29 Nisan 2020 Çarşamba

* Hurma ile iftar etmek

30 Nisan 2020, Perşembe

 

Hurma ile iftar etmek

 

 

 

Sual: Hurma ile iftar ve sahur etmenin faziletleri nelerdir?

Cevap: İmam-ı Rabbani hazretleri Mektûbât Tercemesinde 162. Mektupta buyuruyor ki: Resûlullah “aleyhissalâtü vesselâmü vettehıyye” buyurdu ki, (Oruçlu olan kimse, hurma ile iftar etsin! Çünkü hurma bereketlidir). O Server “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”, hurma ile iftar ederdi. Hurmanın bereketli olması şöyledir ki, onun ağacına (Nahle) denir. Bu ağacın yaradılışında, topluluk ve adâlet vardır. İnsanın yaradılışı da böyledir. Bunun içindir ki, Peygamberimiz “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” Nahle ağacına, Âdem oğullarının halasıdır dedi. (Halanız olan nahleye saygı gösteriniz! Çünkü bu ağaç, Âdem aleyhisselâmın çamurundan kalan artıktan yaratılmıştır) buyurdu. Görülüyor ki, Nahle, Âdem aleyhisselâmın çamurundan yaratılmıştır. Nahleye bereket buyurması, bunda her şeyin bulunduğu için olsa gerektir. Bunun için, nahlenin meyvesi olan hurma yenince, insanın parçası, dokusu olur. Böylece hurmada bulunan her şey, insana da aktarılmış olur. Hurmada bulunan sonsuz üstünlükler, bunu yiyende de bulunur. Hurmayı yiyen herkes böyle olur ise de, oruçlu kimse, iftar zamanında, şehvetlerden ve dünyanın geçici zevklerinden temiz olduğu için, hurmadan pek çok istifade eder. Anlattığımız faydaları daha tam ve daha olgun olur. O Server “aleyhi minessalevâti efdalühâ ve minettehıyyâti ekmelühâ”, (Müminin sahurunun hurma ile olması ne güzeldir) buyurdu. Bu da belki, hurma insanın dokularına karışınca, insanın hakikatini tamamladığı içindir. Oruçlu iken, böyle şey olmadığı için, bunun karşılığı olarak sahurda hurma yemenin güzel olduğunu bildirmiştir. Hurma yemek, çeşitli yemekleri yemek gibi faydalı olmaktadır. Hurmanın bu bereketi, kendisinde her şey bulunduğu için, iftar zamanına kadar insanda kalır. Hurmanın bu faydası, ancak İslâmiyete uygun olarak yenildiği, İslâmiyetten kıl ucu kadar ayrılık bulunmadığı zamandır. Tam faydasına kavuşmak için, bir ağacın bir meyvesi olarak değil, bildirdiğimiz topluluğunu, bereketini düşünerek yemek lâzımdır. Yalnız bir meyve olarak yenirse, yalnız madde, kalori faydası elde edilir. İşin iç yüzü bilinerek yenirse, bereketine kavuşulup, bâtını da besler. Bereketine kavuşmadan yemek kusur olur. İftarı erken, sahuru geç yapmakta da, bu incelik vardır. Vesselâm. (Mektûbât Tercemesi s.199)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

* Orucu bozup, kazayı gerektiren hâller (Osman Ünlü Hocanın 30.04.2020 tarihli yazısı)

30 Nisan 2020, Perşembe

 

 

Orucu bozup, kazayı gerektiren hâller

 

 

 

Sual: Ramazan ayında, sadece orucu bozup, keffareti değil de kazayı gerektiren hâller, durumlar nelerdir?

Cevap: Oruç, hata ile bozulsa, mesela, abdest alırken, boğaza su kaçsa veya zorla orucu bozdurulsa, ihtikan ederse, burnuna sıvı ilaç, kolonya veya duman, başkasının içtiği sigara dumanı yahut, ud ağacı, anber ile tütsülenip dumanını çekse, kulağına ilaç damlatsa, derideki yaraya koyduğu ilaç içeri girse ve iğne ile ilaç şırınga edilse, kâğıt, taş, maden parçası, pamuk, ot, pişmemiş pirinç, darı, mercimek tanesi gibi, ilaç ve gıda olmayan şey yutulsa, zorlayarak ağız dolusu kusulsa, dişi kanayan, yalnız kanı veya tükürükle müsavi, eşit miktarda karışık kanı yutsa, fecir doğduğunu yani imsak vakti girdiğini bilmeyerek yese, güneş battı zannederek orucu bozsa, oruçlu olduğunu unutup yediğinde, orucu bozuldu sanarak, bilerek yemeye devam etse, uyurken ağzına su akıtılsa veya cima olsa, niyet etmeden oruç tutsa veya ramazanda sabaha kadar niyet etmeyip, sonra niyet etse bile, yani kuşluk namazı zamanından, dahveden sonra oruç tutmazsa, bunların hepsinde oruç bozulur ve bayramdan sonra, bir günü için yalnız bir gün kaza etmek lazım olur. Keffaret lazım olmaz. Boğaza yağmur, kar kaçsa, oruç da, namaz da bozulur, kaza lazım olur. Geceden dişleri arasında kalan şeyi, bilerek yutsa, nohut tanesi kadar ise, bozulup kaza lazım olur. Nohuttan küçükse bozulmaz. Unutarak yiyen kimse, orucu bozulmadığını bildiği hâlde, yine yer ve içerse, kaza ve keffaret lâzım olur.

***

Sual: Ramazanda camiye giden kimse, yatsının farzını kılmadan, teravih namazı için cemaate katılsa kabul olur mu?

Cevap: Ramazanda yatsının farzını cemaatle kılmayanlar, toplanıp da, teravihi ve vitri cemaatle kılamazlar. Çünkü teravih, yatsının cemaati ile kılınır. Hindiyyede deniyor ki:

“Yatsının farzını yalnız kılan, teravihin cemaatine katılır. Kaçırdığı rekatlerini sonra tamamlar. Teravihi cemaatle kılamayan, farzı kıldığı imam ile vitri kılabilir. Vitri cemaatle kıldıktan sonra, başka camiye giden, imam farzı kılıyorsa farza, teravihi kılıyorsa, buna niyet ederek, imama uyarsa, bir kavle göre sahih olur. Teravih kılındığını anlarsa, farzı kılmamış ise, bir kenarda farzı kılıp, sonra imama uyar.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

28 Nisan 2020 Salı

* Ramazan ayının üstünlüğü

29 Nisan 2020, Çarşamba

 

Ramazan ayının üstünlüğü

 

 

 

Sual: Ramazan ayının üstünlüğü nelerdir?

Cevap: İmam-ı Rabbani hazretleri Mektûbât Tercemesinde 162. Mektupta buyuruyor ki:

Allahü teâlânın zâtının şü’ûnâtından biri, kelâm şânıdır. Bu kelâm şânında, zâtın bütün üstünlükleri ve sıfatların bütün şü’ûnları bulunur. Mübarek Ramazan ayında da, bütün iyilikler, bütün bereketler bulunur. Her iyilik, her bereket, Allahü teâlânın zâtından gelmektedir “teâlâ ve tekaddes” ve Onun şü’ûnlarından hâsıl olmaktadır. Her kusur, her kötülük de, mahlûkların zâtlarından ve sıfatlarından hâsıl olmaktadır. Nisâ sûresinin yetmişsekizinci âyetinde mealen, (Sana gelen her güzel şey, Allahü teâlâdan gelmektedir. Sana gelen her kötülük de, kendindendir) buyuruldu. Bunun için, bu aydaki iyiliklerin, bereketlerin hepsi, Allahü teâlânın zâtındaki üstünlüklerden gelmektedir. Bu üstünlüklerin hepsi de, kelâm şânında bulunmaktadır. Kur’ân-ı kerim, bu kelâm şânının hakikatinin hepsinden hâsıl olmuştur. Bundan dolayı, bu mübarek ayın, Kur’ân-ı kerim ile tam bağlılığı vardır. Çünkü, Kur’ân-ı kerimde bütün üstünlükler bulunmaktadır. Bu ayda da, o üstünlüklerden hâsıl olan bütün iyilikler bulunmaktadır. Bu bağlılıktan dolayı, Kur’ân-ı kerim bu ayda nazil oldu. Bekara sûresinin yüzseksenbeşinci âyetinde mealen, (Kur’ân-ı kerim, Ramazan ayında indirildi) buyuruldu. Kadir gecesi bu aydadır. Bu ayın özüdür. Kadir gecesi, çekirdeğin içi gibidir. Ramazan ayı da, kabuğu gibidir. Bunun için, bir kimse, bu ayı saygılı, iyi geçirerek bu ayın iyiliklerine, bereketlerine kavuşursa, bu senesi iyi geçerek, hayırlı ve bereketli olur. Allahü teâlâ, hepimizi bu mübarek ayın iyiliklerine, bereketlerine kavuştursun. Her birimize bundan büyük pay versin! (Mektûbât Tercemesi s.198)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

* Oruçlu, günahtan da sakınmalıdır (Osman Ünlü Hocanın 29.04.2020 tarihli yazısı)

29 Nisan 2020, Çarşamba

 

 

Oruçlu, günahtan da sakınmalıdır

 

 

 

Sual: Oruç tutan bir kimse, sadece yeme, içmeyi mi yoksa günahları da terk etmesi mi gerekir mi?

