31 Mart 2011 Perşembe

* Cuma tebriği

Hollandaca sitemiz yayında...

Hollanda lisanında yayın yapacak Sorularla İslamiyet sitemiz yayın hayatına başladı: http://www.vragenenislam.com

Hollandaca ile beraber, sitemizin yayın yaptığı diğer yabancı dil sitelerimiz:
http://www.questionsonislam.com - İngilizce
http://www.islamvoprosi.com - Rusca
http://www.fragenandenislam.de - Almanca
http://www.suallarlaislam.com - Azerice
http://www.vaprosiislam.com - Bulgarca

Ayrıca; Danimarkaca (Danca), Çince, İspanyolca ve Arapça çalışmalarımız da devam etmektedir.

Bu çalışmalarımıza sizde bildiğiniz yabancı dil ile yardımcı olabilirsiniz. Bildiğiniz yabancı dil ile yardımcı olmak için lütfen bizimle irtibata geçin: http://www.sorularlaislamiyet.com/site/contactus

Tercüme maaliyetlerine ortak olarak çalışmalarımızı daha hızlı tamamlamamıza yardımcı olabilirsiniz. Bağışta bulunmak için: http://www.sorularlaislamiyet.com/static/donate

Selamlar, dua ile...
------------------
Sorularla İslamiyet
www.sorularlaislamiyet.com





--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Sorularla Islamiyet" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için sorularla-islamiyet@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için sorularla-islamiyet+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/sorularla-islamiyet?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

30 Mart 2011 Çarşamba

* Kabirden direkt yardım istenir (Mehmet Ali Demirbaş'ın 01.04.2011 tarihli yazısı)

Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: logo.gif

Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: bilgi@dinimizislam.com

01 Nisan 2011, Cuma

Kabirden direkt yardım istenir

 

Sual: (Türbeye gidip direkt oradaki zattan yardım istemek şirk olur) deniyor. Bu doğruysa, yanına gitmeyip de, evden yardım istemek de şirk olur mu?

CEVAP

Ölü diri herkesten yardım istenir. Ruh ölmez. Allahü teâlâ dirilere yardım ettirdiği gibi ölülere de yardım ettirir. Hazret-i Hızır'ın ruhu çaresizlere yardım etmektedir. Eğer evliyayı yaratıcı biliyorsa, ister evden yardım istesin, ister kabrine gidip direkt istesin, fark etmez, şirk olur, ama hiçbir Müslüman zaten evliyayı yaratıcı bilmez. Evliyayı vasıta bilip evden veya direkt yanına gidip istemek, şirk olmaz.

Evliyanın diri veya ölü olması fark etmez. Hattâ ölünce, feyzi kesilmez, artar. (İrşad-üt-talibin)

Ölü veya diri Evliyadan yardım istemek, onları yaratıcı bilmek değildir. Bulut vasıtasıyla yağmur, ilaç içerek şifa ve silah kullanarak zafer beklemek, su için çeşmeye, ekmek için fırıncıya gitmek, hep Allah'tan istemek olur. Bunlar sebeptir. Rabbimiz, her şeyi sebeple yaratmaktadır. Bu sebeplere yapışmaya şirk denmez. Allahü teâlânın, Evliya zatların ruhlarına yardım etme kuvvetini verdiğini düşünüp, ruhlardan yardım beklemek caizdir. Onlar kabirde diridir. Ruhlarına keramet verilmiştir. Böyle inanana müşrik denemez. (F. Bilgiler)

Büyük bir zatın Allah'ın yardımına mazhar olduğunu, Rabbimizin her şeyi sebeple yarattığını, onun da bir sebep olduğunu düşünerek ondan yardım istemek, Allah'tan istemek olur. (Tahkik-ul-hakkıl-mübin)

Ebul Hasan-i Harkani hazretleri, sefere çıkan talebelerine, (Sıkışınca benden yardım isteyin!) buyurur. Yolda eşkıya bunları yakalar. Talebeler dua ederler, ama kurtulamazlar. Biri, (Yâ Ebel Hasan, imdat!) der. Onu eşkıya göremez. Diğerlerinin nesi varsa alırlar. Seferden dönünce, (Biz dua ettik soyulduk, şu arkadaş sizden yardım isteyince kurtuldu) derler. O da, (Allahü teâlâ günahkârın duasını kabul etmez. O, benden yardım isteyince, Allahü teâlâ onun sesini bana duyurdu. Ben de, "Yâ Rabbi, bu talebemi kurtar!" dedim. Allahü teâlâ da kurtardı. Ben sadece vasıta oldum, dua ettim. Kurtaran Rabbimizdi) diye cevap verir. (Tezkiret-ül-evliya)

Hadis-i Erbain'deki (Bir işinizde, sıkışıp bunalınca, kabirdekilerden yardım isteyin) ve Deylemi'nin bildirdiği (Kabirdekiler olmasa, yeryüzündekiler yanardı) hadis-i şerifleri de, Rabbimizin izniyle, ölülerin dirilere yardım ettiğini göstermektedir. (M. Nasihat)

 

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

* Cennetin anahtarı

Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: cid:image001.jpg@01CBB7E0.0743C3F0

Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: cid:image002.gif@01CBB7E0.0743C3F0

01 Nisan 2011, Cuma

Cennetin anahtarı

.

 

Sual: Cennetin anahtarı nedir?

CEVAP

Cennetin anahtarları çoktur. Birinci anahtarı iman ve namazdır. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:

(Dua rahmetin anahtarı, abdest namazın anahtarı, namaz da Cennetin anahtarıdır.) [Deylemî]

(Cennetin anahtarı namazdır.) [Deylemi, Darimi]

(La ilahe illallah, Cennetin anahtarıdır.) [İ. Ahmed]

(Kılıç, Cennetin anahtarıdır.) [İ. Asakir]

(Cennetin anahtarı "Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerike-leh" demektir.)

(Her şeyin bir anahtarı vardır, Cennetin anahtarı da fakirleri sevmektir.) [İbni Lâl, İ. Süyûti]

Sekiz Cennetin sekiz kapısı ve sekiz de anahtarı vardır. Birincisi, beş vakit namaz kılan müminlerin imanıdır. İkincisi, Besmele-i şerifedir. Altısı da, Fatiha-i şerifenin içindedir. (İslam Ahlakı)

Fatiha suresinde zaten altı âyet-i kerime var. Her namazda Fatiha-i şerife okuyoruz. Müslüman namaza durunca, Cennetin sekiz kapısı açılır. Namazda her rekâtta Besmele okunur. Besmele de anahtardır. Diğer altısı da Fatiha-i şerifede gizlidir. Her namazda ve her rekâtta Fatiha-i şerife var. İşte Müslüman namaza durduğu zaman, sekiz Cennetin sekiz kapısı açılır. Namaz kılmadan Cennete gireceğini düşünmek, akıl kârı değildir.

 

Bugünkü şiirimiz:

· La ilahe illallah

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·
Entel Hadi Entel Hak

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

29 Mart 2011 Salı

* Çok gülmek

Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: cid:image001.jpg@01CBB7E0.0743C3F0

Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: cid:image002.gif@01CBB7E0.0743C3F0

31 Mart 2011, Perşembe

Çok gülmek

.

 

Sual: Çok gülmenin mahzuru var mıdır?

CEVAP

Tebessüm etmek, güler yüzlü olmak çok iyidir. Kahkahayla gülmek mekruhtur. Birkaç hadis-i şerif meali:

(Eğer Cennet ve Cehennemi görseydiniz, az güler çok ağlardınız.) [Müslim]

(Eğer benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız.) [Buhari]

(Çok gülmek kalbi öldürür ve müminin değerini düşürür.) [Tirmizi]

(Allahü teâlânın kendinden razı olup olmadığını bilmeden kahkahayla gülene şaşılır.) [E. Nuaym]

(Mescidde gülmek, kabirde karanlıktır.) [Deylemi]

(Gülerek günah işleyen, ağlayarak Cehenneme gider.) [Ebu Nuaym]

Bir âyet-i kerime meali:

(Az gülsünler, çok ağlasınlar!) [Tevbe 82]

Resulullah, Hazret-i Mikail'in gülmeyişinin sebebini Hazret-i Cebrail'e sual eder. O da, (Cehennem yaratıldığından beri hiç gülmemiştir) cevabını verir. (İ. Ahmed)

Çok gülenin heybeti azalır, çok şaka yapan hafife alınır. (Hazret-i Ömer)

Ömrümde bir defa güldüm, ona da pişmanım. (İmam-ı a'zam)

Dört şey, mümini gülmekten alıkoymalıdır: Âhiret işleri, geçim derdi, günahların verdiği sıkıntı, musibetlerden gelen elem. (Yahya bin Muaz)

Çok gülmek ayıptır, mahşer için kayıptır.

