17 Haziran 2011 Cuma

* Bir reformcunun hezeyanları

19 Haziran 2011, Pazar

Bir reformcunun hezeyanları

.

 

1- Reformcu, (İlim öğrenmek gibi farz olan bir işi yapmak için, Cenneti bile feda ederim, haram işleyerek de olsa, o işi yaparım) diyor. Dine uymak, ilim öğrenmek, Allah'ın rızasını kazanıp Cennete girmek içindir. Allah rızasını kazanmayan zaten Cennete giremez. Cenneti istemem demek, Allah'ın rızasını istemem demek olmaz mı? İkincisi haram işleyerek ilim öğrenilmez. Haramdan kaçmak önce gelir. Haramdan kaçmak da farzdır. Bu inceliği bilmeyerek millete haram işletmenin vebali çok büyüktür.

2- Reformcu, (Ölünce beni yakın) diyor. Hâlbuki dinimizde ölü yakılmaz. Ölünün yakılması Hindularda vardır. Tasavvufçulardan tasavvuf sarhoşluğu hâlinde böyle söyleyenler olmuşsa da, bunlar mazurdur.

3- Güya kerametini izhar için, (Kerametim demiyorum, benim kehanetim şudur ki...) diyor. Müslümanlıkta kâhinliğin, falcılığın yeri yoktur. Tahminim, görüşüm şudur denebilir.

4- Reformcu, Mâlikî mezhebini taklid ederek, öğretmen, memur olanların namaz kılmayıp, akşam eve gelince, kaza etmelerini söylüyor. Bu yanlıştır. Mâlikî'de, akşamdan sonra kaza etme diye bir şey yoktur. Zaruretsiz namazı terk etmek haramdır. Zaruretin de şartları vardır. Öğretmen veya memur olmak zaruret değildir. Mezahib-i Erbaa'da deniyor ki:

Vücub şartlarından ikincisi, namazı terk etmeye zorlanmamaktır. Mesela zâlim biri, onu namaz kılmamaya zorlarsa; kıldığı takdirde hapse atmak, dövmek, öldürmek, toplum içinde şerefiyle oynayıp tokatlamakla tehdit edilirse, namazı terk ederse günahkâr olmaz. Mâlikî'de zorlanan kişi, mümkün olduğu kadar gerekli temizliği yapar, kıraatini ifa eder, hasta ve acizler gibi ima ile de olsa namazını kılmaya çalışır. Hülasa gücü yettiği kadarıyla ibadetini yapması farz, terk etmesi haramdır. (Mezahib-i Erbaa)

5- Reformcu, (Resulullah dini yaymakta çok hırslıydı) diyor. Hâlbuki hırs daha çok kötü arzular için kullanılır. Para hırsı, şöhret hırsı gibi... Evliya zatlar için bile hırslı denmez..

6- Bir kâfir Müslüman olunca, eski günahlarının hepsi affolur. Hatta sevaba çevrilir. Bunun için Müslüman olmuş birinin, eski durumunu anlatıp kötülemek Müslümana yakışmaz. Fakat reformcu, (Ömer, helvadan yaptığı puta tapar, canlı kızını toprağa gömerdi. Bu eli kanlı birer cani olan Ömer ile Vahşi, Müslüman olduktan sonra...) diyor. Müslüman olmuş iki sahabi için böyle konuşmak, hele eli kanlı cani demek, ne kadar çirkindir. Çünkü Allahü teâlâ, iman edenlerin günahlarını sevaba tebdil etmektedir. Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(Tevbe edip iman eden ve salih amel işleyenlerin günahlarını sevablara çeviririm.) [Furkan 70]

Bu ayet-i kerimenin Hazret-i Vahşi için indiği Hadika'da bildirilmektedir.

7- Resulullah efendimiz, Peygamberlerden sonra insanların en üstünü olan arkadaşlarına, talebem bile demez, (Eshabım) yani arkadaşlarım derdi. Fakat reformcu, (Resulün çömezleri, Uhud savaşında dökülmüşlerdi) diyor. Bu söz, Eshab-ı kiramın kadrini düşürücü çok çirkin bir ifadedir. Yenilmek ayrı, dökülmek ayrıdır. Sahabe savaşta yenilmişlerdi deseydi bir mahzuru olmazdı. Kur'anı kerimde Eshab-ı kiram, Cennetlik diye hepsi övülmektedir. Çömez demek, dökülmek demek çok çirkindir. Hâşâ onların başında Peygamber efendimiz de vardı, ona da döküldü denmiş olur ki, çirkinliği meydandadır.

8- Meleklere her fırsatta saldırıyor. (Çocuğunuzu iyi terbiye etmezseniz anarşist olur, Azrail ve Zebani olur) diyor. Anarşistle, masum, günahsız melekleri aynı kefeye koyuyor. Azrail aleyhisselam da, Cehennemde görevli olan zebaniler de, Allahü teâlânın emirlerini yerine getiren meleklerdir. Meleklere hakaret etmek, onlarla alay etmek küfür olur.

 

Bugünkü şiirimiz:

· İlmihale uyunca

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·
Bilmez İmiş

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

 

0 yorum: