25 Haziran 2018, Pazartesi | |
"Zekâtını veren, elbette kurtulacaktır" | |
Sual: Âyet-i kerimede "Zekâtını veren, elbette kurtulacaktır" buyruluyor. Burada bahsedilen kurtulmaktan maksat nedir? Cevap: Malın hakiki sahibi, Allahü teâlâdır. Zenginler, Onun vekilleri, memurları, fakirler de, ailesi, akrabası demektir. Vekillerin, Allahü teâlânın borcunu fakirlere vermesi lâzımdır. Zerre kadar iyilik eden iyiliğini bulacaktır. Hadîs-i şerifte, (Allahü teâlâ, iyilik edenlere, karşılığını elbette verecektir) buyuruldu. Haşr sûresi, dokuzuncu âyet-i kerimede, (Zekâtını veren, elbette kurtulacaktır) müjdelendi. Âl-i İmrân sûresinde, yüzsekseninci âyet-i kerimede mealen, (Allahü teâlânın ihsan ettiği malın zekâtını vermeyenler, iyi ettiklerini, zengin kalacaklarını sanıyor. Hâlbuki, kendilerine kötülük yapmış oluyorlar. O malları, Cehennemde azap aleti olacak, yılan şeklinde boyunlarına sarılıp, baştan ayağa kadar onları sokacaktır) buyurulmuştur. (Elbasît) ve (Vasît) tefsirlerinde böyle yazılıdır. Kıyamete ve Cehennem azabına inanan zenginlerin, mallarının zekâtını, tarla mahsullerinin, meyvelerin uşrunu vererek, bu azaplardan kurtulmaları lâzımdır. Hadîs-i şerifte, (Zekât vererek, malınızı zarardan koruyunuz!) buyuruyor. (Tefsîr-i Mugnî) sahibi "rahmetullahi teâlâ aleyh" diyor ki: (Kur'ân-ı kerimde üç şey, üç şeyle beraber bildirildi. Bunlardan biri yapılmazsa, ikincisi kabul olmaz. Peygambere "sallallahü aleyhi ve sellem" itaat edilmedikçe, Allahü teâlâya itaat edilmiş olmaz. Anaya, babaya şükür edilmedikçe, Allahü teâlâya şükür edilmiş olmaz. Malın zekâtı verilmedikçe, namazlar kabul olmaz). (Tam İlmihâl s. 311) | |
Dini sualler için | Üye olmak için Üyelikten ayrılmak için: Google Mail grubu sayfası: Google | |
23 Haziran 2018 Cumartesi
* "Zekâtını veren, elbette kurtulacaktır"
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder