30 Eylül 2009 Çarşamba

* Namaz kılana kâfir denir mi? (2) (Mehmet Ali Demirbaş'ın 02.10.2009 tarihli yazısı)

bilgi@dinimizislam.com

02 Ekim 2009, Cuma

          Namaz kılana kâfir denir mi? (2)

 

 8- İmanın 6 şartından birine inanmayan, namaz kılsa da kâfirdir. (Eşiat-ül-lemeat)

9- Bir Müslümanın, bir sözünden veya bir işinden yüz şey anlaşılsa, bunlardan 99’u küfre sebep olsa, biri Müslüman olduğunu gösterse, o bir şeyi anlamak ve ona kâfir dememek gerekir; fakat bu husus, bir sözün veya bir işin, yüz manası olduğu durum içindir. Yoksa yüz sözden veya yüz işten biri imanı gösterse, 99’u küfrünü gösterse, bu kimseye Müslüman denilmez; çünkü bir kimsenin yalnız bir sözü veya bir işi bile, açık olarak küfrü gösterse, yani imanı gösterecek hiçbir manası olmasa, o kimsenin kâfir olduğu anlaşılır. Başka sözlerinin ve işlerinin imanı göstermeleri, imanlı olduğunu bildirmeleri, o kimseyi küfürden kurtarmaz, Müslüman olduğuna hükmedilmez. (Kıyamet ve Ahiret)

Müslüman olmanın en önemli alametlerinden birisi, namaz kılmaktır. Cemaatle kılması da, ayrıca bir önem taşır. Buna rağmen Peygamber efendimiz buyuruyor ki:

(Ahir zamanda bir camide binden fazla kişi namaz kılacak; fakat içlerinde bir tane mümin bulunmayacaktır.) [Deylemi]

Demek ki, müslüman olmak için, sadece müslüman alametlerinin olması yetmez. Dinde zaruri bilinmesi ve inanılması gereken bilgilerden, birini bile inkâr etmemesi şarttır.

 

Tertibin düşmesi

Sual: Tertip sahibi bir kimse, gece kılarım diye yatsıyı kılmadan yatsa, uyanınca güneş doğmasına az bir zaman kalsa, yatsıyı kaza edince güneş doğacağını, sabahı kılamayacağını anlasa, yatsıyı mı kaza eder, yoksa sabahı mı kılar?

CEVAP

Vaktin dar olması tertibi düşürür. Yani sabahı kılar, yatsıyı kuşluk vaktinde kaza eder. Vaktin dar olması, kazayı kıldıktan sonra, edaya vaktin kalmaması demektir. (Hindiyye)

 

Horoz dövüşü, boks ve sirk

Sual: Horoz ve deve dövüşünü, boğa güreşlerini ve boks maçlarını seyretmek, sirke gitmek günah mıdır?

CEVAP

Horoz ve deve dövüşleriyle boğa güreşleri, hayvanlara zulüm olduğu için günahtır. İnsanları dövüştürmek de günahtır. Avret yerlerinin açık olması da, bir başka günah oluyor. Canlının yüzüne vurmak da günahtır. Sirklerde de, genelde tehlikeli gösteriler, cambazlıklar yapılıyor. Sirke gitmek, bu gösterileri tasvip etmek demektir. Bu günah olan şeyleri seyretmek de günahtır; çünkü din kitaplarında deniyor ki:

Cambaz ipten düşüp ölürse, seyirciler de günaha girer; çünkü onlar seyretmeselerdi, cambaz, cambazlık yapmaz ve ipten düşüp ölmezdi. Öldürülen kimse, eceli geldiği için ölürse de; öldüren veya ölümüne sebep olan kimse de cezasını görür. (S. Ebediyye)

 

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net  

 

* Cuma tebriği

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net  

* Hac rehberi (DVD)

30 Eylül 2009, Çarşamba

         Hac rehberi (DVD)


hac.jpg

 

15 günde bir, dinimizi ve rehber insanların hayatlarını anlatan, film ve program DVD'leri,

 

Her gün, İnsan ve Toplum sayfasında, Sohbet, Menkıbeler, Gönül Pınarı, Gönül Bahçesi, Hikmetler ve Meşhurların Sözleri köşeleri,

 

Tarihimizi, kültür ve medeniyetimizi, ülkemizi tanıtan makaleler, yazı dizileri,

 

Okuyucuların dini suallerine verilen cevaplar.

 

Gazeteniz her sabah kapınızda...

 

Abone olan okuyucularımızın gazeteleri her sabah adreslerine dağıtıcılarımız tarafından teslim edilir. Aylık (30 günlük) abone bedeli KDV dahil sadece 15 liradır. Ayrıca başka herhangi bir ücret talep edilmez.

 

Türkiye Gazetesi'ne abone olmak isteyen üyelerimiz dinimizislam3@gmail.com adresine bildirebilirler.

 

Okuyucu Danışma Hattı:

Tel: 444 49 49 − 0 212 454 3454 

 

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net  

 

29 Eylül 2009 Salı

* Büluğa ermeyen çocuk

www.dinimizislam.com

bilgi@dinimizislam.com

01 Ekim 2009, Perşembe

Büluğa ermeyen çocuk

 

Sual: Büluğa ermemiş bir çocuk, yaptığı ibadetlerin sevabına kavuşur mu ve işlediği günahlar yazılır mı?

CEVAP

Çocuğa hiçbir ibadet farz değildir. Hiçbir şey haram değildir. İbadetlerinin sevablarına kavuşur. Bir kimse, bir çocuğa imam olunca, cemaat sevabı hâsıl olur. (Uyun-ül-besair)

Çocukların işledikleri sevabların babalarına yazılacağını bildiren âlimler de vardır.

 

Katkı ve öğrenim kredisi

Sual: Katkı kredisi ve öğrenim kredisi isimleriyle verilen düşük faizli öğrenci kredisini almak caiz midir?

CEVAP

İhtiyaç varsa caizdir.

 

Sigorta acentesi

Sual: Sigorta acenteliği yapmak caiz midir?

CEVAP

Evet, caizdir.

 

Ârif

 

Şu hakikat denizinin

Dürr-i yektâsıdır Ârif,

Solmayan gül bahçesinin

Gülü ra'nâsıdır Ârif.

 

Muazzamdır fesahatte,

Mükemmeldir letafette,

Gizli şeyin hakikatte

Geniş deryasıdır Ârif.

 

Kim ki nefsinin kölesi,

Tesir etmez hiç birisi,

Kalb ile ruh bilgisinin,

Birer üstadıdır Ârif.

 

Gerçek ârif olan insan,

Hayat ister sonsuz olan,

Karanlıklarda nur salan,

Hakk’ın mehtabıdır Ârif!

 

Kelimeler:

 

Ra'nâ Güzel, hoş

Dürr-i yekta: Tek inci

Muazzam: Büyük

Fesahat: Düzgün söz söyleme

Letafet: Güzellik, hoşluk

Ârif: Allah’ı tanıyan kimse

Mehtap: Ay ışığı

 


Bugünkü sesli yayını dinlemek için tıklayın:

·Sözü Dağların

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net  

* Namaz kılana kâfir denir mi? (Mehmet Ali Demirbaş'ın 01.10.2009 tarihli yazısı)

bilgi@dinimizislam.com

01 Ekim 2009, Perşembe

          Namaz kılana kâfir denir mi?

 

Sual: (Bir insanda müslümanlık alametlerinden biri bile olsa, mesela namaz kılsa, onda başka küfür alameti bulunsa da artık ehl-i kıbledir, tekfir edilemez) sözü doğru mudur?

CEVAP

Doğru değildir. İslam âlimleri bunun aksini bildiriyor:

1- İmam-ı a’zam ve imam-ı Şafii, (Ehl-i kıble olana kâfir denilmez) buyurdu. Bu söz, (Ehl-i kıble olan, günah işlemekle kâfir olmaz) demektir. 72 sapık fırka, ehl-i kıbledir. İctihad yapılması caiz olan, açıkça anlaşılamayan delillerin tevillerinde yanıldıkları için, bunlara kâfir denilmez; fakat zaruri olan ve tevatürle bildirilmiş olan din bilgilerinde ictihad caiz olmadığı için, böyle bilgilere inanmayan, sözbirliğiyle kâfir olur. Çünkü bunlara inanmayan, Resulullaha inanmamış olur. İman demek, Resulullahın Allahü teâlâ tarafından getirdiği, zaruri olarak bilinen bilgilere inanmak demektir. Bu bilgilerden birine bile inanmamak küfür olur. (Milel-nihal) [Resulullahın getirdiklerinden birine bile inanmayan kâfir olunca Resulullaha inanmayanın kâfir olacağı açıktır. La ilahe illallah dediği halde, kasten Muhammed-ün resulullah demeyen kâfirdir.]

2- 72 bid’at fırkası, namaz kıldığı ve her ibadeti yaptığı halde, bir kısmı mülhid olmuş yani dinden çıkmıştır. Dinde sözbirliğiyle bildirilen bir inanışı veya bir işi inkâr eden, kâfir ve mürted olacağı için, La ilahe illallah dese, her ibadeti yapsa ve her günahtan da sakınsa bile, artık buna ehl-i kıble denmez. (Hadika)

3- Zaruri din bilgilerinden veya iman edilecek şeylerden birine bile inanmayan, La ilahe illallah Muhammed-ün resulullah dese de kâfir olur. Sadece Allah’a inanmak kâfi değildir. Amentü’de bildirilen altı husustan birini, mesela kaderi inkâr eden de kâfir olur, bütün iyi amelleri yok olur. (Redd-ül-muhtar)

4- 72 bid’at fırkası ehl-i kıble olduğu için, bunlara kâfir denmez; fakat bunların, dinde inanması zaruri olan şeylere inanmayanları kâfir olur. (Mektubat-ı Rabbani 2/67, 3/38)

5- Meşhur bir farzı inkâr eden kimse, namaz kılsa da kâfir olur. (Berika) [Mesela, günümüzde tesettüre gerek yok demek küfürdür.]

6- Bizim kıblemize dönerek namaz kılan herkes ehl-i kıble sayılmaz. Kâfir oldukları icmayla sabit olan münafıklar da, kıblemize dönüp namaz kılmaktadır. (Tabakat-üş-Şafii)

7- Her namaz kılana ehl-i kıble denmez. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:

(Yalan söyleyen, sözünde durmayan ve emanete hıyanet eden, müslüman olduğunu söylese, namaz kılsa, oruç tutsa da münafıktır.) [Buhari] (Burada bildirilen kimse, Allah rızası için değil, inanmadığından dolayı, ibadetlerini gösteriş maksadıyla yaptığı için münafık oluyor. Yoksa büyük günah işleyen kimse kâfir olmaz.) [Devamı var]

 

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net  

 

Yeni "Yıllık Kuran Hatim"lerimiz sitemize eklendi.

Değerli Kardeşimiz;

Kur'an-ı Kerim okuma ibadetimizi günde "1" sayfa gibi rahatlıkla okunabilecek bir miktardan başlatıp bütün yıla yayarak okumayı sağlayan yıllık Kur'an okuma çizelgeleri Kuran.tv sitemize eklendi. http://www.kuran.tv/yillik_hatimprogrami.php adresinden başvurularınızı yapabilirsiniz.

Kuran.tv sitemizden geçen yıl düzenlemiş olduğumuz toplam 5411 adet Kur'an hatminin duası, Kadir Gecesi'nde Kabe'de yapıldı. Katılan tüm  kardeşlerimizden Allah razı olsun.

Sorularla İslamiyet

28 Eylül 2009 Pazartesi

* Hoparlörü ibadette kullanmak (Mehmet Ali Demirbaş'ın 30.09.2009 tarihli yazısı)

bilgi@dinimizislam.com

30 Eylül 2009, Çarşamba

          Hoparlörü ibadette kullanmak

 

Sual: (Hoparlör = haut + parleur. Yani yüksek konuşucu, sesi büyültücü demektir. Sesi yükseltmekse sünnete uygundur) diyerek hoparlörle ibadeti caiz görenler var. Hoparlör bunların dediği gibi sesi mi yükseltiyor, yoksa sesi değiştirdikten sonra, başka sesi mi yükseltiyor?

CEVAP

İşin tekniğini bilmeden, bir aletin kelime manasını söylemek cahilliğin daniskasıdır. Haut parleur, Fransızca yüksek konuşucu demekse de, hoparlörün mahiyeti bu cahillerin söylediği gibi değildir. Kelime manasıyla din olmaz. Birçok terimler, kelime manasından çok uzaktır. Mesela gözden düştü, demenin bildiğimiz gözle hiç alakası yoktur. Bunun gibi salât kelimesi dua demektir; ama namaza da salât denir. Namaz farklı bir dua şeklidir. Bu cahiller gibi, salât duadır diyerek, namaz kılmayıp, sadece dua edenler de çıkmıştır. İstiva; oturmak, kaplamak diye, hâşâ Allahü teâlânın Arşa oturduğunu söyleyenler olmuştur.

İlim ciddiyeti olan insan, hoparlörün işleyiş şeklini bilen, fizik mühendislerinden öğrendikten sonra yazar. Ana Britannica, Büyük Ansiklopedi, Meydan Larousse, MEB Fizik ve Elektrik dersi kitaplarında özetle deniyor ki:

(Ses dalgalarını elektrik sinyallerine çeviren sistemlere mikrofon denir. Elektrik dalgalarını [sinyallerini] ses dalgalarına çeviren sistemlere hoparlör denir.

Mikrofonla hoparlör arasında ses nakli olmuyor, yani konuşan insanın kendi sesi nakledilmiyor, sesi yükseltilmiyor, bir enerji dönüşümü oluyor. Mikrofona karşı konuşan insanın sesi, önce elektrik enerjisine dönüşüyor. Buradan hoparlöre giden elektrik sinyalleri tekrar sese dönüşüyor.

Hoparlörden çıkan ses, orijinal sesin nakli değildir, farklı frekanslarda enerji dönüşümüyle, başka özellikte yeni bir ses meydana gelmektedir. Bu ses, orijinaline çok benzese de farklı bir sestir. Meydana gelen yeni ses, konuşanın kendi sesi değildir. Elektrik tesiriyle hâsıl olan, mıknatıs kuvvetlerinin titrettiği, demir levhanın oluşturduğu başka bir sestir.)

İşin teknik yönü budur. İşin dini yönüne gelince, cemaat, kendi imamından başkasının sesine uyarak namaz kılarsa sahih olmaz. Hoparlörden çıkan ezan sesinin de, müezzinin sesi olmadığı, teknik olarak yukarıda açıklandı. İnsan sesi olmasına rağmen, fâsık insanın, kadının ve çocuğun okuduğu ezan sahih olmaz. Salih erkeğin okuması şarttır. Hoparlörden çıkan ses, fâsık erkeğin sesi bile değildir. Enerji dönüşümünden meydana gelen, bir aletin metalik sesidir. Metalik sesle, namaz kılınmaz, ezan okunmaz ve başka ibadet de edilmez. Dine aykırıdır, bid’at olur. Hadis-i şerifte de, (Her bid’at sapıklıktır ve her sapık da Cehennemdedir) buyuruluyor. (İbni Asakir)

 

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net  

 

* Kıymetsiz Yazılar

www.dinimizislam.com

bilgi@dinimizislam.com

30 Eylül 2009, Çarşamba

Kıymetsiz Yazılar

 

Sual: Kıymetsiz Yazılar kitabına niye kıymetsiz deniyor?

CEVAP

Bu kitabın birinci kısmı, İmam-ı Rabbani hazretlerinin, ikinci kısmı ise, oğlu Muhammed Masum hazretlerinin Mektubat kitaplarından seçilen çok kıymetli cümlelerdir. Bu cümleler alfabetik olarak dizilmiştir. Her cümlenin sonuna alındığı cildin ve mektubun sıra numaraları yazılmıştır. Hüseyin Hilmi Efendi bunları Seyyid Abdülhakim Arvâsî hazretlerine okuyunca, çok takdir edip, (Bu nadide eserin ismi “Kıymetsiz Yazılar” olsun, bunun kıymetine karşılık olabilecek bir şey bulunabilir mi?) buyurmuştur.

 

Oturarak namaz kılarken

Sual: Ayakta namaz kılamayan kimsenin, oturarak namaz kılarken ayakları bükme, dizüstü veya bağdaş kurma imkânı varken kıbleye karşı uzatması caiz midir?

CEVAP

Dizlerini bükemeyen, ayaklarını kıbleye karşı uzatır. Bükebilen ayaklarını toplar kıbleye karşı uzatmaz. Dizüstü veya bağdaş kurma imkânı varken ayaklarını kıbleye doğru uzatması mekruh olur. Dizüstü oturabiliyorsa, secdeye de gitmesi gerekir. Secdeye gidemiyorsa, ima ile kılar.

 

Hak helal etmek

Sual: Bir kimse, kıyamete kadar olan bütün haklarını helal ettim demesi caiz midir?

CEVAP

Caizdir ve çok iyi olur. Hak helal eden âhirette kazançlı çıkacaktır. Ben falancaya hakkımı helal etmiyorum dememelidir. Şahsen ben, kıyamete kadar olan bütün haklarımı kâfir müslüman herkese helal ettim.

 

Bakış açısı

 

Hikâye olarak dinleyen seni,

Bulur ancak, hikâye tesirini!

 

Sözün özünü anlarsa bir kişi,

Fayda verir ona her dinleyişi.

 

Mübarek Nil nehri berrak akarken,

Çingene’nin gözüne göründü kan.

 

Mûsâ aleyhisselâmın ümmeti,

Kan değil, su gördü Nil-i mubâreki.

 


Bugünkü sesli yayını dinlemek için tıklayın:

·Sığınırım Rahmetine

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net  

* Hikmetinden sual olunmaz

www.dinimizislam.com

bilgi@dinimizislam.com

29 Eylül 2009, Salı

Hikmetinden sual olunmaz

 

Sual: Kur’anda, domuz, kan ve faiz gibi şeyler haram ediliyor; ama zararları ne, niçin yasaklandığının hikmetleri bildirilmiyor. Namaz, oruç, hac gibi ibadetler emrediliyor; ama ne gibi faydaları var, açıkça bunların sebepleri, hikmetleri bildirilmiyor. Sebebini bilmeden körü körüne mi bunları yapmak gerekiyor?

CEVAP

Eğer hikmetlerinin bilinmesi gerekseydi, Allahü teâlâ, emredilen veya yasak edilen her şeyin hikmetini de bildirirdi. Hikmetsiz, faydasız hiçbir şey yaratmamıştır. Yarattıklarında bir değil, sayısız hikmetleri vardır. Allahü teâlânın emirleri için, (Körü körüne mi yapalım) demek çok yanlıştır. Hikmetlerini, faydalarını bilmesek de, Allahü teâlânın emri olduğu için yapmamız gerekir. Bununla beraber bazı emirlerin hikmetleri az çok anlaşılabilir. Hikmetlerinden bir kısmı bildirilenler de vardır. Bir ayet-i kerime meali:

(Şeytan, şarap ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin sokmak ister. Sizi, Allah’ı zikirden ve namazdan alıkoymak ister. Siz [zararları bilinirken] bunlardan hâlâ sakınmaz mısınız?) [Maide 91]

Şarabın zarar verecek kısmı haramdır denilemez. Bir damla alkol içilse de haramdır. Ölçü, zarar verip vermemesi değildir. Besmelesiz kesilen kuzu eti, vücuda zarar vermez; ama yine yenmez, leş olur, haram olur. Bir damla kan veya bir damla idrar içmek, insana zarar vermese de haramdır. Dinin emrinde bir sebep aranmaz, sadece o emre uyulur.

İlahi emrin hikmeti anlaşılmasa da, Allah’ın emri olduğu için, hiç tereddütsüz kabul etmek şarttır. İslam âlimlerinin en büyüklerinden olan Hüccet-ül-İslam unvanına sahip İmam-ı Gazali hazretlerinin İhya’da ve imam-ı Süyuti hazretlerinin Cami-us-sagîr’de bildirdiği hadis-i şerifte buyuruluyor ki:

(Ahir zamanda değişik inançlar çıkınca, koca karı gibi inanın.) [Deylemi]

Bu hadis-i şerif, koca karı gibi, bâtıl şeylere körü körüne inanın demek değildir. Allah ve resulünün bildirdiklerine aklınız almasa da, ispat edemeseniz de, faydası olmadığını sansanız da, inanın demektir. Cennet, cehennem, sırat köprüsü ve ahiret hayatı akılla, mantıkla ispat edilemez. Mutezile aklı almadığı için sırat köprüsünü, mizanı, miracı ve benzeri olayları inkâr etmiştir. Miraç olayında, müslüman olmaya niyetli olanlar vazgeçerken, müşrikler, bu bir çılgınlık derken, Hazret-i Ebu Bekir, (O söylediyse doğrudur) diyerek imanın zirvesine çıkmıştır.

Görmeden, aklını kullanmadan, bir anda Miraca gidip geldiğine inanarak Resulullahı tasdik etmesi, imanını yükseltmiştir. Güneşten daha parlak olan imanından dolayı Peygamber efendimiz, (Ebu Bekr’in imanı, bütün insanların imanları toplamıyla tartılsa, Ebu Bekr’in imanı daha ağır gelir) buyurmuştur. İman, görmeden inanmaktır. Kur’an-ı kerimde, salihler övülürken, (O müttekîler ki, gayba inanırlar) buyuruluyor. (Bekara 3)

Demek ki gayba inanmak, müttekilerin vasfıdır. Resulullah ne bildirmişse doğrudur diyerek inananlar kurtulmuştur. İman, araştırarak, akıl yürüterek elde edilen bir şey değildir. İslam âlimleri imanı şöyle tarif etmişlerdir:

İman, Muhammed aleyhisselamın, peygamber olarak bildirdiği şeyleri, tahkik etmeden, akla, tecrübeye ve felsefeye uygun olup olmadığına bakmadan, tasdiktir. Akla uygun olduğu için tasdik etmek, aklı tasdik etmek olur, Resulü tasdik etmek olmaz. Yahut Resulü ve aklı birlikte tasdik etmek olur ki, o zaman Peygambere itimat tam olmaz. İtimat tam olmayınca, iman olmaz. Çünkü iman parçalanmaz. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:

(Dini aklıyla ölçen kadar, zararlı kimse yoktur.) [Taberani]

Bir kulun vazifesi, bir şeyin hikmetini araştırmak değil, verilen emri noksansız yapmaya çalışmaktır. Allahü teâlânın emirlerinin sebebini ve hikmetini anlamak, kullar için çok zaman mümkün olmaz. Bunun için ecdadımız, (Hikmetinden sual olunmaz) demişlerdir. Aklın acizliğini göstermek için de şöyle demişlerdir:

İdrak-i meali bu küçük akla gerekmez,

Zira bu terazi, bu kadar sıkleti çekmez.

Yani, akıl bu işin hikmetini anlayamaz, sırlarını kavrayamaz; çünkü bu terazi bu kadar ağırlığı çekemez demektir. Öyle ya, kuyumcudaki terazi ile odun tartılamaz. Akıl da, yaratılışların hepsinin hikmetini anlamaktan âcizdir.

Muntazamdır bütün işlerin senin,

Aklı ermez, hikmetine kimsenin.

Müslümanlar, Allahü teâlâ emrettiği için, vazifeleri olduğu için ibadet eder. İslamiyet’in emirlerinde ve yasaklarında, kulların dünyaları ve ahiretleri için nice faydalar bulunmakla beraber, ibadet ederken, Allahü teâlânın emri olduğunu, kulluk vazifesi olduğunu niyet etmek, düşünmek lazımdır. Böyle düşünmeden yapılan iş, ibadet olmaz. Dinle ilgisi olmayan bayağı bir iş olur. Mesela, namaz kılan, Allahü teâlânın emrini yerine getirmeyi ve kulluk vazifesini yapmayı niyet etmeyip, namazın bir jimnastik, beden terbiyesi olduğunu düşünerek kılarsa, namazı sahih olmaz. İbadet yapmış olmaz. Spor yapmış olur.

Oruç tutanın da, yalnız mideyi dinlendirmeyi, perhiz yapmayı düşünmesi, orucun sahih ve makbul olmamasına sebep olur. Savaşan, canını tehlikeye koyan bir müslüman da, Allah’ın dinini kuvvetlendirmek, İslamiyet’i yeryüzüne yaymak ve Müslümanları korumak için değil de, şan ve şeref, mal ve rütbe için savaşırsa, ibadet yapmış olmaz. Cihad sevabı kazanmaz. Ölürse şehid olmaz.

Bedenine zarar verdiği için alkollü içkileri bırakan kimse, içkiyi bırakma sevabı kazanamaz. Frengi, belsoğukluğu ve AIDS gibi hastalıklara yakalanmamak için, zinadan, fuhuştan sakınan kimse de, İslamiyet’te, afif, temiz sayılmaz.

İslamiyet’te niyet çok önemlidir. İslamiyet’in emrettiği bir şey, dünya menfaati için yapılınca sahih ve makbul olmuyor. Dünya işi sayılıyor. Herhangi bir dünya işi de, âhiret menfaati için yapılınca, ibadet halini alıyor.

 

Aşk ateşi

 

Aşk ateşi ki,

Durmadan yanar,

Maşuktan gayri,

Ne varsa yakar.

 

Ölür mâsiva,

kılıcıyla,

denilince,

Başka ne kala.

 

Orada kalır,

Yalnız illallah,

Düşüp ortaklar,

Ateşte yana.

 

Kelimeler:

 

Maşuk: Âşık olunan

Mâsiva: Allahü teâlâdan

gayri her şey

 


Bugünkü sesli yayını dinlemek için tıklayın:

·Seni Seven Aşıklar

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net