31 Ekim 2014 Cuma

* Aynı veya ayrı mekânda

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

1 Kasım 2014, Cumartesi

Aynı veya ayrı mekânda

 

 

Sual: S. Ebediyye’yi kabul eden ve kendisine güvenilen birinin, (Aynı mekânda olursa hoparlörle namaz kılmak caiz, ayrı mekân olursa caiz olmaz) dediğini söylediler. Acaba bu doğru olabilir mi?

CEVAP

Kesinlikle doğru olmaz. Çünkü güvenilen kimse, S. Ebediyye’ye aykırı konuşamaz. Konuşuyorsa, ya o, güvenilir biri değil veya ona iftira ediliyor. Çünkü Tam İlmihâl'de deniyor ki:

Hoparlörün mikrofonuna söylenen söz de, yok olmakta, başka ses hâsıl olmaktadır. Yani, hoparlörün sesi, konuşanın sesine çok benzediği hâlde, bizzat onun sesi değildir. Toprağa konan bir karpuz çekirdeğinden kocaman bir karpuz hâsıl oluyor. Bu karpuz o çekirdek değildir. Çekirdek çürümüş, yok olmuştur. Hoparlörün mikrofonuna söylenen söz de, yok olmakta, başka ses hâsıl olmaktadır. Müezzinin sesi, hoparlöre verilince, elektrik ve mıknatısın hâsıl ettiği bir ses hâline dönüşüyor. Duyulan ses, imamın, müezzinin sesi değil, elektrik ve mıknatısın hâsıl ettiği sestir. İbadetleri, hoparlörle yapmak caiz değildir. Hoparlörün sünnet olmadığı, bid’at olduğu meydandadır. (S. Ebediyye)

Yine S. Ebediyye’de, imama uymanın sahih olması için, imamı görmek veya görmese de sesini işitmek gerektiği bildiriliyor.

İmama uymanın sahih olması için, imamın veya müezzinin sesini işitmek yahut bunları görmek veya cemaatin hareketlerini görmek lazımdır. İşitmeye, görmeye elverişli penceresi olmayan duvar arada olmamalıdır. Hoparlörden çıkan sesin, insan sesi olmadığını ezan bahsinde bildirmiştik. Sinema perdesinde, televizyonda namaz kıldığı görülen imamın kendisi değildir, benzeridir [görüntüsüdür.] Buna uymak caiz olmadığı gibi, bu seslerle ibadet yapmak da sahih olmaz. Bidat ve büyük günah olur. (S. Ebediyye)

Ayrı mekânda olsa da, imamın sesi işitiliyorsa cemaate uymanın sahih olduğu bildiriliyor. Eğer hoparlörden gelen ses muteber bir ses olsaydı, işitmeye elverişli pencereye ve duvara ihtiyaç kalmazdı. İmamın sesi duyulduğuna göre, aynı mekânda olsun ayrı mekânda olsun ne fark eder? Önemli olan sesin duyulmasıdır. Hoparlörle Amerika’dan gelen ses de duyulur. Demek ki, gelen sesin muteber olması gerekir. Hoparlörden çıkan sesin imamın sesi olmadığı ve muteber olmayan böyle bir sesle imama uymanın sahih olmayacağı Tam İlmihâl’in çeşitli yerlerinde yazılıdır. Tam İlmihâli mehaz verip de ona aykırı konuşanlara itibar etmemelidir.

Twitter’da paylaş   |   Facebook’ta paylaş

 

 

Huzura çıkarken

Bak ağarmış saçların, defterin ise kara,

Hangi yüzle çıkarsın, yarın yüksek huzura?

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·Ağlaya Ağlaya

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

* TGRT Haber iPhone Uygulaması


TGRT Haber iPhone Uygulaması

 

 

    

 

https://itunes.apple.com/tr/app/tgrt-haber-mobil/id915458587?mt=8

 

 

Tanıtım Videosu

 

 

http://www.youtube.com/watch?v=WDgfy10JLfQ

 

 

 

Haftalık Bülten (31 Ekim 2014)

 
 Sorularla Islamiyet 
   
 
      Hayırlı Cumalar;
 

Sitemize yeni eklenen soru cevaplardan, sizin için seçtiğimiz bazılarını aşağıdaki bağlantılardan okuyabilir, pdf formatında bilgisayarınıza indirebilirsiniz.

 
 
 
 
      Bülten;
 
Cennet ve Cehennemin Ebedi olmadığına dayanak olarak kullanılan Kasas suresinin 88. ayetinin tahlili:Ayetin meali: "Allah ile birlikte başka şeylere ibadet etmeyin, Ondan başka ilah yoktur. Onun Zat-ı Akdesinden başka her şey hâliktir(yok olmaya mahkûmdur). Hüküm yalnız onundur. Ve siz ancak ona döneceksiniz."Kur'an'ın geniş kapsamını gösteren bu ayetin önemli birkaç manası vardır.a)...
 
 
 
 
     
 
 
 
 
 
      Soru - Cevap Arşivinden;
  
 
 
   
 
      Videolarımızdan;
 
big-bang 
Kur'an'ın Bilimsel Mucizeleri
Göklerle yerin birbirinden ayrılması
evrenin-genislemesi 
Kur'an'ın Bilimsel Mucizeleri
Evrenin Genişlemesi
 
üstad 
Kur'an'da Merak Ettikleriniz
Bediüzzaman'ın şeytanla münazarası
 
 
 
 
 
 
      Feyyaz Yayınları;
 

Video İndir

Ehl-i Sünnet alimlerinin kabul ettiği ve bidat ehlinin inkar ettiği şefaat meselesinin hakkaniyetini delilleriyle ortaya koyan ve şefaatin hak olduğunu Kuran ayetleri ve Hadis-i Şeriflerle izah eden bir çalışma.

 
 www.seyrangah.tv 
 
 
 
      Android Uygulamalarımız;
 
 
 
 
 
     
 

www.sorularlaislamiyet.com
English | Russian | German | Azerbaijani | Bulgarian | Dutch | Danish | Chinese | Spanish | Greek
Facebook | Twitter

 
 
 
 
 

--
--
Bu gruba aboneliğinizi iptal etmek için şu adrese e-posta gönderin:
sorularla-islamiyet+unsubscribe@googlegroups.com

---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "Sorularla Islamiyet" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için sorularla-islamiyet+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

30 Ekim 2014 Perşembe

* İlme hizmet etmek nasıl olur? (Mehmet Ali Demirbaş'ın 01.11.2014 tarihli yazısı)

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

01 Kasım 2014, Cumartesi

İlme hizmet etmek nasıl olur?

 

 

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

Suların aktığı yerde, ağaçlar ve yeşillikler olur. Su yoksa, bunlar olmaz veya tek tük olur. İşte İslamiyet’in emrettiği ilim de, akan su gibidir. Nasıl ki suyun etrafında bitkiler hayat buluyorsa, ilmin aktığı yerde de insanlar hayat bulur. Bu yüzden, Müslüman cahil kalınca, kurur gider. İslamiyet’in en büyük düşmanı cehalettir. Bir Müslümanı cahil bırakmak, ona yapılacak en büyük kötülüktür. Cahil bırakılan insanı herkes istediği gibi kullanabilir. Dolayısıyla, biz Müslüman olarak, hem dinimizi doğru olarak öğrenip ibadetlerimizi doğru olarak yapmalıyız, hem de zamanın en ileri teknolojisine sahip olmalıyız. Gayrimüslimlerden geri kalmamalıyız.

Bir yerden ilim kalkarsa, din de kalkar. Fakat nasıl ki bardaktan su çıkınca, bardak boş kalmayıp havayla dolarsa, bir yerden din kalkınca, orası boş kalmaz. Büyük zatların kitapları okunmazsa, önce Müslümanlar arasında bid’atler türer, sonra cehalet fırtınası, sonra da ahlâksızlık fırtınası başlar.

İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:

(Allahü teâlâ bir kulunu severse, ona iki şey verir: Birincisi, onu sevdiği zatlarla tanıştırır, ona dostlarını tanıtır. Eshab-ı kirama Peygamber efendimizi tanıttığı gibi. İkincisi de, ona hayırlı bir iş nasip eder.)

Hayırlı işten maksat, dinimize hizmet etmek, yani Ehl-i sünnet itikadını ve ilmihal bilgilerini yaymaktır. Ehl-i sünnet âlimlerinin yolunda yapılan hizmetlerde esas gaye, dinimizden bir mesele daha öğretmektir. Doğru ilmin yayılmasından korkulmaz. Fakat cehalet gelirse, kaçacak yer aranır.

İslamiyet’e hizmet etmek, doğru bilgileri yaymakla olur. İlim varsa din vardır. İlim yoksa din yoktur.

Hangi milletten ve dinden olursa olsun, hiç kimse, kimsenin canını yakmaya izinli değildir. Vücutlarının çeşitli yerlerine dinamit doldurup, (Allahü ekber!) diyerek, kadın çocuk demeden, canlı bomba olup masum insanları öldürenlere yazıklar olsun! İslamiyet’i kendilerine siper ve perde edinerek hıyanet eden ve cinayet işleyen böyle kimselerin İslamiyet’e verdiği zararı, hiçbir kâfir veremez. Kural tanımadan, rastgele insan öldürülür mü? Bunu yapana Müslüman denir mi?

* * *

NOT: Pazartesi günü, Aşûre günüdür. Sadece o gün oruç tutmak mekruhtur. Bir gün öncesi veya sonrası ile tutulmalıdır.

 

Twitter’da paylaş   |   Facebook’ta paylaş

 

 

 

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

* Mehdi'nin ayak sesleri

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

31 Ekim 2014, Cuma

Mehdi’nin ayak sesleri

 

 

Sual: Sünnî bir yazar, (Mehdi’nin ayak seslerini işitiyorum) diye bir yazı yazmış. Gelecek hakkında indî tahminlerde bulunmuş. İslâmiyet'in gümbür gümbür geleceğini söylemiş. Tarihte bu Mehdi meselesi, çok istismar edilmiştir. Her devirde Mehdi’nin geldiği, bugün yarın Kıyametin kopacağı söylenmiştir. Çok kimse de, kendinin Mehdi olduğunu açıklamıştır. Günümüzde de, her köşe başında mehdilik satan çok kimse vardır. Sünnî yazar da, söylenenlerden etkilenmişe benziyor. Acaba bu yazarın işittiği ayak sesleri kime ait? Mezhepsizlerin, dinsizlerin ayak sesleri olmasın? Bu yazar, acaba sesleri ayırmakta güçlük mü çekiyor? Çünkü âhir zamanda gün günü aratacak, dinsizlik çoğalacaktır. Nitekim (Her asır, öncekinden daha kötü olur, böylece Kıyamete kadar bozulur) hadis-i şerifi, kötülüğün ve küfrün gümbür gümbür yayılacağını göstermektedir. İkinci binin müceddidi İmam-ı Rabbânî hazretleridir. Üçüncü bin yılın müceddidi de Hazret-i Mehdi olacağına göre, İmam-ı Rabbânî hazretlerinden bin yıl sonra Mehdi gelmeyecek mi?

CEVAP

Evet, Hazret-i Mehdi’nin gelişine en az 600 yıl daha vardır. Gelinceye kadar dinsizlikler, cinayetler, her çeşit kötülük yayılmaya devam edecektir. İstisna olarak bazı bölgelerde İslamiyet’e sarılanların olması hadis-i şerife aykırı değildir. Yukarıdaki hadis-i şerif, dünyada genel bozulmayı bildirmektedir. Mehdi’yim diyenlerin hiçbirine inanmamalı. Mehdi’nin alametleri sitemizde vesikalarıyla birlikte vardır.

Twitter’da paylaş   |   Facebook’ta paylaş

 

 

Ömür tükendi

Soba aşkla yanarken, odun kömür tükenir,

Yıllar eriyip gider, birden ömür tükenir.

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·Abime

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

29 Ekim 2014 Çarşamba

* Kötü birine iyilik yapıldığında (Mehmet Ali Demirbaş'ın 31.10.2014 tarihli yazısı)

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

31 Ekim 2014, Cuma

Kötü birine iyilik yapıldığında

 

 

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

İyilik eden, iyilik görür. Ancak kötü kimseye iyilik eden, ondan kötülük görür. Çünkü onun tabiatı öyledir. Peygamber efendimiz, (İyilik yaptığınız kişinin şerrinden sakınınız) buyuruyor.

Merhum hocamız buyurdu ki:

(Bu hadis-i şerifte, herkese değil, kötü insanlara yapılan iyilikten bahsediliyor. [Kötü bir insana iyilik yaparsanız her an ondan sakının, korkun] demektir. Cibilliyeti, karakteri bozuksa, dünya sevgisi, para düşkünlüğü varsa, ona yaptığımız her iyiliğin sonunda, çok sıkıntı çekeriz. Yoksa adam iyiyse, ona iyilik yapmakta mahzur olmaz, hattâ çok iyi olur. Ama, adamın cibilliyeti, karakteri bozuksa, mecbur kalarak ona bir iyilik yapmışsak, ondan gelebilecek zararlardan kendimizi korumalıyız.)

Lâyık olmayan kişilere yaptığımız iyilikten, verdiğimiz emekten dolayı, çok sıkıntı çekeriz. Lâyık olup olmamak, işin içine menfaat girdiği zaman ortaya çıkar. Kendi menfaatini üstün tutan, dinimize hizmet etmeye lâyık değildir. Çünkü hizmet, menfaat beklemek için değil, birilerine menfaati dokunmak için olur. Eshab-ı kiram, kendi menfaatini düşünmek şöyle dursun, canlarını, mallarını feda ettiler ve bir daha geri dönmemek üzere bütün dünyaya yayıldılar. Kur'an-ı kerimde mealen, (Herkes kendine uygun olan işi yapar) buyuruluyor.

Kâhinlerinin tavsiyesi üzerine Firavun, bütün erkek çocukların öldürülmesi emrini verir. O sıralarda iki Musa dünyaya gelir. Birincisinde, kadıncağız çocuğunu mağarada dünyaya getirir. İsmini Musa koyar. Ama ölüm korkusuyla çocuğu bırakıp kaçar. Allahü teâlâ da, bu çocuğa bakıp büyütmesi için Cebrail aleyhisselâmı vazifelendirir. İkinci Musa’yı da annesi, (Belki böyle kurtulur) diye sandığın içinde nehre bırakır. O da nehrin üzerinde Firavun'un sarayının kapısına gider. Firavun’un hanımının ısrarıyla saraya alırlar. Biri Firavun’un yemeğini yer, diğeri de Cebrail aleyhisselâm vesilesiyle Cennet yemeği yer. Sarayda Firavun’un yemeğiyle büyüyen Musa aleyhisselamın, Peygamber olduğu görülür. Mağarada Cebrail aleyhisselâmın büyüttüğü, beslediği Musa da, Samiri olur, Musa aleyhisselama karşı çıkar, dinsiz olur. Tih çölünde, herkesteki altınları, süs eşyasını eritip, bunlardan bir buzağı yaparak, (Musa’nın ilâhı budur. Buna tapınız!) diyen bir münâfık olur. Çünkü cibilliyeti bozuktur.

 

Twitter’da paylaş   |   Facebook’ta paylaş

 

 

 

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com