30 Haziran 2011 Perşembe

* Allahü teâlâyı sevmek

02 Temmuz 2011, Cumartesi

Allahü teâlâyı sevmek

.

 

Sual: Allah'ın bizi sevip sevmediğini nasıl bilebiliriz? Bir kalbde iki sevgi bulunmaz deniyor. Mesela Allah'ı sevmek için Peygamberimizi sevmememiz mi lazım?

CEVAP

Hayır, aksine Peygamber efendimizi de çok sevmemiz lazım.

Eğer biz Allahü teâlâyı seviyorsak, o da bizi seviyor demektir. İkincisi, Allahü teâlânın emirlerini yapıp haram ettiği şeylerden kaçıyorsak yine bizi seviyor demektir. Allah sevgisinin alâmeti, haramlardan sakınmaktır. Haramlardan sakınanı Allahü teâlâ sever. Allahü teâlâyı çok sevmenin bir alameti de, Onun sevgisini kaybetmekten çok korkmaktır.

Bir kalbde iki sevgi bulunmaz demek, iki zıt sevgi bulunmaz demektir. Ebu Cehil ile hazret-i Ömer'in sevgisi bir kalbde bulunmaz. Allah sevgisine kavuşabilmek için hubb-i fillah, yani Allahü teâlâyı ve Onun sevdiklerini sevmek, şarttır. Mesela Allahü teâlânın habibi olan Resulullah'ı çok sevmek gerekir. Resulullah'ın Ehl-i beyti ile Eshabını ve Resulullah'ın vârisleri olan İslam âlimlerini de çok sevmek gerekir. Silsile-i aliyye büyüklerini de sevip onların sevgisini kazanmak lâzımdır.

Büyük zatların sohbetine kavuşan saadete erer. Eğer onların sevgisine kavuşursa çok büyük nimete konmuş olur. Büyük zatlardan birine kavuşamazsak ne yapmak gerekir? Vârislerinden faydalanmak gerekir. Vârisleri de yoksa, talebelerinden, onlar da yoksa kitaplarından faydalanmak gerekir.

 

Bugünkü şiirimiz:

· Şükür gerekir şükür

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·
Engel Olur mu

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

* Rusça ve Arnavutça Takvimler

30 Haziran 2011, Perşembe

Rusça ve Arnavutça Takvimler

 

Kıymetli Arkadaşlar,

Türkiye Takvimi pazarlama servisi olarak, Türkçe takvimin yanı sıra, Rusça, Arnavutça ve Kazakça takvim de hazırlanarak, bu dilleri konuşan ülkelere ücretsiz olarak gönderilmektedir. Türk devletleri, Rusya, Kosova, Arnavutluk ve Makedonya'da; üniversitelere, resmi dairelere, camilere ve köylere kadar ulaşan bu takvimler; tarihi, kültürel ve dini konularda çok faydalı olmaktadır.

Bu tür hizmetlerin değerini bilen insanların katkıları ile hazırlanan takvimlerin tanesi, 1,50 TL.'ye mâl olmaktadır ve toplanan miktar kadar basılmaktadır. Şanlı ecdadımızın insanlığa yaptığı bu hayırlı hizmetlerin devamı için, sizleri de ortak olmağa davet ediyoruz.

Örnek olarak, 100 adedi 150 TL. 1.000 adedi 1.500 TL. olan bu organizasyon için, aşağıda verilen hesap numaraları kullanılmaktadır. Kredi kartı ile de, 7-8 taksit kabul edilmektedir. Yatırılmak istenen miktar, bu adetlerden az veya çok ta olabilir.

(İsteyene, Dolar ve Euro hesap numaraları da verilebilir.)

Saygılarımızla,

 

Takvim Pazarlama Müdürlüğü

 

İrtibat: Ahmet Yazıcı - Şaban Aktaş

Tel: (0212) 454 20 76 454 22 02

Mail: ahmet.yazici@ihlas.com.tr

 

Banka Hesap Numaralarımız:

1- Yapı Kredi Bankası - Bakırköy Dikilitaş Şubesi

İhlas Pazarlama A.Ş. - Hesap No: 934 - 607 906 77

IBAN: TR97 0006 7010 0000 0060 7906 77

2- Garanti Bankası Bakırköy Kurumsal Şubesi

İhlas Pazarlama A.Ş. - Hesap No: 382 - 620 21 24

IBAN: TR61 0006 2000 3820 0006 2021 24

 

NOT: Hesaba para gönderen kıymetli arkadaşlarımızın, mail veya telefonla, fatura bilgilerini de bildirmelerini istirham ediyoruz; çünkü onlar adına fatura kesiyoruz.

 

İrtibat için şu mail kullanılmalı: ahmet.yazici@ihlas.com.tr

 

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

* Cuma tebriği

* "Şimdi âdet böyledir" demek (Mehmet Ali Demirbaş'ın 01.07.2011 tarihli yazısı)

Açıklama: logo

01 Temmuz 2011, Cuma

"Şimdi âdet böyledir" demek

 

Sual: Eskiden, zekât ya ticaret edilen maldan veya değeri altından veriliyordu, ama bugün altın yerine kâğıt para kullanılıyor. Niye kâğıt para verilmesin ki? Eskiden kağnıyla gidiliyordu diye, şimdi uçağa binmeyecek miyiz? Şimdi insanların çoğu ne yapıyorsa aynısını yapmak gerekir. Eskiden böyleydi diyerek eski şeyleri yapmak, ayrı bir yol tutmak, yanlış değil mi?

CEVAP

Bu çok yanlış bir kıyastır. Allahü teâlâ, (Dininizi tamamladım, dinde noksanlık yoktur) buyuruyor. Dinî hükümler zamanla değişmez. Dini zamanla değiştirmek, dinde reform olur. Âdetler değişebilir, ama dinî hükümlerde değişiklik olmaz. Kağnı, uçak âdettir, âdette değişiklik olur elbette. Zaten zamanın tekniğine uymak dinin emridir. İbadetlerde yenilik yapmak ise, dini değiştirmek olur. Yani Allah'ın koyduğu ibadet şeklini beğenmemek olur.

Dinimize aykırı değilse, âdetlere uymanın mahzuru olmaz. Âdetler dine aykırı ise, (Şimdi herkes öyle yapıyor) diye ona uymak caiz olmaz. Mesela şimdi insanların çoğu tesettürlü değil diye, (Herkes açık geziyor, ben de gezsem ne olur) denmez. Çok kimse namaz kılmıyor diye, (Ben de kılmasam ne olur) denmez. (Şimdi herkes, zekâtını ticaret ettiği maldan değil de, gıda maddesi olarak veriyor, ben de versem ne çıkar. Her sene veriyorum, hiçbir şey de olmuyor) denemez. Dinimiz ticaret edilen maldan veya altın olarak verilir diyorsa, sadece ondan verilir. Konfeksiyoncu gıda maddesi veremediği gibi, gıda maddesi satan da, elbise olarak zekât veremez. Yani dinin emrine uyulur, herkesin yaptığı ölçü olmaz.

 

Zekâtta vekil

Sual: Zekât vermek için, dilediğine ver denilerek vekil edilen kimse, zekâtı kendi fakir hanımına veya fakir çocuğuna verebilir mi, fakirse kendisi de alabilir mi?

CEVAP

Üçünü de yapabilir. (Dürr-ül-muhtar)

 

Online vekâlet

Sual: İhlas Vakfı'nın internet sitesinde, kredi kartıyla online olarak zekât ve fitre verilebileceği bildiriliyor. Kâğıt parayla zekât verilemediğine göre, kredi kartıyla zekât verilir mi?

CEVAP

Zekât bedeli kredi kartıyla veriliyorsa da, vekalet verilen kimse, kredi kartıyla gönderilen miktarda altını, fakir bir öğrenciye veriyor, böylece zekât veya fitre dine uygun verilmiş oluyor.

www.ihlasvakfi.org.tr adresindeki Bağış bölümünden vekalet verilebilir.

 

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

29 Haziran 2011 Çarşamba

* En büyük nimet

01 Temmuz 2011, Cuma

En büyük nimet

.

 

Sual: Allah'ın verdiği nimetleri, nazar değmesin diye gizlemekte mahzur var mıdır?

CEVAP

Gizlemek doğru değildir, çünkü Allahü teâlâ, ihsan ettiği nimetleri izhar etmemizi, göstermemizi, belli etmemizi sever. Mesela zenginin eski elbise giymesi, doğru değildir. Zenginse zenginliğini, âlimse ilmini göstermelidir.

En büyük nimet, iman nimetidir, Ehl-i sünnet itikadıdır. Bu nimeti, güler yüzle, tatlı dille, şefkatle, merhametle göstermek gerekir, çünkü müminin alameti güler yüzdür. Münafığın alameti çatık kaşlı olmaktır. Emr-i maruf ve nehy-i münkeri ilimle, güler yüz ve tatlı dille yapmak lazımdır. Aksi takdirde fayda yerine zarar verebilir. Nefrete, fitneye sebep olmanın vebali büyüktür. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:

(Kolaylaştırın, güçleştirmeyin, müjdeleyin, sevdirin, nefret ettirmeyin! Birbirinizle iyi geçinin, ihtilafa düşmeyin!) [Buhari]

 

Bugünkü şiirimiz:

· Müslümanlar kardeştir

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·
Efendim Doğduğu Gece

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

* Sorgu melekleri yokmuş (Mehmet Ali Demirbaş'ın 30.06.2011 tarihli yazısı)

Açıklama: logo

Bozuk kitap - 44

30 Haziran 2011, Perşembe

Sorgu melekleri yokmuş

 

Reformcu diyor ki: (Kabirde sorgu melekleri diye bir şey yoktur. Aslında kabir sorgusu ve kabir azabı da yoktur. Bunlar birer hurafedir.)

CEVAP

Reformcu yine Mutezileyi savunuyor. Bir hadis-i şerif meali:

(Münker - Nekir melekleri, sual cevaptan sonra mümin ölüye, "Cehennemdeki yerine bak, Allahü teâlâ değiştirip, sana Cennetteki yeri ihsan eyledi" derler. Ölü bakıp ikisini de görür.) [Buhari]

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:

Ehl-i sünnet âlimleri, dinimizin bildirdiklerini, akıl ersin ermesin, ispat ettiler. Bu bilgilerden hiçbirine, akıl ermediği için karşı gelmediler. Böylece kabir azabına, kabirde Münker ve Nekir denilen iki meleğin sual soracaklarına, Sırat köprüsüne, kıyametteki teraziye inandılar. Akıl ermediği için olmaz demediler, çünkü bu büyükler, Kur'an-ı kerim ve hadis-i şeriflere uydular. Aklı bu iki temel kaynağa bağladılar. Anlayabildiklerini anlattılar. Anlayamadıklarına öylece inandılar. Anlamadıklarına, aklımız ermediği için anlayamadık dediler. (Mektubat 3/44)

Mevlana Halid-i Bağdadi hazretleri buyuruyor ki:

Her insanın hayır ve şer, bütün işlerini yazan, ikisi gece, ikisi gündüz gelen dört meleğe, Kiramen kâtibin veya Hafaza melekleri denir. Hafaza meleklerinin, bunlardan başka olduğu da bildirilmiştir. Sağ taraftaki melek, soldakinin âmiridir, iyi işleri ve ibadetleri yazar. Soldaki, kötülükleri yazar. Kabirlerde, kâfirlere ve asi Müslümanlara azap edecek melekler ve kabirde sual soracak melekler vardır. Sual meleklerine Münker ve Nekir denir. Müminlere soranlara Mübeşşir ve Beşir de denir. (İtikatname)

 

Mübarek geceler

Yine diyor ki: (Mübarek gecelerin dinde yeri olmadığını Kardavî, Elbanî ve Makdisî de söylüyor.)

CEVAP

Burada birkaç hata var: Peygamber efendimiz mübarek gecelerin önemini bildirdiğine göre, reformcunun sözü geçerli olur mu hiç? İkincisi, hani hiçbir meşrebi ve mezhebi yoktu? Hak olan mezheplerle ve meşreplerle ilgisi yokmuş, bu doğru, ama ne kadar yamuk, mezhepsiz varsa hepsini bağrına basıyor. Yani meşrebi de, bu sapıkların yolu. Bir meşrebe göre yazmadım sözü yalanmış.

 

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

28 Haziran 2011 Salı

* Kalb kırmanın günahı

30 Haziran 2011, Perşembe

Kalb kırmanın günahı

.

 

Sual: Kalb kırmanın Kâbe'yi yetmiş defa yıkmaktan daha büyük günah olduğu hadiste bildiriliyor. Biz belki yüzlerce insanın kalbini kırıyoruz. O zaman bizim halimiz ne olacak? Binlerce Ehl-i sünnet kitabı dağıtıyorum, namazlarımı kılıyorum. Bu hizmet ve ibadetlerim boşa mı gidiyor?

CEVAP

Büyük zatlar, (Tek bir kalb kırmak, kazanılan bütün sevabları yok eder) buyuruyorlar. Büyük günahlar, çoğaldıkça, birçok sevabımızı alıp götürür. Dinimizde günahtan kaçmak, sevab kazanmaktan önce gelir. Bir farzı işlerken haram da işlenecekse, o farz yapılmaz, tehir edilir. Mesela bir kadının mahremsiz hacca gitmesi haramdır. Hacca gitmek de, ona farz iken, yaptığı hacdan sevab alamaz. Bu bakımdan, âhirette iflas etmiş duruma düşmemek için, günahlardan, özellikle kalb kırmaktan çok sakınmalıdır.

 

Bugünkü şiirimiz:

· İstiğfar eyle!

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·
Dost Olmuşum

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

* Azrail aleyhisselam ve can (Mehmet Ali Demirbaş'ın 29.06.2011 tarihli yazısı)

Açıklama: logo

Bozuk kitap - 43

29 Haziran 2011, Çarşamba

Azrail aleyhisselam ve can

 

Pazartesi günü Reformcunun, (Azrail yok) sözüne cevap vermiştik. Bugün de can almakla ilgili birkaç menkıbe bildirelim:

Davud aleyhisselamın yanına iki kişi gelip, birbirinden şikâyet etti. Bunlara gerekli kararı verip giderken, Azrail aleyhisselam gelip, (Bu iki kişiden, birincisinin eceline bir hafta kaldı. İkincisinin ömrü de bir hafta önce bitmişti, fakat ölmedi) dedi. Davud aleyhisselam şaşıp, sebebini sorunca, (İkincisinin bir akrabası vardı. Buna dargındı. Bu gidip onun gönlünü aldı. Bundan dolayı Allahü teâlâ, buna yirmi yıl daha ömür takdir buyurdu) dedi. (Levh-il-mahfuz ve Ümm-ül-kitap)

Azrail aleyhisselam, Süleyman aleyhisselamın yanına gelince, oturanlardan birine dikkatle baktı. Bu kimse, böyle sert bakışından korktu. Azrail aleyhisselam gidince, Süleyman aleyhisselama yalvarıp, rüzgâra emretmesini, rüzgârın kendisini Batı ülkelerinden birine götürüp, Hazret-i Azrail'den kurtulmasını istedi. Azrail aleyhisselam tekrar gelince, Süleyman aleyhisselam, o adamın yüzüne niçin sert baktığını sordu. Azrail aleyhisselam, (Bir saat sonra, Batıdaki şehirlerden birinde, o kimsenin canını almak için emir olunmuştum. Onu senin yanında görünce, hayretimden dikkatle baktım. Emre uyup Batıya gidince, onu orada görüp canını aldım) dedi. (Mesnevi - Mevlana Celaleddin-i Rumi)

Azrail aleyhisselam, Hazret-i İbrahim'in ruhunu almak için gelince, (Dost, dostun canını alır mı?) dedi. Allahü teâlâ da, (Dost dosta kavuşmaktan kaçınır mı?) buyurunca, (Yâ Rabbi, ruhumu hemen al) diye dua etti. Mevlana Celaleddin-i Rumi, Azrail aleyhisselamı görünce, (Çabuk gel! Beni Rabbime çabuk kavuştur!) demiştir. (Sefer-i Âhiret risalesi)

Ecel gelince, Azrail aleyhisselam, insanı nerede olursa olsun bulur. (Berika)

Hak teâlâ Azrail aleyhisselama, (Dostlarımın canını kolay al, düşmanlarımınkini güç al!) buyurdu. (Miftah-ül-Cennet)

Dört büyük melekten biri Azrail aleyhisselamdır. İnsanların ruhunu alır. (İtikatname)

Cenab-ı Hak ölüm meleği Azrail aleyhisselama herkesin ruhunu almak için kudret bahşettiği gibi İblis'e de herkesle beraber bulunmak kudreti vermiştir. (Redd-ül-muhtar)

Bu kadar vesikaya rağmen Azrail diye bir melek yok demekteki art niyet nedir?

 

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

Miraç kandilimiz mübarek olsun...

  Miraç Kandilimiz Mübarek olsun...  
 

Miraç Kandilimiz Mübarek Olsun

 
     




--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Sorularla Islamiyet" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için sorularla-islamiyet@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için sorularla-islamiyet+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/sorularla-islamiyet?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

27 Haziran 2011 Pazartesi

* Emr-i maruf sevabı

29 Haziran 2011, Çarşamba

Emr-i maruf sevabı

.

 

Sual: (Bir haramı ortadan kaldırmak, bir haramın ortadan kalkmasına sebep olmak yüz şehid sevabından fazladır) deniyor. Ehl-i sünnet kitaplarını dağıtan da bu sevaba kavuşur mu?

CEVAP

Elbette kavuşur, çünkü kitap vermek emr-i maruf yapmak demektir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:

(Bütün ibadetlere verilen sevap, Allah yolunda cihada [savaşa] verilen sevaba göre, deniz yanında bir damla su gibidir. Cihad sevabı da, emr-i maruf ve nehy-i anil-münker sevabı yanında, denize nispetle bir damla su gibidir.) [Deylemi]

Görüldüğü gibi, ibadetlerin sevabı Allah yolunda savaşmanın sevabına göre çok azdır. Bu cihad sevabı da emr-i marufun yanında denizde damla kalıyor. Emr-i maruf yaparak çok sevab kazanmak isteyen, nakli esas alan muteber din kitaplarını yaymaya çalışmalıdır.

 

Bugünkü şiirimiz:

· Dertli'ye cevap

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·
Doğru Ol

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net