30 Haziran 2009 Salı

[dinimizislam] Rahmet melekleri

www.dinimizislam.com

bilgi@dinimizislam.com

02 Temmuz 2009, Perşembe

  Rahmet melekleri

 

Sual: Dini hükümlerin çoğunu inkâr eden bir komşumuza, (Evde köpek besleme! Köpek olan eve melek girmez) dedim. O, da (Daha iyi ya, o zaman, Azrail meleği de gelmez, 250 yıl yaşarım) dedi. Böyle demesi uygun mu?

CEVAP

Dini bilmeyen kimse, din cahilidir. Rahmet melekleriyle hafaza melekleri ve ölüm meleği ayrıdır. Vazifeleri de ayrıdır. Her insanın omuzlarında amellerini yazan melekler bulunur. Bunlar, köpek giren eve de girer. Rahmete vesile olan melekler, şu yerlere girmez:

1- İçinde canlı resmi veya heykeli bulunan odaya,

2- Alkollü içki içilen ve içki bulunan yere,

3- Kumar oynanan veya kumar aleti olan yere,

4- Günah işlenen yere,

5- Köpek olan yere,

6- Cünüp bulunan odaya,

7- Çalgı aletleri [mesela TV] bulunan odaya,

8- Misafir gelmeyen eve,

9- Avret yeri açık olan kimselerin olduğu yere,

10- Ana-babaya asi olunan eve. (Nisabül-ahbâr)

Peki, rahmet melekleri bir eve girmezse ne zararımız olur? Rahmet meleklerinin faydaları nelerdir? Hadis-i şerifle bildirilen birkaç husus şöyledir:

1- (Melek girmeyen eve şeytan girer.) Şeytan da her türlü kötülüğü yaptırmak için vesvese verir. [Buralarda, melekten kasıt rahmet melekleridir.]

2- (Bir eve misafir gelince, melekleri sofrada ev sahibine dua eder.) Melekler girmemişse, o duadan mahrum kalırız.

3- (Sofrada sirke yiyene, yine melekler dua eder.) Melekler girmeyince, sirke de yense, duadan mahrum kalırız.

4- (Melekler, sahura kalkanlara dua eder.) Melekler girmeyince, o kişi meleklerin yapacağı bu duadan mahrum kalır.

5- (Salevat getiren kişinin günahlarının affolması için melekler dua ederler.) Melekler gelmezse bu duadan mahrum kalırız.

6- (Allahü teâlânın zikredildiği yerlere, melekler rahmet saçar.) Melekler girmezse, bu rahmetten de mahrum kalırız.

7- (Kur'an-ı kerimi hatmedene 60 bin melek dua eder.) Melekler gelmezse bu duadan mahrum kalırız.

8- (Bir kimse, namaz kıldığı yerden ayrılıncaya kadar, melekler, "Ya Rabbi, buna rahmet et" diye dua ederler.) Melek girmezse bu duadan mahrum kalırız. Rahmet meleklerinin girmesine engel olan şeyler varsa, namazımız da mekruh olur.

9- (Melekler, iyilik öğretenlere dua ederler.) Melek gelmezse, bu duadan mahrum kalırız.

10- (Din kardeşinin bir işini yapana, binlerce melek dua eder.) Melekler gelmezse, bu duadan mahrum kalırız.

11- (Yatağa abdestli yatan kimse için, bir melek sabaha kadar, "Ya Rabbi, bunu affet" diye dua eder.) Melek gelmezse, bu duadan mahrum kalırız.

12- Ölüm hastasının bulunduğu odada, hayzlı kadın veya melek girmesine mani olan başka şey bulunmamalı. Mümin, ruhunu teslim edeceği vakit, rahmet meleklerini görüp, can verme acısını duymaz. Oraya rahmet melekleri girmezse, o kimse ölürken sıkıntılara maruz kalabilir. Onun için rahmet meleklerinin girmesine mani olacak iş yapmayalım.

Ölüm meleğinin can alması

O kimsenin, (Melek eve girmezse canımı alan olmaz, 250 sene yaşarım) demesi çok yanlıştır. Niye 250 sene, o zaman bin sene yaşasın, hatta hiç ölmesin. Ölmemek mümkün mü? Ölmemek mümkün olmadığına göre, ölüm meleği, nerede olursak olalım, canımızı alır. Dünyanın çeşitli yerlerinde aynı anda ölen kimselerin canlarını da, aynı anda alır. Bir şehrin elektrik lambalarını aynı anda söndürmeye benzer.

İbrahim aleyhisselam, Azrail aleyhisselama sordu:

— Dünyanın çeşitli yerlerinde deprem, savaş, hastalık gibi sebeplerle aynı anda ölen çok kimse oluyor. Aynı anda bunlara nasıl yetişiyorsun?

Azrail aleyhisselam dedi ki:

— Eceli gelenleri çağırırım hemen hepsi avucumun içine geliverir.

Hikmet ehli zatlardan biri, (Yeryüzü, ölüm meleği için önündeki bir leğen gibidir. Eceli geleni alır) buyurdu.

Süleyman aleyhisselam, ölüm meleğine dedi ki:

— Canını aldığın insanların, kimi genç, kimi çocuk oluyor. Bu nasıl oluyor?

— Ecelleri ben takdir etmiyorum. Elime eceli gelenlerin listesi veriliyor. Ben de çağırıyorum geliyorlar.

Müslümanların ruhunu Azrail aleyhisselam alır, kâfirlerin canını ise Azrail aleyhisselamın emrindeki melekler alır. Yani fasık ve kâfirlerin ruhunu diğer meleklere emrederek aldırır.

 

Fasit akit

Sual: Avrupa'da, çok cirolu bir bonoyu, gayrimüslime vermek günah mıdır?

CEVAP

Günah değildir; çünkü gayrimüslim ülkelerde, gayrimüslimlerle ve dinsizlerle fasit akit caizdir.

 

Sünnet günü

Sual: Çocuk sünneti için belli bir gün var mıdır?

CEVAP

Çocuk sünneti için belli bir yoktur. Her gün olabilir.

 

Yakmıştır bu aşk

 

Her kime bir ışık yakmıştır bu aşk,

Ona şimşek gibi çakmıştır bu aşk.

 

İpeği çıkarır giydirir palas,

Tahtından şahları yıkmıştır bu aşk.

 

İki âleme de gönül bağlamaz,

Her kimin gönlüne akmıştır bu aşk.

 

Bak Mecnun'u nasıl hayran koymuştur,

Leyla'ya bir nazar atmıştır bu aşk.

 

Hem de olunca bir nefes Mansur'la,

Boynuna urganı takmıştır bu aşk.

 

İlmi olmayana bağlattı zünnar,

Cahili ateşte yakmıştır bu aşk.

 

Eşrefoğlu Rumi yapış sen aşka!

Her dem yüz akıyla, çıkmıştır bu aşk.

 

Kelimeler:

 

Palas: Eski püskü elbise, pejmürde

Urgan: Kalın ip

Zünnar: Papaz kuşağı

 


Bugünkü sesli yayını dinlemek için tıklayın:

·Tevbe Edelim

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net  

 

[dinimizislam] Mehmet Ali Demirbaş'ın bugünkü yazısı (Sevgi varsa kural işlemezmiş (2) 02.07.2009)

bilgi@dinimizislam.com

02 Temmuz 2009, Perşembe

  Sevgi varsa kural işlemezmiş (2)

 

Bir başkası da, (Yunus Emre, bir taraftan "Yaratılmışı hoş gördük yaratandan ötürü" diyerek hoşgörülüğünü sergilerken, bir taraftan da, "Beş vakit namaz kılmayan, bilin Müslüman olmadı, ol Cehenneme girse gerek" diyerek müsamahasızlık çukuruna düşmüştür. Sevgi ve hoşgörünün zirvesine çıkmak, kâfir Müslüman diye ayırmadan herkesi sevmek gerekir) diyor.

TDK'nin sözlüğünde hoşgörü kelimesi için, (Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumu) deniyor. Dikkat edin, her şey deniyor. Her şeyi anlayışla karşılamak deniyor. Yine TDK sözlüğü, mezhebi geniş ifadesini tarif ederken, (Namus konusunda aşırı hoşgörülü davranan) diyor. Yani mezhebi genişlik, hoşgörülü olarak tasvip ediliyor.

Yunus Emre'yi kötüleyen kimseye göre, hoşgörü denilen şeyin bir sınırı yoktur. Ne kadar hoş görülürse, o kadar iyidir. Hâlbuki, sınırsız hürriyet gibi, sınırsız hoşgörü de, çok yanlıştır. Kötüler, katiller hoş görülür mü? Caniler ve suçlular hoş görülürse, toplumun nizamı nasıl sağlanır?

Müslüman, dinimizin izin verdiği ölçüde hoşgörülü olur. Bunun azı da, çoğu da zararlıdır. Yunus Emre'nin, (Yaratılmışı hoş gördük yaratandan ötürü) diyerek yetmiş iki millete, bir insan olarak aynı gözle bakması, dinimize aykırı değildir; çünkü dinimizde ırk üstünlüğü yoktur. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(İnsanlar [insan olarak] bir tarağın dişleri gibi eşittir.) [İbni Lal]

Bunun için kâfir de olsa, bir kimseden kendini üstün görmek caiz değildir; çünkü kâfir, Müslüman olup ebedi saadete kavuşabilir, Müslüman da, maazallah küfre düşüp Cehennemlik olabilir. Dinimizde, hubb-i fillah, buğd-i fillah var. Bir Müslümana kâfir diyenin kendisi kâfir olduğu gibi, kâfire de Müslüman diyerek onu seven kâfir olur.

Hazret-i Mevlana, (Gel, gel, her kim olursan ol gel, müşrik, Mecusi olsan veya puta tapsan da gel! Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir. Tevbeni yüz defa bozmuş olsan da gel) diyor. Bu söz, (Gel sana Müslümanlığı öğreteyim de, gerçeği gör. Kâfirsen iman et, günahkârsan tevbe et!) demektir. Yoksa, Allah için olmayan sevgi ve düşmanlığın hiç önemi yoktur.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(İmanın en sağlam temeli ve en kuvvetli alâmeti, hubb-i fillah, buğd-i fillahtır.) [Ebu Davud] (Hubb-i fillah Allah için sevmek, Buğd-i fillah Allah için düşmanlık etmek demektir.) [Devamı var]

 

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net  

 

[dinimizislam] İzmirli İsmail Hakkı

www.dinimizislam.com

bilgi@dinimizislam.com

01 Temmuz 2009, Çarşamba

 

İzmirli İsmail Hakkı

 

Sual: İzmirli İsmail Hakkı kimdir?

CEVAP

Son devirde yetişen felsefeci ve dinler tarihi araştırmacısıdır. Masonluğa da girmiş olan İsmail Hakkı, felsefe ve dinler tarihi dallarında çalışıp bu konularda kitaplar yazdı. İttihatçıların gözlerine girerek medreselerde hoca olmuş, derslerinde ve kitaplarında, Abduh’un reformcu fikirlerini yaymaya çalışmıştır. Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri de, (İzmirli İsmail Hakkı ve daha nice din adamları, mason Abduh’un kitaplarını okuyarak, onun tesiri altında kalmışlar, çeşitli yollar tutmuşlardır) buyurmuştur.

20 Haziran 1928 tarihli Vakit gazetesinde, (Dinimizde yeni hayata, ilerlemeye uygun olarak, yapılacak yenilikleri, İstanbul ilahiyat fakültesi profesörleri rapor halinde hazırlamışlardır) diye bildirilen rapor aşağıdadır. Bu raporda İzmirli İsmail Hakkının da imzası vardı:

(Din de, diğer sosyal teşekküller gibi, hayatın akışına uymalıdır. Din, eski şekillere bağlı kalamaz. Türk demokrasisinde, din de, muhtaç olduğu inkişafı göstermelidir. Camilerimiz kullanılır hale getirilmeli, sıralar [koltuklar, sandalyeler], elbise askıları konmalı, içeriye ayakkabıyla girilmelidir. İbadet lisanı Türkçe olmalı, camilere müzik aletleri konmalıdır.)

Bu rapor da, İzmirlinin dinde reformcu olduğunu göstermektedir. (Dolgulu diş gusle mani olmaz) diyen de bu reformcudur.

 

Camide kaza kılmak

Sual: Camide kaza namazı kılmak mekruh olduğuna göre, sünnetleri kılarken kazaya da niyet ettiğimiz için, kaza kıldığımız belli olmuyor; fakat vitri ve akşam namazının kazası belli oluyor. Mekruh oluyor mu?

CEVAP

Eskiden herkesin kazasının olmadığı veya çok az olduğu dönemlerde, camide kaza kıldığını göstermek mekruhtu; fakat bu zamanda çok kimsenin kazası olduğu için, belli olmasının mahzuru olmaz.

 

Naylon çorap

Sual: Kadının dizden aşağısı, kaba avret yeri olmadığı için, naylon çorapla örtmesi yeterli midir?

CEVAP

Derisini gösteren çorap yok demektir. Kalın çorap olursa caiz olur.

 

Bu aşk

 

Cefanın, mihnetin, adıdır bu aşk.

Zilletin, firkatin, adıdır bu aşk.

 

Rahatı bırakıp, zorluğu alıp,

Çilenin, hasretin, adıdır bu aşk.

 

Bir ateş ki, cana düşmüş yanıyor,

Yanan hararetin adıdır bu aşk.

 

Sınır tanımayan, kararsız olan,

Çeşitli haletin adıdır bu aşk.

 

Hak, hukuk, ne varsa, hepsini atıp,

Candan feragatin adıdır bu aşk.

 

Bütün varlıklardan uzaklaşarak,

Herkesten uzletin adıdır bu aşk.

 

Anlatamaz aşkı, kimse dil ile,

Kederin, hayretin adıdır bu aşk.

 

Mâşukun sıfatı, aşığın aşkı,

Aşkla mâşuk, zatın adıdır bu aşk.

 

Aşk nedir bilenler, âşık oldular,

Tevhid-i vahdetin adıdır bu aşk.

 

Sorulursa Eşrefoğlu Rumi’ye,

Dost ile vuslatın adıdır bu aşk.

 

Kelimeler:

 

Mihnet: Sıkıntı, bela

Halet: Hal, durum

Feragat: Vazgeçmek

Uzlet: Halktan ayrılarak bir köşeye çekilme

Vahdet: Allah’ın birliği

Vuslat: Kavuşma

 


Bugünkü sesli yayını dinlemek için tıklayın:

·Tedbirini Terk Eyle

 

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net