 

Bugünkü şiirimiz:

· Yağma var

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·
Elhamdülillah

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

* Orijinal meal (Mehmet Ali Demirbaş'ın 31.03.2011 tarihli yazısı)

Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: logo.gif

Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: bilgi@dinimizislam.com

31 Mart 2011, Perşembe

Orijinal meal

 

Sual: Biri, (Piyasada birbirini tutmayan farklı mealler bulunduğu için, orijinalinden kendim tercüme ederek bir meal hazırladım. Benimki orijinal olduğu için itimada şayandır) dedi. Öteki mealler niye orijinalinden hazırlanmadı? Bu arkadaşın orijinal mealine güvenebilir miyiz?

CEVAP

Adına orijinal dense de fark etmez. O mealin diğerlerinden hiç farkı yoktur. Meal, tercüme edenin, Kur'an-ı kerimden anladığı mânâ demektir. Herkes, ilmine göre bir şey anlar. Çoğunun yanlış olduğu piyasadaki meallerden anlaşılmaktadır, çünkü Kur'an-ı kerim kelime kelime tercüme edilirse yanlış olur. Murad-ı ilahi anlaşılmadan yapılan tercümeler doğru olmaz. Murad-ı ilahiyi de yalnız Peygamber efendimiz anlamış ve bildirilmesi gerekenleri de hadis-i şeriflerle bildirmiştir. Onun için, mealden din öğrenilmez. Dinimiz ancak, itikad, fıkıh ve ahlak bilgilerinin nakli esas alarak yazıldığı muteber ilmihallerden öğrenilir.

 

Hâlık'ı mahlûka benzetmek

Sual: Mezheplere inanmayan bir yazar, (Allah çok akıllıdır, hafızası ve düşünmesi çok kuvvetlidir, gözleri iyi görür, kulakları iyi işitir, beyni iyi çalışır) diyor. Bir başkası da, (Din insanlar içindir, Allah'ın dini olmaz, o dinsizdir. Allah'ın gözü olmaz, o kördür. Akıl insanlar içindir. Allah akıllıdır denmez, o akılsızdır) diyor. Her ikisinin sözleri de küfür olmuyor mu?

CEVAP

İslam âlimleri, (Allah'ın yaratmak, vücud, muhalefetün-lil-havadis gibi sıfatlarını insanlar için kullanmak veya insanın, akıl, şuur, hafıza, beyin ve düşünce gibi yaratılmış olan sıfatlarını Allahü teâlâ için kullanmak küfürdür) buyuruyorlar.

Vücud, kendiliğinden var olmak; muhalefetün-lil havadis de, hiçbir mahlûka, hiçbir bakımdan benzememek demektir. Birkaç örnek verelim:

(Allah iyi düşünür) demek küfür olur, çünkü akıl, şuur, hafıza, düşünme işi, görüş mahlûktur, yani yaratıktır. Allahü teâlâ için böyle sözler söylemek küfür olur.

(Allah akıllıdır) veya (Allah'ın beyni vardır) demek, onu yaratık kabul etmek olduğu için küfür olur. (Allah akılsızdır) demek ise bir hakaret olacağı için küfür olur. Bunun gibi, Allahü teâlâ için dinsiz, kör, beyinsiz gibi hakaret sözlerini kullanmak da küfür olur.

Böyle sözler yerine, (Allahü teâlâ yarattıklarına benzemez) demek yeter.

 

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

28 Mart 2011 Pazartesi

* Hüzünlenmek

Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: cid:image001.jpg@01CBB7E0.0743C3F0

Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: cid:image002.gif@01CBB7E0.0743C3F0

30 Mart 2011, Çarşamba

Hüzünlenmek

.

 

Sual: Hüzünlenmenin dindeki yeri nedir?

CEVAP

Hüzün, gam, keder, sıkıntı, üzülme demektir. Bir Müslümana gelen her sıkıntı, her üzüntü günahlara kefaret olur. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:

(Dünyada hüznü uzun olanın âhirette rahatı çok olacaktır.) [Müslim]

(Günahları çok olup da, onlara kefaret olacak amelleri olmayan kimsenin müptela olduğu hüzünler, günahlarına kefaret olur.) [İ. Ahmed]

(Dünyadaki musibetler, hastalıklar ve hüzünler [günahlara] karşılık olur.) [İ. Cerir]

(Cenaze namazını kıl, belki bu sana hüzün verir. Hüzünlüler kıyamette, Allah'ın gölgeliklerinde bulunurlar ve hayra sahip olurlar.) [Hâkim]

