31 Mayıs 2021 Pazartesi

* Hacca gitmek

31 Mayıs 2021, Pazartesi

 

Hacca gitmek

 

 

 

Sual: Hacca gitmek nedir? Ticaret yapmak ve hac etmek için giden kimse, sevab kazanır mı?

Cevap: İslamın beşinci şartı hacdır. Yani, ömründe bir kere, Kâbe-i muazzamaya gitmek farzdır. İkinci ve daha sonra yapılan haclar, nafile olur. Hac, lügatte, kast etmek, yapmak, istemek demektir. İslâmiyyette, belli bir yeri, belli bir zamanda, belli şeyleri yaparak ziyaret etmek demektir. Bu belli şeylere (Menâsik) denir. Menâsikten her birine (Nüsük) denir. Nüsük, ibadet demektir. Hac ve ömreye de nüsük denir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, hicretin onuncu yılında, Kusvâ adındaki devesine binerek hacca gitti. (Dürr-ül-muhtâr)da, Cuma namazı sonunda diyor ki, (Ticaret yapmak ve hac etmek için giden kimsenin, hac niyeti ziyade ise, sevab kazanır. [Sevabın miktarı, hac niyetinin çokluğuna göre değişir.] Ticaret niyeti çok ise veya iki niyet eşit ise, hac sevabı kazanamaz. Fakat, şartlarını yerine getirdi ise, yalnız farzı yapmış olur. Farzı yapmamak azabından kurtulur. Gösteriş için yapılan her ibadet ve hayrat ve hasenat sevabı da böyledir). (Tam İlmihal s. 339)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

 

* Ziyarette dikkat edilecek hususlar (Osman Ünlü Hocanın 31.05.2021 tarihli yazısı)

31 Mayıs 2021, Pazartesi

 

 

Ziyarette dikkat edilecek hususlar

 

 

 

Sual: Bir arkadaşı veya bir tanıdığı ziyarete gidildiğinde, nelere dikkat etmeli, nasıl hareket etmeli ve gelen misafiri nasıl karşılamalıdır?

Cevap: Bu konuda Süleyman bin Cezâ hazretleri, Eyyühel Veled kitabında buyuruyor ki:

“Din kardeşini ziyarete gideceğin zaman, onun müsait, uygun bir zamanını öğren, kendisinden bir söz al ve o zamanda ziyarete git, geç kalma! Evine gireceğin zaman, kapı açık olsa bile, ondan izin iste ve izin verdikten sonra içeriye gir, içeri girince, sağa sola bakma. İçeride haram işleniyorsa, bir bahane ile oradan ayrıl! Salih bir kimse yemek ikram ederse, yavaş ve adâbı ile ye! Fazla konuşma, dostunda fazla eğlenme, giderken, tevazu ve selam ile ayrıl!

Tanıdığın bir Müslüman, sana gelince, elinden geldiği kadar iyi ve tatlı karşıla, yemek ikram eyle! Kapıya çık, kendisini karşıla! Selam verince, selamını al ve kendisine güzelce iltifatta bulunup: Efendim safa geldiniz, hoş geldiniz, diyerek odanın baş tarafına oturmasını teklif eyle! Sen aşağı tarafta otur! Dinden, ibadetten, haramların zararlarından ve evliyânın hayatlarından anlat! Bir şeyler öğret! Yemek yerken onu utandırmamak için, sen de ye! Giderken, onu uğurla ve dua eyle!

Evine gelip geçici salih bir misafir gelirse, onun hizmetini iyice yap! Hemen yemeğini ver, belki acıkmıştır. Yanında fazla oturma, belki yorgundur. Yatmadan önce, kıbleyi, helayı, seccadeyi ona göster, abdest havlusunu ve diğer ihtiyaçlarını temin eyle! Sabah olunca, sabah namazına kaldır ve cemaat hâlinde beraber kılınız! Erkence yemeğini hazırla, gideceği yol belki uzundur.”

***

Sual: Bir kimse, kendisine bir tek hadis-i şerifi rehber edip ona göre amel edebilir mi?

Cevap: Bu konuda İmâm-ı Şiblî hazretleri buyuruyor ki:

“Dört yüz hocadan ders okudum. Bunlardan dört bin hadis-i şerif öğrendim. Bütün bu hadislerden bir tanesini seçip kendimi ona uydurdum, çünkü kurtuluşu ve saadet-i ebediyyeye kavuşmayı bunda buldum ve bütün nasihatleri hep bunun içinde gördüm. Seçtiğim hadis-i şerifte, Peygamber efendimiz bir Sahabiye buyuruyor ki:

(Dünya için, dünyada kalacağın kadar çalış! Âhiret için, orada sonsuz kalacağına göre çalış! Allahü teâlâya, muhtaç olduğun kadar itaat et! Cehenneme dayanabileceğin kadar günah işle!)”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

30 Mayıs 2021 Pazar

* İnsanların geçimlerine yardımcı olmak (Osman Ünlü Hocanın 30.05.2021 tarihli yazısı)

30 Mayıs 2021, Pazar

 

 

İnsanların geçimlerine yardımcı olmak

 

 

 

Sual: İnsanların terbiyesi ile meşgul olmak, nafakalarını temin etmekte yardımcı olmak da, sevap mıdır?

Cevap: Bu konuda, İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Mektûbât kitabında, bir talebesine hitaben buyuruyor ki:

“Allahü teâlânın, bir kuluna, faydalı, güzel işler yapmayı, çok kimsenin ihtiyaçlarını sağlamasını nasip etmesi, çok kimsenin ona sığınması, bu kul için pek büyük bir nimettir! Allahü teâlâ, kullarına ıyâlim demiş, çok merhametli olduğu için, herkesin rızkını, nafakasını kendi üzerine almıştır. Allahü teâlâ, bu ıyâlinden, kullarından birkaçının rızıkları, nafakaları için ve bunların yetişmeleri, rahat yaşamaları için bir kulunu görevlendirirse, bu kuluna büyük ihsan etmiş olur. Bu büyük nimete kavuşup da, bunun için şükretmesini bilen kimse, çok talihli, pek bahtiyardır. Bunun kıymetini bilip, şükretmek, kendi sahibinin, Rabbinin ıyâline, kullarına hizmet etmeyi saadet ve şeref bilmek ve Rabbinin kullarını yetiştirmekle öğünmek, akıl icabıdır.”

***

Sual: Bir kimse, başka birinin bahçesindeki elmaları toplayıp fakirlere dağıtın diye emir verse, bu emre uyanlar, dağıttıkları elmaların bedelini öderler mi?

Cevap: Herkes, ancak kendi mülkü için emir verebilir. Başkasının malını denize at diye birisi emir verse, bu emre uyup o mal denize atılmaz, atan öder. Vekiline, borcumu, kendi malından öde dese, vekil kabul etse bile, ödemeye mecbur olmaz. Fakat, vekilde alacağı veya emanet parası varsa, o vekil, emri yapmaya, ödemeye mecburdur. Malımı satıp öde dese, bu emri, yalnız ücretli vekil yapmaya mecbur olur.

***

Sual: Başkasını kendisine tercih etmek güzel huylardandır deniyor. Bu tercih, ibadetler dâhil, her konuda geçerli midir?

