31 Ekim 2013 Perşembe

* Cuma tebriği

28 Ekim 2013 Pazartesi

* Ezan okurken

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

29 Ekim 2013, Salı

Ezan okurken

 

 

Sual: Evde bir veya birkaç kişi için okunan ezanda da, elleri kulaklara koymak gerekiyor mu? Bazıları tek eli kulağa koyuyor, bazıları hiç koymuyor. S. Ebediyye’de (Elleri kulaklara koymak, sesin çoğalmasının sünnetidir) deniyor. Evde okurken de elleri kulaklara koymak gerekmiyor mu?

CEVAP

Bu suali de, merhum hocamıza sormuştuk. Evde sessizce ezan okurken de, elleri kulaklara koymak gerektiğini bildirmişlerdi. İki eli de koymalıdır.

 

Taş yüzük

Yüzük olacak bir taş, sert hâlini bırakır,

Kırılıp yontulmayı elbette göze alır.

 

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·Bir Hayli Zaman Oldu

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

 

27 Ekim 2013 Pazar

* "Irkçılık yapan bizden değildir" (Mehmet Ali Demirbaş'ın 29.10.2013 tarihli yazısı)

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

29 Ekim 2013, Salı

“Irkçılık yapan bizden değildir”

 

 

Sual: (Irkçılık yapan bizden değildir) hadisine göre ırkçılık küfür müdür?

CEVAP

Irkçılığın yapılış şekli önemlidir. Irkını dininden üstün tutarsa mesela, (Dinsiz bir Türk, Müslüman olan bir Yunan’dan, İngiliz’den veya Ermeni’den daha üstündür) deniyorsa küfür olur, çünkü Müslümanlık kötülenmiş oluyor.

Bir insanın, kendi kavmini, ırkını sevmesi küfür olmaz. Türk Türk'ü, Kürt Kürt'ü, Alman Alman'ı daha çok sevebilir. Bu, insanın kendi Müslüman akrabalarını, hemşerilerini daha fazla sevmesine benzer. Sevmek ayrı, (Benim ırkımdaki kâfir de olsa, başka ırktan olan Müslümandan daha üstündür) demek ayrıdır. Sevmeyi ırkçılık olarak kabul etmemelidir. Müslüman Türk’ün tarihteki kahramanlıklarını okuyunca göğsümüz kabarıyor. Yine Müslüman bir hemşerimizle karşılaşınca da sevinmesi ırkçılık değildir. Kendi ırkını dinimizin üstünde tutmak, kendi milletinden olan gayrimüslimi başka milletten olan Müslümandan üstün tutmak, ırkçılık olur.

 

Devir ve iskat

Sual: Devir ve iskat yoluyla kılınmayan namazlar affediliyorsa, namaz kılmaya ve başka ibadete ne gerek var? O zaman bir kâfir veya hiç ibadet etmeyen bir Müslüman da, iskatla Cennete gider.

CEVAP

Devir ve iskat, kâfirler ve hiç namaz kılmayanlar için değildir. Namaz kılmayan kimsenin zaten imanla ölmesi, imanını muhafaza etmesi çok zordur. Devir ve iskat, namaz kılan ve diğer ibadetleri yapan Müslümanlar için yapılır. Mesela bir kimse tevbe etmiş, namaza başlamıştır, fakat kaza namazları bitmeden ölmüşse, bunların affı için devir ve iskat yapılır, Allahü teâlâya yalvarılır. Yine de affedileceği kesin değildir. Bunun gibi, bir kimse, bütün namazlarını kılmıştır, ama bazı şartlarını bilmediği için, namazlarında eksiklikler olabilir, sahih olmamış olan namazları olabilir. İşte bunların affı için de, devir ve iskat yapılır. Kıldığımız namazların, tuttuğumuz oruçların kesin olarak kabul olduğunu bilmediğimiz gibi, devir ve iskatla da, bunların affedilip affedilmediği bilinemez. Allahü teâlâ ile pazarlığa girişemeyiz. Bizim vazifemiz, dinin bildirdiğini yapmaktır.

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

 

* Cenazeyi yıkarken

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

28 Ekim 2013, Pazartesi

Cenazeyi yıkarken

 

 

Sual: Su kaçmasın diye, yıkanan cenazenin ağzına, burnuna ve kulaklarına pamuk koymak caiz midir?

CEVAP

Caizdir. (Halebî)

 

İyiler gider

Ne hancı kalır, ne han, hepsi silinip gider,

İyi kötü her insan, tabuta binip gider.

 

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·Benzer

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

 

26 Ekim 2013 Cumartesi

* Puta tapsan da gel! (Mehmet Ali Demirbaş'ın 28.10.2013 tarihli yazısı)

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

28 Ekim 2013, Pazartesi

Puta tapsan da gel!

 

 

Sual: Hazret-i Mevlana, ne kadar liberal ve hümanist bir zatmış ki, (Gel, gel, her kim olursan ol gel, müşrik veya Mecusi de olsan, puta tapsan da gel!) diyor. Niye diğer İslâm âlimleri bu kadar liberal ve hümanist değildir?

CEVAP

Bu sözün liberal veya hümanist olmakla ilgisi yok. Bir insan çok büyük günah işler, affolmaktan ümidini kesebilir. Bir dinsiz, (Cennet ve Cehennem varsa ben yandım) diyebilir. Bâtıl din sahibi, (Benim dinim bâtılsa cehennemliğim) diye korkabilir. Hazret-i Mevlana bunlara, (Korkma, ne olursan ol gel!) diyor. Bu, (Gel de öyle kal) demek değildir. (Müslüman değilsen Müslüman ol, günahkârsan tevbe et, önceki hâlinden dolayı ümitsiz olma! Allahü teâlâ tevbe edilip bir daha yapılmayan her günahı affeder) demektir. Her İslam âlimi böyle diyor. Bunun aksini söyleyen, (Gel de olduğun gibi kal!) diyen hiçbir âlim yoktur.

 

Allah’ı cisim sanmak

Sual: Dinde reformcu biri, hâşâ, (İmansızlar, Allah’ı ellerine geçirseler meydan dayağı atarlar) diyor. Allah'ı böyle cisim olarak göstermek küfür değil midir?

CEVAP

Her şeyin yaratanı, sahibi yüce Allah hakkında böyle çirkin ifade kullanmak elbette küfürdür.

 

Üvey kardeşler

Sual: Babamın eşi ölünce, dul ve çocuklu olan annemle evlenmiş. Annemle gelen üvey ablam var. Babamın ölen eşinden de bir abim var. Bunlar, birbiriyle evlenebilir mi?

CEVAP

Elbette evlenebilirler, çünkü ikisinin de, ana babaları ayrıdır. Hiçbir akrabalıkları yoktur. Babanız, ileride anneniz olacak kadına, (Oğluma kızını ver, seninle biz evlenelim) demiş oluyor. Bu gayet normaldir.

 

Götürü alışveriş

Sual: Bir markete gidiyorum. Sepeti çeşitli mallarla dolduruyorum, çoğunun fiyatını da bilmiyorum. Kasiyer, her birinin barkodunu okutuyor. Mesela hepsi 70 lira etti diyor. Biz de 70 lirayı veriyoruz. Böyle alışveriş sahih midir?

CEVAP

Götürü usulüyle olduğu için sahihtir. Her birinin ayrı ayrı fiyatını bilmemiz gerekmez. Hattâ cinsleri ve fiyatları farklı olan mallardan birer ikişer bir poşete koysak, satıcı, (Hepsine 50 lira ver) dese, bu alışveriş de sahihtir.

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

 

* Yemek kırıntıları

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

27 Ekim 2013, Pazar

Yemek kırıntıları

 

 

Sual: Tabakta bırakılan yemeği, sofradaki ekmek ve yemek kırıntılarını atmakta mahzur var mıdır?

CEVAP

Evet, israf olur. Bu kırıntılar toplanıp, kedi, köpek, koyun, sığır, karınca, kuş, tavuk gibi hayvanlara yedirilirse israf olmaz. Tabağa yiyeceğimiz kadar yemek koymalı. Çok konur ve kalırsa saklayıp başka öğünde yemeli. Az kalırsa sıyırıp yemeli. Üç hadis-i şerif:

(Tabağı parmakla sıyırın, parmağı yalayın!) [Müslim]

(Yemek sonunda parmakları yalamalı! Çünkü bereketin hangi lokmada olduğu bilinmez.) [Müslim]

(Allahü teâlâ, tabağı sıyırıp parmağını yalayanı, iki cihanda tok tutar.) [Taberanî]

Kendilerine çağdaş diyen batı hayranı kimseler, görgüsüz saysalar da, parmağı yalamak ve düşen lokmayı alıp yemek, insanı israftan kurtardığı gibi, kibir ve riyayı giderir, berekete kavuşturur. Özellikle de, Peygamberlerin efendisine uymak ve emrini yapmak şerefini kazandırır. Mevcuttan istifadeye ve gelecek nimetin artmasına sebep olur. Tepki gösterecek kimse olmadığı zaman, bu sünnetleri ihmal etmemelidir.

 

Eli boş çevirmez

Boş çevirmez elini, (Yâ Rabbî lütfet) dersen,

Şânı yücedir, verir, ne kadar çok istersen.

 

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·Bencileyin

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

 

* Kapalı olan kaba su dolmaz (Mehmet Ali Demirbaş'ın 27.10.2013 tarihli yazısı)

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berekâtühü

 

27 Ekim 2013, Pazar

Kapalı olan kaba su dolmaz

 

 

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

Ehl-i sünnet âlimlerinin yolunda yapılan dine hizmet, Allahü teâlânın yardımı ve büyüklerin duasıyla, hizmet edenler de buna layık olduğu müddetçe devam eder. Çünkü kap ne kadar yağmura açıksa, o kadar dolar. Ama kap eğrilir veya ters dönerse, yine yağmur altında olduğu hâlde dolmaz. (Bir kimse kör ise, Güneş'in suçu ne?) buyuruluyor. Gözümüzü körleştirip bu nimetten mahrum kalmamalı. Bu hizmetlere lâyık olmak için, dinimize uymayan bir söz söylemekten veya iş yapmaktan çok sakınmalıyız.

Bu hizmet, yuvarlanan kar parçasının hızı arttıkça büyüdüğü gibi, yani çığ gibi büyür. Alınacak tedbirler, büyümeyi engellemek için değildir. Zaten gelen çığı durdurmaya kalkarsak, altında eziliriz. O çığ, hızını alıp gider. Ancak bu büyümenin, gerek bizi, gerekse çevreyi rahatsız etmeyecek şekilde dengeli olmasına çalışılmalı. Ona göre tedbirler alınmalı.

Dolayısıyla hizmetlerin büyüme ve başarısındaki birinci esas, dengenin sağlanmasıdır. Çünkü eğer çığın dengesini kaybederseniz, kendi çığırından çıkıp ayrı bir yola girer. O yol da, çığın yapısına uygun olmadığından, çığ hem kendisini eritip bitirir, hem de başkalarını sıkıntıya sokar. Onun için denge sağlanmalıdır. Denge ne kadar korunursa, o kadar başarı olur. Emanet, ehlinde olduğu için, bu denge her zaman iyi korunmuştur. Bize düşen görev, kendimiz dengeyi sağlamaya çalışmak değil, bize verilen görevi en iyi şekilde yerine getirmeye gayret etmektir.

Allahü teâlâ, Güneş'i, Ay'ı, yıldızları, rüzgârı, hâsılı her şeyi bir dengeye göre yarattı. Kur’an-ı kerimde mealen, (Ben her şeyi hesap, ölçü üzere yarattım) buyuruyor. Tabiatta ölçüsüz, hesapsız hiçbir şey yoktur. İşte bu dengeden ötürü, tabiat kanunları hiç kimseyi rahatsız etmiyor. Aksine, biz hep ondan faydalanıyoruz. Öyle faydalı ki, muazzam olan bu kanunlar çerçevesinde muazzam olaylar oluyor, ama çok kimse bunun farkında bile değildir. Yani devamlı hareket var, ama kimseyi rahatsız etmiyor. Ancak tabiî afetler olunca etrafımızda bir şeyler olduğunu fark ediyoruz, fakat onlara da genelde biz sebep oluyoruz. Nitekim Şûra sûresinde mealen, (Size gelen sıkıntılar, kendi kazandıklarınızdır. Çoğunu da affedip, size göndermiyor) ve Rûm sûresinde mealen, (İnsanların yaptıkları işlerle, karada ve denizde fesat hâsıl oldu. Her şey bozuldu) buyuruldu.

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com

 

 

 

25 Ekim 2013 Cuma

* Mürşid-i kâmil kimdir? (Mehmet Ali Demirbaş'ın 26.10.2013 tarihli yazısı)

 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Esselâmü aleyküm ve

rahmetüllahi ve berakâtühü

 

26 Ekim 2013, Cumartsi

Mürşid-i kâmil kimdir?

 

 

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

Müminler dört kısımdır:

1- Kelime-i şehadet getirenler.

2- Salihler: Allahü teâlânın rızasına kavuşmak için uğraşanlar.

3- Evliya olanlar: Allah’ın rızasına kavuşmuş olanlar.

4- Mürşid-i kâmil olanlar: Başkalarının da kavuşması için uğraşanlar.

İmam-ı a'zam hazretleri de, tıpkı İmam-ı Rabbânî, Ma’rûf-î Kerhî ve Hasan-ı Basrî hazretleri gibi mürşid-i kâmil idi. Ama vazife taksimi yapmışlardı. İmam-ı a'zam, İmam-ı Şâfiî, İmam-ı Mâlik ve İmam-ı Ahmed gibi âlimler dinin fıkıh kısmıyla, diğer evliya da tasavvuf kısmıyla meşgul olmuştur. Neticede hepsi de Müslümanların din ve dünya müşküllerini çözmek için çalışmışlardır.

Mürşid-i kâmil, her hareketinde İslamiyet’e uyan, her an Allahü teâlâyı hatırlayan kişidir. Melekler bir anda çeşitli yerlere gidebilirler. Allahü teâlâ, bu kuvveti mürşid-i kâmillerin ruhuna da vermiştir. Bir mürşid-i kâmilin iki talebesi olsa, biri doğuda, biri batıda olsa, ikisine de aynı anda emr-i Hak vâki olsa, yani ölmek üzere olsalar, ikisinin de imdadına yetişip, imanla ölmelerini sağlar. Noksanlıklarımız, ancak sohbetle giderilir. Sohbet imkânı yoksa kitapları okunur.

 

Emaneti ehline vermek

Bir kaptanın, işinin ehli olduğu, normal seyirde değil, dev dalgalarda, şiddetli fırtınada, gemiyi sağa sola çarptırmadan, batırmadan götürmesinden belli olur. Yoksa normal zamanda herkes götürebilir.

Emaneti ehline vermek dinimizin emridir. Nisâ sûresinin 58. âyetinde mealen, (Allahü teâlâ size emânetleri ehline vermenizi emreder) buyuruluyor. Peygamber efendimiz, (Emanet zayi edildiğinde kıyametin kopmasını bekleyin) buyurunca, (Yâ Resulallah, emanetin zayi edilmesi nasıl olur?) diye sordular, (Görev, ehlinden başkasına verildiği zaman kıyameti bekleyin) buyurdu. Bu, hatır gönül işi değildir. Emaneti ehline vermeyen haindir. Onun için her işi ehline, yani layık olana vermelidir. İşin ehli dururken, işi ona vermeyen mesul olur. İşi, ehli olmayana vererek zayi eden de vebal altına girer. Bunun için, büyük zatlar her zaman emaneti ehline teslim etmişlerdir.

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.myreligionislam.com