(Bir mümine gelen yorgunluk, ağrı, kaygı, hüzün, gam, eza veya onun ayağına batan bir diken bile, günahlarına kefaret olur.) [İ. Hibban]

(Hüzünlü, gönlü kırık kimse, Allah'ın himâyesine girer, her türlü hayra mazhar olur.) [Asakir]

(Kalb veya gözde olan hüzün rahmanîdir, ele ve dile çıkarsa şeytanîdir.) [Ebu Nuaym]

(Hüzünlü kimse, Kıyamette Arş'ın gölgesinde bulunacak ve her hayra mazhar olacaktır.) [Hâkim]

(Kıraati en güzel olan, Kur'anı hüzünlü okuyandır.) [Taberanî]

Resulullah, (Hüzünlü olmak, kalbin anahtarıdır) buyurunca, (Hüzün nasıl elde edilir?) diye soruldu, (Aç ve susuz kalmakla) diye cevap verdi. (Taberanî)

Demek ki, oruçlu olmak da hüzne sebep oluyor. Hüznü gerektirecek işleri aramalıdır.

 

Bugünkü şiirimiz:

· Garip bülbül

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·
Ehlen Ve Sehlen

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

* Hakiki âlimlere saldırı (Mehmet Ali Demirbaş'ın 30.03.2011 tarihli yazısı)

Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: logo.gif

Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: bilgi@dinimizislam.com

Bozuk kitap - 6

30 Mart 2011, Çarşamba

Hakiki âlimlere saldırı

 

Reformcu diyor ki: (Mezhebe, meşrebe yer vermedim, eski âlimleri dikkate almadım. Eski bilgileri yeni etiketiyle pazarlamadım, onun için eski âlimlerden örnek almadım. Çağa uymaya çalıştım.)

CEVAP

Bu reformcu yazar, kendisinin de itiraf ettiği gibi, dört hak mezhepten ve Ehl-i sünnet âlimlerinden hiç kaynak vermemiş, ancak Ehl-i sünnet olmayan İbni Teymiye, Şevkani gibileri örnek almış. Yani Ehl-i sünnet âlimlerinin yazılarını değil de, eski sapıkların yazılarını yeni etiketiyle pazarlıyor. Eski âlimleri tenkit eden çağımızdaki sapıklara kurtuluş simidi gibi sarılmış, onlardan örnekler vermiş.

Kendisinin de çekinmeden söylediği gibi, kitabı Hanefî mezhebine veya dört hak mezhepten birine göre yazmamıştır. Kendi görüşü ayrı bir ekol olarak bildiriliyor. Yani böylece, kendi anladığına göre yeni bâtıl bir mezhep ortaya çıkarmış oluyor. Müslümanların, asırlardır tâbi oldukları dört mezhebi bırakıp da kendi mezhebine girmelerini istiyor.

İslam âlimlerine saldırıyor. Eğer Kur'ana ve Sünnet'e uygun yazsaydı, eski âlimleri senet kabul eder, onların hükümlerini bildirirdi. Kur'an-ı kerimde bu âlimler övülüyor:

(Bilmiyorsanız ehl-i zikre [âlimlere] sorun!) [Nahl 43] (Bu reformcu, âlimlere sormuyor. Kendi görüşünü Kur'anın hükmü gibi anlatıyor.)

(Allah'tan en çok korkan ancak âlimlerdir.) [Fatır 28] (Bu reformcu, Allah'tan korkan âlimlerin verdiği hükümleri değil de, kendi görüşleriyle, zamanımızdaki mezhepsizlerin görüşlerini esas alıyor.

(Bunun hükmünü Peygambere ve ülül-emre [âlimlere] sorsalardı, öğrenirlerdi.) [Nisa 83] (Bu reformcu, âlimlere sorsaydı, yani eski âlimlere uysaydı, dört hak mezhepten birine göre yazardı. Kur'anın emrine uymadığı pek açıktır.)

Hadis-i şeriflerde ise buyuruldu ki:

(Ülül-emr, fıkıh âlimleridir.) [Darimi] (Reformcu yazarın hafife aldığı fıkıh âlimlerinin, yukarıdaki âyet-i kerimede bildirilen ülül-emr oldukları, bu hadis-i şerifle de bildirilmiştir.)

(Âlimler, Peygamberlerin vârisleridir) [Tirmizi, İbni Mace, Ebu Davud]

(Ümmetimin âlimleri, benî İsrail'in peygamberleri gibidir.) [İmam-ı Yâfiî, İmam-ı Rabbani, Abdülgani Nablusi, Neşr-ül-mehasin]

(Âlimlere tâbi olun! Çünkü onlar, dünya ve ahiretin ışıklarıdır.) [Deylemi]

(Âlimler, kurtuluş yolunu gösteren birer rehber ve kılavuzdur.) [İ. Neccar]

(Âlimler olmasaydı, insanlar helak olurdu.) [İ. Maverdi]

(Bilmediklerinizi salih [âlim]lerden sorup öğrenin!) [Taberani]

Kur'an ve Sünnet'e uysaydı, bunların bildirdiği âlimlere uyardı. Bunlara uymayıp kendi görüşünü esas aldığı için, kitap çok bozularak deforme olmuştur.

 

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

27 Mart 2011 Pazar

* İcmanın dindeki yeri (Mehmet Ali Demirbaş'ın 29.03.2011 tarihli yazısı)

Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: logo.gif

Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: Açıklama: bilgi@dinimizislam.com

Bozuk kitap - 5

29 Mart 2011, Salı

İcmanın dindeki yeri

 

Reformcu diyor ki: (Kur'anı esas aldım. İcma'a yer vermedim.)

CEVAP

Sanki İslam âlimlerinin İcma ettiği hususlarda Kur'an-ı kerim esas alınmamış gibi saldırıyor. Hâlbuki icma, dinde çok önemli bir delildir.

Eshab-ı kiramın söz birliğine icma denir. Bir şeyi, Eshab-ı kiram, sözbirliğiyle bildirmediyse, Tabiin'in sözbirliği bu şey için icma olur. Tabiin de bu şeyi sözbirliğiyle bildirmediyse, Tebe-i tabiin'in sözbirliğiyle bildirmeleri bu şey için icma olur, çünkü bu üç asrın âlimleri yani müctehidleri, hadis-i şerifle övülmüştür. Bunlara Selef-i salihin denir. (S. Ebediyye)

İcma'a uymak farzdır. İcma'ı inkâr ise küfürdür. Mesela, Hazret-i Ebu Bekir'le Hazret-i Ömer'in hilafetlerini inkâr eden kâfir olur. Cenaze namazının farzı kifâye olduğunu inkâr eden de kâfir olur. Çünkü bunları inkâr eden, icma'ı inkâr etmiştir. (Redd-ül-muhtar)

Bir asırda bulunan müctehidlerin bir işin hükmünde birleşmelerine icma denir. (Menar şerhi)

Eshab-ı kiramın, açıkça ve her asrın sözbirliği ile haber verilmiş olan icmaları, âyet-i kerime ve mütevatir olan hadis-i şerifler gibi kuvvetlidir, inkâr eden kâfir olur. Eshab-ı kiramdan bazısının icma edip, diğerlerinin sükût ettikleri icma da, kesin delildir. Gerek Eshab-ı kiram, gerekse salih âlimler topluluğu, sapıklıkta, yanlış bir şey üzerinde sözbirliği yapmazlar. Bir hadis-i şerif meali:

(Ümmetimin âlimleri, dalalette, sapıklıkta birleşmez.) [İbni Mace, İ. Ahmed, Taberani]

Kur'an-ı kerimde de, Eshab-ı kirama ve âlimler topluluğuna uymayanların Cehenneme gideceği bildirilmektedir. Bir âyet-i kerime meali:

(Doğru yol açıkça belli olduktan sonra, Resulullah'a karşı çıkıp, müminlerin [Eshab-ı kiramın ve salih âlimlerin] yolundan ayrılanı döndüğü sapık yolda bırakır, Cehenneme atarız.) [Nisa 115]

Eshab-ı kirama cemaat dendiği gibi, Ehl-i sünnet âlimler topluluğuna da cemaat denir.

Birkaç hadis-i şerif meali:

(Cemaatten bir karış ayrılan, cahiliyet ölümüyle ölmüş olur.) [Buhari]

(Cemaatle birlikte olun! Allah'ın rızası, rahmeti, yardımı cemaatle birliktedir. Cemaatten ayrılan Cehenneme düşer.) [İbni Asakir]

(Cemaatten ayrılan, yüzüstü Cehenneme düşer.) [Taberani]

(Sürüden ayrılanı kurt, cemaatten ayrılanı şeytan kapar. Cemaatten ayrılmayın!) [Tirmizi]

(Cemaatten bir karış ayrılan İslam halkasını boynundan çıkarmış olur.) [Ebu Davud]

(Allahü teâlânın rızası, icmadadır.) [İbni Asakir]

 

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net