30 Kasım 2014 Pazar

* Fayda ve zarar veremeyen kim? (Mehmet Ali Demirbaş'ın 02.12.2014 tarihli yazısı)

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

02 Aralık 2014, Salı

Fayda ve zarar veremeyen kim?

 

 

Sual: Bir reformist, (Allah'ı bırakıyorlar da, kendilerine ne fayda, ne de zarar verebilecek olan şeylere tapıyorlar) mealindeki âyetleri delil göstererek, (Medet yâ Resulallah, medet yâ Abdülkadir-i Geylanî demek şirktir, üstelik bunlar ölüdür. Peygamber de olsa, ölü olan, kimse yardım edemez. Yardım istenen zatlar, diri olsaydı, gücü yetseydi yardım eder, hapisteki hocayı oradan çıkarırdı) diyor. Enbiya ve evliya ölü müdür?

CEVAP

Reformistin görüşleri reformdan daha ötedir. Maksadı dînî inançları yıkmaktır. Burada birkaç yanlış var:

1- Âyet-i kerimelerde (Putlara ibadet etmeyin!) deniyor. (Resulümden, evliyamdan, yardım istemeyin!) denmiyor.

2- Diriye de yardım ettiren Allah'tır. (Allah diriye yardım ettirir, ölüye yardım ettiremez) demek küfürdür. Allahü teâlâ ölülere kuvvet vermekten âciz değildir.

3- (Ölü peygamber size fayda ve zarar vermez) demesi de çok yanlıştır. Âyet-i kerimelerde, (Fayda ve zarar vermeyen şeyler) diye bildirilenler, putlardır. Bu husustaki birçok âyetten birkaçının meali:

(Allah’ı bırakıp da, size fayda ve zarar veremeyen şeylere mi tapıyorsunuz?) [Maide 76]

(Onlar, Allah’ı bırakıp, kendilerine fayda ve zarar veremeyen putlara taparlar: “Bu putlar, Allah katında bizim şefaatçilerimizdir” derler.) [Yunus 18] (Burada, şefaatçi olamayan, fayda ve zarar veremeyen, enbiya ve evliya değil, putlardır.)

(Allah'tan başka ibadet ettikleriniz [taptıklarınız], sizin gibi yaratıktır. Eğer sözünüzde [davanızda] doğruysanız, onları çağırın da size cevap versinler. Onların yürüyecek ayakları, tutacak elleri, görecek gözleri veya işitecek kulakları mı var? Taptıklarınız, kendilerine yardım edemez ki size yardım etsin.) [Araf 194,195, 197] (Tapılan şey put ki, eli, ayağı, gözü kulağı var mı deniyor. Enbiya ve evliya hâşâ put değildir.)

(Sakın puta tapanlardan olma! Allah’tan başkasına, sana fayda ve zarar veremeyen şeylere yalvarma!) [Yunus 106] (Putlara tapma, Allah'a ibadet et deniyor.)

(İbrahim dedi ki: Öyleyse, Allah’ı bırakıp da, size hiçbir fayda ve zarar vermeyen bir şeye [puta] hâlâ tapacak mısınız?) [Enbiya 66]

Bütün âyetlerde fayda ve zarar vermeyen şeylerin putlar olduğu, putlara ibadet edilemeyeceği açıkça bildiriliyor. [Devamı var]

 

Twitter’da paylaş   |   Facebook’ta paylaş

 

 

 

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

* Müstehabın önemi

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

1 Aralık 2014, Pazartesi

Müstehabın önemi

 

 

Sual: (Sağdan başlamak, teke riayet etmek müstehabdır) deniyor. Müstehab nedir? Mesela, abdestte yüzü sağdan sola doğru yıkamak müstehab mıdır?

CEVAP

Evet. (Allah sağdan başlamayı sever), (Suyu sağdan dağıtın!), (Sağ elle yiyip için, sağ elle alıp verin; çünkü şeytan, sol eliyle yiyip içer, sol eliyle alıp verir), (Karşınıza iki yol çıkarsa, sağdan yürüyün!) hadis-i şeriflerine uymalı. Bir şey karıştırırken, mesela çay, çorba, ayran gibi şeyleri, sağdan sola doğru karıştırılmalı. Otobüse binince sağ tarafa oturmalı. Bir şey alırken veya bir şey verirken teke riayet etmeli, 1, 3, 5, 7 gibi tek olmasına dikkat etmeli. Teke riayet etmek de sağdan başlamak gibi sünnet-i zevaiddir. Bunlar müstehabdır.

Müstehab demek, Resulullah'ın “sallallahü aleyhi ve sellem” ömründe birkaç kere yaptığı şeylerdir. Müstehabı işlemeyene günah olmaz. Ama müstehabı işleyene sevab çoktur. (İslâm Ahlâkı)

Bazen, müstehab deyince sünnet anlaşılır. (S. Ebediyye)

İmam-ı Rabbânî hazretleri, Mevlana Salih’e bahçeden birkaç karanfil getirmesini emretti. Onun, altı tane karanfil getirdiğini görünce buyurdu ki:

(Bizim en aşağı talebemiz, en azından (Allahü teâlâ tektir, teke riayet edeni sever) hadis-i şerifini bilir. Teke riayet müstehabdır. İnsanlar müstehabı ne zannediyorlar? Müstehab, Allahü teâlânın sevdiği şeydir. Eğer dünya ve âhireti Allahü teâlânın sevdiği bir şey için verseler, hiçbir şey vermemiş olurlar.)

Bu kadar kıymetli olan müstehaba, bazı örnekler bildirelim:

Abdesti bozulunca tekrar abdest almak ve mekruh vakit değilse, o abdestle iki rekât Sübha yani abdest için şükür namazı kılmak müstehabdır. (S. Ebediyye)

Abdestten artan suyu, kıbleye karşı ayak üzere içmek müstehabdır. (İslam Ahlâkı)

Abdestten sonra çamaşırına biraz su serpmek müstehabdır. (Mızraklı İlmihâl)

Namaz kıldıktan sonra, abdestli iken, yeni namaz için bir daha abdest almak müstehabdır. (S. Ebediyye)

Abdest alırken dişleri temizlemek sünnettir. Bunu misvakla yapmak müstehabdır.

Abdest alırken, dua okumak veya her uzvu yıkarken kelime-i şehadet getirmek müstehabdır. (S. Ebediyye)

Abdestte üzerine su sıçratmamak, kıbleye karşı almak, kimseden yardım istememek, kalan sudan içmek, abdestten sonra kurulanmak, kelime-i şehadet getirmek, üç kere Kadr sûresini okumak ve iki rekat namaz kılmak müstehabdır. (İslam Ahlâkı)

Tuvalete özel pijama ile ve başı örtülü olarak girmek müstehabdır. (S. Ebediyye)

Taharetlendikten sonra, arta kalan yaşlığı kurulamak müstehabdır. (S. Ebediyye)

Kağıt oyunlarını oynadıktan sonra tekrar abdest almak müstehabdır. (Ebussuud Efendi Fetvaları)

Misafiri üç gün ağırlamak sünnet, daha fazlası ise müstehabdır. (S. Ebediyye)

Kabir ziyaret ederken, kıbleyi arkada bırakıp, meyyitin yüzüne karşı oturup selam vermek müstehabdır. (İhya)

Duaların sonunda hamd etmek müstehabdır. (Berîka)

Dua ederken avuçları açmak, iki el arası açık olmak, kolları göğüs hizasına kaldırmak, duadan sonra elleri yüze sürmek müstehabdır. (İslam Ahlâkı)

Duayı abdestli okumak müstehabdır. (S. Ebediyye)

Bir yere toplanırken, oradan dağılırken, abdest alırken, abdestten sonra, kitap okurken, dînî sohbete ve önemli işlere başlarken salevat okumak müstehabdır. (Redd-ül-muhtar)

Kurban etinin üçte birini fakirlere vermek müstehabdır. (S. Ebediyye)

Kendi mezhebinde mekruh değilse, başka mezheplerdeki farzları yapmak müstehabdır. Mesela Mâlikî veya Hanbelî olanın uyluklarını kapatması farz değil, ama Hanefî ve Şâfiî'de farzdır. Mâlikî ve Hanbelî olanın uyluklarını kapatması müstehab olur. (Redd-ül-muhtar)

Başka mezhebin farzlarına ve müfsidlerine uymak müstehabdır. Mesela Hanefîlerin yabancı kadına dokununca abdest almaları müstehab olur. (İbni Abidin)

Güzel giyinmek, güzel koku sürünmek müstehabdır. (Bahr)

Diğer üç mezhepte abdesti bozacak şey olunca, abdest almak müstehabdır. (İslam Ahlâkı)

Hayız bittikten sonra, gusletmeden vaty caiz ise de, gusletmek müstehabdır. (Dürr-ül muhtar)

Mevlid Kandili’nde, mevlidi Allah rızası için okumak, salevat-ı şerife getirmek, tatlı şeyler yedirip içirmek, hayrat ve hasenat yapmak, böylece, o gecenin şükrünü yerine getirmek müstehabdır. (Ni'met-ül kübrâ, Hadîka, M. Nasihat)

Yatsı namazını kış aylarında gecenin üçte birine kadar geciktirmek müstehabdır. Vitir namazını ise gece yarısından sonra kılmak müstehabdır. (Mektubat-ı Rabbânî)

Sabah namazını cemaatle kılarken her mevsimde ortalık aydınlanıncaya kadar beklemek müstehabdır. (S. Ebediyye)

Son teşehhütte Rabbena’dan sonra, âyet ve hadislerde geçen duaları okumak müstehabdır. (S. Ebediyye)

Rükû ve secde tesbihlerini 5, 7, 9 veya 11 kere söylemek müstehabdır. (S. Ebediyye)

Kapalı yerdeyken deprem olursa, oradan dışarı kaçmak müstehabdır. (Bezzaziyye)

Son sünneti, farz ve ilk sünneti kıldığı yerden başka yerde kılmak müstehabdır. (İmdad-ül-fettah)

Yalnız kılanın, gece kıldığı farz veya nâfile namazlarında, sesli okuması müstehabdır.

Evvabin namazı kılmak müstehabdır. O vakitte 6 rekât kaza namazı kılan Evvabin namazı da kılmış olur. Çünkü müstehab ve sünnet, farzın yanında denizde damla bile değildir. (Mektubat-ı Rabbânî)

Öğlenin ve yatsının farzından sonra dört rekât ve akşamın farzından sonra altı rekât daha kılmak müstehabdır. (S. Ebediyye)

Yatsının farzından önce 4 rekât namaz kılmak müstehabdır. (Dürr-ül muhtar, İhtiyar, Halebî)

Beş vakit namazdan sonra, hemen bir Âyet-el kürsi ve 99 tesbih ve bir tehlil okumak müstehabdır. (İslam Ahlâkı)

Şükür secdesi yapmak müstehabdır. (S. Ebediyye)

Ölü yıkayacak kimsenin, önce gusletmesi müstehabdır. (S. Ebediyye)

Sünnete uygun okunan ezanı işitenin, oturuyorsa kalkması, yürüyorsa durması müstehabdır. (İslam Ahlâkı)

Çocuk için akika kesmek müstehabdır. (S. Ebediyye)

Resulullah efendimiz için kurban kesmek müstehabdır. (S. Ebediyye)

Kadınların, misvak yerine sakız çiğnemeleri müstehabdır. (İslam Ahlâkı)

Yalan söyleyerek özür dileyeni affetmek müstehabdır. (İslam Ahlâkı)

İnsanlara müdara etmek müstehabdır. Yani, herkese karşı tatlı dilli, güler yüzlü olmalıdır. (İslam Ahlâkı)

Düğün davetine gitmek sünnet, başka ziyafetlere gitmek müstehabdır. (İslam Ahlâkı)

Mektupla [maille, mesajla] gelen selamı okuyunca hemen (ve aleyküm selam) demek farzdır. Bunu yazıp cevap olarak göndermek müstehabdır. (S. Ebediyye)

Beyaz ve siyah giyinmek müstehabdır. (İbni Âbidin)

Vakit girdiği kesin anlaşılınca iftarı namazdan önce yapmak müstehabdır. (Tahtâvî)

Yatsı namazını kıldıktan sonra, ihtiyaç olmadıkça konuşmamak müstehabdır.

Cumartesi gününe gelse de, Arefe günü oruç tutmak müstehabdır.

Nimeti göstermek için, iyi ve kıymetli giyinmek müstehabdır. (Redd-ül-muhtar)

Allahü teâlânın ismini söyleyince, işitince, yazınca, celle celalüh, teâlâ gibi saygı sözlerinden birini söylemek, yazmak birincisinde vacib, tekrarında ise müstehabdır. Resulullah efendimizin ismini işitince salevat söylemek de böyledir. (Redd-ül-muhtar)

Eshab-ı kiramın isimlerini yazarken, okurken ve işitince, “radıyallahü anh” demek müstehabdır. (S. Ebediyye)

Âlimlerin ismi geçince, “rahmetüllahi aleyh” demek müstehabdır. (Redd-ül-muhtar)

Hutbede, dört halifenin isimlerini söylemek müstehabdır. (S. Ebediyye)

Büyükler geldiği zaman, kalkarak karşılamak müstehabdır. (S. Ebediyye)

Salihlerin ve evliya zatların kabirlerinden bereketlenmek müstehabdır. (İhya-ül-ulum)

Üzerinde Allahü teâlânın hakkı veya kul hakkı bulunan kimsenin, iki şahit yanında vasiyet etmesi veya yazması vacibdir. Üzerinde hak bulunmayanın vasiyet etmesi müstehabdır. (S. Ebediyye)

Camiye sağ ayakla girmek, girince sağ tarafa oturmak müstehabdır. Ayakkabı, gömlek giyerken, başı tıraş ederken ve tararken, tırnak keserken, Müslümanın evine ve odasına girerken, sadaka verirken sağdan başlanır. Bunların zıddı olanları yaparken, mesela ayakkabı, çorap, elbise çıkarırken, Müslümanın evinden, odasından çıkarken, tuvalete girerken, sümkürürken, taharetlenirken soldan başlamak müstehabdır. Özürsüz bunların tersini yapmak, tenzihi mekruh olur. Sağ elle yiyip içmek, sağ elle kurban kesmek, sağ elle yazmak, çay, kahve, su gibi şeyler verirken sağdan başlamak müstehabdır. (S. Ebediyye)

İmam-ı Nevevî hazretleri buyuruyor ki: Mübarek, şerefli ve temiz işleri yaparken sağdan başlamak müstehabdır. Bunlara Sünen-i zevaid denir. Tekili Sünnet-i zaidedir. Ayakkabı, gömlek giyerken, saç tararken, misvak kullanırken, tırnak keserken, el, ayak yıkarken, mescide girerken, heladan çıkarken, sadaka verirken, yemek yerken, su içerken sağdan başlanır. Bunların zıddı olanları yaparken, mesela ayakkabı çıkarırken, taharetlenirken, sümkürürken soldan başlamak müstehabdır. Bunların tersini yapmak tenzihi mekruhtur. (Hadîka)

İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: Resulullah'ın âdet olarak yaptığı şeyleri yapmamak bid'at değildir. Bunları yapıp yapmamak, ülkelerin ve insanların âdetlerine bağlı olup, dînî hükümler değildir. Her ülkenin âdeti başka başkadır. Hattâ bir ülkenin âdeti zamanla değişir. Bununla beraber, âdete bağlı şeylerde de, Resulullah’a “sallallahü aleyhi ve sellem” uymak, dünya ve âhirette insana çok şey kazandırır ve çeşitli saadetlere yol açar. (1/231)

Twitter’da paylaş   |   Facebook’ta paylaş

 

 

İkiyüzlüye kanma

Yüzüne her güleni, samimi bir dost sanma!

İkiyüzlü kimsenin, tebessümüne kanma!

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·Dünya Gelir Geçer

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

29 Kasım 2014 Cumartesi

* Büyükleri üzmenin neticesi (Mehmet Ali Demirbaş'ın 01.12.2014 tarihli yazısı)

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

01 Aralık 2014, Pazartesi

Büyükleri üzmenin neticesi

 

 

Sual: Din büyüklerinin yakınlarını üzmek, kendilerini üzmek gibi tehlikeli olabilir mi?

CEVAP

Elbette tehlikelidir. Büyükleri, ne şekilde olursa olsun üzmek, insanın ebedî felaketine sebep olur. Enver Abimiz şöyle anlatmıştı:

Büyüklerimiz buyuruyor ki: Zâde; oğul, evlat demektir. Üç zâdeden çok çekinmelidir: Bunlar, şehzâde, seyyidzâde ve pirzâdedir.

1- Şehzâdenin babası padişahtır. Padişahın oğluna dokunmaya gelmez. Padişah yetkilidir, suçluyu cezalandırmaktan da çekinmez.

2- Seyyidzâdenin dedesi Resulullah’tır (aleyhissalatü vesselam). Evlada yapılan babaya yapılmış demektir. Evlâd-ı resulün kalbini kıran, dedelerini üzer. Resulullah'ı üzenin de hâli haraptır. Onun için seyyidleri üzmekten çok sakınmalıdır.

3- Pirzâdenin babası hocandır. Ona yaptığın her şey hocana gider. Yaptığın kötülük ise, akıbeti ne olur, bilmek zordur. Bir mürşid-i kâmilin çocuğuna veya yakınlarına edepsizlik etmek çok tehlikelidir. Çünkü yolun aslı esası baştan sona edebdir. Ne ilim, ne fazilet, ne keramet; önce edep gelir. Şah-ı Nakşibend hazretleri, (Yolumuzun başı, ortası, sonu edeptir. Hiçbir edepsiz, Allah’ın sevgili kulu olamaz) buyuruyor. Mevlana Halid-i Bağdadî hazretleri de, (O mübarek zatlara karşı ufak bir saygısızlık, ufak bir edepsizlik yapan, o kalbden bir düşen, yedi kat gökten düşmekten beter olur) buyuruyor.

Büyük bir zatın çok sevdiği bir genç vardı. Oğlunun arkadaşıydı. Devamlı eve gelir, saatlerce kalırdı. Âdeta hane halkından biri gibi olmuştu. Hattâ bir ara bu genç hastalanınca, iyileşmesi için, hocası olan o zat hayvan adayıp dualar etmişti. O çok sevildiğini, böyle çok ilgilenildiğini görünce şımarıp haddini aştı. Bir gün hocasının oğlunun aleyhinde konuştu. Hocası çok üzülüp, (Sen kim oluyorsun da, benim çocuğum hakkında öyle konuşuyorsun? Onun terbiyesini sen mi vereceksin? Çık buradan!) diye azarladı. Genç kaybolup gitti, bir daha gölgesini gören olmadı. Büyüklerin tavuğuna, köpeğine dokunan bile yanar. Nitekim Şeyh Muhammed Salih hazretlerinin hayvanlarına dokunanın, zarar verenin, hayvanları ölüyormuş.

Aklı, edebi olan, büyüklerin evlatları, torunları hakkında ileri geri konuşmaktan ve aklının ermediği işlere karışmaktan sakınmalı, böylece felâkete düşmekten çok korkmalıdır.

 

Twitter’da paylaş   |   Facebook’ta paylaş

 

 

 

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

* Uçaktaki tartışma

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

30 Kasım 2014, Pazar

Uçaktaki tartışma

 

 

Sual: Bir haber şöyledir:

(Uçakta bir erkek yolcu, hostese “Gökteyiz, Allah’a daha yakınız, alkol yüzünden uçağı düşüreceksiniz” dedi. Hostes de yolcuya, “Allah, gökte değil, her yerdedir” diye cevap verdi.)

Yolcuyla hostesin sözleri dine uygun mudur?

CEVAP

İkisi de yanlış, ikisi de Allah'a mekân tayin etmektedir. Gökte demek de, her yerde demek de küfürdür. (Allahü teâlâ, mekândan münezzehtir) demelidir. Yerleri gökleri hep O yaratmıştır.

İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:

Allahü teâlâ noksan sıfatlardan beridir. Zamanlı, mekânlı ve cihetli değildir. Zamanları, yerleri, cihetleri O yaratmıştır. Cahiller, Onu, Arşın üstünde sanır, yukarıda bilir. Arş da, diğer eşya gibidir, Onun mahlûkudur, sonradan yaratmıştır. Sonradan yaratılan bir şey, ezelden beri hep var olana, yer olabilir mi? (2/67)

Vehhâbîler gibi Allah'ı gökte bilen yolcu, alkol servisi yapan ve (Allah her yerde) diyen hostese göre daha zararlıdır. Yolcu, (Allah gökte olduğu için alkolü görür, bize günah olur) diyerek hâşâ yerde işlenen günahları sanki göremeyeceğini îmâ ederken, hostesin (Allah her yerdedir) demesi küfür ise de, (Nerede olursak olalım, Allah bizi görür, yerde veya gökte günah işlemek fark etmez) diyerek yaptığı günahı mazur göstermeye çalışıyor.

Bu olay da, Vehhâbîlerin halkımızın itikadını ne kadar çok bozduğunu göstermektedir.

Twitter’da paylaş   |   Facebook’ta paylaş

 

 

Abdesti tez al

Abdestini yel gibi almaya çalışasın!

Namazını yıl gibi, kılmaya çalışasın!

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·Dünyaya Gelen Gider

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com