1 Nisan 2017, Cumartesi | |
İnsan resmine, heykeline hürmet etmek | |
Sual: İnsan veya hayvan resimlerine, heykellere hürmet etmek, saygı göstermek, imanın gitmesine sebep olur mu? Cevap: İnsan resmine, heykeline hürmet, tazim etmek, kıymet vermek; onu yükseğe koyup, karşısında dikilmek, eğilmek, secde etmek, methedici, övücü şeyler söylemek, yalvarmaktır. Bu da iki sebeple olur: 1- Hocasının, babasının, amirinin, bir peygamberin, velinin, dine ve millete hizmet edenin resmi olduğuna inanarak hürmet eder. O kimsede ülûhiyyet sıfatlarından, yani Allahü teâlâya mahsus olan sıfatlardan birinin bulunduğuna inanmaz. Onu mahluk, yaratılmış bilir. Onu sevdiğini bildirmek, onu sevindirmek için, başkalarına uyarak hürmet eder. Böyle hürmet eden kâfir olmaz, haram işlemiş olur. Haram olduğuna inanmayanın imanı gider. 2- Resmin, heykelin sahibinde ve salibde, haçta veya yıldız, güneş, inek gibi herhangi bir şeyde, ülûhiyyet sıfatı bulunduğuna inanarak, mesela, istediğini yaratır, her istediğini yapar, hastaya şifa verir diyerek tazim etmek, küfür, şirk olur. Bu kimse müşrik olur. Tazim etmesi ibadet, tapınmak olur. Bu resimler, heykeller ve şeyler sanem, put olur. Hıristiyanlar, İsa aleyhisselam için Allahın oğludur, melekler kızlarıdır diyerek, erkek ve kız resimlerine ve heykellere hürmet ettikleri için, müşrik oluyorlar. Barnabas ve Aryüs mezhebinde olanları, böyle sapık inanmadıkları için, müşrik değil, Ehl-i kitaptırlar. Fakat, Muhammed aleyhisselama inanmadıkları için, kâfirdirler. *** Sual: İnanılacak şeylerde şüpheye düşen bir kimse, nasıl bir yol takip etmelidir? Cevap: Dinimizin bildirdiği bir şeyde şüpheye düşen kimse, Allahü teâlâ ve Onun Peygamberi, bu şey ile neyi bildirmek istemiş ise, öylece iman ettim, inandım demelidir. Hemen, şüphesini giderecek bir din âlimi aramalıdır. İlmine ve dine bağlılığına güvenilir, zeki, ârif, haramlardan kaçınan, din bilgilerinin inceliklerini bilen, müşkülleri çözebilen bir zatı arar, bulur. Bundan aldığı cevap, şüphesini giderince, artık öylece iman eder. Böyle bir zatı aramak farzdır. Tesadüfe bırakmayıp, hemen aramalıdır. Bulamazsa veya bulup da, şüpheden kurtulamazsa, Allahü teâlânın ve Resulünün dilediği gibi inandım demeli ve şüphesinin giderilmesi için, Allahü teâlâya dua etmeli, yalvarmalıdır. | |
Dini sualler için | Üye olmak için Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo Mail grubu sayfası: Google | Yahoo | |
31 Mart 2017 Cuma
* İnsan resmine, heykeline hürmet etmek (Osman Ünlü'nün 1.4.2017 tarihli yazısı)
* Müslümana ilk vacib olan şey, İslâmiyete uymaktır
1 Nisan 2017, Cumartesi | |
Müslümana ilk vacib olan şey, İslâmiyete uymaktır | |
Sual: Müslümana ilk vacib olan şey nedir? Hak yolda olan ile, bâtıl yolda olan tarikatçıları, birbirlerinden nasıl ayırabiliriz? Cevap: Şeyh-ül-islâm Ahmed ibni Kemâl efendinin (El-münîre) kitabında diyor ki: Müslümana ilk vacib olan şey, ahkâm-ı islâmiyyeye uymaktır. Ahkâm-ı islâmiyye, Allahü teâlânın ve Resûlünün "sallallahü aleyhi ve sellem" emir ve yasak ettiği şeyler demektir. Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" buyuruyor ki, (Bir kimsenin havada uçtuğunu ve deniz üzerinde yürüdüğünü yahut ağzına ateş koyup yuttuğunu görseniz, fakat İslâmiyete uymayan bir iş yapsa, keramet sâhibiyim derse de, onu büyücü, yalancı, sapık ve insanları doğru yoldan saptırıcı biliniz!). (El-münîre)den tercüme tamam oldu. Bu hadîs-i şerif hak yolda olan tasavvufçu ile, bâtıl yolda olan tarikatçıları, birbirlerinden kesin olarak ayırmaktadır. Osmanlıların son senelerinde, memlekette, hadîs-i şerifin haber verdiği sahte, cahil, fasık tarikatçılar türemişti. Çok şükür olsun ki, Allahü teâlâ bunu önledi. Ebû Bekr-i Sıddîk ve Alî ibni Ebî Tâlib "radıyallahü anhümâ" ve seyyid Ahmed Rıfâ'î, seyyid şerîf Ahmed Bedevî, Ebül-Hasen Alî bin Abdüllah Şâzilî, seyyid Abdülkâdir-i Geylânî, mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Muhammed Behâeddîn-i Buhârî, hâcı Bayram-ı velî ve Ziyâüddîn-i Hâlid-i Bağdâdî gibi din büyüklerinin mübarek isimlerini, kâtı'ı tarîk-ı ilâhî olan cahillerin elinde ve dilinde oyuncak olmaktan kurtardı. (Tam İlmihal s. 909) | |
Dini sualler için | Üye olmak için Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo Mail grubu sayfası: Google | Yahoo | |
Haftalık Bülten (31 Mart 2017)
|
--
Bu gruba aboneliğinizi iptal etmek için şu adrese e-posta gönderin:
sorularla-islamiyet+unsubscribe@googlegroups.com
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "Sorularla Islamiyet" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için sorularla-islamiyet+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.
29 Mart 2017 Çarşamba
* İman, bildirilenlere inanmaktır (Osman Ünlü'nün 31.3.2017 tarihli yazısı)
31 Mart 2017, Cuma | |
İman, bildirilenlere inanmaktır | |
Sual: Dinin inanılmasını emrettiği şeyleri, deneyerek veya akıl ile araştırarak mı öğrenip inanmalı yoksa Peygamberimizin bildirdiği gibi mi inanmalıdır? Cevap: Dinin bildirdiği inanılması lazım şeyler için, tecrübi ilimlere danışıp, tecrübeye uygun ise, inanır, tecrübe ile ispat edemeyince, inanmaz veya şüpheye düşerse, o zaman, tecrübesine inanmış olup, Resulullah efendimize inanmamış olur ki, böyle iman, kâmil, olgun değil, zaten bu iman da olmaz. Çünkü iman parçalanamaz, az ve çok olmaz. Din bilgileri, felsefe ile ölçülmeye kalkışılırsa, bu sefer filozofa inanılmış olup, Peygambere inanılmış olmaz. Evet, Allahü teâlânın var olduğunu, Muhammed aleyhisselamın, Allahın Peygamberi olduğunu anlamakta, aklın, felsefi ve tecrübi ilimlerin yardımı büyüktür. Fakat, bunların yardımı ile Peygambere inanıldıktan sonra, Onun bildirdiği şeylerin her biri için akla, felsefeye ve tecrübi ilimlere danışmak doğru olmaz. Çünkü, akıl, tecrübe ve felsefe yolu ile elde edilen birçok bilgilerin, zamanla değişmekte, yenileri bulununca, eskilerinin atılmakta olduğunu gösteren misaller, literatürlerde az değildir. O hâlde iman, Resulullah efendimizin, Allahü teâlâ tarafından, Peygamber olarak, bütün insanlara getirdiği ve bildirdiği emirlerin hepsine itimat etmek, güvenmek ve inanmaktır. Bu emirlerin, bilgilerin herhangi birine inanmamak veya şüphe etmek küfürdür, inkârdır. Çünkü, Resulullah efendimize inanmamak veya itimat etmemek, güvenmemek, Resulullah efendimize yalancı demek olur. Yalancılık kusurdur ve kusuru olan kimse, Peygamber olamaz. İman demek, Nasslarda, yani, Kur'ân-ı kerimde ve icmâ ile ve zaruri olarak bilinen hadis-i şeriflerde açıkça bildirilen şeylerin hepsine, inanmak demektir. Burada icmâ demek, Eshâb-ı kiramın söz birliği demektir. Bir şeyi, Eshâb-ı kiram, söz birliği ile bildirmedi ise, Tâbiinin söz birliği bu şey için icmâ olur. Tâbiin de bu şeyi söz birliği ile bildirmedi ise, Tebe-i tâbiinin söz birliği ile bildirmeleri, bu şey için icmâ olur. İman; Muhammed aleyhisselamın, Peygamber olarak bildirdiği şeyleri, akla, tecrübeye ve felsefeye danışmaksızın, tasdik ve itikat etmektir, inanmaktır. Akla uygun olduğu için tasdik ederse, aklı tasdik etmiş, Resulü tasdik etmiş olmaz. | |
Dini sualler için | Üye olmak için Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo Mail grubu sayfası: Google | Yahoo | |
* İslâmiyet, inanmak, öğrenmek ve yapmak dinidir
31 Mart 2017, Cuma | |
İslâmiyet, inanmak, öğrenmek ve yapmak dinidir | |
Sual: İslâmiyet, inanması, yapması, sakınması lâzım olan şeyleri, güzel ve çirkin huyları öğrenmek ve emirlere uymak, herkese iyilik yapmak dini değil midir? Bazı kimselerin ağzına ateş alması, yanağına bıçak sokması gibi şeylerin dinde yeri var mıdır? Cevap: Şeyh ve tarikatçı olarak ortaya çıkan bazı kimselerin, ağızlarına ateş koyduklarını, ağızlarından alevler çıktığını, bir yanağına bıçak, şiş sokarak öteki yanağından çıktığını, sokak ortasına yatarak, üzerinden kamyon geçirildiği hâlde, kendilerine hiçbir şey olmadığını görenlerden işitiyoruz. Bunların keramet olduğunu söylüyorlar. Görenler de inanıyorlarmış. Allahü teâlâ bunların Mûsâ aleyhisselâm zamanında da bulunduğunu haber veriyor. Bunlara keramet değil, sihir diyor. Böyle, göz boyamaları, (Fetâvâ-yı hadîsiyye)nin yüzondokuzuncu sahifesinde ve (Mektûbât)ın 266. cı mektubu sonunda ve üçüncü cildinde uzun bildirilmiş, haram olduklarına fetva verilmiştir. Bu büyücü, üfürükçü şeyhlerin, tarikatçıların yalan sözleri, (Hadîka) ve (Berîka)da da uzun yazılıdır. Bunların din adamı değil, Müslümanları aldatan şeytan oldukları acı acı bildirilmiştir. Bu gösterileri, din değildir. Dinsizliktir. Avrupa'daki, Japonya'daki kâfirler de, sahnelerde, sirklerde, bunlarınkinden daha acîb, daha garîb şeyler gösteriyorlar. İslâmiyet, oyun, komedi, maskaralık, müzik dini, sihirbazlık, cambazlık, hokkabazlık dini değildir. İslâmiyet, inanması, yapması, sakınması lâzım olan şeyleri, güzel ve çirkin huyları öğrenmek ve emirlere uymak, herkese iyilik yapmak dinidir. (Tam İlmihal s. 908) | |
Dini sualler için | Üye olmak için Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo Mail grubu sayfası: Google | Yahoo | |