Cevap: Bu konuda Eşbâhda deniyor ki:

“Başkasını kendine tercih etmek, isârdır ve güzel huylardandır. İsâr, muhtaç olduğu bir şeyi almayıp, muhtaç olan din kardeşine bırakmak, vermektir. İnsana lazım olan şeylerde isâr yapılır, ibadetlerde isâr yapılmaz. Mesela, taharetlenecek kadar suyu, setr-i avret edecek kadar örtüsü olan bir kimse, bunları kendisi kullanır. Bunları muhtaç olana vermez. Cemaatle namaz kılarken, birinci safdaki yerini başkasına vermez. Namaz vakti gelince abdestsiz kimsenin abdest suyunu başkasına îsâr etmesi, vermesi caiz değildir.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

               

* "Zekâtını veren, elbette kurtulacaktır"

30 Mayıs 2021, Pazar

 

“Zekâtını veren, elbette kurtulacaktır”

 

 

 

Sual: Âyet-i kerimede “Zekâtını veren, elbette kurtulacaktır” buyruluyor. Burada bahsedilen kurtulmaktan maksat nedir?

Cevap: Malın hakiki sahibi, Allahü teâlâdır. Zenginler, Onun vekilleri, memurları, fakirler de, ailesi, akrabası demektir. Vekillerin, Allahü teâlânın borcunu fakirlere vermesi lâzımdır. Zerre kadar iyilik eden iyiliğini bulacaktır. Hadîs-i şerifte, (Allahü teâlâ, iyilik edenlere, karşılığını elbette verecektir) buyuruldu. Haşr sûresi, dokuzuncu âyet-i kerimede, (Zekâtını veren, elbette kurtulacaktır) müjdelendi. Âl-i İmrân sûresinde, yüzsekseninci âyet-i kerimede mealen, (Allahü teâlânın ihsan ettiği malın zekâtını vermeyenler, iyi ettiklerini, zengin kalacaklarını sanıyor. Hâlbuki, kendilerine kötülük yapmış oluyorlar. O malları, Cehennemde azap âleti olacak, yılan şeklinde boyunlarına sarılıp, baştan ayağa kadar onları sokacaktır) buyurulmuştur. (Elbasît) ve (Vasît) tefsirlerinde böyle yazılıdır. Kıyamete ve Cehennem azabına inanan zenginlerin, mallarının zekâtını, tarla mahsullerinin, meyvelerin uşrunu vererek, bu azaplardan kurtulmaları lâzımdır. Hadîs-i şerifte, (Zekât vererek, malınızı zarardan koruyunuz!) buyuruyor. (Tefsîr-i Mugnî) sahibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” diyor ki: (Kur’ân-ı kerimde üç şey, üç şeyle beraber bildirildi. Bunlardan biri yapılmazsa, ikincisi kabul olmaz. Peygambere “sallallahü aleyhi ve sellem” itaat edilmedikçe, Allahü teâlâya itaat edilmiş olmaz. Anaya, babaya şükür edilmedikçe, Allahü teâlâya şükür edilmiş olmaz. Malın zekâtı verilmedikçe, namazlar kabul olmaz). (Tam İlmihâl s. 311)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

 

29 Mayıs 2021 Cumartesi

* Zekât vermeyenler

29 Mayıs 2021, Cumartesi

 

Zekât vermeyenler

 

 

 

Sual: Zekât vermeyenlerin durumu ne olur?

Cevap: (Riyâd-ün-nâsıhîn) kitabının sahibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” diyor ki: Emîrülmü’minîn Alî “kerremallahü vecheh” buyuruyor: Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, veda haccında buyurdu ki, (Malınızın zekâtını veriniz! Biliniz ki, zekâtını vermeyenlerin, namazı, orucu, haccı ve cihadı ve imanı yoktur). Yani, zekât vermeği vazife bilmez, farz olduğuna inanmaz, vermediği için üzülmez, günaha girdiğini bilmezse, kâfir olur. Senelerle zekât vermeyenlerin zekât borçları birikerek, bütün malını kaplar. Malı kendinin sanıp, Müslümanların o malda hakkı olduğunu, hatırına bile getirmez. Kalbi hiç sızlamaz. Bu mala sımsıkı sarılmıştır. Böyle kimseler, Müslüman olarak tanınır. Fakat bunlardan, imanını kurtaran pek nadir olur. Zekât vermek, Kur’ân-ı kerimin otuziki yerinde, namazla birlikte emir edilmektedir. Tevbe sûresi, otuzdördüncü âyet-i kerimesi, böyle kimseler için olup, meal-i şerifi, (Malı, parayı biriktirip zekâtını, Müslüman fakirlerine vermeyenlere çok acı azabı müjdele!)dir. Bu azabı, bundan sonraki âyet-i kerime bildirmekte olup, meal-i şerifinde: (Zekâtı verilmeyen mallar, paralar, Cehennem ateşinde kızdırılıp, sahiplerinin alınlarına, böğürlerine, sırtlarına mühür basar gibi bastırılacaktır) buyurulmuştur. (Tam İlmihâl s. 311)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

 

* Namaz kılarken düşünmek (Osman Ünlü Hocanın 29.05.2021 tarihli yazısı)

29 Mayıs 2021, Cumartesi

 

 

Namaz kılarken düşünmek

 

 

 

Sual: Bir kimse, namazı kaç rekat kıldığında tereddüt ederek, biraz düşünse, secde-i sehiv yapması gerekir mi?

Cevap: Namaz kılan bir kimsenin, kaç rekat kıldığını şaşırıp, namaz içinde düşünmesi, sonraki rüknün veya vacibin, bir rükün zamanı kadar gecikmesine sebep olursa, bu arada, âyet ve tesbih okusa bile, secde-i sehiv yapması lazım olur. Namazın içindeki farzlara rükün denir. Bir âyet okumak, rüku ve iki secde, son rekatte oturmak, birer rükündür. Namazda düşünmek, bir farzı veya vacibi geciktirince, secde-i sehiv lazım oluyor. Mesela, son rekatte oturunca düşünürse, selam vermesi gecikirse, secde-i sehiv lazım olur. Fazla okuduğu salevat ve dua, sünnet olarak değil, düşünce, dalgınlık sebebi ile olduğu vakit, vacibin gecikmesi suç oluyor. Başka bir namazı kılıp kılmadığını veya dünya işlerinden herhangi birini düşünürse, bir rüknün gecikmesine sebep olsa bile, secde-i sehiv lazım olmaz.

***

Sual: Namaz kıldıktan sonra, kaç rekat kıldığında şüphe eden bir kimse, bu namazı tekrar mı kılar?

Cevap: Bir kimse, namazını bitirdikten sonra, kaç rekat kıldığında şüphe ederse, buna vesvese denir. Buna ehemmiyet vermez. Ancak namazdan sonra, bir adil Müslüman, yanlış kıldın derse, tekrar kılması iyi olur. İki adil kimse söylerse, tekrar kılması vacib olur. Adil olmazsa, sözünü dinlemez.

***

Sual: Cemaatle namaz kılındıktan sonra, cemaatten bazıları, namazı eksik kıldık derlerse, ne yapılır?

Cevap: İmam doğru, cemaat ise, yanlış kıldık derse, imam kendine güveniyorsa veya bir şahidi olursa, tekrar kılınmaz.

***

Sual: Secde-i sehiv için iki tarafa selam vermek gerekir mi?

Cevap: Secde-i sehiv yapmak için, bir tarafa selam verdikten sonra, iki secde yapıp oturulur ve namaz tamamlar. İki tarafa selam verdikten sonra veya hiç selam vermeden de, secde-i sehiv yapmak caizdir.

***

Sual: Dinin hükümlerinden birisi hakkında vacip veya bidat olduğunda tereddüt eden kimse, bu hükmü yapar mı yoksa terk mi eder?

Cevap: Bir şeyin vacip veya bidat olmasında şüphe edilse, bu şeyi yapmak iyi olur. Bidat ile sünnet arasında şüphe olsa,  o şeyi yapmamak lazım olur.

***

Sual: Abdestsiz olduğunu bilerek namaz kılanın imanı gider mi?

Cevap: Abdestsiz olduğunu bilerek namaz kılmak, sünnet olan bir işi beğenmemek küfür olur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com