9 Ekim 2024 Çarşamba

* Ezanın sahih olması için

9 Ekim 2024, Çarşamba

Ezanın sahih olması için

Sual: Ezanın sahih olması için şartlar nelerdir?

Cevap: Akıllı çocuğun, âmânın, veled-i zinanın, vakitleri ve ezan okumasını bilen cahil köylünün ezan okuması, kabahatsiz câizdir. Cünüp kimsenin ezan ve ikamet okuması ve abdestsiz ikamet okumak ve kadının, fâsıkın, sarhoşun, akılsız çocuğun ezan okumaları ve oturarak ezan okumak tahrimen mekruhtur. Bunların ezanları tekrar okunur. Ezanın sahih olması için, müezzin, Müslüman ve akıllı olmalı ve namaz vakitlerini bilmeli ve sözüne inanılan âdil bir kimse olmalıdır. [Takvimlerin de böyle bir Müslüman tarafından hazırlandığını bilmek veya sahih olduklarına böyle bir Müslümanın şahit olması lâzımdır. Yüzlerce senedir salih Müslümanların hazırladıkları ve bütün Müslümanların tâbi oldukları takvimlerdeki vakitleri değiştirmemelidir.] Namazın sahih olması için, vaktinde kıldığını iyi bilmek şarttır. Fasık kimsenin [yani içki içen, kumar oynayan, yabancı kadınlara bakan, zevcesini, kızını açık gezdirenin] ezanı sahih olmaması, ibadetlerde bunun sözü kabul edilmediği içindir.

Görülüyor ki, radyo [Mizyâ] ile ve minarede hoparlör [Mükebbirüssavt] ile ezan okumak ve vaktinden evvel okumak ve bunları, ezan olarak dinlemek câiz olmaz. Bunlar, hem kabul olmaz, hem de günâh olur. Bunları şartlarına uygun olarak tekrar okumak lâzımdır. Kim olduğu bilinmeyen ve görülmeyen kimsenin sesi sebebi ile, elektriğin hâsıl ettiği sesler ve plâk ile hâsıl edilen sesler, her bakımdan ezan değildir. Bundan başka, Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” (İbadetleri, bizim gibi yapmayanlar, bizden değildir) buyurdu. Ezanı, salih bir Müslümanın, yüksek bir yere çıkarak, Onun okuttuğu gibi okuması lâzımdır. Hele, öğle ezanı vaktinden evvel okununca, öğlenin ilk sünneti kerahet vaktinde kılınmış oluyor. Küçük günaha devam, büyük günâh olmaktadır.] (Tam İlmihal s. 206)

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

* Kur'ân-ı kerimde bildirilen konular (Osman Ünlü Hocanın 09.10.2024 tarihli yazısı)

9 Ekim 2024, Çarşamba

Kur’ân-ı kerimde bildirilen konular

Sual: Kur’ân-ı kerimde ana hatları ile bildirilen temel konular nelerdir?

Cevap: Kur’ân-ı kerimde beş ilim vardır ki bunlar sırasıyla şöyledir:

1- Mahlukları, yaratılanları inceleyerek, Allahü teâlânın var olduğunu ve bir olduğunu anlamayı göstermektedir. Fen bilgileri bu kısımdadır.

2- Tarihi inceleyerek, iman edenlerin, İslamiyete uyanların mesut olduklarını, imansızların ise dünyada azab içinde yaşadıklarını anlatmaktadır.

3- Ahiretteki nimetleri ve azabları bildirerek, imanlı olmaya teşvik etmektedir.

4- Dünyada ve ahirette saadete kavuşmak için, nasıl yaşamak lazım olduğunu öğretmektedir.

5- Müşriklerle, münafıklarla, Yahudilerle, Hıristiyanlarla ve yetmişiki fırkadaki sapık Müslümanlarla nasıl geçinileceği bildirilmektedir.

Sual: Bir kimsede, imanın devamlı kalabilmesi için ne yapılması gerekir?

Cevap: Bu konu Mızraklı İlmihal kitabında şöyle bildirilmektedir:

“İmanın, bizde baki kalıp çıkmamasının şartı ve sebebi altıdır:

1- Biz gayba iman eyledik. Bizim imanımız gaybadır, zahire değildir. Zira biz, Allahü teâlâyı, gözümüzle göremedik. Lakin görmüş gibi inandık, iman ettik. Bundan asla şüphemiz yoktur.

2- Yerde ve gökte, insanda ve cinde, meleklerde ve Peygamberlerde, gaybı bilen yoktur. Gaybı ancak Allahü teâlâ bilir ve dilediklerini dilediklerine bildirir.

Gayb demek, duygu organları ile veya hesap, tecrübe ile anlaşılmıyan demektir. Gaybı ancak Onun bildirdikleri bilir.

3- Haramı haram bilip, itikat etmek, inanmak.

4- Helali helal bilip, böyle itikat etmek, inanmak.

5- Allahü teâlânın azabından emin olmayıp, daimâ korkmak.

6- Her ne kadar günahkâr olsa da, Allahü teâlânın rahmetinden ümit kesmemek.

Bu altı şeyden birisi, bir kimsede bulunmasa da, beşi bulunsa, yahut birisi bulunsa da, beşi bulunmasa, o kimsenin imanı ve İslamı sahih değildir.”

Sual: Ezanı bildirildiği şekilde okumamak ve uygun okunan ezanı dinlememek de günah olur mu?

Cevap: Kitaplarda; ezanı fıkıh kitaplarının bildirdikleri vakitlerde ve sünnete uygun okumamak ve sünnete uygun okunan ezanı işitince saygı göstermemek, büyük günahlardandır diye bildirilmektedir.

Sual: Doğru da olsa her zaman çokça yemin etmek mahzurlu mudur?

Cevap: Kitaplarda; doğru olsa bile, çok yemin etmenin büyük günahlardan olduğu bildirilmektedir.

 

Osman Ünlü hocanın Türkiye Gazetesi'nde yayımlanan makalelerin arşivi için tıklayınız...

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

8 Ekim 2024 Salı

* Vakit namazını kılarken ezan ve ikamet okumak

8 Ekim 2024, Salı

Vakit namazını kılarken ezan ve ikamet okumak

Sual: Vakit namazını kılarken, camide veya evde ezan ve ikamet nasıl okunur? Misafir olanlar, namaz kılarken ezan ve ikamet okur mu?

Cevap: Evinde yalnız veya cemaat ile vakit namazı kılan, ezan ve ikamet okumaz. Çünkü, camide okunan ezan ve ikamet evlerde de okunmuş sayılır. Fakat, okumaları efdal olur. Müezzinin sesini evden duymak lâzım değildir. Camide ezan okunmazsa veya şartlarına uygun olmazsa, evde yalnız kılan ezan ve ikamet okur.

Mahalle camiinde ve cemaati belli kimseler olan her camide, vakit namazı, cemaat ile kılındıktan sonra, yalnız kılan kimse, ezan ve ikamet okumaz. Böyle camilerde, vakit namazları, imam mihrapta olarak, cemaat ile kılındıktan sonra, tekrar cemaatler yapılabilir. Sonraki cemaatlerde de, imam mihrapta bulunursa, ezan ve ikamet okunmaz. İmamları mihrapta durmazsa, ezanı ve ikameti, cemaat duyacak kadar sesle okurlar.

Yollarda bulunan veya imamı ve müezzini bulunmayan ve cemaati belli kimseler olmayan camilerde, çeşitli zamanlarda gelenler, bir vaktin namazı için, çeşitli cemaatler yaparlar. Her cemaat için, ezan ve ikamet okunur. Böyle camide, yalnız kılan da, ezan ve ikameti kendi işiteceği kadar sesle okur.

Misafir olanlar, kendi aralarındaki cemaat ile de, yalnız kılarken de, ezan ve ikamet okur. Yalnız kılanın yanında, arkadaşları kılıyorsa, ezanı terk edebilir. Seferî olan kimse, bir evde yalnız kılarken de, ezan ve ikamet okur. Çünkü, camide okunan, onun namazı için sayılmaz. Seferî olanlardan bazısı, evde ezan okursa, sonra kılanlar okumaz. Yola en az üç kişi çıkmalı ve biri emirleri olmalıdır. (Tam İlmihal s. 205)

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

* Hadis-i şerifi rehber edinmek (Osman Ünlü Hocanın 08.10.2024 tarihli yazısı)

8 Ekim 2024, Salı

Hadis-i şerifi rehber edinmek

Sual: Bir Müslümana, hayatı boyunca kendisine rehberlik eden hadis-i şerifler var mıdır?

Cevap: Bu konuda İmâm-ı Şiblî hazretleri buyuruyor ki:

“Dörtyüz hocadan ders okudum. Bunlardan dört bin hadis-i şerif öğrendim. Bütün bu hadislerden bir tanesini seçip kendimi ona uydurdum, çünkü kurtuluşu ve saadet-i ebediyyeye kavuşmayı bunda buldum ve bütün nasihatleri hep bunun içinde gördüm. Seçtiğim hadis-i şerifte, Peygamber efendimiz bir Sahabiye buyuruyor ki:

(Dünya için, dünyada kalacağın kadar çalış! Âhiret için, orada sonsuz kalacağına göre çalış! Allahü teâlâya, muhtaç olduğun kadar itaat et! Cehenneme dayanabileceğin kadar günah işle!)

Sual: Bir dükkânı kiralayan kimse, kiraladıktan sonra, bir müddet o dükkânda iş yapmasa, yine kirasını öder mi?

Cevap: Bir dükkânı kiralayıp teslim alan kimse, bir müddet iş yapmayıp, dükkân kapalı kalsa, kirayı yine tam vermesi lazımdır.

Sual: Bir yeri, dükkânı senelik olarak kiralayıp böyle sözleşme yapmanın mahzuru olur mu?

Cevap: Bir yeri kiralarken, bir senelik olmak üzere, her aylığı şu kadar liraya olarak kiralamak caiz olduğu gibi, senelik olarak toptan söylemek de caizdir.

Sual: Bir kimse, kiraladığı yerde, kira sözleşmesi anında söylediği işi değiştirirse, mülk sahibi, o sözleşmeden vazgeçebilir mi?

Cevap: Kiracı, bir dükkânı kiralarken yapacağı işi söyleyip sonra bu işi veya sanatını değiştirir, iflas eder yahut başka şehre yerleşirse kira akdi, sözleşmesi fesih yani geçersiz olur.

Sual: Bir haftada yaparsan şu kadar para, iki haftada bitirirsen şu kadar para veririm diye bir usta ile pazarlık yapmak uygun olur mu?

Cevap: Terziye kumaş verip, bir haftada dikersen yüz lira, iki haftada dikersen elli lira veririm demek, İmâmeyne göre caizdir. Dükkânda terzilik yaparsan, kirası yüz lira, demircilik yaparsan ikiyüz lira demek de caizdir.

Sual: Parçalanarak öldürülmüş olan bir kimsenin, sadece bedeninin yarısı bulunsa bunun cenaze namazı kılınır mı?

Cevap: Bir kimsenin cesedi ortasından biçilmiş, bölünmüş olsa, yalnız bedenin yarısı bulunsa, o yarım bedenin cenaze namazı kılınmaz.

Cesedi, parça parça olmuş ve her parçası başka bir yerde olan meyyitin de cenaze namazı kılınmaz. Fakat, o parçaları bir araya getirseler, cenaze namazı kılınır.

 

Osman Ünlü hocanın Türkiye Gazetesi'nde yayımlanan makalelerin arşivi için tıklayınız...

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

7 Ekim 2024 Pazartesi

* Kaza namazı kılarken ezan ve ikamet okumak

7 Ekim 2024, Pazartesi

Kaza namazı kılarken ezan ve ikamet okumak

Sual: Kaza namazı kılarken kırda, camide veya evde ezan ve ikamet okunur mu?

Cevap: Kırda, bostanda, yalnız veya cemaat ile kaza kılarken, erkeklerin ezanı ve ikameti yüksek sesle okumaları sünnettir. Sesi işiten insanlar, cinnîler, taşlar, kıyamette şahit olacaktır. Birkaç kazayı bir arada kılan, önce ezan ve ikamet okur. Sonraki kazaları kılarken, hepsine ikamet okur, ezan okumasa da olur.

Kadınlar, vaktinde ve kaza kılarken ezan ve ikamet okumaz.

Cami’de kaza kılan, ezan ve ikameti, kendi işiteceği kadar hafif okur. Birkaç kişi, kaza namazını camide cemaat ile kılarsa, ezan ve ikamet okunmaz. Bütün cami halkı, kaza kılarsa, bu zaman, ezan ve ikamet okunur. Zaten camide, cemaat ile kaza kılmak mekruhtur. Çünkü, namazı kazaya bırakmak, büyük günâh olup, bunu herkese bildirmek câiz değildir. Kaza namazını cemaat ile kılabilmek için, imam ve cemaatin aynı günün, aynı namazını kaza etmeleri lâzımdır. Meselâ pazar gününün öğle namazını kaza edecek kimse, salı gününün öğle namazını kaza edecek kimseye veya o pazar gününün öğle namazını eda eden kimseye uyamaz.

Evinde kaza kılan, şahitleri çoğaltmak için, ezan ve ikameti, odada işitilecek kadar, yüksek sesle okur. [Sünneti farz kazası niyeti ile kılan da böyledir.] (Tam İlmihal s. 205)

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

* İnsanların geçimlerine yardımcı olmak (Osman Ünlü Hocanın 07.10.2024 tarihli yazısı)

7 Ekim 2024, Pazartesi

İnsanların geçimlerine yardımcı olmak

Sual: İnsanların terbiyesinde, nafakalarını temin etmekte yardımcı olmak da sevap mıdır?

Cevap: Bu konuda, İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Mektûbât kitabında, bir talebesine hitaben buyuruyor ki:

“Allahü teâlânın, bir kuluna, faydalı, güzel işler yapmayı, çok kimsenin ihtiyaçlarını sağlamasını nasip etmesi, çok kimsenin ona sığınması, bu kul için pek büyük bir nimettir! Allahü teâlâ, kullarına ıyâlim demiş, çok merhametli olduğu için, herkesin rızkını, nafakasını kendi üzerine almıştır. Allahü teâlâ, bu ıyâlinden, kullarından birkaçının rızıkları, nafakaları için ve bunların yetişmeleri, rahat yaşamaları için bir kulunu görevlendirirse, bu kuluna büyük ihsan etmiş olur. Bu büyük nimete kavuşup da, bunun için şükretmesini bilen kimse, çok talihli, pek bahtiyardır. Bunun kıymetini bilip, şükretmek, kendi sahibinin, Rabbinin ıyâline, kullarına hizmet etmeyi saadet ve şeref bilmek ve Rabbinin kullarını yetiştirmekle övünmek, akıl icabıdır.”

Sual: Bir kimse, başka birinin bahçesindeki elmaları toplayıp fakirlere dağıtın diye emir verse, bu emre uyanlar, dağıttıkları elmaların bedelini öderler mi?

Cevap: Herkes, ancak kendi mülkü için emir verebilir. Başkasının malını denize at diye birisi emir verse, bu emre uyup o mal denize atılmaz, atan öder. Vekiline, borcumu, kendi malından öde dese, vekil kabul etse bile, ödemeye mecbur olmaz. Fakat, vekilde alacağı veya emanet parası varsa, o vekil, emri yapmaya, ödemeye mecburdur. Malımı satıp öde dese, bu emri, yalnız ücretli vekil yapmaya mecbur olur.

Sual: Başkasını kendisine tercih etmek güzel huylardandır deniyor. Bu tercih, ibadetler dâhil, her konuda geçerli midir?

Cevap: Bu konuda Eşbâhda deniyor ki:

“Başkasını kendine tercih etmek, isârdır ve güzel huylardandır. İsâr, muhtaç olduğu bir şeyi almayıp, muhtaç olan din kardeşine bırakmak, vermektir. İnsana lazım olan şeylerde isâr yapılır, ibadetlerde isâr yapılmaz. Mesela, taharetlenecek kadar suyu, setr-i avret edecek kadar örtüsü olan bir kimse, bunları kendisi kullanır. Bunları muhtaç olana vermez. Cemaatle namaz kılarken, birinci safdaki yerini başkasına vermez. Namaz vakti gelince abdestsiz kimsenin abdest suyunu başkasına îsâr etmesi, vermesi caiz değildir.”

 

Osman Ünlü hocanın Türkiye Gazetesi'nde yayımlanan makalelerin arşivi için tıklayınız...

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

4 Ekim 2024 Cuma

* Ezan kelimelerinin bildirilmesi

4 Ekim 2024, Cuma

Ezan kelimelerinin bildirilmesi

Sual: Ezan kelimeleri nasıl tespit edildi? Ezan okurken elleri kulaklara koymak gerekir mi?

Cevap: (Mevâhib-i ledünniyye)de diyor ki, (Hicretin birinci senesinde, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, Eshâb-ı kirama sordu. Kimisi, namaz vakitlerini bildirmek için, Nasara gibi nâkûs, yani çan çalalım dedi. Kimisi, Yahudiler gibi boru çalınsın dedi. Kimisi de, namaz vakti ateş yakıp yukarı kaldıralım dedi. Resûlullah, bunları kabul etmedi. Abdullah bin Zeyd bin Sa’lebe ve hazret-i Ömer rüyada ezan okumasını görüp söylediler. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” bunu beğenip, namaz vakitlerinde böyle ezan okunmasını emir buyurdu). (Medâric-ün-nübüvve) ve (Tahtâvî)de böyle yazıyor ve minarelerde ışık yakmanın, mecusilere benzediğini, bid’at olduğunu bildiriyor. [Buradan, namaz vaktini bildirmek için minarede ışık yakmanın büyük günâh olduğu anlaşılmaktadır.] (Tebyîn-ül-hakâık)da ve (Tahtâvî)de diyor ki, (Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, Bilâl-i Habeşîye, (İki parmağını kulaklarına koy! Böylece, sesin çok çıkar) buyurdu. Elleri kulaklara koyarsa iyi olur. Böyle yapmak, ezanın sünneti değil ise de, sesin çoğalmasının sünnetidir. Çünkü, rüyada, melek okurken böyle yapmamıştır. Ezan okumak için değil, okumağı, sesi arttırmak için sünnet olmuştur. Çünkü, sesini yükseltir buyurularak, sebep gösterilmiş, hikmeti bildirilmiştir. Parmaklar kulaklara konmazsa, ezan güzel olur. Konursa, sesi yükseltmesi güzel olur). Görülüyor ki, parmakları kulaklara koymak, sesi arttırdığı hâlde, ezanın sünneti değildir. Fakat, emir edilmiş olduğu için, bid’at de değildir. Bugün bazı camilerde kullanılan hoparlör, sesi yükseltiyor ise de, ezanın sünneti olmadığı, bid’at olduğu, ayrıca parmakları kulaklara kaldırmak sünnetinin terk edilmesine sebep olduğu anlaşılmaktadır. Hoparlör konan bazı camilerde minare yapılmadığı görülüyor. [(Fetâvâ-yı Hindiyye) beşinci cild, 322. ci sahifede diyor ki, (Sesi, mahalleye duyurmak için, minare yapmak câizdir. Buna lüzum yoksa, câiz değildir). Hoparlörün câiz olmadığı buradan da anlaşılmaktadır.] (Tam İlmihal s. 204)

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com