve parfümler

Sual: Kolonya, tentürdiyot ve parfüm gibi, alkollü karışım sürülmüş elbiseyle, namaz kılmak caiz midir?

CEVAP

Caizdir. Alkol; ilaç, koku veya su gibi şeylere bir menfaat için karıştırılınca, karışım temiz olur. (İ. Ahlakı)

Demek ki alkol; kolonya, tentürdiyot ve parfüm gibi maddelere, bir menfaat gayesiyle karıştırıldığı için namaza mani olmuyor. Bir menfaat olmadan karıştırılırsa, karışımlar temiz olmaz. Mesela suyun içine alkol döküp onu elbiseye sürsek, bu da karışımdır diyerek, böyle elbiseyle namaz kılınmaz.

 

Misvak parçaları

Sual: Misvak parçalarını yutmakta mahzur var mıdır?

CEVAP

İsteyerek yutulmaz. İstemeden yutulursa mahzuru olmaz. 

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net  

* Abi baba gibidir

www.dinimizislam.com

bilgi@dinimizislam.com

30 Nisan 2010, Cuma

Abi baba gibidir

 

Sual: Dinimize göre, abi ve amca, baba; teyze de, anne hükmünde midir?

CEVAP

Evet, bildirdiğiniz gibidir. Üç hadis-i şerif meali şöyledir:

(Abi, baba makamındadır.) [Beyhekî]

(Teyze, anne hükmündedir.) [Buhari]

(Ya Abbas, sen benim amcamsın, babamın yarısısın.) [Hatib]

 

Hancı yolcu

Sual: (Dünya han, insanlar yolcu ve Allah hancı) demek; bir de, koyunları insana, ağılı dünyaya, çobanı da Allah’a benzetmek caiz midir?

CEVAP

Dünyayı hana, insanları yolcuya benzetmek normaldir. Koyunları insana, ağılı dünyaya benzetmek de normaldir; fakat çobanı ve hancıyı Allahü teâlâya benzetmek hoş değildir. Dinimizin bildirdiği isimleri söylemelidir. Allahü teâlânın bin bir ismi varken, benzetmelerden uzak durmak iyi olur. Birgivi vasiyetnamesi şerhinde, Allah’ın isimlerinin tevkifi olduğu, yani dinin bildirdiği isimleri söylemek gerektiği bildirilmektedir.

 


İnternet Radyomuz 24 saat yayındadır.

Dinlemek için tıklayın:

Dinimiz İslam İnternet Radyosu


Bugünkü ilahiyi

dinlemek için tıklayın:

· Şehitlerin Ser Çeşmesi

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net  

27 Nisan 2010 Salı

* Kabristanda Kur'an okumak (Mehmet Ali Demirbaş'ın 29.04.2010 tarihli yazısı)

logo.gif

bilgi@dinimizislam.com

29 Nisan 2010, Perşembe

 Kabristanda Kur’an okumak

 

Sual: Selefi bir genç, (Mezarlıkta Kur’an okumak caiz değil) diyor. Kabristanda Kur’an okumak sünnet değil midir?

CEVAP

Evet, sünnettir. Üç hadis-i şerif meali şöyledir:

(Ölülerinize Yasin okuyun!) [İ.Ahmed]

(Yasin-i şerif okuyun. Onda, on bereket vardır:

1- Aç okursa, doyar. 2- Çıplak, okursa, giyinir.3- Bekâr okursa, evlenir. 4- Korkan okursa, emin olur. 5- Mahzun okursa, ferahlar. 6- Misafir okursa, seferde yardım görür. 7- Kayıp olan bulunur. 8- Hasta okursa, şifa bulur. 9- Ölüye okunursa, azabı hafifler, 10- Susayan okursa, suya kavuşur.) [Deylemi]

(Ana babasının veya birinin kabrini her Cuma günü ziyaret edip Yasin suresini okuyana, Allah, Yasin’deki her harf miktarınca mağfiret eder.) [İ.Rafii]

Ahmed bin Hanbel hazretleri, (Kabristana girince, Fatiha, Kul-euzüler ve İhlâs surelerini okuyun! Sevabını ölülere gönderin! Sevabı hepsine vasıl olur) buyurdu. Hadis-i şerifte de, (Bir kimse, kabristandan geçerken, 11 kere İhlas suresi okuyup sevabını ölülere hediye ederse, kendisine ölüler adedince sevab verilir) buyuruldu. (Etfal-ül müslimin - İmam-ı Birgivi)

Kabristanda Kur’an-ı kerim okumak sünnettir. (Seyyid Ahmed Tahtavi)

Kabristanda oturup Kur’an-ı kerim okumak caizdir. (Halebi-yi kebir s. 496)

Mezarlıkta Kur’an-ı kerim okuyup, sevabını ölülere hediye etmeli. (Fetava-yı Hindiye c.5, s.350)

Mezarda yüksek sesle veya yavaş Mülk suresi veya diğer sureler okunabilir. (Zahire)

Kur’an-ı kerimin sesini duyarak ölünün rahatlamasına niyet eden, yüksek sesle okur. (Haniyye)

Selefi genç, mezhepsiz İbni Teymiyye ve talebesi İbni Kayyım’dan örnek verdikten sonra, (Kabrimi bayram yapmayın) ve (Evlerinizi kabre çevirmeyin, evlerinizde namaz kılın) hadislerinin, kabirde Kur’an okumanın bid’at olduğunu gösterdiğini söylüyor.

Hadis âlimlerinden Abdülazim-i Münziri hazretleri, (Kabrimi bayram yapmayın!) hadis-i şerifini açıklarken, (Kabrimi bayram gibi yılda bir ziyaret etmekle bırakmayın! Her zaman ziyaret etmeye gayret edin!) demek olduğunu bildirmiştir. (Evlerinizi kabre çevirmeyin) hadis-i şerifi de, (Evlerinizi namaz kılmamakla, kabirlere benzetmeyin) demektir, çünkü kabristanda namaz kılınmaz. Bunun için, (Kabrimi bayram yapmayın) hadis-i şerifinin manası da, (Kabrimi ziyaret için, bayram gibi belli gün tayin etmeyin! Yahudiler ve Hıristiyanlar, Peygamberlerinin mezarlarını ziyaret için toplanıp çalgı çalar, bayram yaparlardı. Siz de onlar gibi yapmayın, ziyaret için, bayramda haram şeylerle eğlenir gibi, çalgı çalmayın, merasim yapmayın) demektir. (F. Bilgiler)

 

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net