31 Mart 2015 Salı

* Dünya menfaati için adak adamak (Mehmet Ali Demirbaş'ın 02.04.2015 tarihli yazısı)

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

02 Nisan 2015, Perşembe

Dünya menfaati için adak adamak

 

 

(Dünden devam)

Şarta bağlı olarak evliya zatlara adak yapmak da, kendini, günahı çok, dua etmeye yüzü yok bilerek, mübarek birini vesile edip, Allahü teâlâya yalvarmak demektir. Mesela (Hastam iyi olursa veya şu işim hâsıl olursa, sevabı Seyyidet Nefise hazretlerine olmak üzere, Allah için, üç Yasin okumak veya bir koyun kesmek nezrim olsun) deyince, bu dileğin kabul olduğu çok tecrübe edilmiştir. Burada, Allahü teâlâ için Kur’an-ı kerim okuyup veya koyun kesip, sevabı Seyyidet Nefise hazretlerine bağışlanmakta, onun şefaatiyle, Allahü teâlâ, hastaya şifa vermekte, kazayı, belayı gidermektedir. (S. Ebediyye)

Seyyid Ahmet Tahtâvî hazretleri buyuruyor ki: Adak yapmanın caiz olduğu âyet ve hadislerle sabittir. Şarta bağlı olan nezir, şart hâsıl olmadan önce yapılmaz. Mesela, (Hastam iyi olursa, Allah için şu kadar sadaka vermek ve sevabını Seyyid Ahmed Bedevî hazretlerine bağışlamak nezrim olsun) deyip, hasta iyi olmadan önce nezrini yapması caiz olmaz. Hasta iyi olduktan sonra yapması lazım olur. Şarta muallak olan nezir, şart edilen şeye karşılık olarak yapılmamalı, şükür secdesi gibi, Allahü teâlâya şükür olarak yapılmalıdır. (İmdad haşiyesi)

(Yâ Rabbî, eğer hastama şifa verirsen Seyyidet Nefise hazretlerinin veya İmam-ı Şâfiî hazretlerinin türbeleri kapısında bulunan fakirleri doyurmak nezrim olsun) denirse sahih olur. (Nimet-i İslâm)

(Ey Allah’ım, hastama şifa verirsen, falanca yerdeki fakirlere ikramda bulunacağım) derse yani nezir Allah için, nezredilen şeyin faydası da fakirler için olursa ve nezredilen şey hak sahibi olan fakirlere verilirse bu şekilde yapılan adak caiz olur. (Hindiyye)

(Hastalıktan kurtulursam, Allahü teâlânın rızası için bir koyun kesmek nezrim olsun) denince, nezir sahih olup, kesmesi lazım olur. (Dürer ve Gurer)

Görüldüğü gibi dünya menfaati için yapılan adakların sahih olduğu bütün kitaplarda yazılıdır. Aksini bildiren muteber hiçbir kitap yoktur.

 

Dolmuş ücreti

Sual: Dolmuş ücretini vermeyi unutan, dolmuşçuyu da tanımayan kimse ne yapar?

CEVAP

Dolmuş ücreti kadar parayı, Müslüman bir fakire vermelidir.

 

Twitter’da paylaş     Facebook’ta paylaş

 

 

 

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

* Baş ağrısına ilaç

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

1 Nisan 2015, Çarşamba

Baş ağrısına ilaç

 

 

Sual: Baş ağrısı için ne yapmalı?

CEVAP

Önce doktora gitmeli. Vücudumuz, bize emanettir. Dinimiz onu iyi korumamızı emrediyor. Hastayı tedavi ettirmek gerekir. Tedavinin, hastalığın durumuna göre, ilaç ile sadaka vermekle ve dua ile yapılacağı bildirilmiştir. Tecrübe ile tesirleri kesin olan, aşı, serum ve mikrop öldürücü ilaçları kullanmak farzdır. Yani Allahü teâlânın emridir. Tesiri kesin olan ilaçlar, gıda gibi olup, ilaç almayıp ölmek günahtır. Peygamber efendimiz, "sallallahü aleyhi ve sellem" üç türlü ilaç kullanmıştır. Kur'an-ı kerim veya dua okurdu. Fen ile bulunan ilaçları kullanırdı. Her ikisini karışık da kullanırdı.

