seyir-i-alem

CEVAP

Hanefi'de, necaset dirhem miktarından fazlaysa, yıkamak farzdır. Yıkamakta adet yoktur. Temizleninceye kadar yıkamalıdır.

Katı necaset, kemer, çanta, mest, ayakkabı üzerinde olunca, ovmakla, silmekle temizlenir.

Emici olmayan, düz parlak şeyler, mesela cam, ayna, kemik, tırnak, bıçak, yağlı boyalı eşya, vernikli eşya üzerindeki katı veya akıcı her necaseti, elle, toprakla veya herhangi temiz şeyle silip, bunun üç sıfatı, [rengi, kokusu ve tadı] gidince temiz olur.

Testi, çanak ve bakır gibi necaseti emmeyen şeyleri ve muslukta yıkanan her şeyi sıkıp kurutmak lazım değildir.

Kurumuş meniyi ovmakla, bulunduğu yer ve deri temiz olur. Meni yaşsa, elbiseyi ve deriyi yıkamak lazımdır.

Şarabın damlasını yıkamak farzdır diyen âlimler de vardır. İhtiyata riayet etmelidir.

Her şeyde asıl olan, temizliktir. Necaset bulaştığı kesin bilinmedikçe, zannetmekle necis denmez. Ehl-i kitabın kendi ülkesinde kestiği hayvan, aksi sabit olmadıkça, temiz kabul edilir.

Üzüm suyu temizdir; şarap haline dönünce pis olur. Şarap, sirke olunca temiz olur.

Eldeki, çok az necaseti de yıkamak farzdır.

Hanefi'de, kedi ve fare idrarının elbiseden temizlenmesinde, harac [meşakkat] olduğu için, dirhemden fazlası da affedilmiştir.

Necis boyayla boyanan kumaş, üç kere yıkanınca temiz olur. 

İdrar bulaşan eşya, leğende, çamaşır makinesinde, ayrı sularla, temizlendiği zannedilinceye kadar yıkanır. Bir kere yıkamakla temizlenirse, kâfi olur. Yıkarken, diğer eşya necis olmaz. Vesvese edenlerin üç kere yıkaması ve hepsinde sıkması lazımdır.

Büyük olduğu için sıkılmayan eşya, mesela halı, beden, deri gibi necaseti emen şeyler, her üç yıkayışta, su damlaması kesilinceye kadar beklenir.

Necis yağla tabaklanmış deri, üç kere yıkayıp sıktıktan sonra temiz olur.

Kaynamayan sıcak suda bırakılan, içi boşaltılmamış tavuğun, yalnız derisi necis olur. İçi boşaldıktan sonra, üç kere soğuk suyla yıkanınca, her yeri temiz olur. İşkembe de, böyle üç kere yıkamakla temiz olur.

İdrarlı bez üç defa muslukta yıkanmakla temiz olur.

Hâlık bilmez mi hiç?

Derdimi bilen yok deme,

Hâlık olan bilmez mi hiç? 

Çoktur nimeti hazinesi,

İsteyene vermez mi hiç?

İhlâs ile ağlarsan sen,

Gözyaşını silmez mi hiç?

Sonsuzdur rahmet deryası,

Sakın deme, bitmez mi hiç?

Gizli de günah işleme,

Yapılanı görmez mi hiç?

Dua et, çok iste, bıkma,

Bol bol ihsan etmez mi hiç?

Samimi tevbe edeni,

Severek af etmez mi hiç?

Küfre girip ölürsen sen,

Cehenneme atmaz mı hiç?

İman ile can verirsen,