Cevap: Oruç tutmak, sadece yeme ve içmeyi terk etmek değildir. Eli, dili, gözü, kulağı ve bütün uzuvları da, günah işlemekten uzak tutmalıdır. Çünkü Peygamber efendimiz;

(Oruç tutan kimse, yalan sözü terk etmezse, o kimsenin yiyip içmeyi terk etmesine Allahü teâlânın ihtiyâcı yoktur) buyurmuştur.

Faydasız şeyler konuşmak, yalan söylemek, gıybet etmek, tutulan orucun sevabını giderir. Zahmet çekerek, sıkıntılara katlanarak ibadet yapıp da, bunun sevabını yok etmek, akıllı kimsenin yapacağı iş değildir.

Ancak oruç tutarken günah işleyenler, benim orucumun kıymeti yok diyerek orucu terk etmemeli, oruca devam etmeli, Allahü teâlâya yalvararak af dilemeli ve işledikleri günahlardan yüz çevirmelidirler. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:

“Allahü teâlâ, lütfederek, ihsân ederek, nefis iman edip İslamiyete uymakla şereflenince, İslâm-ı hakîkîye kavuşulur ve imanın hakikati hasıl olur. Bundan sonra yapılacak her iş, İslamiyetin hakikati olur. Namaz kılınca, namazın hakikati kılınmış olur. Oruç tutunca, orucun hakikati tutulmuş olur. İslamiyetin bütün hükümlerine uymak da, hep böyledir.”

Seyyid Burhâneddîn Tirmizî hazretleri, talebelerine hitaben buyurur ki:

“Oruç tutmak, kalbin rikkate gelmesine sebep olur ve oruçlunun duası, Allahü teâlâ indinde makbuldür. Allahü teâlâya ulaştıracak, oruçtan daha iyi bir binek yoktur. Orucun Allahü teâlâ katında büyük değeri vardır. Oruç, hikmet hazinelerinin anahtarıdır. Bir kimse, bütün kulluk vazifelerini yerine getirse, fakat midesini doldursa hiçbir yere ulaşamaz. Orucu gereğince tutsa, başka kulluk vazifelerinde kusur olsa bile, yine bir yere erişir.”

Şâh Veliyyullah-ı Dehlevî hazretleri de buyuruyor ki:

“İnsanın nefsi taşkınlık yapınca, bazı çarelere başvurması gerekir. Oruç, bu hususta en güzel çaredir. İnsan, şehvetini oruç tutmak suretiyle kırar. Oruç, insanın kötü isteklerini zayıflatır. Ruhun parlaması, şehvetin ve kötü arzuların kırılmasında, oruçtan daha tesirli bir çare yoktur. Kişi oruç tutmak suretiyle şehvet ve kötü arzularından ne kadar sıyrılabilmişse, oruç o derece günahlarına keffaret olur.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

               

* Orucun çeşitleri

28 Nisan 2020, Salı

 

Orucun çeşitleri

 

 

 

Sual: Kaç çeşit oruç vardır?

Cevap: Oruç, onbeş nevdir: Üçü farz, üçü vacib, beşi haram, dördü sünnet.

Farz olan oruçlar, Ramazan ve kaza ve kefaret olanlardır.

Vacib olan oruçlar, nezr-i muayyen, nezr-i mutlak, başlanılmış olan nafile oruca gurûba kadar devam etmek.

Haram olan oruçlar, Ramazan bayramının ilk günü ve kurban bayramının dört günü olup, bu beş günde oruç tutmak haramdır.

Sünnet olan oruçlar, her ayın eyyâm-ı beyzi, savm-ı Dâvüd, pazartesi ve perşembe günleri, aşûre günü, arefe günü ve emsali mübarek günlerde tutulanlardır. Arabî ayların 13, 14 ve 15.ci günlerine (Eyyâm-ı beyz) denir. Senede birer gün oruç, ertesi günleri iftar etmeğe (Savm-ı Dâvûd) denir. (İslâm Âhlâkı s. 304)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com