30 Haziran 2009 Salı

[dinimizislam] Mehmet Ali Demirbaş'ın bugünkü yazısı (Sevgi varsa kural işlemezmiş (2) 02.07.2009)

bilgi@dinimizislam.com

02 Temmuz 2009, Perşembe

  Sevgi varsa kural işlemezmiş (2)

 

Bir başkası da, (Yunus Emre, bir taraftan "Yaratılmışı hoş gördük yaratandan ötürü" diyerek hoşgörülüğünü sergilerken, bir taraftan da, "Beş vakit namaz kılmayan, bilin Müslüman olmadı, ol Cehenneme girse gerek" diyerek müsamahasızlık çukuruna düşmüştür. Sevgi ve hoşgörünün zirvesine çıkmak, kâfir Müslüman diye ayırmadan herkesi sevmek gerekir) diyor.

TDK'nin sözlüğünde hoşgörü kelimesi için, (Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumu) deniyor. Dikkat edin, her şey deniyor. Her şeyi anlayışla karşılamak deniyor. Yine TDK sözlüğü, mezhebi geniş ifadesini tarif ederken, (Namus konusunda aşırı hoşgörülü davranan) diyor. Yani mezhebi genişlik, hoşgörülü olarak tasvip ediliyor.

Yunus Emre'yi kötüleyen kimseye göre, hoşgörü denilen şeyin bir sınırı yoktur. Ne kadar hoş görülürse, o kadar iyidir. Hâlbuki, sınırsız hürriyet gibi, sınırsız hoşgörü de, çok yanlıştır. Kötüler, katiller hoş görülür mü? Caniler ve suçlular hoş görülürse, toplumun nizamı nasıl sağlanır?

Müslüman, dinimizin izin verdiği ölçüde hoşgörülü olur. Bunun azı da, çoğu da zararlıdır. Yunus Emre'nin, (Yaratılmışı hoş gördük yaratandan ötürü) diyerek yetmiş iki millete, bir insan olarak aynı gözle bakması, dinimize aykırı değildir; çünkü dinimizde ırk üstünlüğü yoktur. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(İnsanlar [insan olarak] bir tarağın dişleri gibi eşittir.) [İbni Lal]

Bunun için kâfir de olsa, bir kimseden kendini üstün görmek caiz değildir; çünkü kâfir, Müslüman olup ebedi saadete kavuşabilir, Müslüman da, maazallah küfre düşüp Cehennemlik olabilir. Dinimizde, hubb-i fillah, buğd-i fillah var. Bir Müslümana kâfir diyenin kendisi kâfir olduğu gibi, kâfire de Müslüman diyerek onu seven kâfir olur.

Hazret-i Mevlana, (Gel, gel, her kim olursan ol gel, müşrik, Mecusi olsan veya puta tapsan da gel! Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir. Tevbeni yüz defa bozmuş olsan da gel) diyor. Bu söz, (Gel sana Müslümanlığı öğreteyim de, gerçeği gör. Kâfirsen iman et, günahkârsan tevbe et!) demektir. Yoksa, Allah için olmayan sevgi ve düşmanlığın hiç önemi yoktur.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(İmanın en sağlam temeli ve en kuvvetli alâmeti, hubb-i fillah, buğd-i fillahtır.) [Ebu Davud] (Hubb-i fillah Allah için sevmek, Buğd-i fillah Allah için düşmanlık etmek demektir.) [Devamı var]

 

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net  

 

0 yorum: