7 Nisan 2025 Pazartesi

* Zekât verilecek kimseler

7 Nisan 2025, Pazartesi

Zekât verilecek kimseler

Sual: Zekât kimlere verilir? Müslüman olmayana zekât verilir mi?

Cevap: Zekât, yalnız aşağıda yazılı, yedi sınıfta bulunan Müslümanlara verilir. Sekizinci sınıf, (Müellefet-ül-kulûb) idi. Yani, azılı kâfirlerin şerlerini def etmek için bunlara zekât verilirdi. Ebû Bekr “radıyallahü anh” zamanında buna lüzum kalmadı.

1- (Fakir): Nafakasından fazla, fakat nisap miktarından az malı olana fakir denir. Maaşı kaç lira olursa olsun, evini idarede güçlük çeken her fakir memur, imanı var ise, zekât alabilir ve kurban kesmesi, fıtra vermesi lâzım olmaz.

2- (Miskin): Bir günlük nafakasından fazla bir şeyi olmayan Müslümana miskin denir. Müslüman olmayana zekât vermek caiz değildir.

3- (Âmil): Yani saime hayvanların ve toprak mahsullerinin zekâtlarını toplayan (Sâî) ile, şehir dışında durup rastladığı tüccardan ticaret malı zekâtını toplayan (Âşir), zengin dahi olsalar, işleri karşılığı zekât verilir.

4- (Mükateb): Yani efendisinden kendisini satın alıp, borcunu ödeyince, azad olacak köle.

5- (Münkatı): Cihad ve hac yolunda olup, muhtaç kalanlar. (Dürr-ül-muhtâr)da diyor ki, din bilgilerini öğrenmekte ve öğretmekte olanlar da, zengin olsalar bile, çalışıp kazanmağa vakitleri olmadığı için zekât alabilirler. İbni Âbidîn bunu açıklarken buyuruyor ki, (Câmi-ul-fetâvâ)da bildirilen hadîs-i şerifte, (İlim öğrenmekte olanın kırk yıllık nafakası olsa da, buna zekât vermek caizdir) buyuruldu.

6- (Medyun): Borcu olan ve ödeyemeyen Müslümanlar.

7- (İbnüs-sebîl): Kendi memleketinde zengin ise de, bulunduğu yerde yanında mal kalmamış olan ve çok alacağı varsa da, alamayıp muhtaç kalan.

Bunların hepsine veya birine vermelidir. (Tam İlmihâl s. 307)

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

5 Nisan 2025 Cumartesi

* Uşur vermek

5 Nisan 2025, Cumartesi

Uşur vermek

Sual: Uşur vermek nedir ve ne kadar vermelidir? Borcu olanın da uşur vermesi gerekir mi?

Cevap: Uşur vermek de farzdır. Topraktan alınan mahsulün zekâtına (Uşur) denir. Borcu olanın da uşur vermesi lâzımdır. İmâm-ı a’zam buyuruyor ki: (Her sebze ve meyve, az olsun, çok olsun, mahsul topraktan alındığı zaman, onda birini veya kıymeti kadar altın veya gümüşü, Müslüman fakirlere vermek farzdır). Hayvan gücü ile veya dolap, motor ile sulanan yerdeki mahsul elde edilince, yirmide biri verilir. İster onda bir, ister yirmide bir olsun, hayvan, tohum, alet, gübre, ilâç ve işçi masraflarını düşmeden evvel, vermek lâzımdır. Bir sâ’dan az mahsulün uşru verilmez. Toprağın sahibi çocuk, deli, köle olsa da, uşru verilir. Uşru vermeyenden hükümet zorla alır. Ne kadar olursa olsun, ev bahçesindeki meyve ve sebzeler için ve odun ve ot ve saman için uşur verilmez. Balın [fenni tesisat ve masraflar yapılsa dahi], pamuğun, çayın, tütünün, dağdaki ağaç meyvelerinin [meselâ zeytinlerin, üzümlerin] onda biri, uşur verilir. Zift, petrol ve tuz için uşur yoktur. Uşru verilmeyen mahsulü yemek haramdır. Yedikten sonra da, vermek lâzımdır. Çift sürmekle hâsıl olsun, bağdan hâsıl olsun, mahsulün onda birini fakir Müslümana vermeden önce yemek haramdır. Eğer ölçü ile çıkarıp, ölçü ile yedikten sonra, yediğinin de uşrunu hesap edip verirse, önce yemiş olduğu helal olur. (Tam İlmihâl s. 303)

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

4 Nisan 2025 Cuma

* Zekât vermekten kaçmak

4 Nisan 2025, Cuma

Zekât vermekten kaçmak

Sual: Zekât vermekten kaçınmak, yani hile-i bâtıla yapmak caiz midir?

Cevap: Farz olduktan sonra zekât vermemek için, (Hile-i bâtıla) yapmak haram olur. Farz olmadan önce yapılan hile, imâm-ı Muhammede göre mekruh, imâm-ı Ebû Yûsüfe göre caiz olur. Fetva imâm-ı Muhammede göredir. Bekara sûresinin ikiyüzyetmişbeşinci âyetinde mealen, (Allah, faiz ile elde edilenleri yok eder. İzlerini bile bırakmaz. Zekâtları verilen malları arttırır) buyuruldu. Allahü teâlânın bu vaadini bilmeyen veya inanmayan, zekât vermekten kaçıyor. Fakirlerin ve devletin bu hakkını ödememek için, hile-i bâtıla yapanlar oluyor. Bu bâtıl hilelerden birisi, zekât nisabına malik olmamak için, ev, dükkân, arsa, tarla satın alarak, paralarını ellerinden çıkarıyorlar. Satın aldıklarını kiraya veriyorlar. Böylece, zekât vermeleri farz olmuyor ise de, fakir olan akrabalarına nafaka vermeleri farz oluyor. Bunu zaten hiç bilmiyorlar. Hem, nafaka vermek farzını yapmıyorlar, hem de, sıla-i rahim sevabından mahrum kalıyorlar. Hem de, ticarette, sanayide, bütün milletin kalkınmasında kullanılacak paraları taşa, toprağa bağlamış oluyorlar. Bundan başka, Allahü teâlânın zekât verenlere vaat etmiş olduğu bereketten, zenginlikten mahrum kalıyorlar. (Tam İlmihâl s. 302)

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

3 Nisan 2025 Perşembe

* Kağıt paranın zekâtını İslâmiyete uygun vermelidir

3 Nisan 2025, Perşembe

Kağıt paranın zekâtını İslâmiyete uygun vermelidir

Sual: Kağıt paraların zekâtı İslâmiyete uygun olarak nasıl verilebilir?

Cevap: Ticaret eşyası bulunmayanlar, kağıt paralarının zekâtını altın olarak vermelidir. Verilecek kağıt parayı altına çevirmek, altın bulmak her zaman kolaydır. Zira, altının lira olması şart değildir. Tartarak, bilezik, yüzük veya herhangi bir şekildeki altın verilebilir. Bunlar da, her yerde, kuyumcularda bulunur. Bulunduğu yerde hiç altın bulunmayan bir zengin, ticaret eşyası da yoksa, altın bulunan bir şehirdeki bir Müslümanı vekil edip, buna kağıt para gönderir. Bu vekil de, kağıt paraları altına çevirip, fakire altın verir. Doğrudan doğruya, fakiri de vekil edebilir. Fakir, zenginden veya vekilinden uzak yerde ise ve fakirin bulunduğu yerde altın yoksa, fakirin tayin edeceği vekiline de altın teslim olunabilir. Hatta zengin, zekâtı olan altını, fakirin emri ile, fakirin alacaklısına teslim ederek, fakiri borçtan kurtarabilir. Burada, alacaklı zekâtı almakta, fakirin vekili olmaktadır. Fakat, fakirin rızası, yani önceden vekil etmesi şarttır. Zekât, kağıt para olarak verilemez demek, zekâtı kağıt para olarak vermemelidir demek değildir. Kağıt para, ahkâm-ı islâmiyyeye uygun verilmelidir demektir. Herhangi bir zekât malının zekâtını kağıt para ile, ahkâm-ı islâmiyyeye uygun olarak vermek için, fakirdeki alacağını, ona, o kadar zekât vermeğe niyet ederek ödeşmek isteyen bir zenginin yapacağı gibi yapmak lâzımdır. Zekâtı altın olarak dağıtmak, daha sevabdır. Altın ile verileceği, herkese gösterilmiş, öğretilmiş olur. Zekâtı fakire veya vekiline, önce altın olarak verip sonra bunu kağıt paraya çevirmek, (Hile-i şer’ıyye) olur. Zekâtı ahkâm-ı islâmiyyeye uygun verebilmek için, bunu yapmak lâzımdır ve çok sevabdır. (Tam İlmihâl s. 301)

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

2 Nisan 2025 Çarşamba

* Zenginin alacağı olduğu fakire zekât vermesi

2 Nisan 2025, Çarşamba

Zenginin alacağı olduğu fakire zekât vermesi

Sual: Zenginin alacağı olduğu fakire zekâtını verip alacağını nasıl edebilir?

Cevap: İnsanın malı, kendinde bulunuyorsa, bu mala (Ayn) denir. Kendinde bulunmuyorsa, (Deyn) denir. Kağıt liraların üzerlerinde yazılı olan değerler, deyn olan zekât malını göstermektedir. (Dürr-ül-muhtâr), onikinci sahifede diyor ki, (Ayn veya geri alınacak deyn olan malın zekâtını deyn olan maldan vermek caiz değildir. Ayn olan maldan vermek lâzımdır). Meselâ fakirden alacağı olan ikiyüz dirhemin beş dirhemini zekât niyeti ile ona bağışlayıp kalanı alsa, caiz olmaz. Ancak beş dirhemin zekâtı verilmiş olur. (İbni Âbidîn) onikinci sahifede diyor ki: (Bir zenginin, bir fakirden alacağı olsa, fakire borç senedini verip, sana, alacağım kadar zekât vermeğe niyet ettim. Sen de kabul et ve borcuna karşılık tut, ödeşmiş olalım dese, fakir de kabul ettim dese, İslamiyet, bunu kabul etmiyor ve zengin, zekâtını vermiş olmuyor. Çünkü, zekât, laf ile, borç senedi vermek ile, razı olmak ile eda edilmiş olmuyor. Mal teslim etmek ile oluyor. Bu zenginin, zekâtını fakire vermesi, fakirin de, aldıktan sonra, tekrar zengine geri vererek borcunu ödemesi lâzımdır. Şafii ve Hanbeli mezheplerinde de böyledir. Fakirin, bu parayı geri vereceğine güvenemiyorsa, güvendiği birini fakire göstererek, zekâtını almak ve borcunu ödemek için, bunu vekil yap der. Zekâtı bu vekile verir. Vekil de, zengine geri vererek, fakirin borcunu öder). Böyle olduğu (Dürr-i yektâ) ve (Mîzân-ı kübrâ) kitaplarında da yazılıdır. (Tam İlmihâl s. 300)

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

1 Nisan 2025 Salı

* Kağıt paraların zekâtı

1 Nisan 2025, Salı

Kağıt paraların zekâtı

Sual: Kağıt paraların zekâtı verilir mi ve nasıl vermelidir?

Kağıt paraların zekâtını da vermek lâzımdır. Kağıt liraların zekâtını altın lira olarak vermek lâzımdır. Kağıt olarak verilemez. Kağıt paraların nisapları, çarşıda kullanılan en ucuz altın para ile hesap edilir. Çünkü kağıt paralar, altın karşılığı senetlerdir ve kendi kıymetleri azdır. Altın karşılığı olan itibari kıymetleri hükümetler tarafından konmuştur. Her zaman değişmektedir. Karşılıkları kadar altın liraların kırkta biri veya bunun ağırlığı kadar her çeşit altın verilmelidir. Fakire altını teslim ettikten sonra, ona kolaylık olmak için, altınları piyasadaki kıymetine göre ondan satın alıp, ona kağıt para verilebilir. Nakdeynden, yani altından ve gümüşten başka ticaret eşyasını böyle satın alıp, kendisinin kullanması mekruh olduğu (Buhârî)de yazılıdır. Kağıt olarak verilen zekâtlar sahih olmaz. Tekrar vermek lâzımdır. Sonradan fakir olan, az altın ile devir yaparak kaza eder. Asırlardan beri Müslümanlar, zekâtlarını altın, gümüş olarak vermiştir. Hiçbir din âlimi, fülüs denilen paraların ve borç senedinin zekât olarak verileceğini söylememiştir. 5 Mayıs 1338 [m. 1922] tarihli fetva denilen yazı doğru değildir. Şafiide caiz olmadığı (İkdül-ceyyid)de yazılıdır. (Tam İlmihâl s. 299)

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com