|
Gözü gönlü doymayan, Canı hiçe saymayan, Gaflet içinde yüzer, Büyükleri duymayan. * * * Boz bulanık akana, Mazlum canı yakana, Tevbe et demek gerek, Namahreme bakana. * * * Allanır pullanırsın, Gittikçe ballanırsın, Temiz giyersen eğer, Yıllarca kullanırsın. * * * Gerçekleri görene, Muradına erene, Müjde olsun demeli, Allah için verene. * * * Sözlerini evirir, Pot kırar, çam devirir, Güvenilmez kalleşe. Ansızın sırt çevirir. * * * Yaklaşır azar azar, Arkadan kuyu kazar, Kovucudan uzak dur, Her zaman ara bozar. * * * Helal ve temiz yiyen, Duruma göre giyen, Hoca, mahrum edilmez, Rabbimiz Allah diyen. |
Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için www.dinimizislam.com |
31 Ekim 2010 Pazar
* Seçkin maniler - 168
* Kurban için zenginlik ölçüsü (Mehmet Ali Demirbaş'ın 02.11.2010 tarihli yazısı)
02 Kasım 2010, Salı | |
Kurban için zenginlik ölçüsü | |
Sual: Bir kimseye kurban bayramında kurban kesmesinin vacib olması için şartlar nelerdir? CEVAP Maddeler halinde bildirelim: 1- Mukim, âkil baliğ ve Müslüman olması lazımdır. Yani seferi, deli ve çocuk olmaması lazımdır. 2- Nisaba malik olması lazımdır. 3- Kadınların incisi, pırlantası ve her çeşit ziynet eşyası, kurban nisabına katılır. Zekâta katılmaz. 4- Birden çok evi olan erkeğin, nisaptan düşürecek kadar borcu yoksa, kurban kesmesi gerekir. 5- Kurban nisabı hesabına katılacak malın, ticaret için olması şart olmadığı gibi, elinde bir yıl kalmış olması da gerekmez. Bütün borçlar, alacaklardan ve mevcut maldan çıkarılır. Kalan alacaklar, zekâtta olduğu gibi, kurban nisabına dâhil edilir. Kurban satın alırken Sual: Kurban alırken nelere dikkat etmelidir? CEVAP Şunlara dikkat etmelidir: 1- Kurban satın alınırken, (Bayram günü kesmesi vacib olan kurbanı almaya) diye niyet etmeli. Bunu keserken, tekrar niyet etmesi şart değildir. Bu aldığı hayvanı kurban etmesi de şart değildir, fakat keseceğinin kıymeti bundan az olmamalı. Satın alırken, hiç niyet etmese de olur, fakat bunu keserken veya kesecek olanı vekil ederken niyet etmesi gerekir. 2- Bazı yerlerde kurbanlık hayvan alırken satıcı, (Hayvanı kesip et haline getirdikten sonra kilosunu şu fiyattan veriyorum. Sen hayvanı seç, bayramda gelirsin, eti kaç kilo gelirse, parasını verirsin) diyor. Canlı olarak tartıp satanlar da vardır. Bu şekilde, alış veriş haramdır, fakat bilmeden haram işlenerek alınmış olan hayvanı kesince, kurban yine sahih olur. Günahı için de tevbe etmeli. Canlı olarak tartıp, (Bu hayvana şu kadar para vereceksin) denirse, o zaman alış veriş de sahih olur. 3- Üç ortak, 1400 liraya bir inek alsa, ortağın biri 600 diğeri de 600 verse, üçüncü ortak 200 lira verse, üçüncüye düşen hisse, yedide birden az olmadığı için caiz olur. 4- Eşit para verip, 3 kişi, 3 koyun alsa, kesmeden önce, (Şu senin, şu onun, şu da benim) diye paylaşmak caizdir. 5- Kurbanı veresiye veya kredi kartıyla almak caizdir. 6- İki kişinin kurbanı karışırsa, her birinin kendinin sanarak kestiği, kendi kurbanı olur. 7- İki kurbanlıktan biri diğerini öldürmüşse, sahibine ödetilemez. 8- Kurban alan, niyetini değiştirip, akika veya adak olarak kesebilir.
| |
Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net | |
30 Ekim 2010 Cumartesi
* Oje gusle ve abdeste manidir
01 Kasım 2010, Pazartesi | |
Oje gusle ve abdeste manidir | |
Sual: (Tırnaklar, saçlar ve dişler ayrı birer uzuv olmadığı için, buraları abdestte ve gusülde yıkamak gerekmez. Bu bakımdan oje, abdeste ve gusle mani olmaz) diyen reformcuya nasıl cevap verilebilir? CEVAP Tırnak uzvun tamamı değilse, parmak da uzvun tamamı değil, uzuvdan bir parçadır. Eli yıkayıp parmağı yıkamayınca abdest ve gusül olmaz. Bir uzvun tamamını yıkamak şarttır. Fıkıh kitaplarında deniyor ki: İğne ucu kadar kuru bir yer kalsa veya tırnağının altına giren çamur orada kurusa, abdesti sahih olmaz. (Hindiyye) Cünübün bedeninde, guslederken iğne ucu miktarında su değmedik yer kalsa, cünüplüğü gitmez, çünkü bütün bedene suyu ulaştırmak farzdır. (Halebi-yi sagir) Gusülde, ağzının ve burnunun içini ve tepeden tırnağa kadar bütün bedenini, hiçbir kıl dibi kuru kalmamak üzere, güzelce yıkamak farzdır. (Nimet-i İslam) Guslün farzının üçüncüsü, tepeden tırnağa kadar, bütün bedeni üzerinde, mum, hamur, göz çapağı gibi, altına suyun geçmesine mani bir şey bırakmamak üzere, bir kere yıkamaktır. (Nimet-i İslam) Diş çukurundaki yemek artıkları sert olup, altına su geçmezse, gusül sahih olmaz. (Merakıl-felah, Tahtavi, Feth-ul-kadir, Halebi-yi kebir, Mecmua-i Zühdiyye) Guslün farzı üçtür. Bunlar, ağza ve buruna su vermek ve vücudun tamamını yıkamaktır. Vücutta bir kıl dibi kuru kalmamalı, kalırsa cünüplükten kurtulamaz. (Tergib-üs-salat) Yıkaması farz olan yerde, iğne ucu kadar ıslanmamış yer kalırsa, abdest sahih olmaz. (İ. Ahlakı) Görüldüğü gibi, vücudun bir yerinde iğne ucu kadar ıslanmadık kuru yer kalsa gusül sahih olmuyor. Elin parçası olan tırnakları ve ağzın parçası olan dişleri de, gusülde yıkamak farzdır. İğne ucu kadar kuru yer, kasten bırakılırsa gusle manidir, fakat farkında olmadan, avuç içi kadar da kuru yer kalsa yine gusle mani olmaz. Acaba kuru yer kaldı mı diye vesvese etmek, tekrar tekrar yıkamak günah olur. | |
İnternet Radyomuz 24 saat yayındadır. Dinlemek için tıklayın: | Bugünkü ilahiyi dinlemek için tıklayın: |
Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net | |
* Seçkin maniler - 167
|
Bu kadar gaflet olmaz, Derler bu nasıl namaz? Seni gören melekler, Sanma seni kınamaz? * * * Günü güne katarsın, Ömrü hiçe satarsın. Derde sokup başını, Felakete atarsın. * * * Kim ki hiç ibret almaz, Asla kazancı olmaz, Kabı ters çevirirsen, İçine hiç su dolmaz. * * * Kollarsan kollanırsın, Sallarsan sallanırsın, O kadar hızlı gitme! Sollarsan, sollanırsın. * * * Kötü yola gidersin, Allah affeder dersin, Tevbe etmeden nasıl, Affı ümit edersin? * * * Aklı olan, dayatmaz, Dini parayla satmaz, Yatarken tevbe eder, Öyle gafletle yatmaz * * * Hoca, artık özetle! Yaşanmalı izzetle, Her işinde her zaman, Hak emrini gözetle! |
Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için www.dinimizislam.com |
* Kaza kılmak (Mehmet Ali Demirbaş'ın 01.11.2010 tarihli yazısı)
01 Kasım 2010, Pazartesi | |
Kaza kılmak | |
Sual: Kimi, (Kaza namazı borcu yoksa, kaza kılınmaz) diyor. Kimi de, (Mekruh olma ihtimali olanları kaza etmeli) diyor. İmam-ı a'zam hazretleri, hiç kazası yokken kırk yıllık namazını kaza etmiş midir? CEVAP İmam-ı Rabbani hazretleri, (İmam-ı a'zam Ebu Hanife hazretleri, abdestin edeblerinden birini terk ettiği için kırk yıllık namazı kaza etmiştir) buyuruyor. (1/29) Fetvâ-yi Attâbî kitabında diyor ki: İhtiyaten, mekruh olarak kıldığı namazları kaza etmek iyi olur. Bazı âlimler, bütün ömründeki namazları kaza etmişlerdir. İmam-ı a'zam hazretleri, abdest alırken ayak parmaklarını üst taraftan yukarıdan aşağıya doğru sol elinin küçük parmağıyla hilâllerdi. Sonra, Resulullahın ayağını, alt tarafından aşağıdan yukarıya doğru hilâllediğini anlayınca, ayak parmaklarını sünnete uygun şekilde hilâllemediği için böyle kıldığı namazlarını kaza etmiştir. (Tergib-üs-salât) Görüldüğü gibi, kazası olmayanın da, kaza namazı kılması iyi oluyor. Sünnetleri kılarken kazaya da niyet edilince, hem sünnetler kılınmış, hem de varsa kaza borcumuz ödenmiş olur. Ömür boyu böyle devam etmek iyi olur.
Halvette namaz kılmak Sual: Bir erkek, evine gelen yabancı kadınlara imam olabilir mi? CEVAP Evde erkek, mahremi olan kadınlara imam olur, yabancı kadınlara imam olamaz, çünkü halvet olur. Eğer cemaat arasında, bir erkek veya imamın mahremi kadın bulunursa, yabancı kadınlar da cemaate girebilir. (S. Ebediyye) Bir evde kadınların arasında yalnız bir erkek bulunur da, o erkeğin kızı, kız kardeşi, annesi, halası, teyzesi gibi bir mahremi veya karısı bulunmazsa, kadınlara imam olması mekruhtur, ama yanında bunlardan biri bulunur yahut kadınlara mescidde imam olursa mekruh olmaz. (Dürr-ül muhtar) Namazlardan sonra Sual: Hadis-i şeriflerde, (Farz namazlardan sonra şu duayı okumak sevabdır) deniyor. Farzı kılınca mı okunacak, yoksa duadan sonra mı? CEVAP Hanefî'de namaz bitip dua ettikten sonra okunur, çünkü farzla sünnet, sünnetle farz arasında dua okumak, Hanefî'de caiz değildir. (İbni Abidin) Burulmuş hayvan Sual: Burulmuş boğa ve tosunu yahut koçu kurban etmek caiz midir? CEVAP Evet, caizdir. Hattâ burulmuş olanı, burulmamış olandan daha sevabdır, çünkü kısırlaştırılan erkek hayvanlar, daha yağlı ve etleri de daha lezzetli olur. Hidaye kitabında bildirildiğine göre, Peygamber efendimiz, burulmuş iki koç kurban etmiştir. (Dürr-ül-muhtar, Redd-ül-muhtar, Hindiyye, Mecmua-i Zühdiye)
| |
Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net | |
29 Ekim 2010 Cuma
* Mevlid okuturken günah işlemek
31 Ekim 2010, Pazar | |||
Mevlid okuturken günah işlemek | |||
Sual: S. Ebediyye’de, Mektubat-ı Rabbani’den alınan bir mektupta, (Zamanımızın Müslümanları, farzları bırakıp, nafile ibadetlere sarılıyor. Nafile ibadetleri yapmaya [mesela, kadın erkek karışık olarak mevlid okutmaya, cami yapmaya, sadaka ve hayrat yapmaya] ehemmiyet verip, farzları hafif ve ehemmiyetsiz görüyorlar) deniyor. Kadın erkek karışık mevlid okutmak günah iken, niye nafile ibadetler arasında sayılıyor? CEVAP Nafile ibadetler arasında sayılmıyor. S. Ebediyye’nin birçok yerinde, kadın erkek karışık mevlid okumanın günah olduğu bildiriliyor. Burada, farzın önemi anlatılırken, mevlid okutmanın nafile ibadet olduğu bildiriliyor. Farzı bırakıp nafileyle meşgul olmanın yanlışlığı açıklanırken, üstelik bir de kadın erkek karışık yapılarak, haram karıştırıldığı vurgulanıyor. Yani haram işlenmeye nafile ibadet denmiyor.
| |||
İnternet Radyomuz 24 saat yayındadır. Dinlemek için tıklayın: | Bugünkü ilahiyi dinlemek için tıklayın: | ||
Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net | |||
* Başarı ve hizmet (Mehmet Ali Demirbaş'ın 31.10.2010 tarihli yazısı)
31 Ekim 2010, Pazar | |
Başarı ve hizmet | |
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dünyanın en başarılı tüccarı, parayı, bir gün değil, bir saat elinde tutmayandır. Elde tutulan para zarardır. Parayı çok süratli çevirenler, çok başarılı olanlardır. Hiçbir tüccar, sermayesinden mal alıp satmaz. Ne yapar peki? Oradan aldığı parayı, buraya yatırır, buradan aldığını başka işe yatırır, yani birbirinin üzerine bindirmek suretiyle, o parayı döndürür. Akıllı tüccar, yapıp satmaz, satıp yapar. Yani, ben mal yaptım, gel al demez. Siparişini alır, yapıp teslim eder. Satmadan da almaz, almadan satar. Yani hazır mamule paraları yatırıp, sonra bunları satmak için müşteri beklemez. Önce satar, sonra üreticiden, bunları müşterisi için sipariş eder. Bir şirketin başarılı olması için, şu üç şart birlikte bulunmalıdır: 1- Hedefin iyi tayin edilmesi, 2- Kadro ve paranın olması, 3- İyi bir yöneticinin işin başında bulunması. Hedef, Allahü teâlânın rızasını kazanmak olursa, kadro da, salih insanlardan kurulur ve bunlarla çalışılırsa, "Para bulunmaz, para kazanılır" diye çalışılırsa, işlerin başına başarılı yönetici konursa, o da, (Başarı benim değil, bu kadronun başarısıdır) diyerek, bu inançla hareket ederse, bütün şirket, bütün işler topyekûn iyiye gider. Emrimiz altında çalışanlara âmir veya patron değil, abi olmalıdır. Abi, aynı düşünceyi paylaşan, aynı şeyi yiyebilen, aynı sıkıntıya düşen, aynı neşeyi paylaşan, yani hiç ayrılmayan, çalışanlardan hiçbir fark gözetmeyen insan demektir. Hiç kimse, hiç kimsenin kölesi olmak istemez. Hele bu asırda, böyle şey düşünmek çok yanlıştır. Zaten köle devri çoktan bitmiştir. İhlâslı ve başarılı idareci, bardağa bakıp, (Ben de bunun bir parçası olarak, buna hizmet etmek isterim. Gelin bu bardağa hep beraber sahip çıkalım) diyendir. Biz hedefi ortaya koyarsak, hedefe bütün insanların sahip çıkmasına sebep olursak, hedefe ulaşmak kolay olur. Kendimiz sahiplenirsek, bu ancak benimle olur, benden başka kimse bunu yapamaz, ancak ben varsam bu iş olur diyen, yok olur gider. Sevgi, her işte başarı kazandırır. Seven insan, sevilir. Sevmekten nasibi olmayan, daima korkulan insandır. Herkes ondan kaçar. Herkesin kaçtığı insan da, çok kötü biridir. Hâlbuki insan, su gibi olmalı, insan ona ihtiyaç duymalı, ona koşmalı. İşte insanlık budur, hizmet budur, başarı budur.
| |
Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net | |
28 Ekim 2010 Perşembe
* Kavil ve fetva nedir?
30 Ekim 2010, Cumartesi | |||
Kavil ve fetva nedir? | |||
Sual: İlmihallerde mesela, (İmam-ı Ebu Yusuf’a göre caiz, İmam-ı Muhammed’in kavline göre ise caiz değildir, fetva da böyledir) deniyor. Bazen de, (Müftabih kavle göre caiz değildir) deniyor. Buradaki, fetva, kavil ve müftabih ifadeleri ne demektir? CEVAP Mezhepte müctehid olan âlimler, mezhep imamının koyduğu usul ve kurallara göre ictihad ederler. Bir müctehidin, başka bir müctehide tâbi olması caiz değildir. Bunun için farklı ictihadlar olabiliyor. Mezhep içindeki müctehidlerin bu ictihadlarına kavil de denir. Kavil, söz demekse de, burada müctehidin ictihadı demektir. Tercih ehli denen fıkıh âlimleri, mezhep içindeki farklı kavilleri inceleyip, hangi kaville amel etmek gerektiğini bildirirlerse, o kavle, müftabih yani tercih edilen kavil denir. Bu husus, (Fetva bu kavle göredir) şeklinde de ifade ediliyor. Her Müslümanın, amel ederken tercih edilen kavle uyması gerekir.
| |||
İnternet Radyomuz 24 saat yayındadır. Dinlemek için tıklayın: | Bugünkü ilahiyi dinlemek için tıklayın: · Rabbim | ||
Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net | |||