20 Mart 2017, Pazartesi | |
Üç türlü zikir vardır | |
Sual: Allahdan başka şeylerin sevgisini, onlara düşkün olmağı kalpten çıkarmak zikir midir ve kaç türlü zikir vardır? Sesli zikir mi yoksa sessiz zikir mi efdaldir? Cevap: Mazher-i Cân-ı Cânân "kaddesallahü teâlâ sirrehül'azîz", (Makâmât-ı Mazheriyye)deki onbirinci mektubunda buyuruyor ki, (Üç türlü zikir vardır: 1- Kalp karışmadan, yalnız dil ile söylemektir. Bunun faydası yoktur. 2- Ağızla söylemeyip, yalnız kalp ile yapılan zikirdir. Buna, tasavvufta (Zikr-i hafî) denir. Bu da, yalnız Zât-ı ilâhiyyeyi zikirdir. Yahut, sıfatlarını düşünerek yapılır. Nimetleri de düşünülürse, buna (Tefekkür) denir. 3- Kalp ile ve dil ile birlikte zikirdir. Dil ile kendi işitecek kadar söylenirse, İslâmiyette (Zikr-i hafî) denir. Âyet-i kerimede emir olunan, bu zikr-i hafîdir. Başkası da işitirse (Zikr-i cehrî) denir. Âyet-i kerimeler ve hadîs-i şerifler, zikr-i hafînin zikr-i cehrîden efdal olduğunu gösteriyor. Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem", hazret-i Aliye öğrettiği zikr-i cehrî, kendi işitecek kadar olan zikirdir ki, hakikatte, zikr-i hafî demektir. Zikirden önce kapıyı kapattırması da, böyle olduğunu gösteriyor). (Tefsîr-i azîzî) sâhibi "rahmetullahi teâlâ aleyh", Dehr sûresini açıklarken diyor ki, (Zikretmek, Allahtan başka şeylerin sevgisini, onlara düşkün olmağı kalpten çıkarmak içindir. Kalbin mahluklara bağlılığını yok etmek için en iyi ilacın zikir olduğu tecrübelerle anlaşılmıştır. Hadîs-i şerifte, (Zikir ederek, kalplerinin yükünü hafifletenlerin yolunda olunuz!) buyuruldu. Bunun için, (Allaha, Allahü teâlânın sevgisine kavuşmak için, kalbin mahluklara olan bağlantılarını kesmek, onu dünya zevklerine düşkün olmaktan kurtarmak lâzımdır. Kalbi kurtarmak için de, zikirden daha faydalı bir ilaç yoktur) demişlerdir). [Tasavvuf ehlinde meşhur olan simâ ve raks iki nevdir: Birincisi, kalbin ve nefsin fâni olmasından sonra, cemâl veya celâl sıfatlarının tecellisinde hâsıl olur ki, bunda aklın ve nefsin müdahalesi yoktur. Celâleddîn-i Rûmînin ve Sünbül Sinân efendinin zikir, simâ ve raksları böyle idi. Şâh-ı Nakşibend "rahmetullahi aleyh" (Biz, bunu inkar etmeyiz) buyurdu. İkincisi, bazı cahil ve gâfil tarikatçıların, noksan akıllarına ve azgın nefislerine uyarak, bağırmaları ve zıplamalarıdır. (Biz, bunları yapmayız) buyurdu.] (Tam İlmihal s. 903) | |
Dini sualler için | Üye olmak için Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo Mail grubu sayfası: Google | Yahoo | |
19 Mart 2017 Pazar
* Üç türlü zikir vardır
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder