25 Nisan 2017 Salı

* İslâmiyette felsefe yoktur

26 Nisan 2017, Çarşamba

 

İslâmiyette felsefe yoktur

 

 

Sual: Felsefe nedir ve İslâmiyette felsefe var mıdır?

Cevap: Felsefe, her hangi bir bahis ve mevzu üzerinde insanların akıl ve mantık yolu ile incelemeler ve araştırmalarla elde ettikleri neticelere verilen isimdir. Kısaca, (Her şeyin aslını arama ve ne için var olduğunun sebebini bulma) manasına gelir. Felsefe, yunanca (Filozofiya = Hikmet sevgisi) demektir ve derin düşünme, arama, kıyaslama ve tetkik esaslarına dayanır. Felsefe ile meşgul olanların, hem ruh, hem de fen bilgilerinde çok derin bilgi sahibi olması gerekir. Fakat, bir insan ne kadar ilmi olursa olsun, yanlış düşünebilir veya yaptığı araştırmalardan yanlış neticeler çıkarabilir. İşte bunun içindir ki, felsefe, hiçbir zaman kesin neticeler vermez. Bir kere de, bunu işiten insanın kendi akıl ve mantık süzgecinden geçirmesi icab eder. Her felsefenin bir de zıddı vardır. Onun için, bu karşılığı da incelemek, her iki düşünceyi karşılaştırmak lâzım olur. Birçok felsefî düşüncelerin zamanla değişebileceği unutulmamalıdır. O hâlde, felsefî düşünceler, hiçbir zaman kesinlik taşımaz. (Herkese Lâzım Olan Îmân s. 450)

Hakiki İslâm âlimleri, kelâm bilgilerinde, (Müteşâbih) âyet-i kerime ve hadîslerin açıklamalarında, yalnız Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" ve Eshâb-ı kirâmın "radıyallahü teâlâ anhüm ecma'în" ictihadlarına uymuşlar, eski felsefecilerin bunlara uymayan fikirlerini red etmişler, böylece İslâm dinini, Hristiyanlık gibi bozulmaktan korumuşlardır. Cahil kimseler ise, felesofların her sözlerinin doğru olacağını zannederek, bunlara teslim olmuşlardır. İşte böylece (Mu'tezile) denilen bozuk bir İslâm fırkası meydana geldi. Peygamberimiz "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" İslâmiyyette yetmişiki bozuk fırkanın hâsıl olacağını haber vermiştir. Yunan, Hind, Fars, Latin felsefelerinden ilham alan, İbni Sînâ, Fârâbî, İbni Tufeyl, İbni Rüşd, İbni Bâce gibi filozoflar zuhur ederek, bazı bilgilerde Kur'ân-ı kerimin hak yolundan ayrılmışlardır. İbni Haldûn, İslâm ilimlerini (Ulûm-i Nakliyye) [Tefsir, Kıraet, Hadîs, Fıkıh, Ferâiz, Kelâm, Tasavvuf] ve (Ulûm-i akliyye) [Mantık, Fizik, Tabiat, Kimya, Matematik, Geometri, Mesaha, Münazara ve Astronomi] adıyla ikiye ayırmıştır. Bunlardan birincilere (din bilgileri), ikincilerden tecrübe ile anlaşılabilenlere ise (fen bilgileri) denir. (Herkese Lâzım Olan Îmân s. 452)

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

0 yorum: