30 Kasım 2021 Salı

* İnsan hasta olmamaya dikkat etmelidir (Osman Ünlü Hocanın 30.11.2021 tarihli yazısı)

30 Kasım 2021, Salı

İnsan hasta olmamaya dikkat etmelidir

 

Sual: Bir hastalığa yakalanan kimsenin, doktor, ilaç gibi maddi sebeplerin yanı sıra, dininin bildirdiği manevi sebeplere yapışmasının faydası olur mu?

Cevap: İnsan hasta olmamaya dikkat etmelidir. Bunun için de, İslamiyete uygun yaşamak lazımdır. İslamiyete uymakta gevşek davranarak, hasta olan kimse, ilaç almalı, perhiz etmeli ve fakirlere sadaka nezretmeli, adakta bulunmalı ve sık sık sadaka vermelidir.

Allahü teâlânın âdeti şöyledir ki, her şeyi sebeple yaratır. Bir şeye kavuşmak için, bu şeyin yaratılmasına sebep olan şeyi yapmak lazımdır. Her şeyin yaratılmasında müşterek, ortak olan manevi sebep, sadaka vermek, yetmiş kerre, "Estagfirullah min külli mâ kerihallah" duasını okumaktır. Bu iki manevi sebep, maddi sebepleri bulmaya da yardım eder. Peygamber efendimiz;

(Allahü teâlâ, her hastalığın ilacını yaratmıştır. Yalnız, ölüme çare yokur)

(Hastalıkların başı, çok yemektir. İlaçların başı, perhizdir)

(Hastalarınızı, sadaka vererek tedavi ediniz!) buyurdu.

***

Sual: Cenazeyi yıkamak için cenaze sahibinden para almak veya istemek, dinen uygun olur mu?

Cevap: Cenazeyi parasız yıkamak çok sevaptır. Para istemek caiz ise de, parasız yıkayan başkası yok iken para istemek caiz olmaz. Cenaze taşımak, kabir kazmak ücreti de böyledir.

***

Sual: Yemek yerken, elini veya ağzını ekmeğe silmenin bir mahzuru olur mu?

Cevap: Tuzluğu, tabağı ekmek üstüne koymak, elini, bıçağı ekmeğe silmek mekruhtur. Bu ekmek yenirse, mekruh olmaz.

***

Sual: Suda boğularak ölen bir kimsenin cesedini tekrar yıkamak gerekir mi?

Cevap: Suda boğulan bir kimsenin cesedi de, üç kerre yıkanır veya yıkamak niyeti ile, suda üç kerre hareket ettirilir. Yağmurda cesedi ıslanan kimse de yıkanır. Meyyiti yıkamak, her dinde vardı. Âdem aleyhisselamı melekler yıkadı ve;

(Ölülerinizi böyle yıkayınız) dediler.

***

Sual: Malı olan bir kimsenin, bu malı çocuklarına miras  bırakması mı yoksa hayatta iken hayır yerlerine, salih kimselere vermesi mi daha faziletlidir?

Cevap: Çocukları fasık olanın, günahlara dalanın, miras bırakmayıp, salihlere, dinin bildirdiği hayır yerlerine vermesi efdaldir. Çünkü, çocuklarının günah işlemesine yardım etmemiş olur. Fasık yani açıkça günah işleyen çocuğa da, nafakadan fazla yardım yapmamalıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

29 Kasım 2021 Pazartesi

* İcâre (kiraya vermek)

29 Kasım 2021, Pazartesi

İcâre (kiraya vermek)

 

Sual: İslâmiyyette, icâre (kiraya vermek) nasıl yapılır? Ev ve mutfak eşyasını, süs, gösteriş olarak, kitabı okumak için kiralamak câiz midir? Ücreti ve zamanı söylenerek ariyet vermekle de kiraya verilmiş olur mu?

Cevap: İcâre, bir malın, kendini değil de, menfaatini yani kullanılmasını satmak olup, kiraya vermek demektir. İcap ve kabul ile yapılır. Bu satışın semenine (Kira, ücret) denir. Mal sahibine (Âcir) veya (Mucir), kiracıya ve işverene, yani ücreti ödeyene, (Müstecir), kendi kuvvetini veya sanatını kiraya verene, yani çalışan kimseye (Ecir) denir. Müstecir, mucirin malından, ecirin de kuvvetinden veya sanatından faydalanıp, buna karşı ücret ödeyen kimsedir.

(Dürr-ül-muhtâr)da ve (Redd-ül-muhtâr)da diyor ki, bir mal, şer’an ve aklen nerede kullanılabilirse, o maksatla kullanmak için kiraya verilir. Kumaşı, ev ve mutfak eşyasını, süs, gösteriş olarak bulundurmak için; evi, oturmayıp, köleyi, altını, gümüşü ve otomobili kullanmayıp, başkalarına gösteriş yapmak için kira ile almak fasit olur. Ücret vermesi lâzım gelmez. Çünkü, bu mallar, icab eden yerlerde kullanmak için kiraya verilmemiştir. Bunlar yersiz kullanılsa bile, kira vermek lâzım olmaz. Koklamak için çiçeği, kokan şeyi ve okumak için kitabı kiraya vermek câiz değildir. Ücreti ve zamanı söylenerek ariyet vermekle de kiraya verilmiş olur. Fakat ücreti söylemeden kiraya vermek ariyet olmaz. Fasit icâre olur. (Tam İlmihal s. 869)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

* Yemeğe Besmele ile başlamalı (Osman Ünlü Hocanın 29.11.2021 tarihli yazısı)

29 Kasım 2021, Pazartesi

Yemeğe Besmele ile başlamalı

 

Sual: Yemek yemeye veya su içmeye başlarken Besmele okumak, dinimizin emri veya tavsiyesi midir?

Cevap: Yemeye ve içmeye başlarken, Besmele okumalıdır. Yemek ve içmek sonunda Elhamdülillah demelidir. Bunları söylemek, yemekten önce ve yemekten sonra el yıkamak, sağ el ile yemek, sağ el ile içmek sünnettir. Resûlullah efendimizin yemekten sonra okuduğu ve okunmasını emrettiği dualar, Şir'at-ül-islâm şerhinde ve Mevâhib-i ledünniyyede yazılıdır.

***

Sual: Yemekten önce ve sonra el yıkarken, gençler ve yaşlılar arasında bir öncelik sırası var mıdır?

Cevap: Yemekten evvel el yıkarken, önce gençler, yemekten sonra, önce yaşlılar yıkar.

***

Sual: Yemekten sonra elleri yıkamayıp sadece kâğıtla silmenin dinimiz açısından bir mahzuru var mıdır?

Cevap: Yemekten sonra elleri kâğıda silmek caiz olmadığı, Fetâvâ-yı Hindiyyede yazılıdır.

***

Sual: Yemeğe başlarken, sofrada bulunanlara hatırlatmak için Besmele yüksek sesle söylenebilir mi?

Cevap: Yemeğe başlarken sofradaki herkese hatırlatmak için Besmele, yüksek sesle söylenebilir.

***

Sual: Yemek yemeden önce elleri yıkadıktan sonra, havlu ile elleri kurulamanın mahzuru olur mu?

Cevap: Yemekte önce el yıkanınca kurulanmaz. Yemekten sonra yıkayınca bezle silip kurulanır. Yemekten önce el yıkarken ağzı da yıkamak sünnet değildir. Fakat cünübün, ağızını yıkamadan yemesi mekruh olup, hayız hâlindeki hanımın mekruh değildir.

***

Sual: Vücutları parçalanarak ölenler oluyor. Bunlardan bazısının sadece elleri veya ayakları bulunabiliyor. Bu hâldeki ceset parçalarını da gömmeden önce yıkamak gerekir mi?

Cevap: İnsanın yalnız başı veya bedenin yarısı ele geçerse, yıkanmaz ve namazı kılınmaz, öylece gömülür. Bedenin yarıdan fazlası, başı olmasa bile veya bedenin yarısı ve başı bulunursa, yıkanır ve namazı kılınır.

***

Sual: Bir yerde, toplu ölüm sebebiyle Müslüman cenazeler ile gayr-i müslim cenazeler karışmış ise, bunların yıkanması, cenaze namazlarının kılınması nasıl olur?

Cevap: Müslüman ve kâfir cenazeleri karışık, alametleri yok ve çoğu da Müslüman ise, hepsinin namazı kılınır. Hepsi Müslüman mezarlığına gömülür. Müsavi, eşit sayıda veya azı Müslüman ise, hepsi yıkanır, kefenlenir, namazları, Müslüman olanları niyet edilerek kılınır. Hepsi kâfir mezarlığına gömülür.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

28 Kasım 2021 Pazar

* Farzı yapmayanın imanı gider mi? (Osman Ünlü Hocanın 28.11.2021 tarihli yazısı)

28 Kasım 2021, Pazar

Farzı yapmayanın imanı gider mi?

 

Sual: Dinimizin emrettiği farzlardan birini tembellikle yapmayan kimsenin imanı gider mi?

Cevap: Farzlara ehemmiyet verip, tembellikle yapmayan kimsenin imanı gitmez. Fakat, bir farzı yapmayan Müslüman, iki büyük günaha girer. Birincisi, o farzın vaktini ibadetsiz geçirmek yani farzı geciktirmek günahıdır. Bunun affolması için tövbe etmek, yani pişman olmak, üzülmek, bir daha geciktirmeyeceğine karar vermekle olur. İkincisi, bu farzı terk etmek, yapmamak günahıdır. Bu büyük günahın affolması için, bu farzı hemen kaza etmek, yani vaktinden sonra hemen yapmak lazımdır. Kazayı geciktirmek de, ayrıca büyük günah olur.

***

Sual: Bazı kimseler, camiye girer girmez namaz kılıyorlar. Bu ne namazıdır ve kılınması gerekir mi?

Cevap: Bu konuda İbni Âbidînde buyuruluyor ki:

“Camiye girince, iki rek'at namaz kılmak sünnettir. Buna Tehıyyetül-mescid namazı denir. Camiye girince, farz, sünnet, kaza namazı gibi herhangi bir namaz kılmak, Tehıyyetül-mescid namazı yerine geçer. Bunlara, ayrıca Tehıyyetül-mescid diye niyet etmek lazım değildir.

***

Sual: Cuma günü, camiye erken gidip, vakit girinceye kadar namaz kılmanın dinen bir mahzuru olur mu?

Cevap: Güneş tepede iken, yani öğle namazının vaktinden temkin zamanı kadar evvel olan zaman içinde, her namazı kılmak haramdır. Bu zamanda, her namazı kılmanın, cuma günleri için de geçerli olduğu fıkıh kitaplarında yazılıdır.

***

Sual: Herkese ve küçük yaşta ölen çocuklara da kabir suali var mıdır?

Cevap: Bu konuda Sirâc kitabında deniyor ki: “Bütün insanlara kabir suali olacağını, Ehl-i sünnet âlimleri söz birliği ile bildirmektedir. Sabî iken ölene de Cenâb-ı Hak, cevap vermesini ilham edecektir.” İbni Abdül-Berr ve İmâm-ı Süyûtî hazretleri de; “Mümin ve münafık olan ehl-i kıbleye sual vardır” buyurmuştur. Hazret-i Ömer'e kabir suali olduğu ve verdiği cevabı bildiren haberler, kitaplarda mevcuttur.

***

Sual: Namaz kılarken, ilk defa kaç rekat kıldığında tereddüt eden, şaşıran bir kimse, nasıl hareket eder?

Cevap: Bir kimse, kaç rekat kıldığını unutsa, bu şaşırması, ilk olarak başına geldi ise, selam verip namazı tekrar kılar. Şaşırmak âdeti ise, düşünüp, çok zan ettiğine göre kılar. Kuvvetli zan edemezse, az kıldığını kabul ederek namazını tamamlar.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

 

* İbadet etmeyenlere feyz gelmez

28 Kasım 2021, Pazar

İbadet etmeyenlere feyz gelmez

 

Sual: İbadet etmeyenlere feyz gelmez mi, ilahi marifetlere kavuşamazlar mı?

Cevap: Urvetülvüskâ Muhammed Masum Fârûkînin (Mektûbât) kitabı birinci cilt 78. mektubunda buyruluyor ki: Bu yazdıklarımız, Eshâb-ı kiramın yoludur. Bu yolda ifade ve istifade [Feyz almak, yani marifet-i ilâhiyyeye kavuşmak, kalpten kalbe] aks etmekle olur. Edebe riayet ederek, sohbette bulunmak kâfidir. İman ve teslim ve itaat şartı ile, Resûlullahın sohbetinde bulunmak, Eshâb-ı kiramın kemâle gelmesi için kâfi idi. Bunun için, Eshâb-ı kiramın yolu, çabuk kavuşturmaktadır. Feyz almakta, genç, ihtiyar, sabi, diri ve ölü eşittirler. Nihayette ihsan edilenler, bu yolda, başlangıçta da verilir. Bu yolun riyazeti, sünnet-i seniyyeye yapışmak, bid’atlerden sakınmak ve mürşid-i kâmili sevmektir. Hâce Ubeydullah-i Ahrâr buyurdu ki, (Bu yoldaki saliklerin itikatları, Ehl-i sünnet ve cemaat itikadıdır. Riyazetleri, ahkâm-ı islâmiyyeye uymaktır. İbadet etmeyenlere feyz gelmez. Bunlar terakki edemez. Bu yolun nihayeti, mahlûkları unutup, devamlı huzur-i ilâhîdir. Aşırı muhabbet ve cezbe olmadan, bu saadete kavuşulamaz. Kavuşturan en kuvvetli vasıta, sohbettir). Biçare insan, dünya zevkleri, nefsin arzuları bataklığındadır. Kalbin, ruhun zevklerinden haberi yoktur. Münasebet [bağlantı] olmadıkça, Hak teâlâdan feyz almak mümkün değildir. Allahü teâlâ, feyzlerini, Resûlullah vâsıtası ile göndermektedir. Resûlullahın mübarek kalbinden her an fışkıran feyzleri, alabilip, etrafa saçabilen âlim lâzımdır. İnsanın kalbini onun kalbine bağlayan vâsıta, ona muhabbettir, onu çok sevmektir. Muhabbet, edeplere riayet ve ibadetlerde, âdetlerde ve edeplerde ona tâbi olmaktır. Bunların en tesirlisi, Râbıta yapmaktır. [Râbıta, Ehl-i sünnet âliminin şeklini, suretini hatırlamaktır.] Râbıta kuvvetli olunca her baktığı yerde, onu görür. (Hak Sözün Vesîkaları s. 332)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com