23 Temmuz 2012 Pazartesi

* Telefonu çok çaldırmak

24 Temmuz 2012, Salı

Telefonu çok çaldırmak     

 

Sual: Bir arkadaş, (Medeni insan, telefonu üç kere çaldırır, daha fazla çaldırmak saygısızlıktır) dedi. Üç kere çaldırıp kapatınca, bazı kimseler, (Hemen niye kapattın, açmaya geliyordum) diye bizi azarlıyorlar. Bu işte ölçü nedir?

CEVAP

Bu işler izafidir, rölatiftir, şimdi göreceli deniyor. Yani kişilere göre değişebilen bir şeydir. Tek ölçü verilmez. Birkaç örnek verelim:

1- Bizim kurumsal hattımız var, ücretsizdir. Şahsen ben, samimi olup, çok telefon ettiklerime, bir iki kere çaldırıp bırakıyorum. Eğer o arkadaş müsaitse, beni arıyor. O anda namaz kılıyordur, lavabodadır, öteki telefonuyla konuşuyordur veya başka bir işin başındadır. Ücretsiz olduğu için müsait olunca beni arıyor. Bazı tanıdıklarım da aynısını bana yapıyor. Çaldırıp bırakıyor. Bu, (Müsait olunca beni ara) demektir. İkisi de ücretsiz olduğu için bir art niyet aranmıyor.

2- Ücretsiz hattı olmayan başka birini ararken, sonuna kadar çaldırıyorum. Cevap gelmezse, hemen bir daha aramıyorum. Çünkü namaz kılıyordur. Dört rekât namaz kılacak kadar beklemek gerekir. Ölçü bu. On dakika sonra tekrar arıyorum. Yine cevap gelmezse artık aramaya gerek yok.

3- Çok oluyor. Namaz kılarken devamlı çalıyor. Tanıdık olanların çok çaldırması bu yönden iyi olmuyor.

Görüldüğü gibi arayanın ve aranılanın durumuna göre değişen bir şeydir. Bir ölçü verilemez. Âcil durum olur, devamlı aramak gerekebilir. Uyanık olduğu bilinmeden ve âcil bir iş olmadan gece saatlerinde aramamalıdır. Gece yatsıyı kılıp yattığım oluyor. Tam uykudayken telefon çalıyor. (Buyurun) diyorum. (Birkaç arkadaş sohbet ediyorduk, uykumuz kaçtı. Bir sual de hatırımıza geldi. Sorabilir miyiz?) deniyor. (Âcil mi?) diyorum. (Hayır) diyor. Sabah sorabileceğini gece soruyor. (Namazımız oldu mu, oruca niyet edebilir miyiz?) gibi âcil bir sual olsa, ürküttüğü kurbağaya değer. Soran gibi, cevap veren de sevaba kavuşur.

 

Elma

Meyvelerin hasıyım,

Yurdun altın tasıyım,

Yanaklarım kırmızı,

Amasya elmasıyım.

 

Armut

Hatırlanır Ankara,

Diyecek yok armuda,

Sayıp yenmeli imiş,

Vücuda olur gıda.

 

Ayva

Sarımtırak rengi var,

Etrafa koku saçar,

Kıymetini bilmezsen,

Ayvayı yersin naçar.

 

Nar

Kırmızımsı rengi var,

Taneleri kaplı zar,

Yer misin deme sakın!

Sorulmaz hastaya nar.

 

Kestane

Ağaçlarda kestane,

Topla ye tane tane,

Kaynatılarak yenir,

Kebabı da şahane!

 

Kayısı

Malatya hatırlanır,

Reçeli de yapılır,

Kurutulur güneşte,

Kış için hazırlanır.

 

Şeftali

Hatırlarım Bursa'yı,

Bahçe yaptım arsayı,

Şeftalisi çok olan,

Toplar hemen parsayı.

 

Portakal

Suludur portakalım,

Ağacına çıkalım,

Gitmeyelim uzağa,

Adana'da kalalım!

 

Mandalina

Denizlerde balina,

İzmir'de mandalina,

Ezmeden toplanılır,

Gösterilir itina.

 

Greyfurt

Meyveyle doludur yurt,

Çürür, kimini yer kurt,

Gribe karşı ilaç,

Vitaminli greyfurt.

 

Limon

Ekşi limonum sulu,

İçi vitamin dolu,

Narenciye istersen,

Gez Adana Dörtyol'u!

 

Üzüm

Basit görme sözümü!

Ege'mizin üzümü,

Karasıyla sarısı,

Güldürüyor yüzümü.

 

İncir

Ünlü Aydın yemişi,

Kolay bulunmaz eşi,

Kurtsuz olan inciri,

Elbet arzular kişi.

 

Kiraz

Nedir bu eda, bu naz?

Kulağa küpe kiraz,

Başın ağrırsa eğer,

Geçer yenirse biraz.

 

Vişne

Tatlısı ise şayet,

Reçeli hoştur gayet,

Kahvaltılarda yersin,

Olsun sana âfiyet.

 

Muz

Anamur'un muzuyum,

Ben bir köylü kızıyım,

Beyin oğlu isterse,

Elbet dünden razıyım.

 

Dut

Bal gibi tatlıdır dut,

Taze ye, ister kurut!

Yerlere dökülmesin,

Örtüyü altına tut!

 

Erik

Kimisi erik alır,

Tatlısına bayılır,

Kurutulur kimisi,

Kiminden hoşaf olur.

 

Hurma

Hicazdan gelir hurma,

Kıymetini hiç sorma!

İftara lazım olur,

Haydi git, al gel durma!

 

 

 

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·Oruç Ayı Geldi Yine

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

 

0 yorum: