30 Haziran 2010 Çarşamba
* Seçkin maniler - 104
|
Bak gör, her şey aşikâr! Mantığın var, aklın var, Bir ot gibi yaşarsın, Hayvandan ne farkın var? * * * Nefes alınan hava, Dolu her yer, dağ, ova, Güç yeter mi satılsa? Veriliyor bedava. * * * Bir bak yanan ateşe! Doğup batan güneşe! İbretle bakmayanlar, Benzerler sanki leşe. * * * Karamanın koyunu, Bırak artık oyunu! Ceddimize layık ol! Düşün asil soyunu! * * * Gözünden akarsa yaş, Hizmetle geçerse yaş, Elbette mutluluktur, Bir de ağrımazsa baş. * * * Bâtıl her şeyden beter, Hak gelir bâtıl biter, Anlayışı olana, Sadece bir söz yeter. * * * Çatılmasın hiç kaşın! Helalden olsun aşın! Hoca düşün sonunu! Kurumasın gözyaşın! |
Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için www.dinimizislam.com |
* Yardım istemek (Mehmet Ali Demirbaş'ın 01.07.2010 tarihli yazısı)
01 Temmuz 2010, Perşembe | |
Yardım istemek | |
Sual: Yusuf aleyhisselamın, zindandan kurtulmak için birinden yardım istemesi, senelerce zindanda kalmasına sebep olmuş. Buna göre, ölü olsun, diri olsun, Allah'tan başkasından yardım istemek nasıl caiz olur? CEVAP Burada Yusuf aleyhisselam yani bir Peygamber suçlanıyor. Peygamberler, caiz olmayan, günah olan işi yaparlar mı hiç? Aksine bu durum, başkasından yardım istemenin caiz olduğunu gösteriyor; çünkü Peygamberler kesinlikle günah işlemez. Allahü teâlânın, sevdiği kullarına böyle gayret etmesi çok vaki olmuştur. Yani Yusuf aleyhisselamın zindanda kalması, bunun günah olduğunu göstermez. İnsan, her zaman başkasından yardım isteyebilir. Doktora gider, hastalığının iyileşmesi için yardım ister. Hapse düşmemek veya hapisten kurtulmak için, avukata gidip yardım ister. Denizde boğulmak üzereyken, imdat, beni kurtarın diye insanlardan yardım ister. Elindeki ağır yükü taşıyamayınca, birine (Yardım et de, şu yükü sırtıma alayım) demesinde de bir mahzur olmaz. Bunlar şirk olmaz, sebebe yapışmak olur. Bir âyet-i kerime meali: (Onun [Musa aleyhisselamın] kavminden olan bir kimse, düşmanına [üstün gelmek için, Kıptiye] karşı, ondan [Musa aleyhisselamdan] istigasede bulundu [yardım istedi].) [Kasas 15] Ölüden veya diriden yardım istemenin sakıncası olmaz. Ölüye de, diriye de yardım etme kuvvetinin verenin Allahü teâlâ olduğu bilinince, mesele kalmaz. Namazdaki sünnetler Sual: Fıkıh kitaplarında, kaza namazı borcu olanın sünnet ve nafile namazlarının kabul olmayacağı bildirildiğine göre, bir an önce kazaları bitirebilmek için, namaz içindeki sünnetleri mesela Sübhaneke'yi, rükû ve secde tesbihlerini, Salli ve Barik'leri okumadan namaz kılmak caiz olur mu? CEVAP Hayır, caiz olmaz. Namaz, farzıyla, vacibiyle, sünnetiyle namazdır. Namazın içindeki sünnetleri terk etmek mekruh olur, yani namazın sevabı noksanlaşır. Vaktin farzını veya kaza namazı kılarken de namazın içindeki sünnetler terk edilmez. Namaz dışında Sual: Namazda idrarlı, kanlı elbise giymek caiz olmadığı gibi, namaz dışında da giymek caiz değil mi? CEVAP Namaz dışında da, zaruretsiz necis yani pis elbise giymek mekruhtur.
| |
Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net | |
* Hazret-i Mehdi'nin mezhebi
01 Temmuz 2010, Perşembe | |
Hazret-i Mehdi’nin mezhebi | |
Sual: Mevdudi, (Mehdi ortaya çıkınca, mezhep diye bir şey olmayacak. Mehdi, hayatın ana problemlerinde derin nüfuza sahip, modern bir reformcu olacak. Mezhepleri kaldıracak. Fıkıh ve tasavvuf âlimleri, onun getireceği yeniliklere karşı feryat edecekler. O zaman, bu dört mezhepten kurtulacağız) gibi şeyler söylüyormuş. Onun hayranları da aynısını söylüyorlar. Dört hak mezhebin suçu ne de, Mehdi bunları kaldıracaktır? CEVAP Mevdudi, mezhepsizdir, onun sözü dinde senet değildir. Mezhepleri kimse kaldırmayacaktır. Mezhepler dinin emriyle, Peygamber efendimizin emriyle ortaya çıkmıştır. Mezhep imamı demek, Peygamber efendimizin Kur'an-ı kerimden çıkardığı bilgileri, Eshab-ı kiramdan işiterek toplayan, kitaba geçiren büyük âlim demektir. Bu ise, Resulullaha ve Kur’an-ı kerime uymak demektir. Eshab-ı kiram, Resulullah’tan işittiklerine uyardı. Kendi talebelerinden birine uymaya, yani dört mezhepten birinde olmalarına lüzum yoktu. Onların her biri, bütün bilgileri asıl kaynağından alıyordu. Birbirlerine sorarak da öğreniyorlardı. Hepsi, mezhep imamlarından daha çok âlim ve daha yüksek müctehid, yani mezhep sahibiydiler. Bir müctehidin mezhebi kendi mezhebidir. Bir müctehid olan Hazret-i Mehdinin mezhebi de, kendi mezhebidir. Hazret-i Mehdi gelince, doğru İslam bilgileri ortadan kalkmış olacak. Hazret-i Mehdi Ehl-i sünnet bilgilerini tazeleyeceği zaman, zaten İslam âlimi kalmamış olacak. Yani fıkıh ve tasavvuf âlimleri zaten kalmamış olacak, dolayısıyla bu âlimler değil, ortalık mezhepsizlere kaldığı için, onlar Hazret-i Mehdi’ye karşı koyacaklar, feryat edecekler. Hazreti Mehdi bunları zararsız hale getirecektir. Hazret-i İsa da, aynen Hazret-i Mehdi gibi ictihad edecektir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Muhammed Parisa hazretleri, Fusul-i sitte kitabında, (İsa aleyhisselam gökten inip, İmam-ı a’zam Ebu Hanife’nin mezhebine uygun ictihad edecek, onun helal dediğine helal diyecek, haram dediğine haram diyecektir) buyuruyor. (3/17) Hazret-i Mehdi, İslamiyet’i yayacak. Resulullahın sünnetlerini ortaya çıkaracak. Bid’at işlemeye ve bid’atleri Müslümanlık olarak yaymaya alışmış olan Medine’deki din adamı, Mehdi’nin sözlerine şaşıp, (Bu adam bizim dinimizi yok etmek istiyor) diyecek. Hazret-i Mehdi, bu din adamının öldürülmesini emredecektir. (1/255) Görüldüğü gibi, Hazret-i Mehdi geldiğinde, hak mezheplerin hükmü unutulmuş olacak, bid’atler ortalığı kaplayacak, ortada hak bir mezhep kalmayacaktır. Hazret-i Mehdi de yaygınlaşan bu bâtıl mezhepleri, bid’atleri kaldıracaktır. Bütün bu bildirilenlere rağmen, nasıl olur da, Müslümanlar için rahmet olan dört hak mezhep ve fıkıh kitaplarında bildirilen hükümler, ictihadlar, öcü gibi gösterilip, bunlardan kurtulacağız diye mezhep düşmanlığı yapılabilir?
| |
Dinlemek için tıklayın: |
dinlemek için tıklayın: · İçinde |
Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net | |
29 Haziran 2010 Salı
* Seçkin maniler - 103
|
Odunu keser hızar, Kibirli hemen kızar, Küp içinde ne varsa, Dış yüzüne o sızar. * * * Nasihate darılma! Bâtıllara sarılma! Uy Hakk’ın emrine! Doğru yoldan ayrılma! * * * Sütlere su katarlar, Saf süt diye satarlar, Yüksekten bakar isen, Pencereden atarlar. * * * Mümin koşar hizmete, Sarılır ibadete, İmanlıysa kavuşur, Ebedi saadete. * * * Tutan iki elim var, Hep konuşan dilim var, Her şeyin bulunsa da, En sonunda ölüm var. * * * Cimrinin gözü doymaz, Ârif can verir, duymaz, Allah yolunda verir, Parasına hiç kıymaz. * * * Doğru ise sözümüz, Gülüyorsa yüzümüz, Hoca, büyük nimettir, Görüyorsa gözümüz. * * * Kelimeler: Hızar: Büyük bıçkı |
Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için www.dinimizislam.com |
* İmam-ı Rabbani ve Hazret-i Mehdi
30 Haziran 2010, Çarşamba | |
İmam-ı Rabbani ve Hazret-i Mehdi | |
Sual: İmam-ı Rabbani, Mehdi’nin Peygamberimizden bin sene geçtikten sonra mı, yoksa kendisinden bin sene sonra mı geleceğini bildirmiştir? CEVAP Kendisinden bin sene sonra geleceğini bildirmiştir. Peygamber efendimizden bin sene sonrası zaten, İmam-ı Rabbani hazretlerinin kendi zamanı oluyor. Peygamber efendimizden bin sene sonra gelecek olsaydı, 400 sene önce gelmiş olması gerekirdi. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Hazret-i Mehdi çıkmadan önce doğu cihetinde, parlak bir kuyruklu yıldız doğacaktır. Bir yıldız doğmuştur, ama şunu bilmelidir ki, bu doğuşlar, Mehdi’nin zuhuru zamanında meydana gelecek olanlardan farklıdır, çünkü Mehdi’nin zuhuru ortaya çıkması, yüz yılın başlangıcında olacaktır. Şu an ise yüz yılın başını 18 sene geçmiştir. (2/68) [Görüldüğü gibi, hicri yüzyıl başını 18 sene geçtiği için, bir yıldız da görüldüğü halde, kendi zamanında gelmesinin mümkün olmadığını açıkça bildiriyor. Günümüzde ise, yüzyıl başını 30 sene geçmiştir.] Resulullahın vefatından bin sene geçtikten sonra, ümmetinden gönderilen âlimlerin sayısı az ise de, İslamiyet’i tam kuvvetlendirmeleri için, çok yüksek olacaklardır. Resulullah efendimiz, hazret-i Mehdi’nin teşrif edeceğini haber vermiştir. Bin sene sonra gelecektir. İsa aleyhisselam da, bin sene sonra, gökten inecektir. (1/209) [Burada açıkça, (Bin sene sonra gelecektir) deniyor, yani kendisinden bin sene sonra geleceği bildiriliyor. Şimdi gelecek olsaydı, İmam-ı Rabbani hazretleri, (Peygamberimizden 1500 sene sonra gelecek) diyemez miydi?] Bu ümmetin sonu, Peygamberimizin vefatından bin sene sonra, yani ikinci bin ile başlamıştır, çünkü bin sene geçmesiyle, insanlarda ve eşyada büyük değişiklik olur. Allahü teâlâ, bu dini kıyamete kadar değiştirmeyeceği için, ilk zamanda gelenlerin tazelikleri, kuvvetleri sondakilerde de görülmekte ve böylece ikinci bin başında İslamiyet’i kuvvetlendirmektedir. Bu sözümüzü ispat etmek için, kuvvetli şahit olarak, hazret-i İsa ile hazret-i Mehdi’yi gösteririz. (1/261) [Burada da, bin sene geçtikçe İslamiyet’in kuvvetlendirileceği bildiriliyor. İkinci bin başında İslamiyet’i kuvvetlendiren, ikinci binin müceddidi olan, müceddid-i elf-i sani İmam-ı Rabbani hazretleridir. Kendisinden bin sonra, bu kuvvetlendirme işini ise hazret-i İsa ve hazret-i Mehdi yapacaktır.] Ahmed Said Faruki hazretlerinin oğlu Muhammed Mazhar hazretleri de, İmam-ı Rabbani hazretlerinin hayatını anlattığı kitabında buyuruyor ki: Her yüz sene başında bir müceddid yani dini kuvvetlendirici gelir, ama yüz senede gelen müceddid ile, bin senede bir gelen müceddid arasında çok fark vardır. Yüzle bin arasında ne kadar fark var ise, bu iki müceddid arasında da o kadar, hatta daha çok fark vardır. İmam-ı Rabbani hazretlerinin vakti şöyledir ki, eski ümmetler zamanında dünyanın zulmetle dolduğu yıllarda, ülülazm bir Peygamber gelir ve yeni bir din getirirdi. Ümmetlerin en hayırlısı, Muhammed aleyhisselamın ümmetidir. Bu ümmetin Peygamberi de, Peygamberlerin sonuncusudur. Bu ümmetin âlimleri, Benî İsrail’in Peygamberleri gibidir. Hadis-i şerifte, böyle olduğu bildiriliyor. Bu ümmette âlimlerin varlığı kâfi görüldü. Böyle bir vakitte, yani Peygamber efendimizden bin sene sonra, marifeti tam, âlim ve ârif bir zat lazımdır ki, eski ümmetlerdeki ülülazm bir Peygamberin yerini tutsun. Zira bu ümmetin sonu, Peygamber efendimizin vefatından bin sene sonradır, çünkü bin sene geçmesinde büyük bir özellik ve işlerin değişmesinde kuvvetli tesirler vardır. Bu ümmette ve bu dinde değişiklik olmayacağına göre, şüphesiz geçmişlerdeki nispetin ve o sağlam yolun, sonra gelenlerde yeniden kuvvetlenmesi zorunludur. Böylece, İmam-ı Rabbani hazretlerinin mübarek zatında, nübüvvet ve risaletin bütün üstünlüklerini toplayıp, bu yüksek makamla diğerlerinden ayırdılar. (Menakıb ve Makamat-i Ahmediyye-i Saidiyye) Hazret-i Mehdi, İmam-ı Rabbani hazretlerinin bildirdiğine göre, kendisinden bin sene sonra gelecek ve üçüncü binin müceddidi olacaktır. (F. Bilgiler) Görüldüğü gibi, hiçbir âlim, (İmam-ı Rabbani hazretleri, hazret-i Mehdi’nin Peygamberimizden bin sene sonra geleceğini bildiriyor) diye bir şey anlamamış; hepsi, Peygamber efendimizden bin sene sonra gelecek olan müceddidin, İmam-ı Rabbani hazretleri olduğunu bildirmiştir. | |
Dinlemek için tıklayın: |
dinlemek için tıklayın: |
Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net | |
* Kolonya temizdir (Mehmet Ali Demirbaş'ın 30.06.2010 tarihli yazısı)
30 Haziran 2010, Çarşamba | |
Kolonya temizdir | |
Sual: İslam Ahlakı kitabında deniyor ki: 1- Suyla toprak karıştırıldığı zaman, bu ikisinden biri temizse, meydana gelen çamur temiz olur ve bu kavil sahihtir. Fetva da böyledir. 2- Bu fetvanın zayıf olduğunu bildiren âlimler varsa da, harac olunca, zayıf kaville amel olunur. 