Baş ağrısı hakkında hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(Başı ağrıyan, elini başına koyup Haşr sûresinin sonunu okusun. Bu her hastalığa şifadır.) [Eddevâ fi def'id-düâ]

(Kabak yemek baş ağrısına iyi gelir.) [Taberânî]

(Baş ve boğaz ağrısına demirhindi meyvesi iyi gelir.) [Hâkim]

(Vücuda yağ sürerken kaşlarından başlamak, baş ağrısını giderir.) [İbni Sünnî]

(Şifasını Allah’tan bekleyerek baştan kan aldırmak, şu 7 derde devadır: Delilik, baş ağrısı, cüzzam, alaca hastalığı, uyuklama, diş ağrısı, göz kararması.) [Taberânî]

(Hamamdan çıkarken ayakları soğuk suyla yıkamak baş ağrısını giderir.) [Ebu Nuaym]

(Bir gece bir baş ağrısına tutulan, Allahü teâlâya isyan etmeyip sabreden, hâline razı olan, anasından doğduğu günkü gibi, günahlarından temizlenir.) [İbni Ebid-Dünya]

Resulullah efendimiz, başı ağrıyana, hacamat tavsiye ederdi. (Ebu Davud, İbni Mâce, Tirmizî)

Resulullah efendimiz, baş ağrısı için başına kına da koyardı. (İbni Sünnî)

Kavun, karpuz böbrekleri temizler, baş ağrısını giderir. (R. Nâsihîn)


Twitter’da paylaş   |   Facebook’ta paylaş

 

 

İbret almaz

Ahmak pişmanlık duymaz, gafletten geri kalmaz,

Düşünmez âhireti, ölenden ibret almaz.

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·İlahi Nedir Bu Aşk

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

30 Mart 2015 Pazartesi

* Adak düşmanlığı yapılıyor (Mehmet Ali Demirbaş'ın 01.04.2015 tarihli yazısı)

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

01 Nisan 2015, Çarşamba

Adak düşmanlığı yapılıyor

 

 

Sual: Diğer mezhepsizler gibi, dinin emirlerini sorgulamayı âdet hâline getiren bir yazar, dünya menfaatine dayalı bir şey için, (Şu işim olursa, hastam iyileşirse üç gün oruç tutacağım diye adakta bulunmak makbul değildir. Böyle bir adak kaderi de değiştirmez) diyor. Sanki kaderi değiştiren bir ibadet olduğu mu anlatılmak isteniyor?

CEVAP

(Böyle bir adak kaderi değiştirmez) demek, başka türlü adağın veya başka işlerin kaderi değiştirdiğini söylemek olur ki, çok yanlıştır. Kaza-i muallak olanlar hariç kader değişmez, kimse de değiştiremez. İki âyet-i kerime meali şöyledir:

(Benim sözümde değişiklik olmaz. Kullara zulmedici değilim.) [Kaf 29]

(Her ümmetin bir eceli vardır, gelince ne bir an geri kalır, ne de bir an ileri gider.) [Araf 34] (Bu iki âyette bildirilen hüküm kaza-i mübremdir, asla değişmez. Kaza-i mübrem, kesin olan, hiç değişmeyecek olan hükümdür.)

Eğer başımıza gelen iş, kaza-i muallak ise, kabul olan dua veya hayırlı bir iş ile önlenebilir. Bir işin kaza-i muallak mı, kaza-i mübrem mi olduğunu bilemediğimiz için tedbirli olmayı ihmal etmememiz gerekir. İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:

Kaza, yani Allahü teâlânın yaratacağı şeyler, iki kısımdır: kaza-i muallak ve kaza-i mübrem. Birincisi, şarta bağlı olarak, yaratılacak şeyler demektir ki, bunların yaratılma şekli değişebilir veya hiç yaratılmaz. İkincisi, şartsız, muhakkak yaratılacak demek olup, hiçbir suretle değişmez, muhakkak yaratılır. Kaf sûresinin, (Sözümüz değiştirilmez) mealindeki 29. âyet-i kerimesi, kaza-i mübremi bildirmektedir. (1/217)

 

Tedbir, takdiri değiştirmez

Adak, kaza-i mübremi yani kaderi değiştirmek için değildir. Namaz kılmak, oruç tutmak ve zekât vermek gibi bütün ibadetler de böyledir. Hiçbiri kaderi değiştirmek için yapılmaz. Dinin emrine uyularak yapılır.

Alınan tedbirler takdiri değiştirmez. Fakat biz kaza ve kaderimizi, başımıza gelecekleri bilmediğimiz için, bizimki sadece tedbir almaktır. Tedbir almak, sebeplere yapışmak ise dinimizin emridir. (Redd-ül-muhtar, Dürer, Kudurî, Mebsut)

(Şu işim olursa, hastam iyileşirse…) diye adakta bulunmanın hiçbir mahzuru yoktur. (Devamı var)

 

Twitter’da paylaş     Facebook’ta paylaş

 

 

 

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

* Âlimin hatası olur mu?

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

31 Mart 2015, Salı

Âlimin hatası olur mu?

 

 

Sual: Dört mezhep imamının veya diğer müctehid âlimlerin, mesela İmam-ı Rabbânî, İmam-ı Gazâlî hazretlerinin hatalarını biz bilebilir miyiz?

CEVAP

Biz bilemediğimiz gibi, ictihad derecesine yükselmiş başka bir âlim bile bilemez, çünkü (İctihad ictihadla nakzedilemez) yani onun hükmünü bozamaz, o ictihadı hükümsüz hâle getiremez, o hükmün yanlış olduğunu söyleyemez. Fetava-yı Hindiyye’deki ictihadî bir hükmün, İbni Âbidin’den delil getirilerek, yanlış olduğu söylenemeyeceği gibi, İbni Âbidin’deki ictihadî bir hükmün de, Hindiyye delil gösterilerek yanlış olduğu söylenemez. Tercih ehli olan âlimler, bu hükümlerden birini tercih edebilirler.

Mezhep içinde böyle farklı ictihadlar ve tercihler olduğu gibi, dört mezhep arasında da farklı ictihadlar çoktur. (Burada Hanefî doğrudur, ötekinde Şâfiî’nin ictihadı doğrudur) denmez. Mezhepsizlerin, (Deliline bakarız, sağlamsa alır, çürükse atarız) demelerinin dinde hiç kıymeti yoktur. Müctehid olmayan delilden anlamaz, anlasa da onun anlayışı geçerli olmaz. Hanefî âlimleri, imam arkasında Fâtiha okumanın tahrimen mekruh, Şâfiîler de farz olduğunu bildirmişlerdir. Bir mezhepsiz çıkıp da, (Bu ictihadlardan biri zayıf, öteki kuvvetli) diyemez. Dese de dinde hiçbir değeri yoktur. (Ben deliline bakarım) demesi, câhilleri kandırmaya çalışmak olur.

Âlimin hatası varsa, onu ancak Allahü teâlâ bilir. O hata ictihad hatası olduğu için, âlim ondan sorumlu olmaz. Hattâ (Âlim, ictihadında hata ederse bir, isabet ederse iki sevab alır) hadis-i şerifine göre, kendisine sevab da verilir.

(Âlim de insandır, onun da hatası olur) demek, üç yönden yanlıştır:

1- Onun hatasını müctehid âlim de bilemediğine göre, mezhepsizler hiç bilemez.

2- Sevab olan bir ictihada hata demek çok yanlış olur.

3- (Âlimler de hata eder) demek, âlimlere olan itimadı sarsacağı için yanlıştır. Allahü teâlânın ve Resulullah efendimizin övdüğü âlimler için, (Âlimlerde hata olur) demek çok çirkin olur.

Bazı mezhepsizler, (Âlimin birinin ak dediğine, ötekinin kara demesi hata değilse nedir?) diyorlar. Bunun cevabını da Resulullah efendimiz veriyor, (O, rahmet-i ilâhîdir) buyuruyor. Böyle farklı ictihadlar da Allahü teâlânın bir rahmetidir. Bir hadis-i şerif:

(Ümmetimin [müctehid âlimlerinin] ihtilafı [farklı ictihadları, mezheplere ayrılması] rahmettir.) [İmam-ı Beyhekî, İmam-ı Münâvî, İmam-ı İbni Nasr, İmam-ı Deylemî]

Büyük fıkıh âlimi İbni Âbidin hazretleri, Redd-ül muhtar kitabında buyuruyor ki:

(Ümmetimin ihtilafı rahmettir) hadis-i şerifi meşhurdur. Mekasıd-ı hasene’de yazılıdır. İbni Hacib de Muhtasar’da sahih olduğunu yazmaktadır. Nasrul-mukaddesi’nin Hucce kitabında ve Beyhekî’nin Risalet-ül-eşariyye’sinde sahih hadis olarak bildirildiğini, İmam-ı Süyûtî yazmaktadır. Hâlimî, Kadı Hüseyin ve İmam-ül-Haremeyn de sahih olarak bildirmişlerdir. Mevahib-i ledünniyye’de de yazılıdır. (Redd-ül muhtar)

Âlimlerin farklı ictihadları rahmet olduğu gibi, Eshab-ı kiramın farklı ictihadları da rahmettir. Bir hadis-i şerif:

(Eshabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız hidayete erersiniz. Eshabımın ihtilafı [farklı ictihadları] rahmettir.) [Taberânî, Beyhekî, İbni Asakir, Hatîb, Deylemî, Dârimî, İ. Münâvî, İbni Adiy]

Bu hadis-i şeriflere mezhepsizlerin uydurma demelerinin önemi olmaz. Bu hadisleri nakleden âlimleri yalancı veya câhil olarak göstermek ne kadar çirkindir. Sonra gelenlerin, önce gelen âlimleri suçlayacaklarını Resulullah efendimiz mucize olarak bildirmiştir. İki hadis-i şerif:

(Âhir zamanda, sonra gelenler, önceki âlimleri câhillikle suçlayacak.) [İbni Asakir]

(Sonra gelenler, önceki âlimleri kötüleyecektir.) [Tirmizî]

Birer mucize olan bu hadis-i şerifler, âhir zamanda sapıkların, mezhepsizlerin türeyeceğini bildirmektedir.

 

Twitter’da paylaş   |   Facebook’ta paylaş

 

 

Akıllı insan

Sâlih, kılı kırk yarar, Hak rızasını arar,

İstişare etmeden, bir işe vermez karar.

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·Hu Kuşu

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

* Günahkârın ibadetlerine sevap verilir mi? (Mehmet Ali Demirbaş'ın 31.03.2015 tarihli yazısı)

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

31 Mart 2015, Salı

Günahkârın ibadetlerine sevap verilir mi?

 

 

Sual: Günahlarımız var, sevap da işliyoruz. Müslüman olarak ölenlerin sevaplarıyla günahları tartılıp, sevap kefesi ağır gelenler doğrudan Cennete gireceğine göre, şimdi günah işlesek mesela içki içsek veya kumar oynasak da, sonra bu günahları telafi edecek kadar hayır hasenat yapsak, çeşme yaptırsak, fakir giydirsek ve daha başka sevaplar kazansak, Cehenneme girmekten kurtulur muyuz?

CEVAP

Sevap işlemekle Cehenneme girmekten kurtulabiliriz, ama haramları karşılayacak çok büyük sevabların olması gerekir. Bin fakir giydirilip doyurulsa, bir vakit namazı kasten kazaya bırakma günahını ödeyemez, bir lira zekât borcu veya azıcık bir kul hakkı ödenmiş olmaz, çünkü farzların yanında nâfile sevaplar denizde damla değildir. Düşman uçağına tabancayla, tüfekle karşı konulmayıp uçaksavar gerektiği gibi, haramlara da, farzlarla karşı koymak gerekir.

Ayrıca, günaha devam edenin iyiliklerine sevap verilmez. Mesela, içki içen biri, oruç tutsa, namaz kılsa, oruç ve namaz borcundan kurtulur, fakat tevbe edip günahı terk etmedikçe, bu ibadetler için vadedilen büyük sevaplara kavuşamaz, çünkü dinimizde günahtan kaçmak ibadet etmekten önce gelir. Birkaç hadis-i şerif:

(Şarap [alkollü içki] içenlerin, tevbe etmedikçe, namazlarına, oruçlarına, haclarına, zekâtlarına ve sadakalarına sevap verilmez.) [Enis-ül-vaizîn]

(Küçük bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların [nâfile] ibadetleri toplamından daha iyidir.) [R. Nâsıhîn]

(Az bir haramdan kaçmak, 80 bin nafile hac sevabından efdaldir.) [Deylemî]

İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: Bir farzı kasten yapmayan veya bir haramdan kaçmayan, açıkça günah işleyen kimsenin yaptığı nâfile ve sünnetleri kabul olmaz, sevap verilmez, yani sevabı olmaz. [Yaptığı camilere, medreselere, hastanelere, hayır kurumlarına ettiği yardımlara sevap verilmez.] (1/29)

Muhammed Hadimî hazretleri de buyuruyor ki: Günah işlemeye devam edildikçe, yapılan ibadetlerin Hiçbirine sevap verilmez. (Berîka)

(Sevap verilmez) demek (Farzlar sahih olur, borçtan kurtulursa da, o ibadeti yapmakla hâsıl olacak büyük sevaplara kavuşamaz) demektir. Haram işlemeye devam edenin ve farz borcu olanın o konudaki nâfile ibadetlerine zaten hiç sevap verilmez. Bunun için, önce günahlardan sakınmalıdır.

 

Twitter’da paylaş     Facebook’ta paylaş

 

 

 

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com