30 Nisan 2014 Çarşamba

* Yolcuya bakıp yolu tanımak ne demek? (Mehmet Ali Demirbaş'ın 02.05.2014 tarihli yazısı)

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

02 Mayıs 2014, Cuma

Yolcuya bakıp yolu tanımak ne demek?

 

 

Sual: Mezhepsiz biri, (Yolcuya bakıp yolu tanıma, yola bak yolcuyu tanı) diyor. Başka bir mezhepsiz de, (Adama göre yolu değil, yola göre adamı tanı) diyor. Ne demek istiyorlar?

CEVAP

Bunlar art niyetli kimselerdir. Daha başka mezhepsizler de, (Hakkı adama göre değil, adamı hakka göre ölç) derler. Hepsi aynı kapıya çıkar. Hepsi de, (Mezhep imamlarının ve diğer İslam âlimlerinin yolundan gitmeyin, onlara göre yolunuzu tayin etmeyin. Kendiniz Kur’an ve Sünnet'ten doğru yolu bulun! Bu âlimlerin bildirdikleri, sizin bulduğunuza uygun değilse kabul etmeyin!) demek istiyorlar. Mezhepsizler bu yüzden, (İmam-ı a’zam) demezler, onun büyüklüğünü kabul etmeyip hep (Ebu Hanife) derler. İmam-ı a’zam, büyük imam demektir. İmam-ı a’zam hazretlerinin bildirdiklerini kendi bilgileri ve akıllarıyla ölçmeye çalışırlar. Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerini değil, kendilerini ölçü kabul ederler.

Onların dediğinin tersini söylemek, yani (Ehl-i sünnet âlimlerine bakarak yolunu tayin et! Kendi görüşüne itibar etme, hakkı Ehl-i sünnet âlimlerine göre ölç!) demek gerekir.

Zaten dinimizdeki dört delil, Kitab, Sünnet, İcma ve Kıyas’tır. İmam-ı a’zam hazretleri, bir âyet-i kerimeden, bir hadis-i şeriften ne anlamışsa, ona uymamız lazımdır. Neyin icma olduğunu da, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiğine göre anlarız.

 

Başınız sağ olsun

Sual: Taziye için ölü sahiplerine, (Başınız sağ olsun) demenin, kaza ve kadere aykırı olduğu söyleniyor. Neresi aykırıdır?

CEVAP

Şimdi, eski âlimlerin bildirdiği her şeyi kötülemek moda hâline geldi. Bu da kıyamet alametlerindendir. (Başınız sağ olsun) demek, (Ölüyle ölünmez, Allahü teâlâ size ve yakınlarınıza sabır versin) demektir. Sabır tavsiye etmek sünnettir.

 

Günahları saymak

Sual: (Zikri, tesbihi saydığın gibi niye günahlarını saymıyorsun?) deniyor. Günahları sayınca mubah mı oluyor?

CEVAP

Hayır, mubah olmaz. Günahlar sayılınca, insan günahının çokluğunu görüp tevbe edebilir, daha az günah işleyebilir. (Günahlarını unutma) anlamında söylenmiş olabilir. Ama yine de böyle söylememeli, günümüzde, sanki sayılı tesbih çekmenin uygun olmadığı gibi bir mânâ çıkaran, art niyetli kimseler olabilir.

 

Twitter’da paylaş   |   Facebook’ta paylaş

 

 

 

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

* Sünneti terk etmemeli

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

1 Mayıs 2014, Perşembe

Sünneti terk etmemeli

 

 

Sual: Abdestte ayakları bir kere yıkayanlar oluyor. Üç kere yıkamak sünnet değil mi? Sünnet niye terk ediliyor?

CEVAP

Sünneti kasten terk etmeyip alıştıkları için öyle yapıyorlar. Hazret-i Ömer’in, (İnandığı gibi yaşamayan, yaşadığı gibi inanmaya başlar. Dininizi doğru öğrenip, buna uygun yaşayın! Yoksa yaşadığınızı din zannedersiniz) sözü böylece gerçekleşmiş oluyor. Ayağını bir kere yıkamaya alışan kimse, sünnet şeklini bir kere yıkamak zannediyor.

Bunun gibi, abdestte başın dörtte birini mesh etmeye alışan kimse, kaplama meshin sünnet olduğunu düşünemiyor. Bu müekked sünneti, her abdestte terk etmiş oluyor. Türkiye’de kaplama meshi yapan çok az kişiye rastlarız. Başın dörtte birini mesh etmeye alışıldığı için, sünnetin terk edilmesi hiç yadırganmıyor.

Şâfiîlerden bazıları, abdestte başlarını tek parmakla mesh ediyor, sadece farzı yapmakla yetiniyor. Hâlbuki başın tamamını mesh etmek, Şâfiî'de de sünnettir. Mâlikî'de ve Hanbelî'de başın tamamını mesh etmek farzdır. Her mezhepte sünnet olsa bile, sünneti zaruretsiz, mazeretsiz terk etmek yanlış olur.

Ta’dil-i erkân yani kavme ve celsede Sübhanallah diyecek kadar hareketsiz durmak, Hanefî'de vacib, diğer üç mezhepte farzdır. Daha fazla durmak ise sünnettir. Farz ve vacib ile yetinilmekte, sünnet burada da terk edilmektedir. Buralarda da, bir rükün yani üç kere Sübhanallah diyecek kadar durmalı, sünneti terk etmemelidir. Bir hadis-i şerif:

(Unutulmuş bir sünnetimi meydana çıkarana yüz şehid sevabı vardır.) [Hâkim]

Twitter’da paylaş   |   Facebook’ta paylaş

 

 

Bahane çıkar

Daim sıhhat içinde, yaşasan da şahane,

Ecel gelince olur, baş ağrısı bahane.

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·Bülbüllerin Ötüşünde

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

* Regaib kandili tebriği

29 Nisan 2014 Salı

* Mushaf'a Latin harfleriyle yazı yazmak (Mehmet Ali Demirbaş'ın 01.05.2014 tarihli yazısı)

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

01 Mayıs 2014, Perşembe

Mushaf'a Latin harfleriyle yazı yazmak

 

 

Sual: Bazı Mushaflarda, âyetlerin okunuşu sayfa kenarına Latin harfleriyle yazılıyor. Böyle yazmak ve okumak, namaz sûrelerini buradan öğrenmek uygun olur mu?

CEVAP

İbni Hacer-i Mekkî hazretleri buyuruyor ki: Kur’an-ı kerimi, Arapçadan başka harfle yazmak, Kur'an yerine bunu okumak, sözbirliğiyle haramdır. (Böyle yazılırsa öğrenmeyi kolaylaştırır) demek yanlıştır. Kolay olsa da, caiz değildir. (Fetâvâ-i fıkhiyye)

Doğru okunmadığında, Kur’an-ı kerimin mânâsı değişerek, yanlış mânâların çıktığı hâller çoktur. Mesela, Hallâk kelimesi, ile okunduğunda yaratıcı, Ha ile okunduğunda, berber mânâsına gelmektedir.

Arapçadaki harflerin karşılığı Latin harflerinde yoktur. Arapçada üç tane S, üç tane Z harfi vardır. Biri kalın Zı, ikincisi ince okunan Ze, üçüncüsü Zal’dır. Bunların üçü ayrı ayrı söylenir. Rükû tesbihinde ile azîm denir ki, (Rabbim büyüktür) demektir. Eğer ince Ze ile azîm denilirse, hâşâ, (Rabbim benim düşmanımdır) demek olur.

Bunun için, her Müslümanın namaz kılacak kadar, sûreleri, duaları, düzgün okumasını bilen birinden öğrenmesi gerekir. Latin harfleriyle yazılmış hâlinden öğrenmiş olsa bile, mutlaka bilen birine kontrol ettirip, yanlışların düzeltilmesi gerekir. Bunları Latin harfleriyle düzgün olarak ezberlemek mümkün değildir. Kur’an-ı kerimi de aslından okumalıdır. Aslından okunmazsa, sevab kazanalım derken, günaha girilebilir. Okumayı öğrenmek, hiç zor değildir. İnternet sitemizdeki Sesli Elifba da öğrenmeye yardımcı olur.

 

Namazda âyet atlamak

Sual: Namaz kılarken, sûre içinde bir âyet atlansa sehiv secdesi gerekir mi?

CEVAP

Hayır, gerekmez.

 

Kerahat vaktinde cemaat

Sual: Mekruh vakit girince, mesela akşama beş dakika kala, ikindi namazını cemaatle kılmak caiz olur mu?

CEVAP

Evet, cemaatle kılmak daha iyidir. Mekruh vakte girildi diye cemaat terk edilmez.

 

Twitter’da paylaş   |   Facebook’ta paylaş

 

 

 

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

* Açık kadın cariye değildir

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

30 Nisan 2014, Çarşamba

Açık kadın cariye değildir

 

 

Sual: (Açık gezen kadın, cariye hükmündedir) diyenler oluyor. Cariye hükmünde olmak, cariyenin hakkına sahip olmak demek değil midir? O zaman, açık gezen kadınların, tesettüre riayet etmemeleri günah olmuyor mu?

CEVAP

İmanı varsa elbette günah olur. İkincisi, günümüzde cariye yoktur. Müslüman bir kadın, (Ben cariye hükmündeymişim, açık giyinebilirim) diyemez. Saç, kol ve bacaklarını açarsa günaha girer. Cariye, namazlarını başı, kolu açık kılabildiği hâlde, günümüzdeki hür kadınlar, namazlarını böyle açık kılamaz.

Mürted veya kâfir bir kadının, açık saçık gezmesi günah değildir. Hattâ onlara hiçbir şey günah değildir. Âhirette onlar, günahlarından dolayı değil, inanmadıklarından dolayı sorguya çekilir. İmansızlığın cezası da, sonsuz Cehennemdir. İman sahibi Müslümanlara ise, iğneden ipliğe her şey sorulur.

Her Müslümanın fıkhın dört kısmını, dar-ül-harbde de ahkâm-ı İslamiyye’ye uygun yapması lazımdır. Mesela, kâfir ve mürted kadınların avret yerlerine, başlarına, kollarına, bacaklarına bakmak, dar-ül-harbde de haramdır. (S. Ebediyye)

S. Ebediyye’deki bu hüküm, kâfir ve mürted kadınlarla, açık saçık gezen kadınların, cariye hükmünde olmadıklarını açıkça bildirmektedir. Çünkü cariyenin saçlarına, kollarına bakmak günah değildir. Bunlara bakmak günah olduğuna göre, onların cariye hükmünde olmadıkları pek açıktır.

Yine S. Ebediyye’de zayıf bir kavil olarak şunlar bildirilmektedir:

Halife Hazret-i Ömer, bir çalgıcı, şarkıcı kadına kırbaçla vurdu. Başörtüsü açıldı. (Allahü teâlânın haram ettiği şeye önem vermeyen kimse, İslam şerefini kaybetmiştir) buyurdu. Kadı Ebu Bekr-i Belhî, nehir kenarında başları ve kolları açık kadınların yanından geçerken, (Onlar kıymetsiz, hürmetsiz kadınlardır. İmanları olduğu şüphelidir. Dâr-ül-harb’deki kâfir kadınları gibidir) buyurdu. Kâfir gibi olan, mürted kadınlar, zâhir haberlere göre, dâr-ül-İslâm’da cariye olarak kullanılmaz. Nevadir haberlerine göre, dar-ül-İslam’da cariye olurlarsa da, mürted kadının, kocasına verilmesi için böyle yapılabilir. Çünkü nevadir haberleri zayıftır, güvenilemez. Ancak faydalı olduğu hâllerde kullanılabilir. Nevadir haberleri kullanılsa bile, İslamiyet’e önem vermeyen kadınların, İslam şerefini kaybedeceklerini, bunların dar-ül-İslam’da [İslamî hükümlerle idare edilen ve halifesi olan Müslüman ülkelerde] cariye gibi hürmetsiz, aşağı olup başlarına, kollarına şehvetsiz bakmanın caiz olacağını gösterir. (S. Ebediyye)

Şimdi dünyada dâr-ül İslam olan ülke yoktur. Bu bakımdan kâfir kadınları İslam ülkesine cariye olarak getirilemez. Sonuç olarak açık kadınlara dünyanın her yerinde ihtiyaçsız bakmak günahtır.

Nevadir haberleri zayıftır. Zaruret olmadıkça, bunlarla fetva verilmez. Bundan başka mürted kadın, nevadir haberlerine göre, dâr-ül-İslam’da cariye olacağı için, bunun kollarına, başına bakmanın caiz olması, bunun mülk edilerek vaty edilmesine sebep olmaz. Dâr-ül-İslam’daki genel ev kadınları da, böyle hürmetsiz iseler de, mülk olmaz, vatyleri zina olur. Dâr-ül-harbdeki kâfir bir kadın, dâr-ül-İslam’a [esir olarak] getirilmedikçe, cariye olamaz. (İslam Ahlakı)

Dünyada dar-ül-İslâm ülkesi olsa da, kâfir kadını oraya esir olarak getirmek gerekir. Böyle bir şey dünyada olmadığına göre, (Açık gezen kadın cariye hükmündedir, o kadına bakmak günah olmaz) demenin çok yanlış olduğu meydandadır. Bilerek veya bilmeyerek insanları günaha sokmak için söylenmiş bir sözdür.

Twitter’da paylaş   |   Facebook’ta paylaş

 

 

Hak helâl etmek

Hak helâl edenlerin, sevabı hiç eksilmez,

Kaz gelecek bir yerden, yumurta esirgenmez.

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·Bülbüller Sazda Güller Niyazda

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

28 Nisan 2014 Pazartesi

* Üç aylar tebriği

* Recebin ilk cuma gecesi Regaib gecesidir (Mehmet Ali Demirbaş'ın 30.04.2014 tarihli yazısı)

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

30 Nisan 2014, Çarşamba

Recebin ilk cuma gecesi Regaib gecesidir

 

 

Sual: Regaib kandili ne zamandır?

CEVAP

Recebin ilk cuma gecesine Regaib gecesi denir. Yarın gece yani perşembeyi cumaya bağlayan gece, Regaib gecesidir. Her cuma gecesi de kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, daha kıymetli oluyor. Allahü teâlâ bu gecede müminlere ihsanlar, ikramlar yapar.

Perşembe günü oruç tutup cuma gecesini de ihya etmek çok sevabdır. Perşembeyle birlikte, Cuma günü de oruç tutmak daha iyidir. İki hadis-i şerif:

(Receb ayında çok istiğfar edin, çünkü Allahü teâlânın, Receb ayının her vaktinde Cehennemden azat ettiği kulları vardır. Ayrıca Cennette öyle köşkler vardır ki, ancak Receb ayında oruç tutanlar girer.) [Deylemî]

(Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez: Regaib Gecesi, Şaban'ın 15. gecesi, cuma gecesi, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı gecesi.) [İbni Asakir]

Receb ayında edilen dualar kabul edilir, hatalar affedilir. Günah işleyenin cezası da kat kat olur.

 

Cihazdan Kur’an-ı kerim okumak

Sual: S. Ebediyye’de, (Mizan-ı Şa’rânî) kitabından alınarak, (Çirkin şeyler söyledikten sonra Kur’an-ı kerim okuyan kimse, Mushaf’ı pislik içine sokan kimse gibidir) deniyor. Sonra, (Kur’an-ı kerimi mizmarlardan okuyanlara Allahü teâlâ lanet eder) hadis-i şerifi bildiriliyor. İçine müzik alınmış CD’ye, Kur’an alıp dinlemek veya düğünlerde, mevlitlerde mikrofonla okunan Kur’an-ı kerimi, hoparlörden dinlemek caiz olmuyor mu?

CEVAP

Evet, caiz olmuyor. Hattâ hiç müzik çalınmasa da, sadece öğrenmek niyetiyle CD’den, bilgisayardan, radyodan, TV’den ve hoparlörden Kur’an dinlemek caiz ise de, dinleme sevabı hâsıl olmaz. Sevab niyetiyle dinlemek, bid’at ve günah olur. İbni Hacer-i Mekkî hazretleri buyuruyor ki: Hadis-i şerifte, (Bir zaman gelir ki, Kur’an-ı kerim mizmarlardan okunur. Okuyanlara ve dinleyenlere Allahü teâlâ lanet eder) buyuruldu. (Keffür-reâ’ an muharremât-ilâ lehvi vessimâ, Müsamere, S. Ebediyye)

Mizmar, ses çıkaran her çeşit çalgı aleti demektir. Hoparlör ve mikrofon da mizmardır.

Sırf Kur’an-ı kerim öğrenmek için, hiç ses alınmamış boş bir cihaza âyet veya sûre almak caiz olur. Bunun dışında Kur’an-ı kerimi mizmarlara almamalı ve bu cihazlardan dinlememeli. Allahü teâlânın lânetine uğramaktan çok sakınmalıdır.

 

Twitter’da paylaş   |   Facebook’ta paylaş

 

 

 

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com