29 Mart 2025 Cumartesi

* Ramazan bayramı

30 Mart 2025, Pazar

Ramazan bayramı

Sual: Ramazan bayramında neler yapmalıdır?

Cevap: Şevval ayının birinci günü fıtır bayramının günüdür. Bu günde, güneş doğduktan ve kerahet vakti çıktıktan sonra, yani İşrak vaktinde, iki rekât bayram namazı kılmak, erkeklere vacibtir. Bayram namazlarının şartları, Cuma namazının şartları gibidir. Fakat, burada hutbe sünnettir ve namazdan sonra okunur. (Îyd), bayram demektir. Her yıl, Ramazan ayında ve Arefe gününde günahları af edildiği için Müslümanların sevindikleri, sürurlarının avdet ettiği, tekrar geldiği için (Îyd) denildi. Bayram günleri şunları yapmak sünnettir: Erken kalkmak, gusül abdesti almak, misvak ile dişleri temizlemek, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz elbise giymek, sevindiğini belli etmek, Fıtra bayramı namazından önce tatlı yemek, hurma yemek. Tek adette yemek. O gün yüzük takmak, Camiye erken ve yürüyerek gitmek. Bayram tekbirlerini, Fıtır bayramında sessiz söylemek. Dönüşte, başka yoldan gelmek. Çünkü, ibadet yapılan yerler ve ibadet için gidip gelinen yollar, kıyamet günü şehadet edeceklerdir. Müminleri güler yüzle ve (Selamün aleyküm) diyerek karşılamak. Fakirlere çok sadaka, [İslamiyeti doğru olarak yaymak için çalışanlara yardım] yapmak. Dargın olanları barıştırmak, akrabayı ve din kardeşlerini ziyaret etmek, onlara hediye götürmek de sünnettir. Erkeklerin kabirleri ziyaret etmeleri de sünnettir. Hadîs-i şerifte (İnsanlar, kendilerine iyilik edenleri sever) ve (Hediyeleşiniz, sevişirsiniz) buyuruldu. Hediyenin en kıymetlisi, en faydalısı, güler yüz, tatlı dildir. Bid’at sahiplerinden başka herkese, dosta ve düşmana, Müslümana ve kâfire, daima güler yüz, tatlı dil göstermelidir. Kimse ile münakaşa etmemelidir. Münakaşa, dostluğu giderir. Düşmanlığı arttırır. Kimseye kızmamalıdır. Hadîs-i şerifte (Gadab etme!), kızma buyuruldu. Fitne, fesat zamanında, ineğe tapanları görünce, ineğin ağzına saman vermeli, onları kızdırmamalıdır. (Tam İlmihâl s. 266)

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

* Yakınları ziyaret etmek (Osman Ünlü Hocanın 30.03.2025 tarihli yazısı)

30 Mart 2025, Pazar

Yakınları ziyaret etmek

Sual: Bilhassa bayramlarda ön plana çıkan akraba ziyaretlerinde öncelik ve sıra nasıl olmalıdır?

Cevap: Anayı, babayı ve zi-rahm-i mahrem olan akrabayı ziyaret etmek vaciptir. Hiç olmazsa, selam göndererek, tatlı mektup yazarak veya telefon ederek bu günahlardan kurtulmalıdır. Selamın, mektubun, sözle ve para ile yardımın miktarı, zamanı yoktur. Lüzum ve imkânı kadar yapılır. Zi-rahm-i mahrem olmayan akrabaya bunları yapmak vacip değildir. Bunlar önce anaya, sonra babaya, sonra evlada, sonra ecdada yani dedelere, sonra ceddada yani ninelere, sonra erkek ve kız kardeşlere, amcalara, halalara, dayılara ve teyzelere yapılır. Bunlardan sonra, zi-rahm-i mahrem olmayan amca oğluna, amca kızına ve hala, dayı ve teyze çocuklarına, sonra nikâh sebebi ile akraba olanlara, sonra komşulara yardım ve ihsan etmek çok sevaptır.

Müslüman ve İslamiyete uyan akrabayı ziyaret etmek lazımdır. Uzak memlekette ise, mektupla, telefonla gönlünü almalıdır. Dargın, kinli ise de, vazgeçmemelidir. Akrabası gelmezse, cevap vermezse de, giderek veya hediye, selam göndererek, yahut mektupla, telefonla yoklamaktan vazgeçmemelidir. Allahü teâlâ, Müslüman ve salih olan akrabayı ziyareti emrediyor. Berîka ve Hadîka kitaplarında deniyor ki:

“Kat'-i rahm, yani akraba ile ilişiği kesmek büyük günahtır. Erkek olsun, kadın olsun zi rahm-i mahrem akrabayı ziyaret etmek vaciptir. Amca kızı gibi mahrem olmayan zi rahm akrabayı ve zi rahm olmayan akrabayı ziyaret vacip değildir. Fakat bunlara da hediye, selam yollamak müstehaptır.”

Sual: Bayramları vesile ederek küsleri barıştırmanın ve ölmüş olan yakınlarımızı kabirlerinde ziyaret etmenin dinen hükmü nedir?

Cevap: Dargın olanları barıştırmak, akrabayı ve din kardeşlerini ziyaret etmek, onlara hediye götürmek sünnettir. Erkeklerin kabirleri ziyaret etmeleri de sünnettir.

Sual: Hediyeleşmek, insanlar arasında sevgiyi, muhabbeti arttırır mı?

Cevap: Selamın, yardımın ve hediye vermenin zamanı yoktur. Hadis-i şeriflerde; (İnsanlar, kendilerine iyilik edenleri sever) ve (Hediyeleşiniz, sevişirsiniz) buyuruldu. Hediyenin en kıymetlisi, en faydalısı, güler yüz ve tatlı dildir. Herkese karşı, dosta ve düşmana, daima güler yüz ve tatlı dil göstermelidir.

 

Osman Ünlü hocanın Türkiye Gazetesi'nde yayımlanan makalelerin arşivi için tıklayınız...

 





 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

* Zekâtta nisap hesabı

29 Mart 2025, Cumartesi

Zekâtta nisap hesabı

Sual: Ticaret eşyasının, nisap miktarını bulmaz ise ve yanında altın da varsa ne yapılır? Altın ile birlikte ticaret eşyası da bulunan kimse, bunların zekâtı olarak yalnız altın veya ticaret malı verebilir mi?

Cevap: İbni Âbidîn “rahmetullahi aleyh” buyuruyor ki: Ticaret eşyasının altın ve gümüş üzerinden kıymetleri, nisap miktarını bulmaz ise ve yanında altın veya gümüş de varsa, eşyanın kıymeti altın veya gümüş kıymetine eklenerek, nisap tamamlanır. Yalnız altını olan, zekâtını, altın olarak verir. Gümüş olarak kıymeti verilmez. Gümüşün zekâtı da, altın olarak verilemez. Yalnız altını veya gümüşü veya kağıt parası olup da, ticaret eşyası bulunmayan kimse, bunların zekâtı olarak, başka mal veremez. Bütün fıkıh kitaplarında da, açıkça bildirildiği gibi, altın veya gümüş ile birlikte, ticaret eşyası da bulunan bir tüccar, her biri ayrı ayrı nisap miktarında olsalar dahi, altın ve gümüş zekâtı olarak da, ticaret malından verebilir. Zekât ve uşur ve haraç ve fıtra ve nezir ve kefaret olarak verilecek mallar yerine bunların kıymetlerini de vermek caizdir. Yani, bunların kendileri mevcut olduğu halde, aynı değerde olan, kendi cinslerinden veya başka cinsten zekât malı veya altın, gümüş para da verilebilir. Hayvanın kıymeti, verileceği gündeki piyasaya göre hesap edilir. Orta dört koyun yerine, semiz üç koyun verilebilir. Fakat, ağırlık ve hacim ile ölçülen mal yerine kendi cinslerinden kıymetleri verilemez. Başka cinsten kıymetleri verilebilir. Altın ve gümüşün zekâtı ağırlıkları ile, yani tartarak verilir. Ticaret için olan hububatın ise, hacimleri ile, yani ölçek ile verilir. Böyle fâiz olabilen [yani vezin veya hacim ile ölçülen] malların kendi cinsinden, kıymetleri verilmez. Mesela, beş dirhem bakırlı gümüş yerine, aynı kıymette, dört dirhem saf gümüş verilemez. Beş dirhem hâlis yerine, beş dirhem adi, yani ayarı düşük verilir. Fakat bu surette, bile bile vermek mekruh olur. Beş kile adi buğday yerine, aynı kıymette olan dört kile hâlis buğday verilemez. Bir kile daha vermek lâzım olur. Fakat bunlardan herhangi birinin zekâtı olarak başka cinsten ticaret malı verilirken, o memleketlerdeki alış kıymeti hesap edilerek verilir. (Tam İlmihâl s. 298)

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

25 Mart 2025 Salı

* Alacak çeşitleri ve zekât hesabı

25 Mart 2025, Salı

Alacak çeşitleri ve zekât hesabı

Sual: Kaç türlü alacak vardır ve tahsil edilmesi çok zor olan alacaklar nisaba dahil edilir mi?

Cevap: İmâm-ı a’zama göre, üç türlü alacak vardır:

1- (Deyn-i kavî), ödünç verilen zekât malı ve zekât malının satışı karşılığı alınacak olan (Semen)dir. Nisap hesabına katılır. Alınacak para veya bunun ile yanında bulunanın toplamı nisap miktarı olduktan bir sene sonra, eline geçen her miktarın kırkta birini hemen vermesi farz olur. İki sene sonra eline geçenin iki yıllık, üç sene sonra geçenin üç yıllık zekâtını verir. Meselâ, üçyüz dirhem gümüş alacağı olan, üç sene sonra, ikiyüz dirhem alırsa, bunun, üç yıl için, beşer dirhemden, onbeş dirhem zekâtını verir. Almadan önce zekâtını vermesi lâzım olmaz. Kiracı, mal sahibinin izni ile, kira karşılığı tamir yaparsa, bu masrafı mal sahibine ödünç vermiş olur. (İbni Âbidîn).

2- (Deyn-i mütevassıt), ticaret malı olmayan zekât hayvanlarının ve köle, ev, yiyecek, içecek gibi ihtiyaç maddelerinin satışları karşılığı ve binaların kira alacaklarıdır. Nisap hesabına katılır. Nisaba malik olduktan bir sene sonra, eline nisap miktarı veya daha çok geçince, her sene için, aldığının kırkta biri hemen verilir.

3- (Deyn-i za’îf), miras, mehir mallarıdır. Nisap hesabına katılır. Nisap miktarı teslim aldıktan bir yıl sonra yalnız o yılın zekâtı verilir. Elinde nisap miktarı mal da varsa, deynden aldığını, buna katıp, elindekinin bir yılı tamam olunca, aldığının zekâtını da birlikte verir. Bunun için ayrıca bir yıl beklemez. Kavî ve vasat deynleri de bir sene geçmeden önce alınca, böylece elindeki nisaba katarak zekâtlarını birlikte verir. İki imâma göre “rahmetullahi teâlâ aleyhimâ”, her alacak, nisap miktarı ise, alınan miktar az ise de, bir yıl geçmişse, zekâtı verilir.

Kaybolmuş, denize düşmüş, gasp olunmuş, gömüldüğü yer unutulmuş mal ve inkâr olunan alacaklar, tam mülk olmadıkları için, nisap hesabına katılmaz ve ele geçerlerse, önceki senelerin zekâtları verilmez.

Senetli veya iki şahitli olan veya itiraf olunan alacaklar, iflâs edende ve fakirde de olsa, nisaba katılır. Ele geçince, geçmiş yılların zekâtı da verilir. (Tam İlmihâl s. 294)

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

23 Mart 2025 Pazar

* Zekâtın farzı

23 Mart 2025, Pazar

Zekâtın farzı

Sual: Zekât vermenin farzı nedir? Zekâtı verirken hediye veya borç denebilir mi?

Cevap: Zekâtın farzı birdir. Bu da, niyet etmektir. Niyet kalp ile olur. Malın zekâtını ayırırken veya Müslüman fakire verirken (Allah rızası için, zekât vereceğim) diye niyet edip de fakire veya zekâtını fakirlere vermek için vekil ettiği kimseye verirken borç veya hediye veriyorum dese, caiz olur. Söze bakılmaz. Zekât ve sadaka diye birlikte niyet ederse, imâm-ı Ebû Yûsüfe göre, zekât olur. İmâm-ı Muhammede göre “rahmetullahi teâlâ aleyh”, sadaka olur. Zekâtını vermemiş olur. Vasiyet etmemiş meyyitin, bıraktığı maldan zekât borcu verilmez. Çünkü, niyet etmesi lâzım idi. Varisleri, kendi mallarından ödeyebilirler. [Bu takdirde, zekâtın iskat yapılmış olur.] Zekâtı ayırırken ve fakire verirken niyet etmeyip, verdikten çok sonra niyet ederse, mal, fakirde bulunduğu müddetçe, caiz olur. Vekiline verirken niyet etmesi yetişir. Vekilinin fakire verirken, ayrıca niyet etmesi lâzım değildir. Zekâtını Müslüman fakire vermesi için, zimmîyi de, yani başka dinde olan vatandaşı da vekil etmesi caiz olur. Hâlbuki, hac için, zimmîyi vekil göndermek caiz değildir. Çünkü, zekât için yalnız zenginin niyet etmesi lâzımdır. Hac için, vekilin de niyet etmesi lâzımdır. Vekiline verirken sadaka, kefaret, hediye dese, vekili fakire bu niyet ile vermeden önce, zengin zekât için niyet etse caiz olur. Fakirlerin vekili, her fakir için, nisap miktarından fazla zekât alamaz. Zekâtın, fakir vekilinin eline girmesi, fakirin eline girmesi demektir. Fakir bu mala malik olur. Vakıf hayvanlarının ve vakıf ticaret malının zekâtı verilmez. (Tam İlmihâl s. 293)

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

* Zekâtın verileceği yerler (Osman Ünlü Hocanın 23.03.2025 tarihli yazısı)

23 Mart 2025, Pazar

Zekâtın verileceği yerler

Sual: Herkese zekât verilebilir mi veya kısaca kimlere zekât verilebilir?

Cevap: Zekât, şu yedi sınıfta bulunan Müslümanlara verilir.

1-Fakir. Nafakasından fazla, fakat nisap miktarından az malı olana fakir denir. Maaşı kaç lira olursa olsun, evini idarede güçlük çeken her fakir, zekât alabilir ve kurban kesmesi, fıtra vermesi lazım olmaz.

2-Miskin. Bir günlük nafakasından fazla bir şeyi olmayan Müslümana miskin denir.

3-Âmil. Hayvanların ve toprak mahsullerinin zekâtlarını toplayan  ile, şehir dışında durup rastladığı tüccardan ticaret malı zekâtını toplayan, zengin dahi olsalar, bunlara işleri karşılığı zekât verilir.

4-Mükâteb. Efendisinden kendisini satın alıp, borcunu ödeyince, azat olacak köle.

5-Münkatı. Cihat ve hac yolunda olup, muhtaç kalanlar. Dürr-ül-muhtârda deniyor ki: “Din bilgilerini öğrenmekte ve öğretmekte olanlar da, zengin olsalar bile, çalışıp kazanmaya vakitleri olmadığı için zekât alabilirler. Câmi-ul-fetâvâda bildirilen hadîs-i şerîfte; (İlim öğrenmekte olanın kırk yıllık nafakası olsa da, buna zekât vermek caizdir) buyuruldu.

6-Medyun. Borcu olan ve ödeyemeyen Müslümanlar.

7-İbnüs-sebîl. Kendi memleketinde zengin ise de, bulunduğu yerde yanında mal kalmamış olan ve çok alacağı varsa da, alamayıp muhtaç kalan.

Zekâtı, bunların ayrı ayrı hepsine veya sadece birine vermelidir.

Sual: Zekât parası ile ölen birisi için kefen alıp, zekâta sayılabilir mi, zekât yerine geçer mi?

Cevap: Zekât parası ile meyyite kefen alınmaz, meyyitin borcu ödenmez ve cami de yapılmaz. 

Sual: Gayr-i müslim bir fakire zekât verilebilir mi?

Cevap: Gayr-i müslim vatandaşa zekât verilmez. Çünkü zekât Müslümana verilir. Sadaka, hediye vermek ise caizdir.

Sual: Zengin bir kimse, niyet etmeden, fakirlere çokça mal, para verse, dağıtsa, bunlar zekât yerine geçer mi?

Cevap: Bir kimse, zekât niyeti ile kırkta bir ayırmadan veya verirken niyet etmeden, fakirlere milyonlarla lira dağıtsa, zekât vermiş olmaz. Çünkü zekâtı ayırırken veya kendi vekiline yahut fakire, fakirin vekiline verirken niyet etmesi farzdır.

Sual: Fakir olan küçük çocuğa zekât verilebilir mi?

Cevap: Küçük çocuk akıllı yani parayı başka şeyden ayırabiliyor ve aldatılarak elinden alınamıyorsa, buna zekât verilir.

 

Osman Ünlü hocanın Türkiye Gazetesi'nde yayımlanan makalelerin arşivi için tıklayınız...

 





 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com