6 Aralık 2014 Cumartesi

* Peygamber yalan söylemez

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

7 Aralık 2014, Pazar

Peygamber yalan söylemez

 

 

Sual: Hadisleri ve mezhepleri kabul etmeyen bir hoca, başta Buhârî olmak üzere, Kütüb-i Sitte’deki İbrahim aleyhisselamın, mecbur kalıp söylediği, üç yalanla ilgili iki hadis-i şerifin uydurma olduğunu söylemektedir. Buhârî’deki bir hadis uydurma olursa, öteki hadislerin sahih olduğuna nasıl inanılır? Namazın nasıl kılındığını, orucun nasıl tutulduğunu ve dinin diğer emirlerini müctehid âlimlerimiz, hadislerden çıkarmadı mı? Hadislere itimat kalkarsa İslamiyet yıkılmış olmaz mı?

CEVAP

Elbette yıkılmış olur. Onların maksadı da zaten budur. Önce o iki hadis-i şerifi bildirelim:

(İbrahim aleyhisselam üç yerde yalan söyledi. Biri temiz zevcesi Sâre Hatun hakkındadır. İbrahim, zâlim hükümdarın diyarına Sâre Hatun’la gelmişti. Sâre’ye: "Bu cebbar adam, evli olduğunu bilirse, sana musallat olur. Eğer sana da sorulursa, kız kardeşim olduğunu söyle! Çünkü seninle din kardeşiyiz” dedi.) [Buhârî, Müslim, Ebu Davud, Tirmizî]

Mahşer halkı, (Ey İbrahim! Sen Allah’ın peygamberi ve Onun yegâne Halil’isin, bize Rabbin nezdinde şefaat et! İçinde bulunduğumuz şu hâli görüyorsun) diyecekler. İbrahim aleyhisselam onlara, (Şefaat etmeye kendimde yüz bulamıyorum. Çünkü ben üç kere yalan söyledim!) diyecektir. (Buhârî, Müslim, Tirmizî)

Sağlam kaynaklı bu hadis-i şeriflere, ancak mezhepsiz olan, (Yalnız Kur'an) diyen hadis düşmanları uydurma der. Kur'an-ı kerimi açıklayan hadis-i şeriflerdir. Hadis-i şerifler olmasa dinimiz noksan olur. Okuyucunun dediği gibi, bir hadis kitabında bir iki hadis uydurma olursa, diğerlerine nasıl güvenebiliriz? Köpek eti, tavşan eti haram mı, değil mi? Bunun gibi binlerce mesele var. Hadislere inanmazsak doğrusunu nereden bileceğiz?

 

Yalan hakkında dinimizin emri nedir?

Yalan söylemek büyük günahtır, fakat bazı yerlerde günah değildir. Bir hadis-i şerif şöyledir:

(İki Müslümanı barıştırmak ve hanımını idare etmek için yalan söylemek caiz olduğu gibi savaşta da caizdir, çünkü savaş hiledir.) [İbni Lal]

Din kitaplarında da, (Din düşmanlarından korunmak veya Müslümanları korumak için yalan caizdir) buyuruluyor. (Uyun-ül besair, Hadîka)

İzin verilen yerlerde yalan söylemek günah olmadığı için, o kimseye yalancı denmez. İbrahim aleyhisselam da, izin verilen yerde ve zaruret olduğu için, üstelik tevilli söylemiştir. Tevilli söylemese bile, din düşmanlarının şerrinden korunmak için o şekilde konuşmak günah değildir.

Caiz olan yalanın biri şöyle olmuştu:

İbrahim aleyhisselam zevcesi Hazret-i Sâre ile birlikte Mısır’a gitti. O devirde bulunan hükümdar, firavunlardan çok zâlim biri idi. Bu zâlim ve zorba melik, Hazret-i Sâre’nin kim olduğunu sordurdu. İbrahim aleyhisselam, onun musallat olmasını engellemek için, din bakımından kardeşi olduğuna niyet ederek, “Kardeşimdir” diye haber gönderdi. Sonra, Hazret-i Sâre’ye de, (Ben onlara senin için, kardeşimdir dedim. Sen benim din kardeşimsin. Beni yalanlama!) dedi.

Âlimler buyuruyor ki: O zâlim hükümdar, evli kadınlara musallat oluyor ve sahip olmak istediği kadının kocasını da öldürüyordu. İbrahim aleyhisselam, onun zararından kurtulmak için böyle söylemişti.

İkincisi ve üçüncüsü de şöyledir:

İbrahim aleyhisselam zamanında, Keldânî kavmi, yılda bir gün bayram yapardı. Bayramdan sonra puthaneye uğrar, putlara secde edip evlerine dönerlerdi. İbrahim aleyhisselamın üvey babası ve puthane bekçisi olan kâfir Azer, onu da bayrama davet etti. İbrahim aleyhisselam, herkesle birlikte bayrama giderken, (Hastayım, rahatsızım) diyerek geri döndü. Puthaneye gidip, yetmiş kadar putu kırdı. Baltayı da iri yarı koca putun boynuna astı.

Keldânîler bayramdan dönüp puthaneye gelince, putlarının kırıldığını gördüler. Bunu kim yapabilir diye düşündüler. (Bu işi, yapsa yapsa İbrahim yapar. Çünkü o, hem putlara karşı idi, hem de bizimle bayram yerine gelmemişti) dediler. İbrahim aleyhisselamı yakalayıp, (Putlarımızı sen mi kırdın?) dediler. O da, (Bu işi, şu boynunda balta asılan iri put, “Ben varken niye küçük putlara tapılıyor” diye kıskandığı için yapmış olamaz mı? Kendisine bir sorun!) dedi. (Put konuşur mu? Put kıskanır mı? Hem nasıl soracağız?) dediler. İbrahim aleyhisselam, (O hâlde, konuşamayan, daha kendilerini kırılmaktan kurtaramayan, kimin kırdığını bilmeyen, size hiçbir faydası olmayan bu putlara ilâh diyerek niçin tapıyorsunuz? Hâlâ akıllanmayacak mısınız? Size ve taptığınız bu putlara yazıklar olsun!) dedi. Enbiya sûresinin 58. âyetinde, İbrahim aleyhisselamın putları kırdığı, 63. âyetinde (Belki büyük put kırmıştır) dediği bildirilmektedir. İbrahim aleyhisselam, kavminin putlara tapmasından, bâtıl olan bir bayrama gitmelerinden rahatsız idi. Onun için, maddî değil, mânevî mânâda, (Ben hastayım) demişti.

Bu sözlerden dolayı İbrahim aleyhisselamı, hâşâ yalancı çıkarmak çok yanlış olduğu gibi, olayları inkâr edip, İbrahim aleyhisselamın böyle bir şey demediğini söylemek de âyet-i kerimeleri ve hadis-i şerifleri inkâr etmek olur. Mütevatir hadisleri inkâr etmek küfür olur. (Hindiyye, İbni Âbidin)

Twitter’da paylaş   |   Facebook’ta paylaş

 

 

Yerinde gülümsemek

Kimi susar, konuşmaz, dinlemeyi benimser,

Alakasız davranmaz, yerinde de gülümser.

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
· Gökler Karardı Yine

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

0 yorum: