14 Haziran 2025 Cumartesi

* Muhtaç olanın faiz ile borç alması

14 Haziran 2025, Cumartesi

 

Muhtaç olanın faiz ile borç alması

 

Muhtaç olanın faiz ile borç alması

Sual: Muhtaç olanın faiz ile borç alması caiz midir? Köylüye ödünç verip gelecek senenin mahsulünden almak caiz midir?

Cevap: (Bahr)da diyor ki, (Muhtaç olanın faiz ile borç alması caizdir). Fakat, buna da faiz ile ödünç vermek haramdır [Eşbâh]. Nafakası olmayıp bulamayanlara muhtaç denir. İslamiyet, bu ihtiyacı zaruret kabul etmektedir [Eşbâh]. Böyle bir fakir faizsiz (Karz-ı hasen) bulamazsa, haram olduğu için faiz ile de ödünç veren bulunmazsa, bu fakiri telef olmaktan kurtarmak için, ihtiyacı kadar muamele ve Iyne yolu ile ödünç verilmesi caiz oldu. Nafakasından fazla mal, bina sahibi olmak için ve ticaretine sermaye yapmak için faiz ile ödünç almak ve buna, muamele ve Iyne yolları ile de ödünç vermek caiz değildir. Selem yolu ile ödünç vermek, yani köylüye, ödünç parayı, çok ucuza selem semeni olarak peşin verip, sonra bu para karşılığı olarak, yeni senenin mahsulünden çok fazla buğday veya pancar veya pamuk satın almak caiz değildir. Sözleşme zamanında çarşıda bulunmayan gelecek sene mahsulü selem yapılmaz. Köylüye, böyle caiz olmayan, selem yolu ile para vermek, (Muamele) ile ödünç vermekten ve (Iyne)den daha fenadır. Köylüleri ve köyleri harap etmektedir. (Tam İlmihal s. 827)

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için 
|  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

13 Haziran 2025 Cuma

* Iyne yoluyla ödünç vermek

13 Haziran 2025, Cuma

Iyne yoluyla ödünç vermek

Sual: Bir malı veresiye satıp, bunu aynı mecliste, bu müşteriden peşin ve ucuz satın almak caiz midir?

Cevap: Fâiz günahından kurtulmak için (Iyne) yolu ile de ödünç vermek caiz olur denilmiştir. İbni Âbidîn (Sarf) ve (Kefalet) sonunda buyuruyor ki, (Iyne satışında zengin on lira değerindeki malı fakire mesela oniki liraya veresiye satar. Fakir, malı alıp, başkasına, peşin on liraya satarak, on lira almış olur. Zengine oniki lira borçlu olur. İmam-ı Ebû Yûsüfe göre caizdir. (Feth-ul-kadîr)de mekruh bile olmadığı yazılıdır. İmam-ı Muhammede göre caiz değildir.) (Hadîka) ve (Berîka) kitaplarında diyor ki, (Iyne, bir malı veresiye satıp, bunu aynı mecliste, bu müşteriden peşin ve ucuz satın almaktır. İkinci semen ayn, yani peşin olduğu için, böyle satışa, (Iyne satışı) denildi. İki semen, önceden kararlaştırılıp şart edilirse, sözbirliği ile haramdır. Önceden şart edilmezse, Şafii’de caiz olur. Müşteri, bu malı aynı mecliste, başkasına satarsa, caizdir. Hadîs-i şerifte, (Iyne satışı yaparsanız ve cihadı terk edip, ziraat ile uğraşırsanız, Allahü teâlâ sizi zelil eder. Dininize dönmedikçe, bu zilletten kurtulamazsınız!) buyuruldu. Bu hadîs-i şerif, haram olan Iyne satışını bildirmektedir. Eshâb-ı kiram, helal olan Iyne satışı yapardı. Meselâ, bir zengin, ödünç isteyen bir fakire, bir malı ikibin liraya veresiye satar. Başkasını gönderip, bu da kendi için o malı fakirden bin liraya peşin alır. Sonra zengine bin liraya satıp, fakiri zengine havale eder. Zengin de, kendine havale olunan bin lirayı fakire öder. Günü gelince, fakirden iki bin lira semeni alır. Böyle satışı, Resûlullah emir buyurmuştur. (Kâdîhân)da yazılıdır). (Tam İlmihal s. 826)

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

12 Haziran 2025 Perşembe

* Ödünç vermede borçlunun alacaklıdan mal satın alması

12 Haziran 2025, Perşembe

Ödünç vermede borçlunun alacaklıdan mal satın alması

Sual: Ödünç verirken şart edilmediği hâlde, borçlunun, sonradan yüksek fiyatla, alacaklıdan mal satın alması caiz midir?

Cevap: Ödünç verirken şart edilmediği hâlde, borçlunun, sonradan yüksek fiyatla, alacaklıdan mal satın alması caiz ise de, mekruhtur. Şems-ül-eimme Hulvânî haram olur dedi. Fakat, ödünç verme sözleşmesi olmadan önce, mesela bin lira değerindeki kumaşı binbeşyüz liraya satın alsa, ayrıldıktan sonra, tekrar gelip dörtbin lira da ödünç alsa, caiz olur ve satana beşbinbeşyüz lira borcu olur. Hâlbuki borcu beşbin olmak lâzımdır. (Dürr-ül-muhtâr)da diyor ki, böyle muameleye yüzde beşden fazla olmamak şartı ile caiz olur denildi. Yüzde beşden fazla farklı ödünç verirse, yani ödünç vermeden önce, (Muamele) ile, satacağı malın fiyatı, ödünç verdiği paranın, yüzde beşinden fazla olursa, haram olur ve böyle ödünç veren hapis olunur. İbni Âbidîn “rahmetullahi aleyh” (Dürr-ül-muhtâr)ın bu satırlarını geniş açıklıyor. Sultanın emri ile, yüzde onbeşe kadar muamele ile satış fetvası verildiğini, buna caiz diyen âlimleri ve büyük fıkıh kitaplarını bildiriyor. (Bezzâziyye) fetvasında, sarf bahsinde diyor ki, (Ribh ile ödünç isteyen muhtaç kimse, buna bir malı on liraya satsa ve teslim etse, ödünç verecek olan da, bu malı, sonra o kimseye on iki liraya satsa caiz olur. Satışı, ödünç verildikten sonra yapmak iyi olur. Mal, ödünç verenin ise, bunu ödünç isteyene, dilediği bir müddetle, mesela oniki liraya, veresiye satar. Malı teslim alınca, üçüncü kimseye on liraya satıp teslim eder. Bu kimse, ödünç verene on liraya peşin satıp, malı buna verir. Aldığı on lirayı, ödünç isteyene vererek borcunu öder. (Bahr)de diyor ki, (On lira alacağı olan bir kimse, belli zaman sonra onüç lira almak isterse, borçlusundan bir malı bu on lira karşılığı satın alıp, malı kabzettikten sonra, belli zaman sonra ödemek üzere, ona onüç liraya satar). (Tam İlmihal s. 826)

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

11 Haziran 2025 Çarşamba

* Satış parasını vaktinden önce almak

11 Haziran 2025, Çarşamba

Satış parasını vaktinden önce almak

Sual: Satış parasının bir kısmını, vaktinden önce almak için, geri kalandan vaz geçmek caiz olur mu? Ödünç verirken veya verdikten sonra, alacağının taksitler hâlinde ödenmesine razı olmak caiz midir?

Cevap: Abdülvehhâb-ı Şa’rânî “rahmetullahi teâlâ aleyh”, (Mîzân-ül-kübrâ) kitabında diyor ki, (Dört mezhepte de ödünç vermek müstehabtır. Belli bir zaman sonra alacağı satış parasının bir kısmını, vaktinden önce almak için, geri kalandan vaz geçmesi caiz değildir. Bir kısmını vaktinden önce alıp, geri kalanı, vaktinden sonra, başka vakte bırakması da caiz değildir. Vaktinden önce, bir kısmını aynen, gerisini de, başka şey olarak almak caiz değildir. Vakti gelince, bir kısmını alıp, geri kalanı, başka vakte bırakması veya vaz geçmesi caizdir). Peşin olan satış semeni için, yarısını şimdi (veya yarın) verirsen, gerisi bir sene sonra olsun demek caizdir.

Ödünç verirken veya verdikten sonra, alacağının taksitler hâlinde ödenmesine razı olmak caiz değildir. Taksit ile, uzun zamanda ödenmesini kabul eden alacaklı, bu sözünden vaz geçebilir. Hepsini birden peşin isteyebilir. Borçlu, elinde taksitle ödeyeceğini bildiren senet olduğu hâlde, gücü yeterse, hepsini birden ödemeğe mecburdur. Borçlu bir kısmını inkâr ederse, mümkün olanı belli zamanda almak caiz olur. Mehr-i muaccelin de tecili caiz değildir. Kadın veya vârisleri, hepsini hemen alır. Borçludan kefil istemesi ve kefilin belirli tarihlerde taksitlerle ödemesi caizdir. Büyük âlim Hayreddîn Remlî hanefî “rahmetullahi teâlâ aleyh”, (Fetâvâ-i Hayriyye)de diyor ki, (Zimmî zimmîye elli lira ödünç verip, faizi ile birlikte ellibeş lira alsa, beş lirayı geri vermesi lâzımdır. Çünkü, faiz her dinde haramdır.) (Tam İlmihal s. 825)

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

9 Haziran 2025 Pazartesi

* Ödünç verirken, Maliki mezhebini taklit etmek

9 Haziran 2025, Pazartesi

Ödünç verirken, Maliki mezhebini taklit etmek

Sual: Ödünç verirken alacağını belli tarihte alabilmek için maliki mezhebi taklit edilebilir mi?

Cevap: (Eşbâh)da diyor ki: (Ödünç verirken, senede ödeme tarihi koyabilmek yollarından biri de, Maliki mezhebini taklit etmektir. Maliki mezhebinde, ödünç verirken, ödeme zamanının bildirilmesi lâzımdır). (Mîzân-ül-kübrâ)da diyor ki: (Maliki mezhebinde, ödünç verilen malı ve satış semenini, ödeme zamanından önce veya sonra isteyemez. Zamanında istemesi lâzımdır). Fakat, başka mezhebi taklit etmek, ancak, sıkışık durumlarda caiz olur. Taklit edilen mezhebin bütün şartlarını öğrenip bunlara uymak lâzım olur. (Beydâvî)nin (Şeyhzâde) haşiyesi, birinci cilt, 590.cı sahifesinde diyor ki, (Âyet-i kerimedeki müdayene yani borçlanma kelimesi, muamele yani bey’ ve şira demektir. Bu da, dört şekilde olabilir: Ayn’ı ayn’a satmak (ayn; hazır bulunan veya belli bir mal), müdayene değildir. Deyn’i deyn’e satmak da, bâtıldır (deyn; hazır ve mevcut olmayan mal). Ayn’ı dey’n karşılığı satmak, bildiğimiz veresiye satıştır. Deyn’i ay’n karşılığı satmak, (selem)dir. Bu iki satışta, deynin belli vakitte ödenmesi için senet yazılır. Ödünç vermek, bu iki satışa dahil değildir. Ödünç vermekte, belli vakit bildirmek, Hanefide caiz değildir.) Vakit bildirilirse, faiz olur. Bir vakte kadar ödünç vermek caiz olmadığı gibi, bu vakti beklemeden, alacağını istemesi caizdir. (Tam İlmihal s. 825)

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

8 Haziran 2025 Pazar

* Ödünç verirken, zaman tayin etmemelidir

8 Haziran 2025, Pazar

Ödünç verirken, zaman tayin etmemelidir

Sual: Ödünç verirken, zaman tayin etmek caiz midir? Belli tarihte ödünç verdiğini alabilmek için ne yapılabilir?

Cevap: (Hamza efendi risâlesi şerhı) ellidokuzuncu [59] sahifesinde diyor ki: (Ödünç verirken, zaman tayin etmemelidir. Çünkü, zaman tayin ederse, malı, misli ile veresiye satmış olur. Bu ise faiz olur. Senede ödeme tarihi koymamakla, ödünç veren verdiğini geri almak hakkına her zaman malik olmakta, belli bir zamanı beklemek zorunda kalmamaktadır. Zaman tayin etmeksizin ödünç vermeli ve arzu ettiği zaman isteyip geri almalıdır. Cahillerin, ödünç verilen şeyin ödenmesi istenirse, sevabı kalmaz demeleri, doğru değildir. Kalp kırmayarak, başa kakmayarak, hakkını istemek caizdir. Kalp kırmak, ayrı bir günahtır). Ödünç alan kimse, vereceği bonoya ödeme tarihi koymamalıdır. Bir şey satın alan kimsenin vereceği bonoya ödeme tarihi koyması lâzımdır. Ödünç verdiği parayı geri alabilmek için, senette ödeme tarihi bulunmak icap ediyorsa, ödünç vereceği kimseden kefil ister. Kefil ile, belli bir zamanda ödenmesine kefil olması için anlaşır. Meselâ, kefilden, ödeme tarihi belli bono alır. Borçlunun da kefilin ödemesi lâzım geldiği zaman ödemesi caiz olur denildi. Fakat kefilin o zaman ödeyip, sonra borçludan alması daha iyi olur. Yahut, borçlu, borcunu kendine borcu olan birine havale eder. Havale olunanın borcunun ödeme zamanı, belli ise, alacaklıya da o zamanda öder. Belli zamanı yoksa, alacaklı havaleyi kabul eden ile, belli bir zamanda, ödemesi için uyuşur. Bunun borçluya borcu yoksa, borçlu, belli zamanda ödemek üzere buna borçlandığını bildirir. Yani bono verir. İki borç da aynı tarihte ödenir. Fakat, burada borçlu, ödeme senedini alacaklıya vermiyor. Havaleyi kabul edene veriyor. Alacaklı, ödeme tarihi yazılı bononun kendisine verilmesini isterse, ödünç vereceği parayı, emin olduğu bir arkadaşına hediye eder. Bu da bu parayı, ödünç isteyene verir. Borcunu para sahibine havale etmesini söyler. Para sahibi havaleyi kabul ederek dilediği ödeme tarihli bono yazıp, arkadaşına verir. Borçlu da para sahibine aynı tarih yazılı bono verir. Sonra, havaleyi alan, alacağını arkadaşına hediye ederek, bonosunu geri verir. Yahut ödünç isteyene, ödünç vereceği kadar fiyatla ucuz bir şeyi veresiye satar. Ondan bu satış için belli tarihli ödeme senedi alır. Sonra bu şeyi aynı fiyatla, peşin olarak, ondan geri satın alır. (Hadîka)da, altıyüzyirminci [620] sahifede diyor ki: (Bir kimsenin, ödünç vereceği kimseye, hatta bir kağıt parçasını bin liraya bile satması caizdir. Mekruh değildir). (Tam İlmihal s. 824)

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

7 Haziran 2025 Cumartesi

* Ödünç vermek, çok sevabdır

7 Haziran 2025, Cumartesi

Ödünç vermek, çok sevabdır

Sual: Ödünç vermek ne demektir? Ariyet vermek ile ödünç vermenin farkı nedir?

Cevap: Ödünç vermek, yani (Karz-ı hasen) çok sevabdır. Çarşıda misli, yani benzeri bulunan her şeyi, belirsiz bir zaman sonra, misli geri verilmek üzere vermeğe, (Karz-ı hasen) denir. Ödünç vermek, icap ve kabul ile [aldım, verdim gibi sözleşme ile] sahih olur. Bir altın ödünç alan, bir altını öder. Değeri değişti diyerek önceki veya sonraki değerde gümüş veya kağıt lira veremez. Bunlar yerine altın da veremez. Alacaklı kabul ederse caiz olur. Bir kimse gücü var iken borcunu ödemezse, alacaklı veya başkası, bundan zor ile alabilir. Borç ödenince, senet, borç verenin mülkü ise, ödendiğini bildiren vesika verir. Ölüm hastasının çok alacaklısı varsa, hepsine taksim eder. Borçlu, yüz liralık senedimi ver, sana doksan lira vereyim dese, alacaklı senedi istemeyerek verse, on lira daha isteyebilir. Züyuf, yani altın ve gümüşten başka para, mesela kağıt lira ödünç verdikten sonra, o kağıtların kıymeti kalmasa, İmameyne göre, teslim ettiği zamandaki kıymetinde altın veya bu kadar altın karşılığı geçer akça ile ödenir. Kıymeti değişirse, Ebû Yûsüfe göre, yine böyle olduğuna fetva verildiği, sarf kısmında yazılıdır. Hacim (ölçek) ile, vezin (tartı) ile ölçülen her şeyin kıymetlerinin değişmeleri de böyledir. Bir kimse, birindeki alacağını, buna borcu olan başkasından isteyemez. Ev, dükkân, hayvan, elbise gibi kıyemi olan, yani misli bulunmayan şeyleri ödünç vermek fasittir ve hemen geri vermek lâzımdır. Kullanılması haram olur. Satması, haram ise de, sahih olur. Çünkü, kabzetmekle mülkü olmuştur. Ödünç alınan kıyemi şeyin kıymetini ödemek lâzımdır. Ahmet’e yüz lira borcum var diyenin borçlu olduğu anlaşılmaz. Ne sebeple, nasıl borçlandığını da bildirmesi lâzımdır. Ariyet diyerek verilen mal, ödünç verilmiş olur. Zaten ödünç vermek, ariyet vermek demektir. Ariyet, bir malı, kullanmak için vermektir. Malın kendi geri alınır. Ödünç verilen mal ise, geri alınırken, misli satılmış olup, semen alınmış olur. [(Mecelle)de diyor ki, (Ariyet), ücretsiz olarak kullanmak için verilen mala denir.] Al, sarf et diye verilip, hediye olduğu söylenmeyen para, teslim edilince, ödünç verilmiş olur. Al, giy diyerek verilen elbise, hediye olur. (Tam İlmihal s. 824)

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

Radyo

Huzura Doğru
TV

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com