3- Necis olan sıvı, mesela ispirto, ilaç, koku [su veya toprak] gibi şeylere [bir menfaat için] karıştırılınca, karışım temiz olur. [Lakin ilaç için olmayanları içmek haramdır.] Bunun için, tentürdiyot ve kolonya, Hanefi'de temizdir. Bu ifadelerden, harac, sıkıntı olmadan kolonya dökülerek kılınan namazın sahih olduğunu anlıyorum. Kolonya temiz dendiğine göre, harac olmadan da üstümüze döksek, onunla namaz kılmanın caiz olduğu mu anlaşılıyor? CEVAP Evet, öyle olduğu pek açıktır. Burada iki ayrı kavilden bahsediliyor: Birinci kavilde, (Karışım temizdir, bu kavil sahihtir ve fetva da böyledir) buyuruluyor. Fetva böyledir denince artık mesele kalmamıştır. 3. maddede, 1. maddedeki sahih olan fetvanın açıklaması yapılıyor. Tentürdiyot ve kolonyanın temiz olduğu, bir de ilaç için olan karışımların da, yani içinde alkol bulunan ilaçları kullanmanın da caiz olduğu açıkça bildiriliyor. İkinci maddede, sahih olan ve fetva verilen kavle, bazı âlimlerin zayıf dediği bildiriliyor. Sahih kavli bildirdikten sonra, bazı âlimler denince, bu kaville amel etmek lazım gelmediği anlaşılıyor. Burada kolonya, tentürdiyot gibi karışımların temiz olduğunu bildiren kavil, zayıf değil, sahih kavildir ve fetvanın da böyle verildiği bildiriliyor. Zayıf kavil diyerek, bunun aksini söyleyip Müslümanları sıkıştırmak, caiz olmaz. Araya şeytan girmesin Sual: Sıcak havalarda, cemaatle namaz kılarken, safları seyrek tutmak caiz midir? CEVAP Hava sıcak da olsa, safları sık tutmalı. Safların sık olması, rahmetin gelmesine sebep olur. Saflar sıklaştırılıp omuzlar birbirine sıkıca değmeli. Eshab-ı kiram safta çok sık durduğundan, elbiselerinin omuzları eskirdi. İki hadis-i şerif meali: (Namazda, omuz omuza sık durun! Açıklıkları kapatın ki, şeytan girmesin!) [Hâkim] (Hak teâlâ, safı sıklaştırana rahmet, safta boşluk bırakana gazap eder.) [Nesai]
| |
Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net | |
28 Haziran 2010 Pazartesi
* Seçkin maniler - 102
|
Sağlığı ganimet bil! Her saati nimet bil! Boşa geçen vaktini, Büyük bir hezimet bil! * * * Bir gün kulak işitmez, Ağrın, sızın hiç bitmez, Vaktin kıymetini bil! Son pişmanlık kâr etmez. * * * Ömrü boşa geçirme! Söylerken, çam devirme! Esirgeme yardımı! Kimseyi boş çevirme! * * * Fırtına gibi esme! Salih insana küsme! Günahın çok olsa da, Allah’tan ümit kesme! * * * Salihlerle et sohbet! Sohbette yağar rahmet, Rahmet temizler seni, Gider kalbdeki zulmet. * * * Gafil işitmez sözü, Görmez gerçeği gözü, Bir türlü ayıramaz, Gece ile gündüzü. * * * Dünyaya gönül verme! Onu bunu hiç yerme! Hoca, kendinle uğraş! Kimsede kusur görme! |
Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için www.dinimizislam.com |
* Yeni İlahiler
28 Haziran 2010, Pazartesi | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Yeni İlahiler | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Görme engelli olan iki kardeşin “Âmâ kardeşler” ismiyle okuduğu ilahiler, sitemizdeki ilahiler sayfasına ilave edilmiştir. Aşağıda da liste halinde sunulmuştur. Kaydetmek için, ilahilerin üzerinde sağ tıklayıp Hedefi Farklı Kaydet (Save Target As) yapınız. | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||